4 Sayfa MAHKEMELERDE GÖDÜKMİNİZ Bu 7400 Lirayı Hangi El Aşırmış? | 1400 küsur ira... Ba buhran devrinde hiç fenn para değil değil mi? Vâkıa yerle- rine getirilmiyen vaitlerin üzerlerine birer bardak su içmeye yetmez. Fakat hele kış başında hayli derde deva olur... Bu hususta, inhisarların Büyükada şube- sinde kapıcılık ve gece nöbetçiliği eden Kanber de müttefiktir, Hatta o, 1400 küsur lira uğrunda bazı tehlikelerin göze alınmasını bile çok gör- müyor, Bir gün onun eline torbaya doldurulup mühürlenerek merkez veznesine gönderil- mek üzere (1400) küsur lira veriyorlar. O, bu paraları cebine indiriyor, ve tor- banın içini Ada taşlarile, kâğıt tomarcık » Yarile dolduruyor. Bunu yaparken, ihtimal bu torbanın vez- neye gidinciye kadar birçok ellerden geçe- ceğini hesaplıyor. Ve hakikat meydana çıktığı takdirde, zabıtanın, bu kadar el arasında, asıl müc- Time ait olanı bulamıyacağını düşünüyor, Bu düşünceyle de müsterih oluyor. Fa- kat zabıtanın mücrim takibinde geçtiği yol. Yar, Kamberin hayalindeki kadar mahdut, dar, karanlık ve tıkanık değildir. Nitekim bugün onun, müerimiyetinin gizli kalacağını sandığı elleri kelepçelen - miştir, Ve şimdi e, ağır ceza mahkemesinde (1400) küsur lirânin her kuruşu başına bir avuç ter dökmektedir. Çünkü maalesef, dinlenen yarım düzü- neden fazla şahidin ifadeleri, onun müc- sim olduğu hakkındaki kanaati knvvetlen diriyor. Vökiâ mahkeme, gelmiyen son şahidin de dinlenmesi için başka bir güne bırakıldı. Artık maznunun onun ifadesinden medet umması, bir futbol maçının son dakikasi- na kadar yanm düzüne gol farkile mağlüp vaziyette kalmış bir takımın zafer ümit et- mesine benzer... Fakat onun şahit ifadelerini tekzip edi- şinden, bu ümidi besliyebildiği anlaşılıyor. Bütün insanların kendilerine tuzak kur- duklarına inanan vehimli hastalar gibi ha- bre: — Yalan! diyor. İftiradır bunlar... — Ben hırsızlığa tenezzül etmem... Cürmün insanları ne kadar masumlaş - tardığını anlamak için mahkemelerde on dakika dolaşmak kâfi... Birçok maznunların masumane inkârla- rna ve iddislarına bakarsanız, hâkimlerin birer Neron gibi, masum asıp, masum kes- tiklerini sanırsınız! Aleyhinde ifade veren son şahit: — Efendim, diyor, bu adam bundan ev- vel de öteberi çalardı... Maznun itiraz ediyor! — Öyleydi de o zaman niye beni zabi- taya, mahkemeye vermemişlerdi. — Acaba beraber mi çalıyorduk, yoksa denden haraç mı alıyordu ki susuyordu? Ve ilâve ediyor: — Yalan söylüyor * Resmi dairelerin kurduğu tekzip reko - tunun kırılamıyacağını iddia edenler var, Mahkemelerdeki maznınların | ifadeleri onları bu iddialarından vaz geçirebilir sanı- nm! Eczaneler Bu geceki nöbetçi eczaneler şunlardır: Eminönü: (Hüsnü Haydar). Küçükpa- zar: (Yorgi). Alemdar: (Eşref). Beya- zit: (Cemil). Şehzadebaşı: (Üniversi te). Karagümrük: (M. Fuat), Fener: (Hüsameddin). o Şehremini: o (Ahmeti Hamdi). Aksaray: (Sarım). Samatya: (Teofilos). Bakırköy: (İstepan), Ga- lata: (Merkez), Kasımpaşa: (Yeni Tu- ran). Hasköy: (Yeni Türkiye). Beyoğ- a: (Matkoviç, Kemal). Şişli: (Şark Merkez). Beşiktaş: o (Rıza), Sarıyer: (Osman). Üsküdar: (Merkez), Ka < dıköy: (Sotraki, Üçler). Büyükada: (Mehmet). Heybeli: (Tanaş). -.SON POSTA Son Yer Sarsıntısı Dumlupınar Okulu Çatladı Biga (Özel) — Son yer sarsıntısın- dan sonra depremler hafif hafif teker- oldu, bir mağazanın demir kepenkleri- nin birdenbire kapanmasını andıran şiddetli bir gürültü herkesi korkuttu ve şehir bir salıncak gibi sarsılmıya başla» dı, Herkes heyecan içindeydi, herkes kendini sokağa atıyordu. Bir anda birçok bacalar devrildi, bu manzara halkı büsbütün korkutmuştu. Okullarda hemen dersler tatil edildi, Dumlupınar mektebinin bütün sıva » ları dökülmüş, bazı duvarları çatlamış, Kurşunlu camiin de gövdesi tehlikeli çatlaklarla ayrılmıştı. Hükümet bina- sile inbisarlar idaresinde de hafif çat- laklıklar görülüyordu. Bu sarsımtılar cuma günü de gene şiddetli olarak hissedildi. Fakat bir za- rar yapmadı ve halk sükünetini kaybet- medi, Yalnız Dumlupınar mektebinde ihti- yat elden bırakılmadı, yeni bir sarsın- ti olması ve bu sarsıntıda müessif bir kaza vukua gelmesi ihtimali düşünü - lerek talebe mektep binasina alınma. makta, dersler bahçede okutulmakta - dır. Mektep binasının üst katı yıkılma - dıkça tehlikenin zail olmıyacağını söy- liyenler de vardır. Bigada gada Dumlupınar Ilk Okulunda Bir Talebe Kaza Geçirdi . Biga (Özel) — Burada bir kaza ol- muş, Dumlupınar okulunun tamiri için kurulan iskeleye bağlı ve malzeme in-. dirip çıkarmaya mahsus makaralı ipi boş bulan mektep talebeleri bu iple |birbirlerini yukarı çıkarıp indirirlerken ip kopmuş ve dördüncü sınıftan 12 ya- keş, | şında Hasan Mahmut, 7 metre yüksek- likten yere düşerek bayılmıştır. Hasa- nın dişleri ve dağ elinin bileği kırılmış- tır. Biga Yangın Yerleri Biga (Özel) — Yangın yeri yeni| Çanakkele (Özel) — yapılan binalarla eskisinden daha gü- zel bir hal almaktadır. Şimdiye kadar! yanan binaların dörtte biri yapılmış gi- bidir. Yeni yapılan binalar kârgirdir. Bigalıları Bir Bir Haylı Korkuttu Son Sarsıntıda çatlıyan Dumlupınar tik okulu YURTTAN ATATÜRKE Bütün Memleket Şefine Bağlılığını Büyük Öndere karşı yapılmak istenen suikast dolayısile yurdun ber tarafında | hainleri tel'in Haykırıyor önündeki alanda büyük bir miting yaparak etmişlerdir. Miting çok düz- uyanan heyecanı bildiren telgrafları yaz-| gün olmuş ve söylevlerden sonra Atatürke İsmet İnönüne ve iç işleri bakanlığına say-| sene bekliyor. mıya devam ediyoruz: Adanadan Adana — Halkımız Atatürk heykelinin mrrananana arasan saman sansa s0ne 0000 sam 1901 0ananemeNAe Çanakkale Bisiklet Birincileri Çanakkaleli Rüştü ve Hasan Ankara bisik- letyarışlarına iştirak edecek bisikletçi - lerimizi seçmek üzere burada yapılan sürat ve tahammül yarışını mukave - gı ve sevgi telgrafları çekilmiştir. İstanbul Tevkıfhanesinden o İkinel Te (©efejaiii. NİŞLERİ A Bağışlayan Ve Unutan Kad gisidir. Kadın sevince ıztırap çek» fetmesini ve unutmasını öğr Bana bunun bir misalini Fakir bir aileye mensup bi de çalışıyor. Burada bir gençle tanışıyof şiyor. Ona bütün yüreğini ve tün varlığile bağlanıyor. WM. dan başka bir şey görmüyO”.. yat veren, can veren, yaşal veren odur. O olmasa sanki # 2. bir mum gibi sönüp gidecekti y” Bu sevişme bir iki sene bayet evlenmeğe karar veriY zırlıkları yapılıyor. Nişan Taşıyor. Fakat nişandan tam” Darbeyi düşünün. Genç KE kaybediyor. Göz yaşları M düşüyor. Arkasından hain bif © boğazını yakmağa başlıyor. Üç gün, beş gün, bir ay, Bir gün kapısı çalınıyor. # liyor. Evlendiği kadın onu befÜ İstanbul — Kalplerimizdeki © utarapları| iştir, Uzun iztrp sene unutarak sizi har an anar ve çok yüksek şahıslarımıza karşı hareket etmiş olan mel- tir. Fakat nihayet geçinen un dimagoğları nefret ve kinle karşılar ve |anlıYarak ayrılmağa karar ulusumuzun başında daim olmanızı tanrı dan dileyerek sarsılmaz saygı ve sevgileri- mizi sunarız, İstanbul tevkif evinde 500 mevkuf Seferihisardan Seferihisar — Bütün Seferihisar ilçesi halkı bu kötü maksada çalışanları içten ge- len heyecan ve asabiyetle tel'in etmektedir, Sağlığınız için hayatımız ber vakit siperdir. Silifke Ceza Evinden Doğan sonsuz sevinçlerimizi sunar, geçmiş pala arş uzun ömürler dileriz. Urladan Urla — Ulusumuzun eşsiz Önderine w- zatılmak istenen kara eller bundan böyle de kırılacaktır. O büyük varlığın önünde içten gelen saygılarla eğilir, alçaklara lâ « netler ederiz, Aydından Aydın — Türk ulusunun içinden ve te- melinden vurmak için zatı devletlerine kar- şı suikast hazırlıyanları şiddetle telin €- der, Aydınlıların candan bağlılıklarını ar- zeyleriz. X Aydın — En büyüğümüze karşı ya- ğmç yapmak istiyenleri iğrenerek ileyen ili miz Ulu Başbuğlarına kopmaz bağlılıkla - rin ve en derin saygılarını sunar, Dikiliden Dikili — Türk ulusunun göz bebeğine dir. Bağışlanmasını istiyor. Genç kız şu iki kelimeyi bayılıyor: — Geleceğini biliyordum © Ona kalbi bu ümidi şeyabilir mi idi? O, beş sene, mesini bildi. Şimdi de b ç unutmasını bildiğini gönle Birleşmenin verdiği bu den çıkardılar. O vakit kız t ta atıldı, ona yardım etti VE”. sindirdi. Fakat bu defa ii” bilirdi. ğ Dünyada ex gözel yay Ğİ sevgisidir. * a Erkeğin sizi seniii başkalarım sevmesine gr Bunu başkalarını zemmede”.. kendinizi onun gözünde b mette Rüştü Çakıroğlu, süratte de Ha- e e pabilirsiniz. Onun için kı san kazanmışlardır. Balıkesir Çocuk Esirgeme Kurumunun Yardımları Kurumun Cumhuriyet bayramında Balıkesir (Özel) — Çocuk Esirgeme giydirdiği 210 çocuğun bir kısmı kuz çocuğu yatı okuluna yerleştirmiş, kalılar lânetle karşılar ve yüce Önderine sağlıklar diler. İ Akhisardan Akbiser — Yüksel varlığınız» karşı köz! tü maksatla hareketi işiden Akbhisarlılar bu- na atılan menfurları boğmak isterken son - suz era Tİ ve sağlığınız ERİ Turgutludan Turgutlu — Göz bebeğimiz olan Ata - mıza yapılmak istenen mel'unane suikasti işiden Turgutlular bunu lânetle karşıladı. Baştan başa heyecan geçiren ve izinizde yü. rüyen ve uğrunuzda canlarını fadaya ha- ir 40 bin Turgutlu halkı sonsuz teessürle kurumu cumhuriyetin 12 inci yılıda) ilçelerden ve köylerden orta okula ve ebedi bağlılıklarını sunarlar. 482 çocuk giydirmiş, 500 çocuğa def-; ter, kalem, kitap, 110 çocuğa altı ay liseye devam etmek üzere gelen 56 o-| kura kurum binasını açmış, karyola, | i yatak, yorgan, baltaniye ve çarşafları. sıcak yemek vermiş, 2500 çocuğa pa- ni temin etmiştir, »z bakmış, fakir yavruların ilâcım duğu iğrenmeler çok derindir. Yurt hain 1 — lerini ilençle anarken sevgili Atatürkümü-! Kurum bu yıl içinde 5966 çocuğa ze uzun yaşlar dileriz. vermiş, 60 çocuğu sünnet ettirmiş, do- |türlü türlü yardımda bulunmuştur. (Arkası var) beğendirmesini biliniz. Bir Doktorun Günlük ğ Notlarından 0 / Elektrik Ko Bir hastane koğuşunda elleri diyen titriyen bir hastayi tüm. Uyku zamanlarında PS fasıla veriyordu. Bunun bf “e tm lm bir muayeneden sonra pir " İn barsaklarda husüle gel” ii semmümden ileri gelen v8 resi ismini alan bir sinir duğunu tesbit ettim. Müsekkin ilâçlar verdim- Ceviz yaprağile ılık su ban” tardım, Arsenik iğneleri e) şurupları kullandı, iyi İlâçlar ve yapılan tedavi yy. ufak bir arıza bırakmadı” iyileşti, 7 Bu notları kesip hut bir albüme yapıştır? Sıkıntı. zamanmızö? el a oktar ek imdadıma 7 gi EN