e S L DÜNE BU CÜN MISIRDA KANLI ÇARPIŞMALAR oLDU Iyi İş Altı FD GN YA | Matbuatında GÖRDÜKLERİMİZ GEMAM AAA AA AL AĞA Almanyada Sevil- meyen Yabancı | Talebe İle Polis Boğuştular. 244 Cıkar! — Muharrirler b hi LARLI fikci, ruhi, harsi değişikliklerden — önceki aT bir |Alman kuııuık:::' a Kı ı a r al an dı idari bir zihaiyetin ifadesi için uydunulmuş liste hae . |bazı muharrir ve bu yüzden içtimai bir değer almış hikâ- ŞA v zırlandı. |rine umumt kütüphane yelerdendir. Yeni ağza eski tat deyip an « Çünkü bu fıkra, büyük devrimlerden ve — lerde tesadüf cdilmesini hoş görmiyeceğini | — b v AA ç e |latalım: bildirmişir. Hoş görülmiyen Taaba Ti aa l L ünün bay- KKUŞN « P — Alman Adamcağıın biri baba olacağını sezer başhcaları: yanması ilgisile talebe ' ğ » sezmez iyi beşik yapmakla ün almış bir aT Pati Tüli a Zinan G |de pole erşunda b - ef Siyasasında — — |eüiayat ' ek Londom, Clan . — Usta, der, yolda yölaümüz war, beş Değ lŞik! Ik olt aya kadar gelir. Beşiğini şimdiden w - marlamak isterim. Huşmalar olmuş, 19 u yüklerini hu kararı almıya sevkeden düsün-| TT | Tn a cenin, bazıları çok ceki zamanlarda yata - 'w'."î' ö a'ı' Ti miş olma gc obargirlerin e- | T Pariş 13 (A-A.) — Ocuvrı te- :rx_" ğ )ı:lıe'ülîıo"ı.n ır::nı:kî'ılı:u sindirmiş ol- d yiee ST .ı,,;: ':.5. (wrllâiıu göre, ;ü::::ı:— Banatkâr, gülümser, iyi beşik altı ayda — ç- T Ği kacağını pek İyi anlamışa benziyen ev » S ei alebe, Sir Samuel p'an sağ kolu olarak telâkki eçlilen A-| Skte: a anziyeri * e Dere ılıyî'bdı ba - betz, Fransız siyaşal çevenlerile malü-|'8t düşkünü müeteri ilo pazarlığa girişir, v — etrseke” |Büyük Alman — filezofu| £ U — N l A mat İstihsaline matuf görüşmelere baş- üYüT ve vey de alıp birkaç ay sonsa beçi- ulus sever |Nicizschenin kız kardeşi partisi lideri — Nahaş lamak üzere Parise gelmişlerdir. &in hazır bulunacağını söyler. - mi 1di? İgeçenlerde — (Vaymar) Paşayı alkışlamıştır. Ribentropp'un Alman - Franuz mü- ııkn:lıh olacak adam. h;.ok:::;ıı n_ı_rı_lnı: i gehrinde ölmüştür. Bu ihtiyar kız hayâtı -| — kikire 13 (ALA.)e nasebetlerine ait meseleleri münakaşa dükkâna uğrarsa beşiği: etmek üzere yakında Parise gelmesi ih- | benüz başlanmadığını görüp üzülür, Likin timal dahilindedir. bir şey söylemez, çünkü sanatkârın eöz ver- Aynı gazete, Alımanyanın Sovyetlere 4'? gön qlnruürü. Sonunda o gün ge- karşı olan durümü / değiştiğini ve iki İP te beşiğin gene yapılmadığını görünce memleket arasında bir tecim ınılı.ıı-gü"""“" gürtitü çıkanır. Ne çare ki sanat. Tün son yıllarını, dünyaya siyah Vefd partisi icra komi. bakar bir filozof olarak tanıman kardeşinin tesi, İngilterenin 1923 hakikatte ulussever bir filozaf olduğunu M e Tet Telkdk bata çalışmış, bu maksatla hd# esrer- K4 v lerinden gayet akılhea bir seçim ile bir çok :%_î ".""'W"”"" Mi parçalar alarak bir kitap balinde bul'l'l * | Saravel Hosre'un nute mıştır. Bu kitabın adı «Nietzechenin ı'ılvv kına berpı deydi lar ve devletler hakkındaki fikirlerin dir. ci J kak * maksadile, hükümete yumn mu, «Nevyork ressamları ku-| Çya olmamağa karar akikat mıZ|rum» u tarafından 75 yıl- rmiştir. aei bildiriyor. —© ün | Yabı vermekle iktifa eder: sandığına göre, Hitler, Sovyetlorle si-| — — İvi iş altı ayda çıkar! Bunun tersine olarak Malin gazete-|gene yok, yavru, emeklemeğe başlar, be- dlm inde fakir düşenlere| — Sanıldığına — göre, manası olmadığını yazıyor. kenir, sanatkârın dükkünma giderek gö- ğ içlerin; zünü yumar, ağzını açar, Bu sefar beşikçi yardım için verilmekte olan müsnmerede, | Vefd partisi, Nesim Fransada kızar, çekmecesini açıp bir yıl önce aldığı bu sene hakikat mk oyun mu olduğu geç| Paşadan — çekilmesini anlaşılan bir hâdise olmuştur. Bu müsa -| istemiştir. Buna karşı merede müuhtelif numaralar arasında, beş| Nesim Paşanın, bagün- genç kız tarafından «Bastil h!d_ııııl 10-| kü ahvalin — iktidar : :hı:.ı:l.ad-—ynı:.wnv_-* ni —ıı.—'ı—-ı.ı_ı- Ü bi e e ae HESBDAL Toprak Su İ Var beşiğini başkasına yaptır. a. Fal tam revünün o1 '-*İM —’l geçiyol neye bir polis müfrezesi çıkmış ve! bildirerek, bu talebi reddettiği söylenmek.| — Kahire 13 (A.A.) — Vefd partisi Altındı eai bir kühür işivardir. İlk okul önepek < — Bu kızların arkalarında dikili tek bir| ,edir. şefleri Nahas Paşa ve Makram Ebeided, iürlesidebüy Öğüülatindürlnr wet ) pey akçesini çıkarır, müşterinin yüzüne a- Binlerce Metre Mu- :: ati sinın yakında sonuçlandırılması muhte- | KÂT Aldırış etmez, her cümleye karşı gu ce- — yasal bir yakınlaşmayı da istemektedir. | — Bu altı ay da geçer, çocuk doğar, beşik — si, Abetz'in ziyaretinin hiç bir siyasal şik yene yok. Artık genç babanın sabri tü — — Ben acele işe gelemem, der, işte pa- j İstanbulda bu beşik hikâyesini hatırlar — kumaş bile otmadığı için hareketleri kanuna * kendisine arka olmamak niyetinde bu- | — Paris 13 (ALA.) — — Rhone nehrinin| punun emrettiği makam maaşı bir yıldan - — -ıı!ııl(rh._diymi artletleri alıp karakola| — kahire 13 (A.A.) — Talebe ile po- İlunduklarını başbakana bildirmişlerdir, | taşması Avignon civarında hakiki bir | peri verilmemektedir. kanunun (ver) de- götürmüştür. Halk bu hareketi evvekk o- yL L l O alardan sonra, |Fakat bu karar, kat'l değildir. felâket doğurmuştur. Şehrin üçte İkisi | diği bir parayı, ne sebeple olursa olsun, ver- yan icabından sanmiş ye kahkahalar ile aa lli L AA D arlar, talebe-| Kral, bugünkü şartlar içinde, kabi |su altında kaldığı gibi, 200,000 metre 'memek kanunsuzluk olacağından kültür ve kışlamıştır. Ancak yarım saat sonra her -| . iltihak etmiş ve karmakarışık bir (nenin istifa etmesi muvafık olmryaca- | Murabbar toprağı da su basmıştır. iç bakanlıkları bu pazanın mutlaka veril - — kesçe tevkifin bakikat olduğu —anlaplınca (, Lık kütlesi, İngiliz general kontolos: | gıni aöylemiştir. devam etmesin- | nesinj emretmişlerdir. Gel gelelim ki şar kahkaha seslerinin yerine protesto bağı - (p y n parçalamıştır. Aynı zamanda —— den endişe ediliyor. encümeni, karşılık bulamıyor, yahut kargı- rışları kalm olmuştur. — — İhücuma uğrayan bir Yunan mağazası. Avusturya Siyasasınde T' lık bulmak için çalışmaya zaman bulamıyor, Bir Siyasal Gurup — |nin da — camları karılmıştır.-Polis, şehrin Deoğişiklik Yok Amorikada İki Zonci Daha — (,. yüzden de İş sürüncemede kaliyor. Paris 13 (A.A.) — Flandin'in idare | iki mahallesinde ateş açmak zorunda| — Viyana 13 (A.A.) — Avusturyanın Linç Edildi Vzlbükiben öücülün'ter kekdame biğilll ettiği demokrat birliği bir kaç güne ka- | kalmış, neticede bir çok kimseler yara-|dış siyasasında bir değişiklik — olacağı| — Texas-Colambes 13 (A.A.) — Halk, |tutarak borca giren bir çok öğretmenle - n "da bir toplantı yapacaktır. |lanmıştır. hakkındaki haberlerin kat'iyyon aslı|beyaz bir kadına tasallut etmekle suç- 'rin borçları tümen tümen fİniz doğurdu, Şimdiye kadar parlâmentoda bir zrup Şehrin bir çok yerlerinde, bilhassa '.—14'0' vesmen - bildirilmekte —ve bu |lu iki genç zeneciyi yakalıyarak, taar- | faizlerden de faiz doğdu ve doğuyor. Orta- halinde temsil edilen bu birlik, şimdi elçilik binaları etrafında piyade kıta- |siyasanın uluslar sosyetesine ııdılıt.nııı uğrayan kadının evi yakınındaki | da beşik yokl... gurup halinde toplanmak istiyor. Tarile polis kordonu tesis edilmiştir. esasına dayandığı ilâve olunmaktadır. ibir ağaca asmıştır. M. T. Tan ——— —e PETET Not anf_ın üzerinde Mısır pulu ve İs -| hatimiz, çok mükemmel geçti. İsken - H Is kenderiye damgası — vardı; mektuba |deriyede bir kaç gün kaldıktan sonra z göz gezdirdim: Kahireye gideceğiz. K IYE NL E D l «Pakize, «Siz, ne yapıyorsunuz? Ne âlemde-| kiye.» D E L e y *| — «Benim berifin huysuzluğu, — artık İsiniz? Rüştünün sana oynadığı oyuna| — İhsan abla, gözlerimin içine yorgun M canıma, tak, dedi. Parası var ama, kah-|çok kızdım. Ben, orada — olmalıydım, | yorgun gülümsüyordu: bire Bin kat, ballandıra ballandıra an- lat, «Gözlerinden öperim. — Ablan Ze- — i Gözleri, tavana dalmıştı; bir müddet | ğe başlıyordum. n çekilecek gibilerden değil... Suyun-/enun ağzının payını verirdim. Gece| ——— Nasil yavrucağın kısmetini gör £ Sustu ve neden sonra, eskisinden daha| — Mutfağa girer girmez, elile man -İca gideyim, dedim, olmadı. Ne yap »| kafayı çekip çekip kapıya — asılmak, dün mü? Evvel, ahir, o, kısmetli- kırık sesle mırıldandı: galı gösterdi: ; tımsa, olmadı.., balta olmak, nasıl olurmuş, görürdü ol| dir. Canı tezdir, her işi dıp::ı olur. — Zekiyeden haylidir mektup yok.| — Talihin varmış, cezveyi yeni sür-| — aHerife pasaportunu vermeği, iyi-| — «Sen de, pek toyca hareket etmiş -| — İçini çekiyordu: Ne oldu? Onu da merak ediyorum... | müştüm, sana, hemen bir kahve pi -|ce aklıma koydum ama, nereye kaç -| sin... Ondan, sana, hayır gelmiyece - — Aymlık çok güç ama, tek onun «Gönül» nasıl? Sık sık mektup yaza-| gireyim. malı? Aylardır, hep bunu düşünüyor.| ğini bilmiyor, değildin! Kapıya daya-| yüzü gülsün... cağını vadetmişti; arasıra İstanbula ge-| — Beni, kerevete oturtmuştu, kendisi |dum, Geçen gün, ayağıma yağlı bir kıs-|nnca, polisi çağırırdın. Polisteki kay » Fünş takşkie: lecekti... Hepsi Jafta kaldı... Hasta-| angalın önüne çömeldi: met dolaştı. gdından korkman abes... Vesikan var, Yyım... Onu görmeden ölürsem, diye| —— pAkize ile Huriye gene Bursa -| — «Kendi gelen, buna derler... Bir Mı- | muayeneye de gidiyorsun. Evinde kal-| . —© Artık zengin, maşallah,.. - Canı — h KU ediği N i korkuyorum... / |dalar... Pakize, bu sefer, Huriyeyi dejvırlı zengin ...Hususi yatile, Akdeniz-| mak, hakkın değil mi? Çok becerik 'Iııbiliğ.ı ;: ..î'.';n'"":,îî:'.ı’:.î î Sönük gözlerini kapamıştı; kim bilir| ) — LO0 yi Burgadan bir emanetçi de dolaşıyormuş... Geminin makinesi | tizce hareket etmişsin... ü k belki de uzaklardaki açocucakv 1n har| li onunla mektup gönderdiler.| bazulmuş, tamir için Pireye, gönder | — ukriyenin Tuna Nazmilden yakar| GO tü lstanbula gelir yalini görüyordu. Gözlerini açtı. do- Rahatları çok iyi imiş... Pakize, Bur - miş... Kendisi, Radosta gönül eğlen »| sını kurtardığına çok- sevindim... O bi kurnaz bir göz kırpışile başını sallı - nuk donuk baktı: saya alışmış... Ama, Huriye biraz ya-| diriyordu. kopuk, Huriyenin ağzının kaşığı mıy- yordu: — Huriyenin de Musırlı hanunla a- dırgamış.-. Çok sıkıldığını yazıyor. «Bir “'_“" bıhçeıındc tanıştık ve|di? Yok yere, piyasada itibarını dü - — Tilkinin dönüp dalagıp geleceği rası açıldı ...Aman, ne dosttan, ahbap- Çömelmekten yorulmuştu, bodur is- anlaştık, Şimdi onunla Mısıra gidiyo -| yürdü. Huriyeyi, birnz da sen, idare e- yer, kürkçü dükkânıdır. Zekiyeciğim, tan, ne de nişanlıdan hayır var, «Çocu- || Fi L OA rum, : decektint Kendi derdine düştün, “pek|, L L D L D cakı ların bir kısmetleri çıksal. — Ah, bu çocucaklar, pek te şıma-| — «Misıra gidersem, ne - kaybederim | Bafil davrandın, yavrum! ciğimin de kısmetleri çıkmış olsa... Bir bahar sabahı... "kw_munuhlıl:ul.-diyedü'ündlııı.üılıcm.beııimhe. «Göz açıklığını da sonra, kimselere : e Bilkel, —İ— - I- İna... Armudun sapı, üzümün çöpü... riften hmulmlı!_ olacağım. Sonra| vermezsin. Sana, Kahireden mektup | — Matbanda: —;İ'uıl):apdı b:ı.ıılıvırdu Wi’ iydiz | — Yüzü, pınl pıril yanıyordü: memleket göreceğim, Hele Mısır gibi| Yazar, adresimi bildiririm. Daha ne ya-| ——— geni, bir ihtiyar kadın aradı! de- K.n lanın ığı mfıhnır -Whyillbiıhbuvmyim_ununbıı.—ıl&noluı—... zayım, bilmem kil.. diler. pıyı korka korka çaldım; Zekiyeden mektup geldi. Kocası öl -| — «Eğer bizim Mısırlı, bana kaşkariko| — «Sen, Huriyeyi kışı boş birakma...| — İçimden: lıkta bir takunya sesi duyduğum za * müş, epey de para bırakmış... Zeki -| oynamağa, beni atlatmağa kalkışırsa |Ona, gelecek her fenalık, seni de mü-| — — Dertli okuyucularımdan biri ola- man içim ferahladı. Demek ki İhsan Şeciğin, Had bir Mısırlı zenginle| onu da sepetlerim. Mısırda, avlanacak | teessir eder. Dalma uyanık bulun... — |cak! :'l:_ sağdı; buna hakikaten sevinmiş- Kü onunla Mısıra gitmiş... Mı -Jav mı yok? Pasaport meselesi, beni| — « (Gönül) ü git gör, yanaklarından,| — Diye düşünüyorum. Fakat haberi ve- m:ı'm abla, güler yüzle kapıyı aç Kalktı, kerevetin altından bir zarf| zerine aldı. Bir iki gün sonra, bu da| — «Az kaldı yazmağı unutuyordum. | meni kaldırmış, kâğıtları karıştırıyor * bitti. Vapura atladık. Mısırda yaşadığımı, Süveydaya söyle.|du: _' çıkardı, uzattı: v ç n Ka di Ci nn ER el dNt «Öyle mes'udum ki... Deniz seya -| Hıramdan, hasedinden çatlasın. Sen, (Ârkası var) * Z “ hak at a b Dd el L e K B : ada K düşündürüyordu. Mısırlı, bunu da ü-|gözlerinden öp... Pek göreceğim geldi.İren arkadaş, masasının üstündeki su- — Çok ince bir nükte savuruyormuş gi- K Ka