TÜ Yazan: GCerhart Ellert RRLER ROMA KAPILARINDA —ü - 16 / 12 /935 Çeviren: Arif cmn Attilâ: Romaya Karşı Harbetmek - İçin Bir Hün Olamam, Dedi «Attilâ, gönderdiğin haber beni hem hayrete düşürdü, hem de mem- Nün etti. Seninle hoşnutsuzluk içinde veda ettiğim için hakkımda bu kadar samimiyet beslemekte olduğunu doğ- rüsu bilmiyordum. Devletinde olup biten değişikliklere dair Zerkon tara- findan verilen haberleri çoktan beri i- Şitmiştim. Roma, komşularını dikkat- le gözetliyemiyecek kadar ihtiyarla- mış değildir. Avrupanın şimalini ve şarkını ele geçirdiğini biliyoruz. Bu işleri başar - mak kâfi derecede ağır olduğundan, Romadaki hâdiseleri ve bana karşı çı- karılan müşkülâtı da takip edebilmek için vakit bulunmasına çok hayret et- ,tim, Bu müşkülâta gelince, onlar tara - fimdan balledilmiştir. İmparatar Va - lentinian nezdinde gene eski mevkiimi tutuyorum. Fakat iş böyle olmasaydı bile, sen gene bana yardım edemez - din. Çünkü Hünlerle beraber Romaya karşı harbetmek için ben hiç bir zaman Hün olamazdım. Roma bana karşı nankörlük etse bile, ben gene Romalı ım. Ben bunu sana bir kere daha söy- lemiştim, Attilâ; sakın unutmuş olmı- Yasın? Sendeki şeref hırsı garbi Roma devletinin hudüdunu tehdit edecek ©- karsa her hangi bir millete karşı olduğu gibi sana karşı da harbeder ve muzaf- | fer olurum. Dostum Attilâ, bu sözleri sana Ae- tiüs değil, Roma İmparatorunun Ma- gister Militamu (1) yazıyor. Aetiüs ise gösterdiğin dostluktan dolayı sana minnettardır ve bu dostluğa mukabele etmek ister. Fakat, o başkumandan, ta- lihin bir gün bizi hasım olarak karşı karşıya getirmesi ihtimalini gözönünde bulundurmağa mecburdur. Aranızda geçirdiğim günlerin hatı - Tası olmak üzere Zerkon ile gönderdi- ğim yüzüğü kabul eder misin? — Nale Attilât..» Aetiüsün Yüzüğü Attilâ elindeki mektubu hiç durma- dan mırıldanarak sonuna kadar oku - Muştu. Sonra, sesini değiştirmeden: — «Yüzük nerede?» diye sordu. Cüce, göğsüne asılı duran bir deri keseyi meydana çıkardı ve açtı. Etrafı altm kaplı bir zümrüt yüzük yeşil bir göz gibi parıldadı. Attilâ onu yavaşça Pparmağına taktı. Elini göz hizasına ka- dar kaldırarak yretti. Bunu yaparken: — «Romaya karşı harbetmek - için hiç bir zaman bir Hün olamam» söz - lerini tekrar etti. Ve sonra elini indir - di: yüzüğü se — «Talihin bir gün bizi hasım ola - Tak karsı karşıya getirmesi — ihtimalini göz önünde bulundurmağa — mecbu - ruz!..» sözlerini tekrar etti. Cüce yavaşça kalktı. Elindeki meşa- leyi söndürdü, dikkatle kanapenin üs- tüne çıkarak sonuna kadar yanmış o- lan ve çadırı yakmak üzere bulunan di- ğer iki meşaleyi de söndürdü. Steplerde Harbeden Kim? Sonra sahibinin yanına gitti, önünde diz çöktü ve çenesini onun dizine da- Yadı. Gözlerini uzaklara dikmiş olan Attilânın yüzüne bakarak : — «Tanyü!» diye fısıldadı. Cüce, bir vakitler Kraliçe Kerkanın Söylediği şu şarkıyı hatırladı: «Tanyü şarktaki büyük seddin ar- lan güneş doğuyor. O seddin önünde harbeden kim? Bataklıklar arasındaki dar yollar- 'dan bir kumandan askerlerini sevke- (l) Beşkumandan Prenses Honoryanın Attilâya — gizli olarak gönderdiği adam: Haremağası | Krizafyüs diyor. Bdalılıb]a arasından atını süren' 0 bddllık'ud-, steplerden, gol- lerden geçip gidiyor. O çöllerden korkmıyan kimdir?» Cücenin ince çatallı sezi göze görün- miyen ruhların ağzından çıkıyarmuş | gibi bir tesir bırakıyordu. Fakat Atti- lâda hiç bir hareket görülmedi. «O, güneşin battığı tarafa, garp- taki denizlere kadar gider. Hiç bir hudat tanımıyan o adam kimdir?» Bu aralık cüce başını kaldırdı ve gö- zü Attilânın gözüne ilişti. Kral, mana- sını anlamak kabil olamıyan ıztıraplı bir bakışla bir iki saniye ona baktı. Sonra Attilânin yüzü gene hali ha- zıra yakın olan tabil halini aldı. Lâkayt bir tavırla: — Zerkon, söyle Krizafyüsü ge - tirsinler emrini verdi. — S gtik Prenses Honoryanın Gönderdiği Adam Hadımağası çadırdan içeriye girdiği |zaman benzi kül gibi solmuştu. Çünkü kralın emrini yerine getirmek için onu |uykudan uyandırmışlar ve palas pan - dıiras çadırın önüne getirmişlerdi. Kri- zafyüa elbisesini alelâcele arkasına ge- | çirmiş, saçlarını bile düzeltmeğe vakit | bulamamıştı. Şimdi kıyafetsiz, intizam- sz bir halde Hün kralının huzuruna çı- İkıyordu. Acaba Attilâ hadımağasının İsöyliyeceği şeyin farkına mı varmıştı? (Arkası Vlr) BU HAFTA L Borsada İÇ.NDE NELER DUYDUK? Yapağı: Hafta içinde yapağı üzerine mua- mele olmamıştır. Mermleketimizde bloke paralarına mu - kabil mal almak için tetkikata gelen Fran - bir miktar yapağı ve tiftik nümuneleri de ahp memleketlerine gitmişlerdir. Bir Fran- sız fabrikası randıman garantisi ile 25 ton kadar yapağı almıştır. Bundan maada ya- pağı üzerine piyasada iş olmamıştır. Tiftik : Fiatlar geçen haftaya nazaran |bir iki kuruş noksandır. Bravfordda mevcut stok mallarımızdan bir kısmı satıldığından |bunun yerini doldurmak üzere memleke - timizle eskidenberi iş yapan büyük bir ma ilk defa olarak 70 kuruş yirmi santim- den 20 ton Ankara malı tiftik almışlardır. Almanlar ise tercihan beyaz mallar al - maktadırlar. Geçen hafta içinde 300 balye Kastamonu malı 76 kuruştan, 220 balya beyaz Tosya malı 68 kuruş 64 santimden ve 200 balya kadar oğlak 77 kuruş ile 81 kuruş arası satın almışlardır. Bundan maa- da 120 balyahk ufak bir parti deri mah da 56 kuruş ile 58 buçuk kuruş arasında gene Almanlar tarafından satın alınmıştır. Buğday : Geçen hafta iptidasındanberi gevşek giden piyasa, son iki üç gün içinde Anadolu ve Trakyadan müvaridatın kesil - mesi üzerine hararetlenmiş ve fiatlar da ha- fifçe yükselmiştir. Bir hafta içinde Anadaludan 600, Trak- yadan 168, ve muhelif limanlardan da 2907 ton olmak üzere ceman 3675 ton buğday gelmiştir. Ziraat Bankası da hör gün 400 ton kadar mal arzetmişse de fiatları pi- yasa fiatından daha fazla olduğundan sa - tış yapamamıştır. ile sekiz buçuk, 12 ve 15 çavdarlı yumu - İşaklar 6.15 ile 6 buçuk, ekstra beyazlar 7 kuruş on beş para, 15 çavdarlı beyazlar 7. |Bahkesir sertleri de 7 kuruştur. Bu hafta Trakyadan sert buğday gelmemiştir. Yalnız Marmara ve Trakya sertlerine alivre olarak 6 buçuk kuruştan talep varsa da bu fiatlar az görüldüğünden satış olmamıştır. Arpa : Anadoludan mal gel—uıemekl"hr at ÇEK DEFTED.NE IMZA TAN BÜYÜK EL OLACAKTIR. #z heyeti bazı ihracat mallarile beraber Fiatlar: Pulatlı malları 8 kuruş on para Yalnız Diyarıbekir hattının açılması üzerle ne ilk defa olarak beş vagon kadaf arpa yükenmiş ve bugünlerde limanımıza gel « mesi de beklenmektedir. Diyanbekir arpa « larının piyasada tutulacağı ümit edilmekte- dir. Bu mallar cina itibarile sert okluğun » dan kırmacılar tarafından yemlik olarak kullanılacaktır. Anadolu dökme 5 kuruş on para, Trakya çuvallı iskele teslimi de 5 ku« ruş on paradır. Misir : Geçen haftaya nazaran fiatlarda yirmi paralık bir düşüklük vardır. Bandırma çuvallı 5 buçuk, Trakya $ on beş para, Adapazan malları da beş kuruş “Jon paradır. Susam : Piyasa isteklidir. Hariçten 16,50 kuruştan talep vaki olmaktadır. İç piyasa 17,50 kuruştur. Durum sağlamdır. Fındık, ceviz : Mevsim sonu yaklaştı « ğandan piyasa gevşemeğe başlamıştır. Bu- nunla beraber Almanyadan Seyfhamburg dan 56 kuruştan talep varsa da bu fiatlar İstanbul piyasası mucibince 52 kuruş kadar tuttuğundan satış olmamıştır. Dahili fiatlar Levant 53, Kiresun malı 54, kabuklular da 24 ile 25 kuruştan mua« mele görmektedir. Ceviz : Bu mal dahi fındık piyasası gibi isteksizdir. Kabuklular 10 ile V1 — kuruş İçeviziçi naturel harman da cinsine göre 28 kuruş ile 32 kuruş arasındadır. — y*r KAR GiBi BEYAZLATIR Çok mühim Erkek ve kadın farkı yok Ademi İktidar, belgevşekliği ve dermansızlığa karşı Alman- ya'da kâin Stâö Hormona A, G. fabrikasının GLANDOKRATİN'İ kullanmak en emin ve müesari çaredir.| Her evzanede kutusu £00 kuruştur, Türkiye acentası: ZAMAN #cza deposu: İstanbul h üferrih Kidevi Barsakları Temizler Mazon ve Botton eoza deposu, Deposut Hehçekap , İş Bankası ark ain a 12 Noi MAZON markasına dikkat Aç kara aa bir kahve kaşığı « w ikta Kabızlığı def'eder Yemıklerden birer saat sonra h raa Hazımsızlığı mide ekşi « ve yanınalarını — gideni. Ağı: iki tatsızbığı ve kokuyu İzale eder.