16 Birinci Kânun : Resimli Makale Hergün Yazı Çok Olduğu İçin Bugün Konamadı Kayıp Veznedar | Ü Öldürülmüş (Baş tarafı 1 inci yüzde) | Yapılan yüzleştirmeler şüpheleri artırmış, nihayet dün akşama doğru | ortada bir cinayet olduğu hakikati meydana çıkarılmıştır. İfadeleri a - hnanlar arasında lokanta sahibi Mehmetle beraber oturan Bayan Mükâfat ta vardır. Ben biliyorum Dün bir arkadaşımız Pangaltıda Poyraz sokağındaki 24 numaralı e- ve giderek Bayan Mükâfatla görü- müştür. Bayan Mükâfat arkadaşı - mızın suallerine doğrudan doğruya cevap vermekten çekinmiş, ihtiyatlı bir lisan kullanmıştır. Bayan Mükâ. fat arkadaşımızın: — Bütün şüpheler Abdullah üze - rinde toplanıyor sizin fikriniz ne - dir? Sualine Bayan Mükâfat: — Bilmem. — Abdullah fakirdi. Veznedarla beraber gelip beraber gitmişlerdi. Yapıp yapmıyacağını bilmem ama... Cevabını verdikten sonra bir ara- hık duraklamış ve sözlerine şöyle devam etmiştir: — Ben biliyorum. Bunu başkala- ları yaptı. Dün konuştuk. Anlattı - Bu sırada lafa karışan ev sahibi Anastas, Bayan Mükâfatın daha Ffazla söylemesine mâni olmuştur. * Bütün alınan ifadeler ortada bir tinayet olduğu şüphelerini takvi - ye etmiş, Abdullah dün yeniden sıkı bir surette istiçvap edilmiştir. Bu is- tiçvap neticesinde bütün kaçamak yollarının kapandığını gören Ab - Mullah nihayet kara haberi ağzın - dan çıkarmış,ve: — «Veznedar Hüseyin öldürül - Müştür.» demiştir. Cinayet Nasıl İşlendi? Bundan sonra Abdullah bütün hakikatleri itiraf ederek, zavallı Wweznedar Hüsnüyü, karanlık bas - htıktan sonra, iki arkadaşile birlikte Ayazağa taraflarına götürdüklerini we orada öldürdüklerini anlatmıştır. | Ceset Aranıyor İka edildiği, failler arasında daha baş- | İ Bunun üzerine dün zabıta memur- | ları Abdullah ile birlikte Ayazağa bulunup bulunmadığı araştı- | Tılmaktadır. | çiftliğine giderek ölüyü araştırmağa bıılımıılırdır. Gece geç vakte ka - . ; İsif hâdise çıkmaması için kardeşi Kâzı- | . Zabıtanın faaliyeti sayesinde bütün v kolundan tütarak köy odasından dı.| dar süren araştırmalarda cesedi bul- a pofdeunıııonuhn kalkacağı ü « şarı çıkarıyor. üt edılmek?bdır. | Asıl hâdise bundan sanra — oluyor.| Naşit Usta Nerede? |Muhtar Zeynelin yolunu bekliyen Kâ -! Evvelki gün Mehmedin dükkânında —— —— ton defa yapılan sraştırmada her gün Bugün Mehmedin amcası ve Abdul. Gençlikte bir ailenin ne büyük bir yük olduğunu düşünmeden | evleniriz. Kazancımızı, iştikbalimizi düşünmeden birbiri ardın- | ca dünyaya evlât getiririz. Sonra ufak bir felâket, bir hastalık, bir işsizlik yalnız bizi değil, bütün ailemizi sokağa düşürür. Sokakları dolduran sefiller ekseriyetle bu, düşünmeden yapılan evlenmelerin mahsulüdür. — İki Cani Kardeş - İki Kişinin Hayatına Mal Olan .Cinayet Naşıl İşlenmiş? P | $ '" 4 A İ İki cani kardeş: Kâzım ve İbrahim İzmir 13 (Özel) — Ağır ceza mah- zımla kardeşi İbrahim tabanca ile ken- kemesi Naldöğen köyünde iki kişinin & - | disine ateş etmeğe başlıyorlar. Bu sıra- lümile neticelenen karışık bir cinayet | da Zeynel ağır surette yaralanıyor. İki davasına bakmağa başlamıştır. Hâdi - | kardeşi bir cinayetten menetmek istiyen senin tafsilâtı şöyledir: Aziz de ağır surette yaralanıyor. İkisi — Naldöğen köyünde Kâzım isminde | de yarım saat fasıla i birinin bekçi Haydardan on lira alacağı |— Suçluların iddiasına göre bu cinayet- var.. Bu paranın ödenmesine Naldöğen 'te onların zerre kadar alâkaları yok- muhtarı Zeynel kefil olmuştur. Kâzım tur, Muhtar Zeynelle Aziz, muhtar köy odasına giderek Zeynelden alaca-namzedi Fevzinin dükkânından atılan gının tahsil edilip edilmediğini sormuş, | kurşunlarla öldürülmüşlerdir. tahsil edilmediğini öğrenince muhtarla | Mahkeme, hâdiseyi gören Ali oğlu Kâzım arasında bir âğız kavgası başla- İbrahim isminde bir şahidin celbi için muştır. |talik edilmiştir. Kâzımın kardeşi İbrahim bir mücs-| Yurttaş ! Birikmiş paralarına en çok, geliri, devlet tahvilleri getirir. Ukual ekonami ve arttırma kurumu İSTER mak mümkün olamamıştır. Araştır- Malara devam edilmektedir. Cesedin, cinayetin ikaından son - ra başka bir yere sürüklenmesi ve Yahut o taraflardaki köpekler tarafın- Gan parçalanması ihtimalleri de ileri sü- tülmektedir , Esrar perdesi henüz tamamiyle ay - Mükkânda yatan Naşit usta bulunma - Üi yi SAN eee İNAN İSTER komşularına tenbih edilmişti. HEŞELAME ün A bi Bit Bi akrübün olam:Neşkt veta dün-d0!| Mersi molamın buşillerdi Balirlür söçü. Önee Tramveylama Meydanda yoktu. Civarada çalışan- bir | *rkadan binilip önden inileceğini emretti. Bu emir bir çok gü- İPiee güreom baza: yanları'sözlüğii || SEEEler ee Haklürler gkarınca Ves SÖGN Gcedi Ge tamvaya *— Bugün çırak Mustafa geldi. Dük- || Yi sekiz kişiden fazla insanm giremiyeceği emri verildi. İtana anabtarını birakti. Ustalarım ge-i| — İttanballılar için tramvayda rebat gitmek bir idealdir. Fa> Ürün: «Mustafa İstanbulda bir iş bul <| Yt bu kenlin tahakkular ancak idanbulda nakliya vantaları. Muş, oraya gitti söyle, diyerek anahtarı buraktı, Fum.» tır Cinayetin ne sebeple ER SN GEL İSTER İNAN İSTER SON POSTA H Aile Yüküğ Evlenmek zaruridir, lâzımdır, faydalıdır. Fakat vaktinde ya- pılmak şartile, Evlilik bir yüktür ki, omuzlarımızda bu yükü ta- gıyacak küdreti düymadıkça evlenmek cesaretinde bulunma- malıyız. Çünkü bu yükün altında hem kendimiz, bem de | mes'uliyetini üzerine aldıklarımız ezilirler, Bağışlanan Gayrimenkuller Finans Bakanlığı Önemli EFir Tamim Gönderdi Ankara, 15 (Özel) — Bağışlama suretiyle vaki olan gayri menkul em - val intikallerinde ne şekilde hareket edileceğine dair finans bakanlığı tara- fından alâkadarlara önemli bir tamim yapılmıştır. Bu tamimde şu kayıtlar vardırı Bağışlama suretiyle temlik — edilen gayri menkul mallar, tapu idarelerin - ce tescil edilmedikçe kanunen iktisap edilmiş sayılmaz.. Bu gibiler için bağışlanan gayri menkulün tapuca tescili ile başlayan tesahüp tarihinden itibaren alâkalı - lar tarafından bir ay zarfında beyan - name verilecektir. Bu kabil gayri menkuller, bağışla - nan şahıs tarafından ahara devir. ve ferağ edilmedikçe tahakkuk etmiş vergilerinin üç sene zarfında, müsavi taksitlerle ve bina vergileriyle birlikte tahsil olunması lâzım gelir. Devlet Kitaplarının Satışları Ankara, 15 (Özel) — Alman ha -| |berlere göre devlet kitapları hesapla- rını tetkik için bir hesap talimatna - mesi hazırlanmaktadır. Bu talimatnameye göre devlet ki - tapları satıcılara, satıcı payı verilmek suretiyle sattırılacaktır. Tütün, İncir, Üzüm ( Söz.n Kısası_-x İstanbullular Ne Buyururlar ? Ek -Ta Dünkü gazetelerde şu basit havadi- si okudum: «Erzincan kültür direktö- !rıı Bedrinin başkanlığı altında topla- nan Çocuk Esirgeme Kurumu, kimse- siz çocukların yiyecekleri için gelir kaynakları bularak, geçen sene besle- İnen yüz elli çocuk sayısını iki yüze Bu çocuklara, lokanta - |dan parasız sıcak yemek yedirilecek |ve elbise yaptırılacaktır.» | Siz Erzincanı bilir misiniz? Fıratın üzerinde bir şahin yuvası gibi, bu şi- rin Türk kasabasının nisben ve hissen asil ahalisi, İstanbulun nüfusuna nis- betle yirmide birden de belki aşağıdır. Öyle iken, bizim burada başarama- dığımız bir işi nasıl bir gayretle başar- miş olduklarını işte — görüyorsunuz. Erzincanda ne bir tahtada yüz binler- le lira vuran mütcahhitler, ne sene so- İnunda blânçosunu dört, beş haneli Halmkalü Kaprlan Hümlyosik V tüccarlar, ne de ceplerindeki anahtar- İların ağırlığı altında belleri bükülen emlâk sahipleri vardır. Bununla — beraber, Erzincan ilk mekteplerinde aç okuyan çocuk artık kalmamış gibidir. Burada ise, yılbaşı gecesi barlarda şampanyayı dere gibi akıtmak, kumar masasında — şuet aç- mak, metreslerine kürklü mantolar İgiydirmek için, beşer yüzlük banknot- İarı sa göbi barcıyan bir sürü amiğih » lerimiz, Kızılay Kurumunun feryat - larına, gazetelerin neşriyatına aldırış bile etmiyerek, 30.000 Türk yavrusu - nun açıaçına mektebe devam — etmele- rine göz yummaktadırlar. çıkarmıştır, Yakın vakitlere kadar, merhamet, hayırseverlik, Türkün yüksek hasletle- rinden sayılırdı. Görülüyor ki, Anado- lunun içinde bu hasletler hâlâ var; fa- kat İstanbuldan çekilip gitmiş, yok ol - |muştur. İnsan, minimini yurtdaşlarının, aç- lıktan kivrana kıvrana okumağa, adam olmağa çalıştıklarını bile bile, elinde, avucunda bulunan serveti yalnız zevk ve sefahatine, yalnız kendi refahına |harcamak için, beşert duygulardan bü- tün bütüne mahrum olmalıdırlar. | Hamiyetli, asil yürekli - Erzincanlı - |ların, İstanbullulara ibret olmasını ne |kadar dileriz!. İftarlık : | Ondan Al, Ona Verl! Bir Bektaşinin yirmi parası varmış. Ön parasile ekmek almış. Ekmekçi ekmeği ver- dikten sonra, tekrar parasını istemiş. Bek- taşi: — Verdim! demiş. Ekmekçi ise: — Almadım! demiş. Kavgaya tutuş « muşlar. Bektaşi söz anlatamıyacağını görünce, İpeynir almak için sakladığı öbür onluğu da | verip, bakkala gitmiş, Bakkal peyniri verdikten sonra parasını istemiş. Bektaşi. — Verdim ya!l demiş. Bakkal, evvelce alıp unuttuğuna zabip Bu yıl Ege mıntakasında tütün, incir ve| O rak: üzüm mahsulü tamamen saltılmış, ihraç edi- lecek mal kalmamıştır. Mevcut mal ancak dabili istihlâki karşılyacak kadardır. Ege mıntakasında bu ihraç yılı mevsiminde 260 bin çuval incir, SO0 bin çuval üzüm ihraç edilmiştir. İNANMA! nın bollaştığı zaman mümkün — olacaklır. Her sokağından tramvay geçmedikçe, tramvay geçmiyen yelerde otobüsler iş- Mınymhduinmdo—mdmlm ların rahat seyahatlerine imkân yoktur. Bunlar olmadıkça da tramvaylarda izdihamın önüne min mümkün olabileceğine, artık, INANMA! — AA — Peki! cevabını vermiş. Bektaşi bir köşeye çekilip, ekmeği, pey- niri yedikten sonra; — Yarabbil Sen işi biliyorsun. Onluğu ekmekçiden al, bakkala ver de bana gü - nah yazma! demiş. Kar Fırtınası Bir Köylü Soğuktan Öldü Muş (Özel) — Bir kaç gün evvel alış ve. riş için Muşa gelen Hasun kazasına bağlı (Aphi) köylü Badi oğullarından biri kö - yüne dönerken civarda karla mestur Kızıl Ziyaret dağında kar tipisine tutumuş, ken- disini kurtaramıyarak boğulmuştur. Üç gün sonra cesedi balunarak köyüne gölürül « müştür.