Birikmiş | PE Ümitler SÖN POSTA Zavallı Kadın: - Aman Allah, Dostlar! Aklım Gidiyor!., Dedi, Düştü, Bayıldı Sarhoş Koca Yarım Milyonu— Duyunca Rakı Masasına Bir Tekme Savurdu, Karısına Sarılarak: - Aman Allah Melâhat!. Aman Allah Melâhat!. Diye Bağırmağa Başladı Ümit güzel şeydir ve piyango bayileri kadar ümidi ellerinde taşıyan, insanlara gö- türüp teslim eden, onunla omuzbaşı koşan emelekler» den daha iyisi can sağlığı. Bir aralık piyangonun çekilmesi on da- kikalık — fasılaya uğradı. Umumt - bir isti- rahat verildi. — Bu on dakika içinde Asri sinemada konuştuğumuz bayiler neler an- Tatmadılar, ümidin kuvvet ve kudretini ne güzel tasvir ettiler. İçlerinden biri, bir mü- vevi, çetrelil türkçesiler — Siz bunu bizden başkasına sorsaydı « nız, eliniz boş dönerdiniz. dedi. — Hani piyango müdürü bile size bizim anlatacağı- mız kadar güzel hikâyeler anlatamaz e- fendim, iki yıl mı, üç yıl mı ne oluyor?.. Hatırımda değil.. Bir keşidede gene bura- da, böyle numara kaybediyordum. Birden bire kırk yedi bin... diye bir numara söy- lendi. Elimden tahtayı yere attım, defteri- mi çıkardım, numaralarıma şöyle bir ba - kınca, benim sattığım biletlerden biri ol - duğunu anlar anlamaz yerimden fırladım. Yüzüm kıpkırmızı olmuş, elim ayağım titremeğe başlamıştı. Nefes nefese koşarken bu numaranın defterde — kayıtlı duran ad- rTesine de bakıyordum: Cibali, Hacıkadın sokak bilmem kaç nu- Acaba hangisi kazandı? Mara... Aman Allah, kendimi otomobile at. mamla, Unkapanından aşağı, Cibaliye, Ha- cikadın sokağına varmam bir oldu. Oto- Mobilden iner inmez kapıyı çaldım. Allah Allah.. Evin içinde büyük bir gü- rükü... İki kadın sesi cıyak cıyak haykırı - yor. Biri: — Geber, daha beter ol!.. İnşallah te - Beşirinin çivisini ben sökerim!.. diye yırtını- Yor, kısık kadın sesleri: Bu küçük kız gelecek ay belki sizin üÜmidinizi getirecektir Kapıyı bana küçük bir kız açtı. — Git yavrum, annene söyle, piyango - dan iki yüz bin lira çıkmışla de, dedim. Çocuk kızgın kizgin yüzüme baktı — Şimdi olmaz, dedi. Annemle, büyü annem kavga ediyorlar. Yarın gel, dedi. Yavrucak meğerse beni alacaklı sanmı Durur muyum?. Merdivenleri dörder dör - der sıçrıyarak çıktım. Sofada kadınlar dört yana çığlık çığlığa kaçıştılar, Gözüme kar- gı minderden sere serpe olmuş ihtiyar bir kadın ilişti. Ayakta duran ihtiyarın gelinine #iyangoyu söyleyince gözleri şöyle bir dön- dü: — Aman Allah, dostlar, aklım gidiyor, yetişinl. diye şırrrak dedi, düştü, bayıldı. Piyango sözünü işiten kadınlar, başları açık dışarı fırladılar. Hiç kimse bayılan kadına bakmıyor, kimi kolumu, kimi omuzumu, ki- 200 bin lira mı?.. ü kulları!. A, vallahi kav- gadan, sefaletten kurtuldular kadıncaklar!. deyip duruyorlardı. Ben soluk soluğa, minder tizerinde yarı baygın duran ihtiyar kadına #eslendim : — Kalk valde hanım, kalk!. Uyan, sa- na müjdem var!. dedim. Kadın gözlerini açtı, bir dirseği üzerin- de şöyle bir doğruldu, aptal aptal yüzüme baktı: — Haydi artık, kalk. Gelinin ile bera- ber aldığınız bilete 200 bin lira çıktı, de - dim. Kadın birdenbire: — Ayyyy, sahi mi?. dedi, düştü, gene bayıldı. Kısa keseyim, gelini ayılttık, kaynanayı — Ay ayol, Rabbim sen esirge beni, fe- na oluyorum, bir şeyler oluyorum, ay tıka- niyoruml. dedi, gene düştü, bayıldı. * Hikâyeyi dinliyen piyango bayilerinden biri gülüyordu: — Bir de benim başımdan geçen bir hi- kâyeyi anlatayım. Bir yılbaşı gecesi. Gene böyle benim sattığım biletlerden birine ya- vım milyon lira çıkmıştı. Otomobile atlayın- ea soluğu dükkânda aldım, bir gün evvel- den bankadan 50 bin lira ahp hazırlamış, kasama kilitlemiştim. Evin kapısını çalar çalmaz, yukarı kattan kalın, yayık bir ses: — Na #oa00ol.. Kim o0001. Bu vakit hangi cehennem zebanisi bul. diye bir er- kek sesi geldi. Merdivenlerde şıpıtık terlik- ler.. Sonra kapıda dekolte duran bir kadın.. Gözlerine bakar bakmaz dehşetli sarhoş ol- duğunu anladım. Piyango müjdesini söyle- diğim halde bir şey anlamadı: — Yukarı gel. Kocam yukarıda... O -| na — Anlat! dedi. O, öne düştü, ben arka- da.. Nihayet bir odaya girdik.. Âlâ bir rakı masası kurulmuş.. Bay kurulup uzanmış, ağ- zında bir sigara... Bir şarkı tutturmuş: — Bayım, dedim. Size yarım milyon li- ra çıktı, müjdeye geldim. İşte ümide kavuşmuş bır talihli Adamcağız, sarhoş gözlerle şöyle — bir baktı, burnundan sinek kovar gibi elini sal- ladı. Arka arkaya altı defa: — Hmki, Hikkkki.. diye hıkladı. Sonra yerinden bızla sıçrıyarak rakı ma- sasına bir tekme vurdu, komadinin üze Vıindeli gini bir saksıyı yere attı, kapı önün« de sallanan karısına sarılarak şapur şupur (öpmeğe başladı: ı — Aman Allahi. Melâhat!. Aman Al - ÇEDe Kızim, Zebral. Ne yapıyorsun. Kadın | Ayilttik. Cebimde (20) bin lira hazır vardı. lah Melâhat!. diyor, başka bir şey diyemi - tidiyor & yoll, İnsal etl.. diye bağrışıyor * | Paraları da'dste deste çıkarıp minderin ü- |yordu. İçimden; zerine 'yığınta, ibtiyar kadınt «Eh, dedim, kaçırdı. Yarım milyondan Köylüler Kurdu Çukura Düşürerek Avlarlar Kurt Çok Vahşi Bir Hayvandır. Kışın, Bilhassa Saldırıcı Olur Kurt çok ziyan verici bir hayvan ol-|ağırlığına dayanamıyarak çöker ve duğundan her zaman öldürülmesi Iâ- kurt ta çukura düşüp bir daha çıka « zımdır. Avrupa hükümetleri bu muzır maz. Sabahleyin gelip diri diri yakalar- hayvanları bütün bütün ortadan kal - lar. dırmak için çok uğraşmışlar ve netice — Bazı yerlerde de dişli büyük kapan de muvaffak olmuşlardır. Almanya, / kurarlar. Fakat bu âlet pahalıya mal Macaristan, ve emsali mütemeddin olduğu için her yerde kullanılmaz. Bu memleketlerde kurt ancak hayvanat hayvanın dişleri, başı; boynu çok kuv » bahçelerinde görülür. Fakat esefle söy- vetlidir. liyeyim ki mesele bizde hiç de böyle — Karlı zamanlarda insana tesadüf e- değildir. |derse pek kolay yakasını bırakmaz. He- Memleketimizin her tarafında kurt le sürü halinde olursa kurtulmak pek '|vardır. Her sene bir çok koyunlarımızı, / zor olur. Bu aç ve yırtıcı canavarlar a« "|bir iskemleye oturdu, hüngür hüngür ağla- MsLSanmanle a llekez eeei aein Ai aai ADAĞ ae kuzularımızı boğazlar, Koyun - tüccar - ları bu yüzden ehemmiyetli zararlara uğrarlar. Bu hayvan pek bunalmayın - ca insana salmaz, görünce kaçar. Yal - nız kara kış ayları olan kânunusani ve şubat içinde çok kar yağar ve dağda yiyecek bulamazsa köylere, | kadar sürülerle sokulur. O zaman in -| sana salar . | Yirmi otuz sene evvel Kadıköyünde Gazhane tarafında bir. kış gü- nü ekmekçi ve hayvanını yemişlerdi. Üç dört sene evvelki büyük kış içinde. le Erenköy civarındaki mahallele -| re, Merdivenköyünün içine kadar 80 -| kulmuşlar, köyün genç avcıları tarafın- dan bir kaç tanesi öldürülmüştü. Anadoluda köylüler kurtları ya sırf |bunun için besleyip yetiştirdikleri ço - |ban köpeklerine boğdururlar. Yahut kuyuya düşürmek suretiyle avlarlar . Kuyuya hayvanı şöyle düşürürler: İki, iki buçuk metre derinlikte bir çu- kur kazarak bunun Üstünü ince a; dallariyle güzelce kaparlar ve daha üs- tüne toprak serperek çukurun hiç belli olmamasını temin ettikten sonra akşam |vakti onun üstüne büyükçe bir et par « |çası, veya bir hayvan lâşesi takarlar . | Gece kurtlar gelip et veya lâşeyi ye- mek için çukurun üstüne çıkınca dıllııf hayır kalmadı!» Fakat 6 dönüp bana da sarıldı: — Yaşa ulan!, Hizır misin bel, Otur şu- | raya dedi. | Paraları önüne yığdığım zaman büsbütün | coştu. Bekçiyi çağırdı. Eline bir yüz H"hki sıkıştırdı: | | — Git, rakı, meze, ne alırsan al, gel! dedi. Bana da kadeh kadeli rakı ısmarlıyor- | muş gibi paraları veriyor: — Al, allasen, vallahi darılırım al!. He- Tâl olsun! diyordu. O gece sabaha kadar be- ni bırakmadılar, içtikçe sızıyor, paralara baktıkça ayılıyorlardı. * Kısa boylu bir bayi de şu kıza hikâyesini | Şanlattı: — Efendim, ben de büyle bir 250 bin hibinin evine gittiğim zaman haciz me - murlarile karşılaştım. Bir odada kadınla ço- cuklar ağlaşırlar, bir odada kayınvalde dua- lar okuri duürür. 1000 Kiralık bir borçları varmış. (6) senedir veremiyorlarmış. Bit- tabi netice haciz. Hem evlerini, hem de bütün eşyalarını kaybedip sokakta kalacak- lar. Adamcağız da aksi gibi — işsiz.. Müj- deyi — verince zavallı yüzüme uzun w zun, derin derin baktı. Sonra gitti, mağa başladı. Hani bu, büyük kederden | sonra gelen büyük sevincin tesiri olacak !.. İşte ümit insanlara her zaman, her de - şehirlere , donup tutmayacağı için damın etrafını sarıp arka ayaklariyle karları iterek tozlandırarak bunaltır lar, ve sersem, halsiz bir vaziyete dü- şürünce hücum edip yemeğe başlarlar. | Elde silâh bulunsa da tehlike var - dır. Çünkü öyle tipi günlerinde eller silâhı çabuk AŞ üi a “ $İP L doldurmak kolay bir iş deği Hem bir sürüden beş on kurt öldürülse bi le diğerleri salmakta devam ve inat e- derler. Önlerinden kaçıp kurtulmak müm « kün değildir. Zaten karda koşulmaz, hemen yetişirler. Zaten hiç bir vahşi hayvandan kaç- mak doğru değildir. Her hayvan avının kaçtığını ünce korktuğunu anlar ve o anda hücuma kalkar. Tabii kurtlar da böyledir. Onun için böyle fena bir durumda kat'iyyon cesareli — ve soğuk kanlılığı elden kaçırmamalı ve daima hayvanın üstüne yürümelidir. O zaman o sokulmak kuvvetini bula « maz ve zaman kazanılır. Bazı büyük kışlarda kurtlar büyük sürüler halinde mandıralara hücum e- derler. Kapıları zorlarlar. Bu hücum - lardan kurtlmak için mandıra sahipleri ihtiyat petrol bulundururlar. Ve he - men hücum eden kurttan bir tanesini diri diri yakalayıp üzerine gaz döker » ler ve tutuşturup salıverirler. Bundan diğer kurtlar ürküp kaçarlar. Bu hay - vanlar aç bulunduğu zamanlarda biri- ürlerini de yerler. Aralarında yaralı bir kurt görünce hemen parçalayıverirler. Kış ayların « da postu epeyce para eder. Kürkü ga « yet dayanıklı ve ısıtıcıdır. Kurt bahsini bitirmeden evvel buna dair dinlediğim ve sahih olduğuna şüphe wı&ediıim bir vak'ayı anlata- yım: Bunu, bana şark vilâyetlerinde uzun müddet memuren bulunmuş bir dostum hikâye etti. Sert bir kış günü iki arka- daş yolda büyük ve salgın bir kurt sü- rüsünün hücumuna uğrarlar. Bunlar - dan birinde gayet keskin ve iyi bir kılıç varmış. Diğeri asilâhsız olduğu için hemen bir ağaca çıkar ve canını kur - tarır. Öteki kılıcını çekerek hayvanları telef etmeğe başlar Sürüden üstüne hücum eden kırk elli kadar kurtu kes « kin kılıcı ile ikiye bi Ve kurtların cesaretleri kırılarak dağılır ve uzakla - şırlar.. Kılıcını iyice temizlemeden ka - niyle kınına sokan kahraman biraz son- ra tekrar hayvanların hücumuna uğrar. Kılıcını çıkarmak için uğraşırsa da mu- vaffak olamaz. Kanlı olarak kınına gi- ren kılıç buz tutmuştür. ve çıkmaz. Bu ©esur adamı kurtlar parçalarlar. Vak'a- vir için gelen böyle alelâcayip bir ume - lek» tir. REŞİT ŞEVKET düLÜRMLÜnnlli. Bi İlen di A e yı, ağaçta gören arkadaşı anlatmıştır. Maltepe: Salih Mahmut KÜRĞİ ZK ASİŞİDZ İ DdT eli d j | | | î | j j