" Tni Geşrik S? — e e B LIZI Matbuatında GÖRDÜKLERİMİZ | M Çinde | Mezara Gömülen | x. 5 Bir Müstakil | Bir Kamyon ; Hükümet Avustralya - haT MÜR ĞĞ - Avastralya — pektini Japonya İle Suellı düşüren bayıee Gdiyor -| —— Anlaşma Y-g:l'“ : eşiftei a Ş lin” P lar, Bu keşif, iki tonluk bir yük kamyonunun Tü:.ı:h(ı:eı Zeı'ilılîiîl" güre, Sun- Mezara gömüldüğünü görme etrafında Dİ- ch.m,,.,.r an-Han-FonsChan ve Chang- Muştur. Bir polie müfrezesi çehir dışında Tehen :ıı. Çin generalları 20 ikinci Te M e A D v aydanda bu yo ik ilân lerdir. " Ckî'ı:: :i"’î.d' kocaman bir :ü;::kı;hı:;kâıcc. Japonya — ile süel karmyon görmüş, yaklaşmış. Tam © d"fi'luf andlaşma imza edecekdir. kada kamyonun içinden üstü başı ter temiz Kaynaşmalar arttı a okdukça yaşlı bir adam çıkmaz mı? Tokio: 18 (A-A.) — Sü Bakanı, Ku- Mur:rî- kumandanı ile bu edam arTatın” ,q.ç.. illeri istiklâlinin ilân ı._::ııqı da geçen mühavereyi, imklnı yok tahayYÜl 'şakdirde Japanyanın, mareşal | Kü GK Kai-Chekin kuaey Çine ikarşı ileri ha-| i€mezsiniz. bulunmasiına — mâni solacağını | Müfreze kumandanı sormuş: a ;l'i:“'i ” Nichi gazetesine söylemiştir. —Bu kamyon mediz ve siz bunun İsin- Tienchin'den gazetelere gelen ha - de ne yapıyorsunuz? berlere göre, Nankin ordularının Pe- — Kamyon benimdir; ben de içinde es“| |/ bi L n n golu strafından top- ki günlerimi tahayyül ile vakit geçirmekte-| v l . KKouantong "ı':_“ yim, her ihtimale karşı hazır bulunmakta- — No münasebet? dırl. AAT V : werildiğine gö- Ve adam anlatmışı Öteki taraftan haber -Fenk- Moğor bu zat kamyon ile yük tasımak 'ye, Nankin. hükümeti, “#aDoral A6 n w zat ge günün| Yah-Si .__,_...ı_.ııkuı» u Suretile hayatını geçirdikten sonra, £ d Siang etmiştir. Gaerde! birinde takihin Tütfena uğryarak zengin Oİ- geşkil etmeğ doğuu hareket ederek bu! TMuş bir zat imiş, Karısı ise bu zenginliğe | Kuzey Çine doğu B n btf erdikten sonra gerek eeki acı günleri hatır-| bölgenin -"'“':_'_ ÇEMEi M.;.VM__Muhıln—'.—ıpa_— e bep olabileceğini düşündükçe kamyo- Tüm vatılmasını istiyormuş, edam ;m*::' Bulgeristanda Künlerin bu vefakâr dostundan bir e tılamıyor, düşünmüş, taşınmış, nühayet kam- Konferanslar İ Yonu gehir dışnda, görülmiyecek Bir YE| gofya, 17 (Özel) — Iç Bakanlığı- Ge gömmiye karar vermiş ve arasıra da| — D y propaganda şubesi gele- Onu ziyarete gelirmiş. cek ay içinde memlekette konferanslar * ve içtimalar tertibile faaliyete geçme- fizihk de, suç işli-| ge karar vermiştir. ; yen bir watandaş, bu-| — Bu taplantı ve konferanslar için hu- mun kanuna aykın ol ççi hir program hazırlanmaktadır. f duğunu — söyliyemez | — J. iylerde ulusal propaganda fasliye- Her vatandaş kanunu bilmekle mükelleftir. | ,, geçecek olan müfettişler için " iltar kargamda kalır. galimatname yapılmaktadır. Doğrudur, ama, meselâ Fransada mer'i Slan kanunların, nizamnamelerin. emirna- Haa GA ti SASİ Adam Slacak olsa, ne tutacağını tahmin edebilir S E N gaelak TMisiniz? Biz söyliyelim: Mı.ı: "&MHMÜ&;: e Avmıtralya polislerimi Şaşırdan Taram 40/000 metre uzunluğunda, bir K Nikola' #abayı iğeal edesoktir. Bunu öğrenmek içis| müddetle hapgetüiklase. B b değil, sadece okumak için lâzım gelen ga (ÜU içimali TMan ise 100 adet venedir. malikemeye verilmiştir SON POSTA ti Doğru veya iğri, derleriki: İslâm Glemin- de ilk-rüşveti Velit oğlu Halit verdi. Cer« çekten-büyük işler görmüşve büyük tanıl» miş-olan kü Mekkeli kumandan, bir iş için Halife Ömerin yanına - o işle ilgili ve ken- dine düşmüan olanlardan önce - girebilmek için x<apıcıya bir. 'bn tüşvet vererek o İkötü âdetin İslâmilar arasında ilk kurucusu Loldu. | İsfendiyar oğullarından olup bir beylik, |küçük birhükümet idare eden ailesinin or- adamları arasına giren Şemsi Paşa, ana taralından bu Velit oğlu Halidin soyundan geldiğini söyler ve böbürlenirdi. O da Os: manlı sarayına ilk rüşveti soktu. — Üçüncü Murada bir iş için kırk bin lira-verdirdi ve taribte kötü bir ad kazandı. Rüşvetin ne yarman bir musibet olduğunu çok iyi bilen Fransada Ateşten Haçlı- 55027 sokmakla Osman oğulları taralından pe- ıar Hâdisel" Çıkgrdılar LT:;:_:;""" olan dedelerinin öcünü almış bri e rrşar d GN Gazetelerde de yu fıkrayı okudum: Yapılan Bir Toplantıda Otuz Kişi | “esiremiredirekttai Ateşten haçlıların Pariste bir yürüyüşü sivil memur- tadan kaldırılması üzerine Osmarilı devlet * larından Bayan Fütuhat, Alsancakta otu. — Bıçak Ve Kurşunla Yaralandı — |en Framalı Madun dö Poladan - küçük Limoges: 18 (A. A.) — «Ateşten kimse ölmemiştir. Yalnız iki kişi seğır| ** *tlar kanunu haricinde iş yapabilmesini haç> kurumu —mensuplarının dünkü| yaralanmıştır. kolaylaştırmak için - para alırken açık suç toplantısında vuku bulan hâdiseler Hıel Alksaünü nnti halinde yakalanmış ve eli işten çektirilmiş- rine müddiumumilik, katle teşebbüs ve Bandler AD ARaNi) ö tir. kasten yaralama suçlarından ııhh'kıl'y.ü" İ ça ı:"ı"’-"ı 4 Ben bu ikadın polisin kötü bir kaprize açmıştır. Bu tahkikata göre takriben | “_:"'," ASA u.' BAA e Lağrü müzmeğiik, SAD N ada Gi otuz kişi bıçak veya kurşunla yazaları » CODi ““"-—, üŞ .u'-'—k'-“hüı —Hrı a aS Z eeei 'm".::ıı-nıl gazelesine göre, tahkikat Sepheye dahil bütün partilerin iştizak Meldım Rü_ıyu i—-__ıw sadakadan daha hâkiminin araştırınaları #onuçunda, ta- ctmeleri ve her , şeyden evvel birlikleri | aütrde. — Eli, eteği değil bütün bir |bancaların, sateşten haç» lıların toplan-| fosheylemeleri şartile partinin <cephe | hayatı kirletir. Hattâ -© /kir, s«oya »sopa da — dığı at manejinden atıldığı anlaşılmış- tarafından teşkil edilecek bir hüküme- | vürer. Bayan Fütuhar, elbette büyle - y tır. te iştirake hazır olduğu bildirilmekte -| kanmaz, giderilmez, unutulmaz ve unut- Dolaşan şayisların saksine olarak hiç dir. turulmaz - bir Tekeye avuç açmarzdı. Eğer ü p garzetelerin yazdığı gibi bu ağır suçu işle- İngiltere Ve Amerikada Fırtınalar —ine kade rahum aranm karanlığa vi SÜ CA 1 ee drine tutulını Nehir Suları *Yükseldi, Zacar 'Bir Milyon Dölar Vaam, n aerden bine tarulnz Nevyork: 18 (A.A,) — Dehşetli bir ne ve bir çok şehirlerin etraf ile alâka- — Yokaa farilet idâresi ölan, fazilete daya- fırtına, Amerikanın doğu kıyılarını li *Sının kesilmesine sebebiyet — vermiş- , ., fazileti yayan' bugüâkü rejimde Tüşve- pürmektedir. Bir çok vapurlar müşkül tir. İtin en ağır bir suç sayıldığını düsünürdü ve — metkide bulunmaktadırlar. Britanik — - Bilhassa'bütün 'Avon vadisi, Vippon- ; k " adlı İngiliz vapuru yolcu alacağı Bos- halm ile Bratiford srasında su saltında | “ÜT'N Tüyvetçi katlın “diye adliyo kütükle- ton limanına girmemiştir. Yalnız Niyu | kalmıştır. mnc, gazete sütunlarına geçmesini istemez- Jersey sahilindeki zarar bir milyon do-| — Londra ile İngilterenin garb havalisi di Tara çıkmaktadır. arasında demiryolu münakalâtı, bir yol-| — Bu yolda parmakla gösterilmak me «acı İngilterede 'dan çıkmasına sebebiyet vermiş olan ve ne acıklı şeydir! Düyündükçe tüylerim Londra: 18 (A.A,) — Yağan şiddetli lerazi çöküntüleri yüzünden inkıtaa uğ- ürperiyor. yağmurlar, nehir sularının yükselmesi- ramıştır. ğ M. T. TAN ——— ——— olsunlar... Babalarından kalma bir| Kendi fincanma iki, benim fincanı-| —— İşte böyle evlâdım... Pakize ayak — Hiç gel H*Wh...&ı tehine koysam, yahut ta sataam, 9C —=» kaynamak 'ister. Su; ha ALE İ Di el MÜY GA ELİT Söyle, ben, ne olurum, ne hallere gire- tim) l’_qk..*ıu arasında kesik kesik söyle- : - Ei:er...blıde... derlerse ki... bi- Eıkio 'ünkı:.h ;:ıh_.,.ı':euıuw: Zi öldü, sandın da... bunu onun İçin ;— D çaylar, .ııılL.: Mi yaptın?., e u,,_hhlıulaym*? Ev, _k__.ı.,ı.'ııııını)liıı vermek kalay mı? Aybaşı gelince, ev sahibi kapıya dikilir. Çoluk-çocuk, so- hâk... Babaları, bu evi, yalnız bir tek |ma tak şeker koydu: direyor... Ama, meden, onu, bir-türlü — kızı için bana bırakmadı ki... İbriği, iyice kavılcımlı küle sürdü: 4 İbriği aldı, süzgeçi tutarak fincanlara | yok... Düşünse düşünse, süs, seyir, eğ- verir; rehine koyacaksak, rehine koya- / çay doldurdu: lence... — Akik gibi almuş... Ağzına lâyik..| — Bir elile fincanımı tutmuş, öbür elile Manalı-ı yüzüme bakıyordu: | — Çay dincanını uzattı, kendiside öbür|dizini dövüyordu: — © zaman, buna'kimsenin bir di-| fincanı aldı, küçük iskömleyi çekti, o-| — — Ne düşünür, canim? Sen de söy- yeceği kalmaz, ama şimdi, iş böyle de-|turdu: le... Ne düşünebilir? Gençtir, o daak- .. fül... Onlar yökken, bir şeycikler;yapa-| — — İyi demlendi... Rengine bakar -İranları gibi süslenmek ister. “Maşallah, — Bazıları, geker doldururlar. Çay 'anlıyamıyorum... Bir «sıkıntısı var, o — mı, reçel mi? Her şeyin kararı iyi... muhakkak... Nedir sıkıntısı? Genç bir — Çok tatlı da iç'bayiltıyor... çocuk, neye sıkilir? "Çocük, ev göllesi — mam! Haksız mıyım? Sen, söyle! ya-|ken keyfim geliyor. becerikli, elinden iş geliyor. Eskileri bos- — lınımynl.'!—h'—)nkl Yüzünde, rahat bir vicdanın ferahımı tı, elini alnına vurdu: Gözleri parlamıştı: — Ah... Bunadım.,. Bana, alık ka-| —— Görsen, hiç eski olduğuna inan- ! Desene,.. mazsın ... A, ben, bile güç inanıyorum. — Dur, içme..; Limonu unuttum... |zi elinden çıkmışa'benziyor! İki küçük diliniden birini uzatınıştı: | <bıma aürüverdi: — Limon, ağınağır | — hç e kırdısını yarıda bıraktı, mangalın altın-| bırakıyor. .. mayhoşluk veri Birarida Yatıysiken.ban bile çai hine koyamam da... Hani, bu yandan| — Yerinden fırladı, teldolaba koştu: |. Bütüngiydikleri yepyenil Hepâl de ten — b - a B kalıyorum... — Hiç bi öylemeseler, sorma eürünelim? da duran, kenarları pürüz pürüz, benek | yor. Bilmem, benim pek heşumazgidi- |VP #A8P kalıyı salar, h.—.îı;, L:':rematkt N_İüı b"' m":-wı DŞ RŞ benök yanik küçük elbezini aldı, ibriği| yor. Ellerisi .'.'y"._mî.k' kollarını açıp ka- — Yine istemem. Hak, haktır. Kimsenin| Çay : satsak, kaç bin kuruş eder.ki.. | çekti. Ayağa-kalktı; teldolaptan, içinde| — Yerine soturdu, imonu “fincana at- ipiyarak, göz süzüp kaş oynatarak an- hakkının 'kimseye ine gönlüm V—E"' T dddi duran küçük-yuvarlak kâ-| madan evvel, çayı'karıştırdı: latıyordu: Tazı oılmnı, lnıın.;:::'ü“f !üwl iç bin lira... Huriyenin de, Zekiyenin &e. yine içinden de cihazlarına medarı olmaz mı? De dbriğir, kapağını tekrar açtı ve par- Kaşlarını hafif çatmıştı: n ucile Aldığı bir tutam çayı — Elbettedüşünür... Ben de olsam, öra, GÖĞ lll tüşünürüm. Onlar, bu paradan mahrum Mendilini tekrar koynuna soktu, çay| — Onlar,neye — İnsan, kırkından sonra da huy ka-| — — Bir gün bakıyorum, sırtmda, yep- Bir, bu, eksikti. Pakize, bu-esvabı ne zaman yaptın?.. Limonu attı, gözlerini süzerek yu -| Bir gülüyor, bir gülüyor ki, sorma... de olacak... Cava da. tek şeker,.. ladı: (Askası var) . pırl—...#—p’ tiryakisi oldum. | yeni bir esvap var. Soruyorum: Ayol — Fakat bu'ferahlayış çok sürmedi, yü-| — Teldolaptan-âldiğı yarım limondan, Boşalan fincanını tepsiye koy« karardı: iki küçük dilim kesti: du. Bıım;z—ıııı&di ğ _Gilılrlfbhlıhdıdılıimıiw. — Lâmonsuzu sinir bozuyormuş...| — Hani inamhr gibilerden değil... , ayak direyor... Şekeri karıştırdıktan sonra at, bırak... |Fincanları koyduğu tepsiyi mangalın