28 Kasım 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

28 Kasım 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

- nen hP ktora, tedavisi imkânsız görü- bir hastayı öldürmek hakkının ve- ei ':'ıdıki yanlışlıkları ispat için bir akla bepler saymak mümkündür. İlk he , Etlen en mühim sebep de hiç şüp- dir, ** ki, teşhiste yanılmak ihtimali- Napol h""'nııı:’mm meşhur fıkrasını — ha> İçin Ğİ bir şehirde, kendisini istikbal top Atılmamış. Napolyon, Mî'hüuılı bunun sebebini öğ- A istemiş. Huzura çıkarılan va- Üa Efendim, demiş teşrifinizi top &- karşılayamayışımızın tamam kırk tane Vvar. Va Saymağa başlamış! î' Evvelâ barut yoktu! Yalin; ”olyon derhal elini kaldırmış, ve Min sözünü kesmiş: < & _l“':“' Diğer 39 sebebi saymasanız lı'h""hı-ı sorduğunuz şekilde bir :""'n Verilmemesi için, sadece teşhis- ._,*__:._mlm.ı. ihtimali o kadar kâfi bir ki, Napolyonun dediği gibi: < Geriye kalanları saymağa - bile Yoktur! h'“l'ınn canlanmaları, yani ade- Mi s B Tilmeleri, bu sebebin kuvretini is- * kâfidir. n—:î':nın mice biçareler, bütün UPp Klen hemcinslerinin tabutlarını — taşı- İK ilirz? Bu hükümlerde yüzde yüz e bahasına olursa olsun mümkün n h'"luıılı sanılan biçareler düşe- R; t lş::“' hekimlerin; di - Fina Ki acısından kurtarmak için mi? böyle ise, bu hareketi, sosye- Yeke y a değil midir? *tmez, mk'"'ri- ciğerleri, böbrekleri bitmiş he ÇNi altüst eder gibi. ayaklanmız Sürüm, tiğerleri, kalpleri, böbre! Kallardır. Bunlara şahit olanlar, bir —-a.::" İyileşemiyeceğine nanıl hük- olabileceğine nasıl inanılabilir? her ehimler, insanların - hayatlarını, tirl uzatmak vazifesiyle mükellef- Hıı'" Onların ellerine, hayatlarından bülr. Bu b ley,” &* biçareler çök ıztırap çekebilirler. ; uztıraplarını 'ilecekleri bu biçarelerin hayatlar 9Ymaları neden lüzumlu sayılsın? Yen, ::':'Milui. mütemadiyen inle- ""'—eı."""' aksıran ümitsiz bir basta Hekime Cinayet Patentast E Verilemez '—ıhiı.: ö Sizen'indi bir şeyle izah A mirar S y Bayı kanunen böyle bir ci- tzeli Şötentası vermek için, hekimliğin g e insani preonsibini yıkmak lâ- Kaldı ki Sanl en ağır hastalık bile, in- ları en kısa bir ölüm kadar tedhiş Uyk kabul —::ı?.:,k'“ bir ölüm — olduğunu bir bi' Sağlam insan horultusunun bizi, bi _;ı::l mırıltısından daha fazla üze- ; inkâr edebilir miyiz? iklerini . tıl. Ması . © €rinin bir saat daha yaşa! yliyağTUNda seve seve ölebileceklerini fa ölgi, biçareler gören hekimler bas- 'ürmeğe taraftar olabilirler mi? H.“""'JM Geçen Bir Vak'a Bini yytalarım arasında, yaşayabilece- o..%"'"""" bir çocuğumuz .._“_“" hastalığı, kendisiyle beraber m" d tiyordu. aralk ana oğul görünmez oldu- enlerde, oturdukları evin civa- lar, Tej İ*kimlerin tamamen ümit lw"'bl '*z, durmaz, ve kurumaz gibi gö- | B i bıta memurları, tüyler ürper- :ı:.:ir"ııhno ile karşılaşmışlar. Kadın, perişan bir yer yatağın içinde, oğlunun .Mmq cesedi ile koyunkoyuna — yatı- yöor, arada bir eğiliyor, ve memnunane bir şefkatle yanan dudaklarını, ölünün soğumuş yanaklarına yapıştırıyor: — Evlâdım! diye bıçkıra hıçkıra — ö- püyormuş. Zabıta memurları, onu cesetten ayır- mak istedikleri zaman; delicesine kar- gı koymuş. Biçare ana hâlâ: — Beni de... Bani de gömün oğlu- mun yanına!.. diye bağırıyor, parala- nıyormuş! Bütün bunları gördükten sonra bir doktorlara hasta öldürmek hakkının ve- rilmesindeki dehşeti düşünün. Ya böyle bir ana; ya anasını, bu ana kadar se- ven bir evlât, veya, sevgilisi yolunda çıldıran bir âşık farzedin. Onların üzerine titredikleri hastanın hayatına şu veya bu maksatla kıyacak bir hekim hakkındaki duygularını ta- savvur edin! Bakalım bütün bunlardan sonra da, hekimlere hasta öldürmek hakkının verilmesini münakaşaya tahammül e- debilir misiniz? Sonra bir de, böyle bir kanunun çı- karılmasından sonra, halkın hekime Beş Kadın, turlu Bir Kavgaya T Dün Yenipostahane — önünde adliyeden ü TU enİPot aP kadının birbirlerile kav- |da beş kadın bir dava yüzünden birbirlerile katleri gözönüne almak mecburiyeti de DERGEMSE — Tz Gaaaa a Oaa Te aT polisler kave (ma, Sıdıka, Mürvet, Ayte, Nebahat adın - aşikârdır. Bu hakikatler Habeş impara.| YA anın ga ettikleri otükşlördür, bavga etmlşlrdir. Bu sruda kadımların bi-İtorluğu İstiklâli prensipile İtalyanmi| *” 28 201 TEŞRİN 936 21 gaya müdahale “oradan geçen bir ar - |rinin feryadı bastırması, yüzüne kezzap dö-| herkesçe tasdik edilen meşru menfaat. | — Arabi 1304 Rumt 139651 Gürültü sırasında küldüğü zehabını uyandırmıştır. Resmimiz|lerini gözönüne almak şartile ihtilâfın | 2 Ramazan I £ ci Teşrin 15 Wıwuüwhu' rivayetlere göre şudur: T;M%W_Muhdduıhmı_n-mhimlnü. Bugün (Tigre) ile |Gance (22/ | 7T02 Akşam Z— | 16 43 ühiıhdlw,bd—&m-üıbd kavgacıları ayap- |Hapeş imparatorupun muhasamat lıı+W Öğle jııı 12 01 | Yata |1 18 20 ğ kezsap tapıyormuş, rakibinin yü-|layan çocuğu kucağında bir kadını göster. (lamadan ovvel denize bir çıkış moktası | İkindi | 9 46 | 14 29 | lmsk n z |0s 18 '_'__"""""m le mektedir. müukabilinde kengiliğinden İhlyıyıl n Gayri Kabili Tedavi Bir Hastayı — — Öldürmek Doğru Mudur? Teşhiste Yanılmak iİhtimali Vardır Ölü Çocuğunun Yatağın Yatan Ananın Hikâyesi a Mahkemeden Sonra... Yeni Postane Önünde Öyle Sun- utuştular Ki, Sormayın soN POSTA I kileı'l Oğle “Öğle, Öğley, Öğleyin,, Sözleri İle “Ilık Ve “ Liman ,, Tabirlerinin Etimoloji, Morfoloji, Fonetik Bakımından Analizi (zeval noktasına) gelirken ve oradan ay - ÖĞLE Yazan: Kelimenin etimolojik çokli: Inlıılun çizdiği yol büküktür. İşte bu ubü « 1)1(2) () küklük, eğri, eğilmeke mefhumları, gün n Akil Muhtar (öğ 4 ül 4 &) vin, bu hareketinden alınmıştır. Bu manada (1) Öğ: Ana köktür. Burada şu mana- | $4 kelimelere tesadüf ederiz: larını göz önünde tutalım: |- Eğ 5- il — Eğil (mek); Ey * il — ÇA) - Güneşin kendisi Eyil (mek) — Kullandığımız kelime (B) - Güneşin sıcaklığı 2-Ök —- öl — Ököl (ün) — Öne (C) - Yükseklik eğilmiş olmak, eğilmek (2) Ül: (p 1), ektir. «Uzak, enginn | 3 - Ök 4 öğ 9. öl — Ököll (ön) — gibi racfhumlarla objeyi #sfatlandınr. O «(Atın üzerinde oturan uzun boylu adam, halde: |hak) masıl öne eğilmiş». Öğ 4 ül — öğül: «Çok sıcak ve çok| Bu kelimenin manası, ki «Öne eğilmişe yüksek» manalarını ifade eder. Burada bu demektir. Bunu izah ederken Türk bir sü- sıfatın sahibi egüneş» olduğu meydanda - je tasavvur ediyor; onu da naml tasavvur dır. ettiğini parantez içinde gösterdik. —«Atm, (3) Fö: ( * BD: (k g. h. v gibi) ob- |Uzun boylu adams, «bako bütün mefhum - jeyi tamaml yin eder. Buradaki obje, | lardır. güneşin bize nazaran 'en yüksekte bulundu-| — 4- Öğ — öy 4- — Oköy, Ök 4 üy £ ğu ve hararetini en fazla olduğu noktayı| — Öküy — Bükülmek, —öne — eğilmek, kamburlaşmak. T l <icni d ÖKAbE Not: 4 — Pekaraki'nin Yakut Dili Lâ « ÖĞLEY gatinden aldığımız şu kelimeler de, bahiz Son ek olan ağı, aye dahi olabildiğin- |Kotumuz olan kelime ile ilgilidir. karşı takınacağı haklı itiranı düşü- den kelime «öğüley» şeklini dahi alabilir. | | |— 8 Hol & ay — İlay — Aydın Her iki kelimenin son fonetik şekillerini ya- nün: i a #Kümmüt tahsan ılayan erer — GCün Çoğumuz, bugün bir gün idam seh- zalım: K di ) z " pasında, veya cellçt baltası altında can ÖĞLE, ÖĞLEY. sakia I'ı—: ı; '_;":ı d:*:ğ“"'_" K vermiyeceğimize kanüzdir. Fakat bu-| — «Ökleye, (zeval noktas) demektir. ee ü güöndi, keki d '"w_ na rağmen acellât!» » veya çingeneyi ÖĞLEYİN le bir.aomanda: heriün hamani büklin hare Öğley <- in dir. İn: (. A-n), eklir. Öbje veya süjenin bi- İtâşik sahasında bir mevcudiyeti veya hare- keti işaret eder. Burada öğley noktası biti- şiğindeki sahada hareket eden, tabil, güneş- tir. Demek ki güneşin bu vaziyetinin iladesi öğleyindir. Hareket ve saha mefbumlarında tabiatiyle zaman mefhumu — vardır. Onun içindir ki öğleyin sözünden «güneşin zeval noktası etrafında bulunduğu zamane anla- ketler durur; kelime bu durgunluğu da ifade eder.) sakin, «İhk» mefhumu da bahsettiğimiz keli. meden çıkmıştır: İi — Iğ 4 ağ H an <4 18 zer İlağnı — sicak, ilik V — İ& 4 Bimiz kelime, | Bu söz, havada ve suda hareketin «sna- snda, mütedilliği; yani (mutedil) karşılığı olarak İstanbulda kullanılmaktadır. V — İliman, ilman (liman): Bu söz ha« ve hakkında #«mutediln anlamına — olarak Ankara, Sivas, Kayseri, Dörtyol, Kütahya, Orduda kullanılmaktadır. ——H (*) İbnü Mühenna Lügati 5 L » Uygur indeksi; Divanü Lügat-it-Türk I. - Uygur indeksi , V, V - Divani Lügat - it - Türk 2,3 « Pekaraki. Yahut Dili Lügati. ——— Mükâfatlı Sigara Paketleri İnhisarlar umum — müdürlüğünden? | ellât» veya -çinıo—i itmekle bile dehşet, ürperti duyarız. Ve nefsimize olan bü- İtün itimadımıza rağmen gayrühtiyari: | — Ya, deriz, maazallah... Günün bi- rinde... İşte bu kanunun çıkışı da, hekimle- re rastlayanlara ayni ihtimali hatırla- tacaktır. Hele biraz evhamlıca olanlar, he- kime rastlayınca, cellât görmüş gibi ür- perecekler, ve: — Ya diyecekler, maazallah, günün birinde yanlışlıkla benim hayatıma da kıyarsa! Ve zaman geçtikçe, hayat kurtar- makla mükellef olan hekimler, halkın gözüne hayat söndürmekle — geçinen birer cellât gibi görüneceklerdir! Ve nihyet bir hekimin günün birin- | de bir adam öldürebileceği düşüncesi | bile müthiştir. Çünkü bir hekimin zihnini “muhte- görmekle değil nev kelimelerini p ik — İhk — kullandı- İgelir. Not: | — (Öğle) sözünün işaret ettiği | dnlam tam yerindedir. — Hakikaten — güneş öğley noktasına geldiği zaman bize naza - van en yüksekte bulunur; ve tepeden en faz- İn hareket saçar. Not: 2 — Kelimenin etimolojik şeklini yazarken Öğül tipini almıştık. Bunun öğel tipi de vardır. Manası, ayüksek, çok uzak güneş» yani eyıldız. burça tur. (*) wBüyüklük, çokluk, ziyadelik, fazlalaş - ma, kesretv mefhumlarında şu şekiller var- dir. | — Ökiliğ - Ökli (mek) — Cesamet - lenmek, büyümek, tezayüt etmek. ll — Ökiliğ - Öklü (tmek) — Tezyit et- ek. mel cinayetlere antrene etmesi, onu, en| J1 — Ökülüğ - Öklü (tmek); Ükiliğ -| Yenice paketlerinden başka, Serkldor- muhtaç olduğu hassadan, yani şefkat- Ükli (mek) — Nemalandırmak yan ve diğer paketlere de ikramiyeler ten mahrum eder! IV — Oğluğ: Öğli (tmak) w« Teksir konulacağı hakkında gazetelerde gö - Göindliz rülen haberler doğru olmadığı - gibi, idaremizin böyle bir tasavvuru da yok- tur. V — Ükiliğ - Ükil — Fazla Not: 3 — Malumdur ki güneş, öğleye İtalya Savaşa Devamdan Zararlı Çıka - bilir, Deniyor. Ve Paris, Romaya Sulha Yanaşma İşaretini Veriyor (Baş tarafı 1 inci yüzde) terketmeğe hazır olduğu (Ogaden) in katile ancak bir polis ve idare vekâleti istemekle iktifa ettiği, yahud iktifa e - decek hale geldiği düşüncesini verebi « lir. Acaba bulunmak istenilen hal tar. zı gerçekten bu mudur? Habeş kuvvet. leri yenilmedikçe Habeş imparatoruna böyle bir hal şeklini kabul ettirmek güç olacağına göre insan bu suale müspet cevab veremez. Diğer taraftan — Ulus - lar Kurumu içinde bazı devletlerin ni. zamnameyi ihlâl etmiş bir devlete kar. şı mükâfat verme şeklinde görünecek bir hal tarzından iğrenmeleri noktası da vardır. Fakat prensipler nekadar Maamafih işin aslı böyle değildi.. Fat -|hürmete şayan olurlarsa olsunlar haki- adliye kapısı önünde kavgacı kadınları sey- mümkün olduğu kadar süratle halledil- bir kısmı İtalyanın fili işgali altındadır. Ve ne vakittir yakın olduğu söylenen muharebe ise uzak görünmektedir. Fa- kat bu muharebe ister İtalyanlara, ister Habeşlilere müsaid olsun, münasib bir hal şeklini değiştirecek mahiyette olmı. yacaktır. Diğer taraftan İtalyanlar da yağmur mevsimi başlamadan önce ih . tilâfı bitirmekte menfcattardırlar ve |kiyaset, zamanın bugünkü vaziyette el. !dı edilebilecek menfaatler aleyhine ça. lışmasına başlamadan evvel sulh müza. kerelerine girişmektedir. TAKVİM Vasrti | Vakit — Vakit

Bu sayıdan diğer sayfalar: