| ;1& | ;i , "e — B İkinci Teşrin EEYYLEZE Matbuatında GÖRDÜKLERİMİZ Avrupada Ne Kadar Ekmek Yeniyor? Avrupa — milletlerinin ,.ıd:n.ı kadar ekmek ekmek yzdıtl;d'bd.:'ılmd: Viyorlar 1909 Yani umum! harbe kadar yapılan bir ista-| — Paris 17 (A.A.)— «Ocak "':""' Üsükte; Fransızların yılda 220 kilo, Beki-| / Jhı sosyete ile «tekaüt mıııı ırını kahların 197 kilo, İtalyanların - 162 kilo. | hiriktirmen sosyetesi müdür mıı)ıu- İspanya, İngiliz ve İsviçrelilerin 153 kilo. | ğan — Ducreux yakalanmıştır. e P-n;ma.kı.ııı.nn 76 kilo, Almanların :: reux, — sahte — temettüler — dağıt - ilo, İsveçleri ilo, Filândiyanın sahtekârlıklar yapmış kila, Norveşlerin 44 ve Portekilerin 41 b ;':_.;.'_ Baeedarı İ ooeyetsler he l6 ekmek yedikleri tesbit edilmişti. saplarında yapılan araştırmalar s0- Fakat son yapılan istatistiklerde Fran- nuçunda aMatinn gazetesine göre #fızların yılda yedikleri ekmek miktarı 190 yüz milyon franka kadar yükselen kiloya inmiş — İtalyanların ise 171 kiloya / A D meydana çıkarıl « Şıkmıştır. Diğer bütün milletler ise umurdi Avrupalılai ne kadar İarpten eyvelkine nirbelin doka aa ekmek |1 T ğ Yemektedirler. aile Bordo 17 (A-A.)— Flandini: : 'ı.ıı gg — gazeteleri kanlığı altında clu? b!ikfımdf "k[.' Te kı olan mutedil partilerin en önemli GN e kısmını teşkil eden ademokratik bir- nın, Amerikada oldu- yapılıyor Bu gibi Avrupada dahi en aeri / vasıtaları kullanmaya başladıklarını yazıyorlar. An- ttkları vak'a şudur: Bir kaç gün evvel Dünkerk gehrinin. |yıtları taşıyan lik» senelik kongresini kıbpıtın.::;. Kongre hükümete tam bir It ö ilhassa aşağıdaki ka - gösteren ve bi b Loon plâjında nöbet beklemekte olan güm- | etmiştir. rük ları bir motör sesi içitirler. Beş-| — Fransa, gunlukla kat- İt seim teldiği tarafa doğru çevirince |olan fedakârlıklara çoğunlukla ir tayyarenin konacak yer aramakla meş- Sul olduğunu görürler. Tayyare az sonra bir kaç yüz metre ötede yere inet. Gümrük devam edebilecek bir ı?lışııı fırsa- tını kaçırmamalı ve an'anevi dost - luklarla anlaşmaları muhafaza e- TMemurları derhal koşarlar. Fakat tayyare- tü nin yanına vardıkları vakit görüzler ki uça-| derek onları .W Bin içi Belçika tütünü ile tıklım tıklım dolu- Staviski davası Paris 17 (A.A.)— Snriılrî.dın- sını görmeye devam eden cinayet mahkemesi bugün — saylavlardan dür, Buna kargı - pilotundan eser yoktur. Tayyare muhafaza altına alınmıştır. Motör hurnarası esas tutularak fabrika tarafından hangi gahsa satılmış olduğu hakkında tah- kikat yapılmaktadır. ... İtalyan gazeteleri Sor- delli isminde bir İtal. yan mühendisinin suni ve pomuk yünden başka suni Yapıgortar | pamuk imaline dahi italgan ktm yagarleri sur'l yün viski için hiç bir teşebbüste hd.nı - mamış ve nazırlarla onun lehinde hiç bir görüşme yapmamış olduğunu beyan etmiştir. .HARİCİ TELGRAFLAR Fransada (100) Milyon Franklık Bir Sahtekârlık Flandin Partisi Milli Müdafaa Kuv- vetlerinin Arttırılmasını İstedi milli müdafaa için elzem ! lanmalı, hiç bir milletle samimi ve! |Flandin, llıııın— celsesinde vermiş olduğu 'ö";ce-he(hdıbiıüylev “0kr |levde bakanlar arasında tesanüt mev - hur başkanı Hover, Rosvelt idaresi l:r:- |leyh, fırkanın programı bakkında iza- |hat vermiştir. Flandin, seçimlerin ha - p. i söylemiştir: Bonnaure'un ifadesini almıştır. Mu- maileyh, Bonnaure kredi meselesinden . i4temiştir. hiç bir malümatı olmadığını, Sta - ga A P M SON POSTA Çinde Japon Hareketine Karşı Hazırlık Yapılıyor Şanghay 17 (A.A.)— Çin çevenleri- ne de söylendiğine göre Pekin - Hang- kov ve Tientsin - Hankov demiryolu bo- yunca Çin kıtaatının tahşit edilmekte olması Nankin hükümetinin şimali Çin- de herhangi bir Japon askeri hareketi- İne karşı durmaya azmetmiş olduğunu da bir delildir. İngilterede Makdonaldın Siya- sal Istikbali Londra 17 (ALA.)— Milli işçi fırka- sından Sir Thomson Rosbotham, kendi- veya oğlu Malcolmin iştirakile yeniden intihabat yapılabilmesi için istifaya ha- zır olduğunu bildirmiştir. Mac Donald, siyasal istikbali hakkında henüz bir karar vermek istememektedir. Sir To- mas Lancashirede Erkmakirk işçi nam- zedine karşı 8,000 reylik bir çoğunluk Amerikada Gümüş Siyasası Tenkit Edildi demokrat birliği kongresinin| — Nevyork 17 ÇALA.)— Dün vOhlo» Demokratik birliği başkanı Flandin nisbetle de 4.020.000.000 frank nok- sandır. Kadınlara intihap Hakkı Bordo 17 (A.A.) — Devlet bakanı cut olduğunu tasdik etmiştir. Mumai “|fından güdülen gümüş mübayaası siya- sasını bilhassa tenkit etmiş ve şu söze kikaten genel olabilmesi için kadınların | — H oehalde iyi komşuluk siyasasını |vey vermek hakkıma malik olmalarını, /( eebik etmek içindir ki, gümüş madeni hükümet istikrarının temin olunmasını ' özerinde spekülüsyon yapan yabancı- lavra para yardımlarında bulunduk. Bun- dan Başka, Avustralya, Hindistan ve Perunun bütün gümüş madenlerine yar- dim ettik. Fakat iyi komşuluk siyasa - Romanya Kralı Sa . & BU GÜN Oyunları Bayburttan on iki cirit “oyuncusu geldi- ğini, bunların Veliefendi çayırında —hüner göstereceklerini ve sonra Ankaraya giderek |başka oyuncularla karşılaşacaklarını gaze - telerde okudum. Cirit, Türk #porunun en önemlilerinden biri idi. Otuz kırk yıl önceye kadar Anado- köylerde cuma günleri cirit oynanırdı. İstan- ve pek önem verilen bir oyundu. Topkapı sarayında Bağdat köşkile Sofa ocağına gi- decek üçüncü yerin aşağısındaki beşinci yer- de, |meydanında cirit yerleri vardı. — Sultanah- |met. Kadirga, Cinci meydanları, eski devir- lerde ciritçilerin hüner sahaları idi. Cirit bir yandan kol gücüne, bir yandan pek ince bit çevikliğe dayandığı gibi ya- iyi bir biniciklik ciritçi olmaya yetmez, atın ciride göre yetiştirilmesi gerektir. Benim babamın babası iyi ve ünlü bir ciritçi imiş. Sivas valisi bulunduğu halde her cuma günü ciride çıkar, saatlerce at koş- tururmuş. Onun bir cirit atarak deldiği ka- pı hâlâ Sivasta durur. Ben çoluk çocük sahi- bi alduktan sonra da, bir kol gücünün ol |dukça kalın bir kapıda açmış olduğu o deli. ge hayretle bakar ve güç bakımından de- bulda ise cirit, pek sevilen, pek beğenilen — İhunun hemen her kasabasında ve büyürek - — Gülhanede, Beşiktaş — sarayının çinili ) man bir biniciliğe de ihtiyaç gösterir. Hatta — demle kendimin arasındaki derin farkı an- —| Tayarak utanırdım. Halbuki dedemin ciritçiliği o san'atta n alan bir çok adamların yanmda bizim futbolcuların — İngiliz milli — takımına karşı olan — durumları gibi - cılız kalır. Bir ciritle zarhlı bir askeri attan yıkan, gene bir ciritl azgın bir bağayı deviren yiğit Türkler var- dı. On yedinci asırda yapılan Revan seferi esnasında orduda bir Türk, atının yanıba- şında durup dört yanına bakınırken bir ge- yiğin boynuzlarını dikip ovada koştuğunu gördü, hemen atına sıçradı, — saatte belki otuz kilometre hızla yürüyen hayvanın ar- dina — düştü. aradaki açıklığı bir hamlede kasalttı, hesaplı bir noktaya gelir gelmez ciridini savurdu ve geyiği rüzgür olmaktan çıkanıp bir avuç et haline koydu, bulundu- u yere mıhladı. Revan seferini yazan ta- |rihler, bu cirit hünerini de yağlandıra bal- Lond’.ya Gi dîyor |'nda daha'da ileri gittik, Çinde ve gü-| landıra yazarlar. Çünkü yapılmaz bir işiş müş mikyasmr muhafaza eden bütün Sofya 17 (Özel) — Buraya bildi-| — * O, Gere para karşılıkları do - Muvaffak olduğunu yazıyorlar, Söyledikle- Tine inanılırsa lâboratuvarda yapılan dene- Mmeler tam bir muvalfakiyet ile sonuya er- Toİşlir. Yakında imalâta başlanacaktır. Ve talya bu sayede yalnız pamuk için bir se Nede harice verdiği 150 milyon İiretten kur- $ olacaktır. T v on ayında Ka yni Gdevresine nisbetle ;:;:oa;oııvıwwu m;ı;s"ısN'E -I'Ç..a Vergi hasılatı noksan rildiğine göre, Romanya Kralı F:; i — Bu senenin ilk/rol, gelecek — ikinci kânun ayında , körliklar yapılı ; K SA Ş::'Lıııhh 25 milyar Londrayı ııyınlodeukhı Söylıgı-l a HL Eelnel frank olmuştur ki geçen|diğine göre bu ziyaret, İngiltere ile 'iş faaliyetlerile âdeta oynamak suretile Romanya yakınlığı için ""I_H"l" memleketlerin Bize olan dostlukla- yını güyn teşçi ettik. » me mi acıyayım, yanayım ) İçini derin derin çekiyordu: gülümsüyordu: — Hangi birine yanacağımı, acıya-| — Parayı vermeyince, — faiz bine- cağımı ben de şaşırdım. aÇocucak» lar, İcek... Faiz bindikçe borç büyüyecek... l miz yok... DEKLİYENLER. *& 1"A|.mnn karısını da bir 89'1':"[, inp isır püskülü ... Patates gibi bir ' şey Ka iri- Surat P“:::: :îı'ı:l bir vücut... «Ama, ben, onun y;!;ık;_"":.î": #Neresi hoşuna gitti? Neresini sev-İni yanına bırakacak d girdi; sonuna di? Erkekler, çok zevksiz mahlüklar! ki araya bir nefsaniyetlik “İlk sezi, iğim Zzaman, inanmak - ş istemedim. ” Fakat bir gün, gözlerimle| — <Onu İK tum aiçklebü, gördüm, Artık işin su götürür tarafı ;h;“:m& üK ” Mamıştı. Tabif müthiş kavga ettik. öne b gvde:ı kurtulmalıyım... #Vacit, beni bir dövdü, bir dövdü... | T LA Dima İki ön dişim karıldı, ağzumdan kanlar|Bu eyde. siz, OA :î!.aııdı.u Vücudüm, çürük içinde kak- | 50 ,_,;:ı ..aî;- ir- “Bununla da kanaat etmedi; beni, m;gîuıuıı. ne yap yap; bana, mu- kolumdan tutunca - kapı dişarı etmez hlıhlıı“ .k para gönder. Ama, nereden Mi? Üstelik zabıtaya haber - vermiş. _B"'i muayeneye sevkettiler. Kıfıld İstediler, Ben, kefalet gösteremeyince, Tesmi evlerden birine gönderdiler. «Bu kadar — vicdansızlık olur mu? _Buıılaı da yetişmiyor muş gibi bana, iftira da etmez mi? gelince, sana, bu parayı öderim. İstan- bulda, takıntıda kalmış ılınıkhnıîı vardı, onların bir kısmmı olsun alabi- leceğimi sanıyorum. GEvet; yahut hayır, bana, acele ce> - “Güya, ben, tek durmuyor muşum, üyek Bizli gizli onu aldatıyormuşum! oıb İhsan ablaya mektubu geri verecek- SAzAnr z y mı gör- “Haydi, dediği gibi olsun; onu, al- ::!:Lmrı ul ağımı gi tmiş olayım; fakat bunun için i"':" . kalkar da cana mı kıyar? Evet, bütünl — bulayım ? diyeceksin. - Ben, İstanbula maldan hayır gelmiyor... A.h.lııı yavrucaklar!.. Onlarınjeh, ne ise, ona bel bağlıyalım da bor- beni içli ettiler. gelecek... O zaman, malımız, ilk aldı- Gün geçtikçe vücutten düşüyorum. Ölsem de kurtulsam, diyorum ama.., Elini hiddetli hiddetli salladı : — Senin anlıyacağın, ev, faize kur- Kendi ölümüne mi, yoksa «çocu-|ban gidecek... uubılınnâhüzhhcıkluıunuw- Birden ayağa kalktı: mıştı, pek belli değildi. Koynundan pa-| — Gene hafakanlarım bastı... ketini çıkardı, ince bir çıgara sarmağa| — Tel dolaba doğru yürümüştü: başladı: şünceli... Evi rehine koyduralım, diye rdu. Vi yoğı T Bugünlerde çaya dadandım tutturdu. arımız UumUz, i'ı. e z ev... Rehine koymak, satmaktan be- Dolaptan hpll çay ibriğini ve çay dost üi " çkardı; :îmEâ::';u: ı:ııîö l:::.ı..nu:: o" ;. Çıyı için, sinir lı'oı)ır. d_iy?rııl. tık malını gitmiş bil... Rehine konan ngalin başına çömelmişti: — Bozuyor mu, düzeltiyor mu? Bil- Cıgarasmı yaktı, dudaklarının ucu- | Miyorum. Çay, bana, pek iyi geliyor. na iliştirdi: Çay içince, sinirlerim yatışıyor gibi — Rehine koyduk, pek âlâ..: Son-| TUT ra ne ile ödeyeceğiz? El adamı, para-| — İbriğe, mangalın Kenarmda kaynı- sını, boşuna kapatır mı? Elbette istifa- | YAY cezveden su doldurdu, kıvılcımlı vap yaz. Gözlerinden öperim. — Hu-| gesi olacak... Kim bilir, ne kadar faiz| Füle sürdü: İealabiğlü — Haydi, evlâdımın — sıkıntısı var; Gözlerini açımış bekryonda” evi gözden çıkarırım, diyorum. Diyo- — Aldığımız parayı nereden, nasıl |Yüm ama, iki şeye zihnim takılıyor. ödeyeceğiz? Günü gelince, para hazır| — Ayağa kalktı, tel dolaptan iki küçük mı? Hani bir yerden ümidimiz olsa, | cam fincan çıkardı; bana gösterdi: — Bunlar, bana, pek karar geliyor. KA sör Bayburtlu yurttaşların gösterecekleri hü- nerin gençlerimize cirit sevgisini de aşıla- masını dilerim. —Çünkü bu oyun, dediğim | Bir çok sporlarda yaya kalıyoruz, barl ciride ahşıp atlanalım ve adlanalım!.. M.T. TAN ca girelim. Bir yerden on para ümidi-| — Kırık kırık gülüyordu: — Zaten ne demişler? Her şeyim azı karar, çoğu zarar. Tabak rafından küçük parlak bir tepsi aldı, fincanları dizdi, tekrar man- * |Borç büyüdükçe, hiç verilemez hale| galın başına çömeldi: M_."__ wb“hw“&._:idhyoııqtühhb— — Bak, ne düşünüyorum. Ev, be- ğımız, üç beş kuruşa karşılık kapatılı-İnim üzerimde, satarım da, yıkarım dal Kimin ne demeğe hakkı var? Bilgiç bilgiç bakıyordu: — Gel gelelim, kazın ayağı öyle de- ğil... Bu evi, bana, rahmetli efendi ba- Bışladı. Fakat bu evde «yavrucakı la- rın da hakkı var! Yalnız Pakizeciğimin değil; Huriyeciğimin de, Zekiyeciği- — Bir çay yapayım mı? Hazır sıcak|min de hisseleri yar, Onlar sormazlar su da var,.. Limonlu limonlu - içeriz. | mı? Onlıc.mnııhnı,Allıh..ı—ı mı? geri çekiyordu: — Yok... Yok... Ben, Allahtan korkarım. Sağ elile yakasını tuttu, dişledi: — Benim yapacağım işdeğil... Ken- dileri yoksa, Allahları burada... Zeki- yeciğimi, Huriyeciğimi, boyunları bü- kük bırakmak istemem. Günün birin- de, karşıma gelseler de melil melil bak- salar, ben, ne yaparım? Ne söylerim? Meraklanmıştı, gözleri yaşarıverdi: — Günün birinde, diyorum. Belki yarın; çat kapı! Geliversinler mi? A, inşallah... Bütün beklediğim de o... Entarisinin yenile gözlerini siliyor- du: .- (Arkası var) İsibi. hem kol, —hem irade gücünü - Besler, oyuncuyu binici de yapar. Z lgu'.nnu.u. ediyormuş gibi geri — j