SON POSTA Romanya Göçmenleri Arasınd? Büyük |Korsanın Aşkı |—-.|| Bir TürlüPaylaşılamıy: Bir Mahalle Adı Deniz Romanı Abdullah, İşin Sarpa Sardığını Görmüş, Kılıcını Çekerek İleri Atılmıştı a SĞi Abdullah sarardı. Sultan Ebu Hamu da merak et -| mişti. Her halde bu sadık kuman - dan şeyh Ebu Yahya ile birlik ol - mak istemediği için ondan ayrılmış, buraya gelmişti. Aferin şu İbni Câ - bire!... | Gitmek üzere olan İbnilömerle ar- kadaşlarına: | — Durunuz!.. Üirünlğtir. A Dedi. Hepsi de durdular. Sultan uşağa emir verdi: | — Hemen buraya gelsin!.. İbni âr toz toprak ve ter için- de göründü. Ebu Yahyadan Mektup Yerlere kadar eğilerek sultanı se- lâmladı. Koynundan bir mektup çı- kardı, uzattı: — Şeyh Ebu Yahyadan sultanımı- za yazılıyor.. Bundan önce yazılan mektubu götüren adamımız hain şeyh Ebu Eymenin adamı tarafın - dan öldürüldü, mektup ta çalındı. Bunun için ikincisini kendim getir- dim. Gerek şeyh hazretleri, gerek ben kulunuz, ne emir buyururlarsa onu yapmak için hazırız. Sultan Ebu Hamu neler işitiyor - du?. Mektubu alırken: — Bu ne demek?.. Diye sorar gibi odanın kenarında duran Abdullaha baktı. İbni Câbirin gözleri de oraya kay- mıştı. Abdullabı gördü. — İşle... mektubu postacımızı öldürerek ele geçiren alçak, budur. Zaten Beca - yeden kaçtığı için o da efendisile birlikte öldürülmeğe hak kazanmış- U İbni Câbir neredeyse Abdullahın Üstüne yürüyecekti. Sultan Ebu Hamu: — Durunuz!.. Dedi. Mektubu açarak okuyacak, sonra onları dinliyecekti. Abdullah atıldı: — Efendimi haksız yere astılar. Onu ört bas etmeğe çalışıyorlar ve şimdi bana da iftira ediyorlar... Yaman Bir Atlı Ibni Câbir cevap verdi: — Eğer yırtıp atmadıysa mektup ondadır. Hemen aransın!.. Aranma- sını istiyorum. Bu, her şeyi kestirip atacaktır. İbni Câbirin sözleri sahiden sul - tam şüphelendirmişti: — Arayınız!.. Diye kenarda duran uşaklarına emretti. Abdullah işin sarpa sardığını an- lamıştı. Sağa sola baktı. Pencereler hem kapalı, hem de yük- sekti. Bir anda kılıcını sıyırdı. — Davranmayın!.. Diye haykırdı. Bir kaplan çevikliğile başına fırladı. Orada herkesin eli silâhına gitmişti. Fakat Abdullah o kadar çabuk davran- mıştı ki ona hiç bir şey yıpınık için vakit bulamadılar. Abdullahin — merdivenleri inmesi, avluya çıkması, bir kenarda duran atı- Yeni haberler ge -| bi v Wi merdivenin na sıçrıyarak sokağa fırlaması bir kaç 94 Heybeliadada Yalı sokağında 2 No. lt gazino Küçükçamlıcada Karakol arkası Fıstık suyu namile maruf su yolunda tarla. Mevkileri yukarıda yazılı emlâk bir ve yahut üç sene müddetle kiralanmak üzere açık arttırmağa konulmuştur. Kiralamak istiyenlerin 22/11/1935 cuma günü saat onda şubemize saniyelik iş olmuştu. Ne başta sultan olduğu halde bir çok- larının: . — Tutun!.. Tutun — kaçıyor!.. Diye bağırması, ne de arkasından koşanlarla atılan oklar bu yaman atlıyı Sultanımıza gönderilen ' zaman Ebu Yahya, Boğa Hüseyinin sevgilisinin gözlerini eeki gözdesi Zeynebin elâ gözlerine benzetiyordu durdurabilmişti!.. * ciğae Elâ Gözler?.. Cezayirde halk çılgınca seviniyordu. Uzaktan uzağa Türklerin yiğitliklerini, | kendilerinden bir kaç misli büyük düş- | kazandıkları büyük zaferleri duymuş- lardı. Bütün bunlar onlar için bir masal kadar inanılmıyacak gibiydi. Her za- man: — Buraya ne zaman gelecekler?.. Ah buraya da gelseler,.. Biz ancak o zulümlerden kurtulacağız... Ancak o zaman zavallı Endülüslü kardeşlerimiz İson ferdine kadar İspanyolların kılıç- ları altında can vermiyecek... Demiğlandi, Şimdi işte uzaktan uzağa duyarak masal imiş gibi gelen büyük zaferlerin yiğitlerini karşılarında buluyorlardı. İstanbul Mıntakası Varidat Tahakkuk İstanbul mıntakası tahakkuk ve leri ihtiyacı için (162500) kilo odun pazarlıkla satın alınacaktır. Mu- hammern bedeli (1690) liradır. Pazarlık 20/11/935 çarşamba günü saat on beşte dairemizde kurulu komisyonca yapılacaktır. şartnamesini görmek üzere dairemize ve pazarlığa girmek için de (126) lira (75) kuruşluk muvakkat teminatı malsandığına yatırıp makbuzile birlikte muayyen gün ve saatte komisyona gelmeleri. Devlet Mevsim dolayısile yolcu trenlerinin tarifelerinde bazı değişiklikler ya- pılmıştır. Her gün Haydarpaşadan saat 19,00 da kalkan Anadolu sürat katarı 22/11/935 gününden itibaren Ankaraya saat 9,55 de varacaktır. Bu trenle Ankaraya gelerek Kıyıen tarafına devam edecek yolcu- ların Kayseri trenine yetişebilmeleri için de Kayseri treni 22/11/935 gününden itibaren Ankaradan saat Pazar, Salı, Çarşamba, Cuma, Cumartesi günleri Sivastan 00,26 dı kalkan yolcu treni Kayseriye 6,13 Muhterem halka ilân olunur. İL Emlâk ve Emw KIRALIK EMLAK Esas No.sı Mevkil ve ne gelmeleri. — (263) düşmanların ikide bir yaptıkları | iryolları ve Limanları Işletme Şimdi onlar sahiden Ebu Eymen |bile neredeyse şeyh Ebu Yahyanın Ke- Bu hali gören şeyh Ebu Yahya, Ke- mal reisle adamlarına olan güler yüzlü-| Evreşedeki göçmen evlerinde, ahır kapılarının ( X ) içaretli yere * lüğünü arttırıyor, elden gekliği kadar göçmenlerle hayvanları mümkün mertebe ayırmıştif ıığırlıyordu. (Baştarafı 1 rinci yüzde) tarafa yapılması göçmeni Türk şerefin kendisine ait olduğunu münaka-|ları mümkün mertebe a ” Kardeş!.. şaya bile tahammül etmiyormuş: M. Salihin, bu ziyaret dÖf Kemal reis bir taraftan eksiklerini| — Ben, diyormuş, bu iş için «lâf» de- lattığı vak'a, horoz hik;. İ z 3 |ğil «emek» sarfettim ve yapı yerinde | dırdığı hayreti de gölg "f":m"î;_"’l bir !ır_ıfhn d; .k.venll: köylülerle beraber ırgat gibi çalıştım. Fakat mektubu postayâ ni biraz dinlendirmiş elmak için çaba- |— ». CA , VA v Garip va Çirkin ihtilâf İmek İçin, ba bikâyeyi yeti cak yola çıkmayı düşünüyordu. mehalleniş tamamlanmasından “sonra |mektubuma bırakıyorum. Fakat beşinci gün gemisinde bazı çıkmış! işlerle uğraşırken küçük bir balıkçı ka- Açıkta kalacaktım! yığı limana girdi. İçinde bir adam var-| Eğer Evreşe, mektebinin değerli öğ- dı; ilk rast geldiği Türk gemisile bir yetmeni M. Salihin hakkımdaki gıyabi [çıh söz konuştu. Sonra dosdoğru Ke- teveceühüne sığınamasaydım, Demirte- mal reisin gemisine geldi. Onu yukarı P* göçmenlerinden beter bir âkıbete uğ- ddküü rıyacaktım: Çünkü nahiyede, benim gi- | i Tanrı yolcularının sığınabilecekleri | Bu, parlak küçük gözlü, oltmış yap|© T larında bir adamdı. ömeklan Güverteye çıktığı zaman ilk rastlas| y) ——— Bulgarista ge S | omunistler # a b B küm Edildi Sofya 17 (Özel)— Şummu0f! nan 53 kadar komünist Tesadüfün karşıma çıkardığı M. Sa- vaları geçen gün neticel b y h, Evreşede çam altıncı yılını dolduru- /ların 11 i ağır hapis cezi dığı levendin boynuna sarıldı: yormuş. Evreşeyi yadırgamıyor gibi rılmışlardır. Aralarında — Kardeş... Türk kardeş!.. Kurta- görünmeğe çalışan sabırlı muallim, fe- len kadınlar da vardır. | ı H d a n i yaca n,k kîrd"“ ke ragat hoı'cuıîu hayli faizile ödemiş. Almanya - Polonye T! Diye öptü. Muallim mücadele ediyor Anlaşması Gözleri ıslanmıştı. Onunla konuşmak tesadüfü beni, Ev-| — p lin 17 (A.A.) — Ayifi Sonra birdenbire kendisini toparlı-|reşe ve havalisi hakkında hayli bilgiye (icra mevkiine girecek olan yarak sordu: sahip etti. )onyı ticaret muahedesi Df — Kemal reis?... Eyne Kemal reis?.. Evreşeliler nedeüse, çocuklarının tar. kanlığının bir kararnamesilt * gi aei laya devamını, mektebe devamından Onu reisin yanma götürdüler. dlaln daglnli e Mrerali, savıgorleüsa | Zavallı adam Kemal reisin evvelâ ve: ellerine, sonra ayaklarına kapandı. Hıçkıra hıçkıra ağladı. Kemal reis onun sırtımı okşadı: | | mer'iyet mevkiine geçmiştir: İngilterede Grev T! — Biz, diyorlarmış, rençber adamla-| — Londra 17 (A.A.) — Gal rız... Çocuklarımız vakitlerini mektep- ıııolnnnı işçilerinden 3843 İte geçikirise de'tarlk sürmeslal, tlnnE 'BESTE Teyle Tlerlerime a lekmesini, mahsul biçmesini öğrenmez- lâhiyete bunlar, eğer — Ağlama!.. Erkekler, ağlamaz... '1erse halimiz nice olur? liki ,’.ı... .::: edilmezse gret Ü Ne dilersin onu söyle!.. Genç muallim, tam altı senedir, bu. 'ceklerine dair ihtarda b Cafer bu sözleri ihtiyara tercüme et- zihniyetin kökünü kurutmağa çalışı - ti. İhtiyar balıkçı başını kaldırdı. İyormuş, fakat buna rağmen, tam nik- (Arkası yarın) *i verebilecek bir netice alabildiğine Takılmıyacak kani değil. Berlin 17 (ALA.) — Bir Meselâ bu yıl, mektep tılebolerınn Fuhrerin müsaadesi olmak# ekseriyetini göçmen çocukları teşkil e- ııon ve madalyelerinin tat ülyormüş. İsak edilmiştir. Hâdise çıkaran horoz ı M. Salih, Evr:;olîkriı diğer husus -| Araba Camcı Dukkân! lardaki bazı telâkkilerini de şöyle an-| — Arabacı Emin arabasile : |desindon geçerken beygirit — Muallimler, diyor, bulundukları den araba bir camcı dükk yerlerde bahçe merakı uyandırmağa, mış, (30) liralık cam arıcılığı, fidancılığı ve tavukçuluğu teş- ——— ğ vike de mecburdurlar. Fir işçi Yamlıl'. Ben, İstanbulda geçirdiğim izinden | — BAlatta KW dönerken bir Çin, bir de Lögorn cin -| v L li e çalışan 20 Y sinden horoz getirmiştim: |bozumhane içinde bir Köye gelince, köylüleri çağırdım, ve: | elinde tuttuğu zincir kolu — İşte, dedim, size cins, gayet kıy- linden kurtularak fırlamitı metli bir horoz. Bunlarla çiftleştirerek, (Arparak delikanlıyı yere tavuklarınızın cinsini ulah edebilirsi. yüp ağır surette yarı niz! tahaneye kaldırılmıştır. Bu sözlerim onlarda, umduğum se- vinç yerine, ymmadığım bir hayret u- yandırdı. Evvelâ: — Bir düşünelim? dediler. Bir hafta sonra karşıma birisi geldi, we sözlerile beni hayretten dondurup gitti: Meğer, benim köye Çin horozu geti- rişim, mükim bir hâdise teşkil etmiş. | İhtiyar heyeti toplanmış, hararetli münakaşalar olmuş. Gelen köylü: — Verilen karar üzerine, dedi, köy- l Almanyada Ecnebi Müdürlüğünden : tahsil müdürlüklerile maliye şube- İsteklilerin (7258) um İdarasi ilânları D FERAB | 10,05 de kalkacaktır. - SiNEMADA | de varacaktır. «3371» — «7210n Kadıköy Süreyya #it 18/11/935. Pazartesi aktât a HULLECİ komedi Yazan: Reşat Nuri G «Muallim, demişler, Çin Japon ho- rozlarına sahip olsun, ve onları tavuk- karımızın arasına salvermesin, Görür - sek, keseriz! vi Depozito 76 lira Naşit - Ertoğrul! Sadi Şehzadebaşı TURAN tiyatrosunda Bu gece 20,30 da Halk ve ( Komediler Gecesi) 3 piyes Tecdidi Nikâh Zor Nikâh * Ricam üzerine, M. Salih bana, adının şerefi paylâşılamıyan muhacir mahal- lesini de gezdirdi: Ayni plân üzerine yapılan bu evler- de de halâ yok. Fakat ahır kapısının dış 24 lira y