4 Sayfa SON POSTA MAHKEMELERDE G2ÜDÜKLRİMİZ Gece Karanlığın- da Patlıyan iki El Tabanca lendi. Orta yapılı, sarışın bir genç erkekle o » Bun muhafızı jandarma salona (alındılar. Arkadan genç bir bayanla ihtiyar bir adam da içeri girerek davacı tarafa geçtiler.. Mütat merasim ve adres sorguları yapıl dıktan sonra müstantiklik kararı okundu: — «Fenerde oturan ve berberlikle iş - tigal eden 319 doğumlu Hamdinin, yedi se- nedenberi birlikte yaşadığı metresi Alek - sandranın kendisini bırakarak kaçması ve Zaim adında başka bir erkekle yaşamağa başlaması üzerine 1935 yılı eylâl yının bi. rinci günü gecesi Aleksandra ile Zaimin o- tardukları Yeniköyün Hazne sokağında kar- şılarına çıkarak her ikisine de birer el ta- banca atmak suretile Aleksandranın iki haf. ta, Zaimin iki ay hasta kalmalarını icap et- trecek kadar yaralanmalarına sebebiyet verdiğinden lüzumu muhakemesine...x — Hâdiseyi anlatınız bakalım Bay Zaim! — Ortalık kararmıştı. Biz Aleksandra ile işimizi bitirmiş, eve dönüyorduk. Hazne sokağından geçerken bir duvar kenarına sinmiş bir gölge birdenbire karşımıza çık - ta. Ve üstümüze doğru iki el silâh attı, Ben yaralanarak yere yuvarlandı. Başka bir ay hatırlıyamıyorum.. Aleksandraya sera geldi: — Duvar dibinden önümüze çıktı. Ken- disini derhal tanıdım. Bir kelime söyleme- den tabancasını üstümüze çevirdi, Ve iki- mize de birer kurşun attı, Sonra kaça ka - ça kararılık sokağa daldı.. — Hamdi ile senin münasebetin nedir? — Yedi senelik metresiydim. — Niye ayrıldın? — Bakmıyordu.. Kendim için olsa bir #ey değil. Fakat ihtiyar bir annem var.. Ben sağken onu aç bırakamazdım ia - — Hamdi senin Bay Zaimle yaşamağa başladığını biliyor muydu? — Biliyordu.. Hattâ bir kaç kere beni bularak tekrar birleşmeğe davet etti.. Kor- kulu sözler de söyledi. Suçluya geçildi: — Ne dersin, Hamdi? — Yoldan geçiyordum" Birdenbire bu İkisile karşılaştım.. Aleksandrayı yabancı bir erkeğin kolunda görünce beynim şim - şeklendi.. Niye uğradığımı bilemedim.. Sen- ta iki kere tabanca atıldı. Yanımda silâ - hım vardı. Ben mi attım, yoksa başkası mı attı, farkında değilim.. Zaten sarhoştum da, — Yeniköyde ne işin vardı? — Altınkuma gitmiştim. Dönüşte vapur aktarma oldu. Şahitler dinlenmeğe başlandı. Bir çok kimseler bu hâdiseye dair duyduklarını, bil- diklerini, gördüklerini söylediler. Yalnız, iki şahidin ifadesi diğerlerininkinden daha e - hemmiyetli çıktı. Bunlardan Katerina: —Ben bu adamı vak'a olmazdan bir hafta kadar önce dört, beş gece ayni s0 - kakta gördüm.. dedi. Diğer şahit polis me- muru Kemal da: — Silâh sesini duyarak vak'a yerine koş. tam. Suçlu kaçmıştı. Etrafı araştırırken ya- ralıların beş, altı adım uzağına fırlatılmış bir tabanca gördüm. Barut kokuyordu. Ka- rakolda boşalttık. Beş dolu, iki atılmış fi- şek çıktı. Boş tabancayı tecrübe etmek iş tedik; baktık tetik tutmuyor. Tabanca bo »| zak olduğu için suçlu ancak iki kurşun ata- bilmiş. Eğer inkita yapmamış olsaydı... Sözü müddekurmumi aldı: — Davaci ve şahitlerin ifadelerinden bâdisenin katle teşebbün mahiyetinde ol - duğu görülmektedir. e Duruşmanın asliye) | mahkemesinin salâhiyeti dışında bulundu - ğundan ağır cezada yapılıak üzere evrakın memuriyetimize iadesini talep ederim. | Mahkeme müzakereye çekildi. Beş da « kika sonra verilen kararın müddeiumumi talebine uygun olduğu görüldü. Bu işin duruşması ağır ceza mahkemesin- de başlıyacaktır. #erumanarsana serenaamamasa, smear sasa sanane, Kavaklı Kazası Meriç Adını Aidı i Ankara — Edirne vilâyetine bağlı Ka - vaklı kazasının Meriç adına çevrilmesi Bar anlar heyetince kabul edilmiştir. İ Üçüncü ceza mahkemesi mübaşiri ses - 9 , j NİŞLERİ Kayınpederden Şikâyet Eden Kadın «On beş senelik evliyim. Bir gününü de kocamla başbaşa masamda yemek 7. miş değilim. Bir akşam evimizde yel” lamadık. Yatak odamıza gitmeden b, | meseleyi oturup açıkça kosem senın kendi evinde hür olamaması İg gibi oturup, istediği gibi konuşup, gibi yaşıyamaması ne işkence imiş «Evlendiğimiz zaman kocam yo bir babası vardı. Bakacak kimsesi Beraber almanızı ve beraber yaşa zı teklif etti, reddetmedim. Evlenin©? cnn evde buldum. İşte © günden Bi adam evimizin kâbusu gibidir. Ki azami hürmet gösteririm. Hayatımı rışğı da yok. Fakat evin hürriyeti yok mu, işte beni bu üzüyor. Asıl fe ş ki, bunun çaresi yok. Bu kadar er zimle yaşamağa alışmış bu ihtiyar e nereye gönderebiliriz. İbtiyarlığın “ bir de hastalık bindi. Hulâm halimi ma teyze. wi Meseleyi izam (ediyorsunuz İnsan başlangıçta rahatsız olabilir, aradan on beş sene geçince iyileşir. ye Filvaki arada bir yabancının ve pr lanın bulunması insanı rahatsız ede” 4 kat kocanızın vaziyetini düşünün. BU dam, onu yetiştiren bu ihtiyara paya, son deminde bu kadar da insanlık “Eg lâtlık vazifesini yapmasın mı? Ya ©, yerine kaynama olsaydı, o vakit ne Yİ cektın? Onun için haline şökret, Mef, Maden Havzası Türk Mühen- dislerinElineGeçtiktenSonra istihsal Üç Misli Arttı yük bir toplantı yapmıştır. 54 maden mühendisinin iştirakiyle yapılan bu toplantının başlıca hedefi, dev- letin yeni kömür politiksamda en faal ro- lü oynayacak olan maden mühendislerinin ve bunların mesleki birlikleri olan cemi - yetlerinden havza endüstrisinin beklediği in- kişafı gösterebilecek bir verimde çalışma- sadır. Maden mühendisleri cemiyetinin kuru- huş tarihi 1930 yılıdır. Yakın bir mazide Zonguldak havzasının teknik işleri muhte- bf maden endüstrisinde çalışan 700 küsur Zonguldaktaki maden mühendisleri , — Azamızın sayını maalesef çok mah - yet evvelce bir defa heşrolunan «ma- ecnebi mütehassıs tarafından (çevrilirken |duttur. den» mecmuasını yeniden çıkaracaktır. buzün bu rakkam 80 e inmiş ve vaziyete| (Bugün «66» sı Türkiyede «16» sı Av- Bu mecmua, maden İşlerindeki yeni tamamiyle bugün işbaşında bulunan Türk |rupada okumuş 82 âzamız var. Bu âzadan | metodları, teknik bilgileri, madencili- mühendisleri hâkim olmuşlardır. alımacak muayyen bir aidatla, müstakil bir Hin eriştiği tekâmülü Garp lisanların- Havzada sayısı 700 ü geçen eenebibina içinde mesleki bilgileri derleyen ol-|dan tercüme suretiylâ meşredecek ay- mütehassıslar çalışırken yıllık kömür pro-| dukça zengin bir kütüpane bir cemiyet ya.|5! Zamanda Zonguldak havzasının ma- deksiyonu 800'000 ton içinde idi. Bugün| sasma uygun İşlerle cemiyeti yaşatmak im- | dencilik aktünlitelerinin de ma'kesi o - bu rakkam 2.500'000 tona yükselmiş bu-|kânsz değilse bile çok güçtür. lacaktır.. İmuyor, Bu bakımdan; endüstrinin karukummza|,, , Çeiyetin oralı düşüncelerinden Türk maden mühendisleri cemiyeti, t6- karşı gösterdiği alâka bizi çek mütehaş, biri e ölüme kaza ve hastalık gibi se- şekkülün kuruluşu İle bu zamana kadar) si, etmiştir. Maden müestetelerinden gör.) <P!<"!0 Yardıma muhtaç âzalarına ve geçen müddet çinde değişen şartlarla ye-| düğümüz teşvik ve alâkayı tabi bulmak li-| yer yardım imkânlarını elde et-|büyültme. Hayatını omün huzurile Hi ni İş çığırında hamle yaparken bavzadaki| zımdır. Çünkü, maden mühendislerinin) >*£Ü j kün olduğu kadar rahaişz olmay N ” a bri : ii Başkan Cemal Zühtü bu hususta di-| şekle sokmağa çalış. maden müesseselerinden büyük bir alâka| asrın ileri işleri tekniğini bilerek, kavraya-! yor ki: ve teşvik görmüştür. Cemiyet Reisininİrak yetişmesi, her şeyden önce maden A şükran duygulariyle karşıladığı bu alâka-|endüstrisinin inkişafını temin edecektir. dır ki cemiyetin mali endişesini bertaraf et) © Cemiyet müstakil bir bina kiralamış miş ve çalışma imkânlarını vermiştir. ve döşemiştir. Garp lisanlariyle yazıl- Maden mühendisleri kurulunun başka-|mış kıymetli yeknasak kitaplardan bir nı Cemal Zühtü diyor ki: ü Eskişehirde M. R. j “ Kız evlendikten sonra arkasına 1 onu rahatsız etmek ve saadetine mâsi *, maktan başka bir netice vermez. Une, olmayın”, den mühendisinin hayatını sigorta et- mesini ve taksitlerini muntazaman ve- kütüpane kurmağa başlamıştır. Cemi. |rebilmesini temin edeceğiz.» Tirede Çok Faydalı Bir Kurum | iyi Pamuk ş ER e vve | Yetiştirmek Için Günlük Perşembe, İzmirde Müstahsiller Ara- || Notlarından (*) sında Bir Müsabaka Dildeki Açılacak Pas Ve Acılık İzmir — Önümüzdeki pamuk yetiştirme mevsiminde pamuk ekicileri arasında bir müsabaka açılacak, en iyi pamuk yetiştirene para mükâfatı verilecektir. Daha mahsul tarlada iken mütehassıslar tarafından tet- kik edilerek not verilecektir. Para mükâfatı İştihamzlktan, mile söemdan HİZİ şikâyeti olmıyan, yalnız dilindeki P9* tan ve sabahları kalktığı zaman 9“ hktan bahseden hastamı muayene timi I — Her yemekte fazla su içiyor! Z — Çok ekşi kullanıyor; 3 — Yemeklerini yerken az çiğniyof? 4 — Sebze yemeklerini etten az o tarda yiyor. 5 — İştiha uçmak için alkol kullasıfi (az miktarda). Bütün bu fena itiyatlarla Tirede yoksul çocuklar pansiyonundaki yavrulardan bir kısım Tire (Özel) — Evvelce alelâde bir ku-| çocuk “için bir pansiyon kurulmuştur. Ba rum vaziyetinde teşekkül eden (Tire yok-| pansiyonda çocukların yemesi, giydirilmesi, sul mektep çocukları koruma (derneği) | yatmaları ve okumaları temin edilmekte - muntazam bütçeli bir teşekkül haline sokul- | dir. İzmir — İzmir gümrük başdirektörü Sa- muştur. Bundan başka 90 yoksul yavruya da her! mi Bursa gümrük direktörlüğüne atanmış - Kiralanan iki katlı bir binada 35 yoksul) gün sıcak öğle yemeği verilmektedir. İtar. Bursa Gümrük Direktörlüğü General Abdullah P Alpdoğan Tokat (Özel) — Yeni teşkil edilen Geliri Olmadığı İçin Pazarcıkta Asri geyirmeleri de eksik dağil, Tabii 3) yapan mide gışayi muhatisi guddel” nin faaiiyerini azaltan ve tesirlerini © sihen midede hazım güçleştiği için P Tesisat Yapılamıyor Pazarcık (Özel) — İlçemiz 250 ev vi l Munzur ili valiliğine tayini mevzuu bahsolan Korgeneral Hüseyin Abdullah o Alpdoğan şehrimizden ayrılmıştır. Nöbetçi Eczaneler Bu geceki nöbetçi eczaneler şunlardır: Eminönü: (Mehmet Küzim). Küçükpa- zar: (Necati). Alemdar: (Sırrı). Be - yazıt: (Asadoryan). Şehzadebaşı: (Ü- niversite). Fener: (Arif). Karagüm - rük: (A. Kemal). Şehremini: (Nüzim). Aksaray: (Şeref). Samatya: (Rıdvan). Bakırköy: (Hilâl). Galata: (Asri İt - that). Hasköy: (Halk). Kasmpaşa: (Merkez). Beşiktaş: (Recep). Sarıyer: (Nuri). Beyoğlu: (Garih, Limonci - yan). Şişli: (Dimitri), Üsküdar: (Ö - mer Kenan), Kadıköy (Leon Çubuk- çıyan, Osman Hulüsi). Büyükada: (Mehmet). Heybeli: (Tanaş). reciğer de hali tabiden biraz daha la büyümüştür. Ve safra ifrazı da 99” san olduğu için mevaddı gaitenin * bü sanmtırak rengi siyah keçi di tarla idare olunmaktadır. Kazada nahiye 35 dükkândan mürekkep küçük bir kasaba-| teşkilâtı yoktur. : dır. Sıtma pek çoktur. Bilhassa eylül, bi-! Kasabada dört muallimli ve beş sınıflı rinci ve ikinci teşrinde fazla vak'a kayde -!| bir ilk ve köylerde birer muallimli dokuz o- dilmektedir. Hemen hiç bir ev sıtmasız kal-| kul vardır. Bu okullara 476 erkek ve 84 maz, Doktor, eczacı ve hastane yoktur. kız talebe devam etmektedir. Birisi seyyar olmak üzere iki küçük sıh- bat memuru vardır. Bir bükümet dokto - > 3 lek me e emmi” Ante Biğm Mimar Yansenle Uyuşulamadı miş, fakat henüz bir netice çıkmamıştır. Kasabanın uray bütçesi 1320 liradan iba- ret olduğu için biç bir yenilik gösterileme - mekte ve kasaba yüz yıllarca evvelki duru- 'da hemen hiç bir medeni tesisat vücuda ge-| Gezi Antep — Mimar Yansen şehrimize tirilememiştir. gelmiş, şarbayla görüşmüş, ve şehri tetkik Pazarcıkta hayat pek sönüktür. Pazar . etmeğe başlamıştır. Şehrin imar plânının cık iyi bir prinç mıntakası olduğu halde | YaP'iması dört bin lira mukabilinde mi vasfını almıştır. kullaşmamasnı, yemeklerini çok e mesini, yavaş yavaş yemesini, haşlamalarını fazla etli yemekler: Bir iki ay alkola perhiz ettirdim. pe Kasbonatlı, sulfat dösutlu, Mağaeri nina bir paket aldırdım. Bir müddet A munu muhafaza edip gitmektedir. Kasaba. yon maden suyu içirdim. sl zarfında tamamen iyileşti. Şimdi e hati daha mükemmel ve yy fenni pirinç ziraati usullerine yer verilmemiş mar Yansene verilmek istenilmiş, fakat plâ Sularını yemekten evvel içmesini. ter etmesini, az et yemesini söyledin” Hidrollu paketlerden her sabah 2 HE. Bir iki ay işinde pan azaldı ve Alb toplandı ve bu tedaviden istifade tmiştir, Kaza merkezine bağlı 107 köy 95 mukh- | muştır.