!1' MA 'T#' Ğ EERİLETE Matbuatında GÖRDÜKLERİMİZ #- İngilizlerin İItalyanlara Tngitddater İngilizler, soğuk ve İtalyan- Sürette izhar.etmez. Halbuki Habeş harbin- denberi, ne vakit M. Musolininin Londra sinemalarında resmi gösterilse, dehşetli te- zabürat ile karşılanmaktadır. bil General dö Bonoya kimse ehemmiyet vermemekte, İtalyan velinhti süküt ile kar- ta, Habeş imparatoru görülünce de pek hararetli bir surette alkışlanmakta imiş. Bu haberi veren liberal Manchesler Guardian'dır. .. Deniz atf | 1702 yılında 150 gemi- tındayetan | den mürekkep bir. İngi- servetler | liz - Holanda — birleşik kuvveti önünde kalmış olan İspanyol do- hanması Vigo körfezinde —düşman eline düşmemek için kendi kendini batır- Tmişti. - İspanyol gazetelerinin — anlattıkları- na göte, Mokso isminde bir mühendis bu gemilerle birlikte batmış olan 30 milyonlak tltını çıkarmak için alâkadarlardan müsa- âde almıştır. Mühendis Mokso bu maksatla tamamen Modern vasıtalar kullanacaktır. Bu vasıta- ların başında elektrik kuvveti ile deniz al tında işler büyük bir çekiç ve kıskaç vardır. Bunlarla gemilerin üzerine birikmiş olan kum ve taş tabakaları dağıtılacak, sonra ha- Va tazyiki ile güverteleri parçalanacak, bundan sonra da sıra dalgıçlara gelecektir. hdi ga laee eee î;ponya Ve Deniz Konferansı 'Tokyo 26 (A-A.) — Kabine, Japon- yanın denix konferansına karşı olan durumu İle uğraşınıştır. Yakında İn - giliz çağırısına cevap verilecektir. Ja- pon heyeti murahhasasına yüksek harp kurulu üyesi amiral Nagano başkanlık yoktur. Bununla beraber, İngiliz hü - çeçim beyannamesi hükümetin siyasası- |ki bunun 37 si kadınlardır. Hükümetin | Çini İkiye Bölmek Teşebbüsleri Başgösterdi Japonyanın Çinde Yeniden Süel Ha- Karşı Duyguları | »ekete Geçmesinden Endişe Ediliyor Bir Cephane Deposu Patladı, Yüzlerce Ölü Var Londra 26 (A.A.) — Japonya hükü- | metinin, kuzey Çindeki istiklâl hareke- İtine karşı gitgide artan alâkası, Japon-' İyanın yeniden süel hareketlerde bulu I ı 'nacağı endişesini doğurmaktadır. | Burada bu istiklâl hareketinin Ja -| ponlardan yardım gördüğü kanaati var- (ır. Zira o bölgede Japonyanın men - faatleri hem silel, hem de tecimseldir. Çini ikiye bölmek teşebbüsünde baş ilin dahil olmak ihtimali vardır. Bunları Şa- | |har, Şihli, Suiyan, Şansi ve Şantung il- leridir. İçeri Moğelistanda, Mançukoya ya- | (kın bölgede Japonyanın, sıhhi kurum- ||. lar ve telsiz istasyonları tesis etmek su-| İyetile hulül etmesi, burada sanıldığına | İgöre, Japon ordusunun ileri hareketin- İde takip edeceği istikamet şimdiden ta. yin etmektedir. | Güney kışmında ise, ordu Kalgan “istikametinde ilerleyecektir. Rusya İle Bir Harp İhtimali Japonya ile Sovyet Rusya arasında 'bir harp çıktığı takdirde, Kalgan'ın | İsevkülceyş bakımından durumu çok &-| memlidir. Böyle bir ihtimal tahakkuk e- dince, Pekin - Kalgan - Paatuşen de - miryolu Japon ileri hareketinin başlıca muvasala vasıtası olacaktır. | Londrada, Sovyetlerin o bölgede ve | bilhassa Kalgon'daki menfaatlerinin Japonlarca tehdit edilerek bir harbe se- bep olmak ihtimali bulunduğu — teslim İngilterenin, oralarda, müdahalesini icap ettirecek kadar önemli menfaateri Musolini Uluslar Sosyetesi telini ce reyansız zannetmişti. Dokunur dokun- , Maz cereyanın şiddetini anladı. «Nevyork Amerikan» dan İngilterede Işçi Partisinin Beyannamesi Londra 26 (A.A.) — İşçi partisinin diye kadar 1270 namzet gösterilmiştir Doğum Bekliyen azır İngilterede kral soyundan olan premsle- rin ve prenscalerin çocukları dünyaya gelir- ken dahiliye nazırının lohusa döşeği kurulu Ki imiş. Geçenlerde kral Jorjun ikinci oğlu Dük dö Kentin çocuğu doğarken de iç ip- whnhlıııısi(!oısi-oıııhlı kadar törenin bu bükmüne uyarak beklemiş imi, MTM.W“M—M% yük işin erkekler tarafından — sezilmemesini |İster, canını dişine alarak üçüz de doğurna inlemez, çırpınmaz, gık demezdi. Bugün sanların hayatile bir ilgi bulunduğuna İna- nanlardandı. Bu sebeple müneccimlere çok değer verirdi, müneccim sözile oturup kal- Kadın müneccimlerin mübarek leri saatler İüdııhnyıhlındı..uüb_ Müneccimbaşı da, doğum odasının kapı: vına getirildi, eline iyi işler bir saat tutuştu. ruldu. Uzun bir zaman beklettirildi. Sonu ne oldu mu diyeceksiniz?.. —İşte edecektir. Paristeki Japon büyük elçisi |kümeti Japonyanın, Çin istiklâl hareke- İnı tenkit etmekte ve partinin programı- mamizstleri 600 kadardır. Ayfış işçi par- | söylüyorum: Çocak Sato'nun da ayni zamanda başkan ol-/tine karşı gütmekte olduğu — siyasanın 'nı bildirmektedir. Programın . G i-.u..ı-ımı-u;u-.ını..:'.m ÇAYT ması muhtemeldir. ——— Amerikada Zorlu Bir Kasırga Managua «Nikaraguada» 26 (A.A.) — Nikaraguanın şimali garbi kısmında torlu bir kasırga olmuştur. Birçek muz bahçeleri harap olmuştur. Telgraf mu- haberatı kesilmiştir. İnsanca — zayiat Yöktur. ? DEKLİY Ellerini, dizlerinin üstüne yapıştır- — Tutturdular; ille, bu evden çıkâ- lmt diye... Bak, şu başıma gelenlere!.. Şvdmı çıkmak kolay mı? Bir ev _’ny" aksın, bulacaksın... Aylığını peşin ve- Teceksin... Sonra taşınacaksın... Bun- ların hepsi, para ister! Yorgun yorgun güldü: — Onlara sorarsan, hepsi de gayet kolay... Evi, kiraya verirmişiz; onun Parasile de ev tutar, taşınırmışı?- -. yıkılmıştır. "HİSMET - vam edecektir. Bir Cephane Deposu Patladı, Yüzlerce Ölü Var gından gelen haberlere göre, Kiyansu Lanşov'da bir cephane de - wu—u.-,nylık—M'İ' vilw.lhımldnkriıbirwn ENLER. & Ufak dört köşe çay tenekesinden bir tutam çay aldı, attı: — Bir taşım fıkırdadı mı, alırım, demlenir... Gözü ibrikle cezvede, anlatıyordu: lâhsızlanma müzakerelerinin tekrar ele alınması, Uluslar Sosyetesi üyeliği sıfa- tile uygun nisbet dahilinde Tüzumlu mü- — — Çin kayna- Şanghay 26(A.A.) çi TE . Taltan b bti ll Londra 26 (A.A.) — Parlamentonun uçağına ve makinelere ait plünlar açılması ile seçim mücadelesi açılmış - mek üzeredir. Sonra bir Stratosfer İtar. Parlamentonun 615 üyeliği için şim-|lonu da yapılmaktadır. diyemem. .. Çayı fincana koydu, bana uzattı: isteyişler neden biliyor rrusun? cıgarasını yaktı: tisi namzetleri ise 530 dur. Uluslar Sosyetesi ile teşriki mesai, si- Seçim Mücadelesi — ——— karardı; kahve fincanını yere bıraktı: — Gel gelelim, komşuların dediko- dusu, fena! Çocukların, mahalle baya- — Akıl var, iz'an var... Topkapı- daki dört odalı ev satılır da, Beyoğulla-|ğ1: komşular, fena! dedikleri kadar da rzında ev alınır mı? VAr... Paketini çıkardı, bir cıgara sardı: — Bütün bu, kiraya vermek, satmak ' tutmuş silkiyordu: — Neler söylemiyorlar, neler!.. Ha- a “Jilgili olan yıldızların bilmem Hava Kuvvetler Arttırılıyor ıııd—-hd-hı-ıı'ıı—d.u—._:ı: Londra 26 (A.A.) — Daily Tele - kiz dokuz aydanberi beklenen bayramı ya- graph gazetesi hava endüstrisinin İn «|sa çevirecek bir işti. Fakat müneccimbaşı, ıîll:tğn: hava ihtiyaçlarını giderebil- | akıllı davrandı, saati hemen ileri getirdi ve mel tam verimi ile çalışmakta ol- | hünkâra duğunu yıı—hhr.,ııllımm- Mhüı—*ml Hılı—hı—* metro süratle gidebilöcek yeni bir harp | — İngiliz dahiliye nazırlarına bir de böyle bit .(ödev verilseydi krallıkta o nazırlığa heves ba - (edecek kimse kalmazdı sanıyorum, M. T. TAN nın, bayraktar olduğunu anlatabilir misin? » Elini dizine vuruyordu: Ti Kurşun geçmez, — biçak işlemez şeyi söz derler. Hele, kötülükten yana İki parmağila hırkasının - yakasını. olursa... İyilik söyle, kulağa girmez; kötülük söyle, yürekte yer eder. Mahzun mahzun durdu: Maşarın ucile aklığı küçük bir ateşle İni, kızlarımı, yüreklerinin içine kodar| — Ne yapayım? Gelen misafirlerin. — Bir derdim deo — Şirketten çık-lensem, ne yalan söyliyeyim, ben bile Z vi kiraya vermek lakırdısı tav-|tıkları, çok fena oldu. Hani işsiz kaldik-/inanacağım .: sar gibi oldu... dum... Bir gün, de bir havadisle geldi. warmış! Durdu, kollarını kavuşturdu: — Kiraya vermenin güçlüklerini ile- Eh, unuttular, diyor-|ları, — para kazanamadıkları için de-| KU ” Zekiye, dumanı üstün- ğil... Eskiden de işaizdiler — Şikâyet "'"İıh*î'ı:ı"d :’tlpum gibi Eve, bir müşteri miyordum ki... T sinden bir yudum içiyordu: dostlar, ahbaplar, arkadaşlar kazandı- sallıya sallıya an- bilmesem; onlardan kıl kadar şüphe- | *tratlarına kapıyı mı kapıyayım? Hani, çocuklar razı olsalar, benim yüzüm tut- maz.., Gelenleri de görsen, hepsi, ra- bitalh, temiz, pak insanlar... Kovmak şöyle dursun, ikram ettikçe edeceğin — — Eve, her gün bir çeşit misafir ge- geliyor — Sessiz sadasız, uslu terbiyeli Cıgarasını bir nefes çekiyor, kahve- liyormuş!.. İnsanım, bu kadar çok, bu| türüyorlar... Yedikleri bir kap, iki — Şirketlere girdiler; yeni yeni|imiş?.. Gözlerini açarak baktı: kadar çeşit çeşit misafirleri olur mu| XP yemek... Bana, bir fincan çay daha doldurdu: — Sokağa çıkacaksın, iyice için kı- ri sürdüm ya; onlar, çaresini buluver- mişler. Satıp sıkıntıdan kurtulacak- |lar. Sağ olsunlar, yavrucaklarımın kan- Tizi dik el Nelra aai b İe. Doae z DT SKŞ zışaın... Ak, dur... Sana, konyak ve. Başını, bana doğru iğmişti: sı; eşi dostu olmaz mı? Komşulara hoş reyim, soğuğa karşı bire birmiş!.. — Çocukluk aklı... Diyorum ya.| lar hara, Bebliyerlare.. Nerade hu bok| - Çay iriğini mangeldan DA B NCi D görümünler, diye, cetit mi seçeceğiz) Ayala ÖS A RCA SS GÜĞ hi j ilir pağının üstüne bir tül a: .:a Şizket rkadaşları, hani ahbabı ü Pyarlanmış onyak şişesi çı- k? Hem, herkese, 2V kiraya va a Pagaa l a N lür; eninde so-İgün geçmiyor gibi, geliyor, çocucak-|mi? Mkummü : " — Bunu, Zekiyenin arkadaşlarından Mi? Batakçısı var, müflisi var... !İ!ll Yoksa mahkemelerde uğraş dür... D&ç"m::;:::; Yalı döşeli evimde rahat rahat oturur- | verili ken, ı;:nk bağlarını arabalara Yüml&: satacak M Yersiz yurtsuz muhacirlere mi dönece' İrir? ü y g üim? Üste üstelik kapılı bacalı mı olar medikleri ev... Sağım> Hırkasının yakaşnı isiriyordü:. e. — Büyük söyletme yarabbi... Hanlı Yazdise, bozsun!.. Birden hatırlamış — gibi durdu, çay ibriğinin kapağını açtı: — İvice fıkırdıyor. . onların... Ama, kiraya|ları arıyor, hatırlarını soruyorlar... İflada, kdsi a Oa aa Sürüğor demek-| — Biraz evvelki” giküyetini” tmutmuşldı:. de, kini dolmuş gibi homurdan:| P .e Bey getizdi. Döğrüru, bu aklı gü hâlimiz neye va-| gibiydi; öğüne öğüne göğsünü geriyor-| — Kukaniyorlar; çekemiyorlar... | a öğrendim... g işte, şu beğen-|du: ——— —| ğ Üü leriniri öi a SaAle(Ae| DS LA a ekden çıkardık| — Biri de eli boş gelmiyor... Portar| Misafirlerimizi ağırlamak için, masra-in < Haydi. yüzünü buruşturma... kalacağız, kal |kal, elma, kış armudu, helva, çörek...|fa giriyoruz da, sönrn konuya komşu- a v içiver... Türlü türlü şeyler... Fındık, fıstık ta|ya el açıp ödünç para mı istiyoruz; Gevrek gevrek güldü; yar... Öyle ağır hediyeler değil... Eh, | yoksa borçlarımızı inkâr edip batakçılı-| , — “AYol ben, bile içtim... Doktor- Kendi kahvesini de hazırlamıştı: — Onlara sorarsan, ” İ Beyoğla sematlerinde, bundan - güzel, İrm elma ilel demişler... Çekememezlik ama, insana dokunu.| 8$ diye veriyorlarmış... İnsanın içini bundan kullanışlı bir ev alabilirmişiz...| — Sönük gözlerinde parlıyan iftihar İyor... Sen, istediğin kadar işin iç yüzü- kızıştırmasına kızıştırıyor ama, buşinı Te . bu gödük aklımla, buna, hat|pırıltıları çok sürmemişti; yüzü, tekrar nüınlıııyım_di,,“b.hluwldnürmhıfdöndüıüy“, ) bu evi satınca, |gönül almak,.. Yar, beni sorsun ya-|ğa mi kalkıyoruz? NıolNıdıol,,lı"' bunu, hastalıklar - için, reçete ile y (Arkası var) ——