ünlerin Geçmiş G SON POSTA Halıraları Topkapı Sarayında Mü- him Vesikalar Bulundu Bunlar Şah İsmailiSafevinin Iki Türkçe Mektubu Ve Şah Tahmasebin Kanuni Süleymana Gönderilmi ş 9 metre Uzunluğunda Farsca Mektuplarıdır Topkapı sarayı direktörlüğü — eski vesikaları ayırırken Şah İsmailin de iki mektubunu bulmuştur. Bunlardan biri- si (H. 908) tarihlidir. Ve bir İran hü- kümdarı tarafından türkçe olarak ya- zıldığı için çok kıymetlidir. Şah İsmail bu mektubu adamlarından (Emiri &- zam Ali bey) namına türkçe yazmıştır. 'çinde Karamanlı Ahmet Ağa isminde bir zatın da ismi geçmektedir. Mektup «bu buyruğumuzla şol düsturca amel etsinler, gönüllerini hoş tutup şefkati- Mizden ümitvar olsunlar» cümlelerile bitmektedir. Altında Şah İsmaili Safevi imzası vardır. Diğer birisi de Farsça yazılmıştır. Bundan başka (Şah Tahmasep) ten Kanuni Sultan Süleymana gönderilmiş (9) metre uzunluğunda bir mektupla —— (7) metre boyunda bunun vaktile ya- pilmış tercümesi vardır. Tahmasep Kanuniyi göklere I Allah diyecekmiş, çıkarıyor. Metihte o kadar çok ileri gidiyor ki neredeyse ——— ——— Balık Durum BuHalde Devam Ettikçe, Balık- çının Refah Bulmasına Imkân Yoktur Geçenlerde yazdığımız bir yazı - da, küçük bir fiat değişmesi üzeri - ne havadan para kazanan bir Yu - nan gemisinden ve bizde de soğuk hava depoları bulunduğu taktirde balığın ne tükenmez bir servet kay- nağı olabileceğinden bahsettik. Filhakika, yalnız İstanbulda ba - lıkçılığı kendine meslek yapmış olan ve bu işle geçinen 30 bini mütecaviz İstanbullu vardır ve bunların bir yıl içinde yaptıkları istihsal, yüz bin- lerle tonu bulunğu ve bu balıkların içinde, kilosu 3 liraya kadar satılan balık ta bulunduğu halde, İstanbu - kun en fakir esnafını balıkçılar teş - kil etmektedir. Bunun sebebi araştırılırsa, en baş- ta fiat düşüklüğü görülür; balığı tu- tan bi 1 ile, müstehlikler arasına b lirenolîıık:ı kimseler, kendi lehlerine Ya balık lıl"_'"'_"* S_.'îm beş İıurıı';ı olmak üzere balık fiatlarını müte - aldığınızı, biz size & ı""'“!" ve 6 madiyen düşürmektedirler ve bu tediğiniz kadar temin ederiz». Bu yüzden, yok pahasına satılan ve hnı.ı'"""e yapılan bir anlaşma ile pi - ta denize dökülen balıkların, tutul- yasadaki malın en kuvve! Ması için sarfedilen emek te boşa tadan lulkı_yor, hlhil_lın y bulu gitmektedir. |muyor ve 'fııılı.r da buıbuhln_ dü - Her yıl, bu mevsimde tutulan kül- #üyor ve filhakika '-enı ecnıeb' l liyetli miktardaki palamut ve torikımlı!'ı ucuz fiatla balık alıyorlar, balığının en iştihalı alıcıları Yıın.nwlıem de“ı_ı'mıırlır para luzıını);or. ve İtalyan gemileridir. Lâkin bizde- Fakat öbür yınğıfı dı. balıkçılar, ki balık piyasasının istikrarsızlığını hatta borçlarını ödiyebilecek kadar gören bu gemilerde fiatin düşebile- kazanamıyorlar. ceği son haddi beklemeğe başlamış- lardır. Evvelce bu gemilerin balık almasile mallarını satabilen balık- çılar şimdi de bir takım simsarlar yüzünden güçlük çekmektedirler. Bu simsarlar, ki bunlardan bir ka- çının ismi bizce malümdur, balık al- mak üzere gelen gemilere gidip di - yorlar ki: Balıkhane ve Balıkhanenin usulleri, Yenilik namına Diğer taraftan, bizde içinde top- lu halde insan yaşatan, mektep, kı,- la, ilh u— balık almağa gelince bu- rada fiatlar yükseliyor ve hem siz, hem de başkaları, balığı yüksek Fiat- İa alıyorsunuz. Siz doğrudan doğru- saklıyabilecek te liz. Bu da, diğer bir cephe, Bundan başka, balıkçıların, en Şah İsmailin tarihi tahtına iki kıymetli vesika daha iltihak etti « Müze müdürü bunları daha başka İ- ran minyatürlerile beraber bugünden itibaren Fatihin hazinesinde teşhire başlamıştır çılığımı—z—ın Halli — - Avcılık ae lll Çulluk geçit kuşudur. Teşrinisani- de memleketimize gelir ve şubata kadar bulunursa da en makbul za - manı teşrinisani ve kânunuevvel ay- larıdır. Dağlar karla kapanınca de- nize yakın meşeliklere ve kara çalı- lara iner, sert şimal rüzgârı ve yağ- murlu gecelerin ertesi günü çok bu- lunur, Lodos havalarda bu kuşu a- ramak beyhudedir. Köpeğe gayet iyi (ferma) verir. A- ğir, ve çok gürültülü kanat çarpa rak kalkar. Vurulması kolay ise de sarp yerlerde çok mahirane ve sü - ratle ateş etmek lâzımdır. Çünkü he- men meşelikler arasında gözden mur, ÂA- vı çok zor ve zahmetlidir. En sert havalarda meşeler, ve koca yemiş - ler arasında dolaşmak lâzımdır. Fa- |kat çok zevkli, ve helecanlıdır. Tur- İfanda zamanda bu kuş gayet mak- bul, eti gayet lezzetlidir. Çok paha- |h satılır, en kibar sofralarda yer tu- |tar. Maattecessüf nadir bulunur. İstanbul civarında en fazla olduğu günler günde beş altı kuştan fazla vurulmaz. Beş altı kuş ta çantayı doldurur. Çulluk avında tercihan — (seter) LUK Ner elerîie,rbğef Zaman, Nasıl Avlanır? YııınîSaIı'h Mahmut |Hemen yüksek sesle kumanda ver« meli ve her iki avcı da hazır bulun- malıdır. Kuş hangi tarafa kalkarsa rttaki avcı ateş eder. Fakat böyle kâğıt üstünde tarif edilen a - |meliye yerinde kolayca tatbik edi - lemez. Arazi müsait olmaz, kuş kal. |kar. Yahut önüne bir mâni gelip gö- ,rülmeı. İşin başı uyarına gelmek tedir. Çulluk hiç yara kaldırmaz, bir Jsaçma isabet etse hemen düşer. Ağır uçar, konduğu yerde kalır. Keklik gibi gezmez, Kaçırılan bir kuş bir iki yüz metre gidip tekrar bir me « şeye konar, Onu tekrar oradan kal- dırmak pek kolaydır. Yeni konan bir kuşun hemen üstüne gitmeyip bir müddet beklemelidir. Çünkü kuşkuda olacağından bazan köpe « ge (ferma) vermez ve uzaktan kal- kacağı için vurulmaz. Ekseriyetle birbirine muayyen mesafede çulluk |bulunmaz. Bir yerden bir kuş kaldı- rılınca artık oraları pek aramayıp başka bir yeri aramak daha doğru- dur. Daima rüzgâra karşı gezmeli - dir. Çulluk avında köpeğin (aport) etmesi yani yurulan kuşu alıp getir- |mesi pek lüzumludur. Öyle yerlere |düşer ki almak mümkün olmaz. A- nevinden tüylü köpekler kullanma- . portsuz köpekle çulluk avlamamalı. |hdır. Tüysüz puvanter köpekler bu dır. İstanbul civarında en çok bu - ava dayanamaz, yolda kalırlar. |lunduğu yerler Rumeli yakasında, Çulluk ekseriyetle iki tarafı dağ o- Çorlu, Sinekli ve civarı, Anadoluda lan sulak derelerdeki meşelerde ya- Demirciler, Denizli, Ömerlidir. Kar-« tar. Sisli günlerde açığa çıkar. Av - düştükten sonra İzmit köylerinde İlarken köpeklere çıngırak takmalı, ve Karamürsel taraflarında pek çok ve iki avcı derenin iki tarafındaki bulunur. Fakat kar zamanında ken- sırtlardan dereyi takip etmelidir. dini sarpa atmış olacağı için o meve Köpekler sulak yerde ararlar. Ve'simde avlanması çok zor ve zah « sarp olacağı için tabii görünmezler. | metlidir. Ekseriyetle insan boyunu jKöpeğin (ferma) da olduğu çıngı- geçen meşelikler arasından kalkan yıllar evvelki usüllerden - farksızdır. bir gey yoktur büyük dertlerinden biri de kabzı - mallardır. Balıkçıya, için para temin eden kabzımalların, balıkçılardan alacakları hiç bir za- man bitip tükenmez ve Piyasada, d Ha iseidi müşterisi yalnız balıkçılara lâzım 9. Müzlıkları yapmıştır. Resmi tahkika-| çayal, — bıçak — takımları — çıkıyor. er d tın, meydana çıkardığı hâdisat şöyle - pılan sorguda Kör Kadri bunların Ce « hei lan pamuk ipliği gibi maddel, balıkçıya kabzımal tarafından veri- Tir ve meselâ, bir paket pamuk ipliği |için en az dört lira alınır, çalışabilmesi | rak sesinin kesilmesinden anlaşılır. Yaman Ve İkânci şube memurları Gebzeli Celâl adında bir hırsız yakalamışlardır. Ce- Kâl İstanbul içinde son altı aydır vuku İbulan sayısız hırsızlıkların kahrama - İmıdır ve marifetini de yeni bir tarz ile bar şardığından yakalanması bugüne ka - dar uzamıştır. Celâl bir meyva satıcısı olarak bu | Celâl zabıtaca tanınmış bir sabıka « |hdır. Altı ay önce son mahkümiyetini bir kuş kolay görülmez. Kurnaz Bir Hırsız Tutuldu bulursa aşırıyor. Fakat bu arada me « murlar Celâlin peşinden ayrılmıyorlar. En nihayet Celâl Kör Kadri adında bir ma büyücek bir paket bırakıyor. Celâl, Kadrinin yanından ayrılır ay - rılmaz zabıta memurları Kadriyi hyarak paketi açıyorlar. Pake den bir takım elbise, kark parça gümüş Yar Vâl — tarafından — birakıldığını, — Celâlin F eslnön saenkerbli hanalleladin (ÖK Na istediğini söylüyor. Celâl yakalanıyor. Bu itibarla, bizce, memlekette bitirerek hapisten kurtuluyor ve Mey- Üstü başı şık ve kaymetli ipek elbiseler« balık istihsalini arttırmak için ya- |pılan tetkiklerin verecekleri netice- ler emniyet verici şekilde olmıya - caktır. Çünkü istihsal bugün az de - vahoşta tanınmış — satıcılardan — Tatar WMıyriyc giderek: | — Ben ahlâkımı düzelttim.. Beni yanına al!. Tatar Hayri kendisine acıyor ve ona diyor. gibi müesseselerde balık yen- Gildir ve ekseriyetle denize dökül - bir araba tedarik ederek karpuz, ka - mez. Çünkü bu gibi müesseselerde mektedir. ”llbllıfl açılacak küçük | vun satıcılığı yaptırıyor. yazın verilecek yemek, dünden tes -| bir konserve fabrikası ve tesis olu -| — Celâl bu araba ile İstanbulun muh - bit edilir; halbuki yarın balık bu -|nacak küçük bir W_lll_l hı.vı deposu, telif semtlerini dolaşıyor. Fakat gün -| lunup — bulunamıyacağını, dünden hem memlekete İmllı.yıllı miktarda düzleri dolaştığı yerlerde yalnız alış ve- H e ee kestirmeye imkân yoktur, çünkü ba- para getirecek olan bll'. Ir_ıeıîıbı!n in- rişle meşgul olmayıp büyük apartıman- Punların içinde Amerika konsolosu M. hığı, hatta 24 saat bile bozulmadan kişafını, hem de bellerini hiç bir za- Jarı, buralarda oturanları, içeri girip| (Maxgeney) e ait kıymetli l a malik deği - man doğrultamıyan balıkçıların pa- çıkanları gözetliyor. Geceleri de tehli . da bulunmuş ve konsolosa iade edil - İle süslü bulunan Celâl suçunu gizliye- miyor ver: — Evet diyor; gündüz satıcılık, ge- ce hırsızlik yaptım. Kadıköy tarafla - adedini bilemem, Belki kirmediğim ev kalma- rında yaptığım hırsızlıkların mıştır. İstanbul tarafında o kadar de- 1 Celâlin çalma eşyaları araştırılmış, eşyalar |ra kazanabilmelerini temin edecek: kesizliğine kanaat getirdiği evleri do- miştir. Celâl altı aydır girdiği evleri M. H. Ür, ik yükte hafif, pahada ağır ne Ta zabıtaya teker teker gösterecektir.