SON POSTA Kadıköyde —Muhakkak Bir Delfine Yazan; Hatıce Halıp -30 — Var - B- 9385 haıınbır Kapı Açıldı, Burası Pek Aydınlık Degıldı. Çakan Şimşekler Sanki Pencereden İçeri Süzülüyordu.. Duvarlar beyaz boyalı ve siyah nakışlı idi kenarda iki kat balkon vardı. Kısa boylu adam neş'eli bir sesler — Haydi, haydi Haydi işe başlıyalım.. Azize resimleri önünde yere diz çökmüş olan papas şimdi yine ağır adımlorla onlara yaklaşmıştı. Genç kiz etrafına dikkatli dikkatli bakıyordu. Sonra döndü. Bekçiye emreden bir sesle : — Daha ışık yapl dedi. Şişman bir el titreye titreye kalktı.. Bir elektrik düğmesi daha çevrildi. Şimdi renkli camlı avi- zelerden bin bir akisli ışıklar dökülmeye başlamıştı. Genç kız İcone'ların bulunduğu yere yaklaştı ve bu defa duvarları daha dik- katle, daha dikkatle muayene etti. Karşıda Üstü sıvanmış gibi görünen bir resim nazarıdikkati colbetti. Uzun boylu adama döndü: — Beni yukarıya kaldırınız, dedi. Uzun boylu adam onu belinden tutarak höcreye doğru kaldırdı. — Bana bir mum veriniz. Meryem ana resmi önünde yanan mumu ona verdiler. Dik- katle baktı... Baktı... — İnmek istiyorum. Dedi. Onu yere indirdiler... İner in- mez yürümiye başladı. — Bana bütün kiliseyi gezdi- riniz.. şu balkona çıkmak İle- terim. Kalın demir bir kapı açtılar... Buraları elektrik lâmbası İyl ten- vir edemiyordu. Karşıdaki pence- re mütemadiyen çakan şimşekle- ışığı dönüyordu. Yana döndüler yürüdüler... Burada dua etmiye mahsus İskemleler vardı. Ve ke- narda adeta metrük ve atılmış gibi duran bazı tablolar genç kız duvarların dibinde yürüdü... Ve elindeki mumla bütün buraları gözden geçirdi. Sonra ikinci kata çıktılar. Ikinci balkonada baktılar.., Genç kızın kâlinden pek belli İdiki is- tediği şeyi bulamamıştı. Merdi- veaden aşağıya inerken birdenbi- re tevakkuf ettl ve parmağile bir şey işaret etti; — Bu nedir? — Bir şey değil madam... Eski sandık... Eski kitap! Genç kız yerdeki küçük san- dığa yaklaşmıştı... Yerde diz çöktü mumu yanına bıraktı,.. Almanca konuşuyordu: — Fevkalâde bir şey dedi.. çok kıymetli bir sandıkçık çok saki bir şey. Genç kız sandığın kapağını kaldırmışti... İçi küf ve tor kokan sapcarı kâğıtlarla dolu idi. işe dedi.. — Nerede buldunuz bunu? Türkçe — sormuştu, — şişman bekçi. — Bilmem? Ben geldi bu eğlisya... Var bu.. burda her zaman... Genç kız tozlu kâğıtlara elini sürdü. — Çok şey.. çok şey diyorpu.. fakat bu kendi başına bir hazine.., içinden bir kitap çekti. çıkardı... Bu iyi ve güzel el yazısından bir kitaptı. — Bakınız Vladmir dedi. — Ben yoldaş değilim. Genç kız güldü... Besbelli bu hatayı rabibi kızdırmak için kul- lanmıştı. — Bakınız muhterem birade- rim dedi... Bu kitaplar birer hâ- rikadır... Şunları — bu adamdan satın alalım. — Satın almak mı?. yoldaş Motosiklet, Genç kız elindeki — kâğıtları karıştırıyordu. Birdenbire #adeta revgi sarardı ve telâşla — daha, daha karıştırmaya — başladı. ve nihayet bir teste kâğıt — alarak muma yaklaştırdu (O. A. P. ka- pısının sırri) deye yanılı idi. Genç kız. gitgide — artan blr telâşla:! — Bu kitapları — mubakkak beraber götürmeliyiz dedi. Bur- ları o adamdan satın almalıyız. ( Arkası var ) Eisiklet, Ziraat Kamyon ve Arabalı Kira, Binek, Tok ve Çift Atlı Yük Arabalarının Plâkaları dıb.ıli- rilmeğe başlanmıştır. Motosiklet, Bisiklet Numaralarımın değiştirme müddeti 30 bi- rinclteşrin 935 tarihine kadardır. Ziraat, Binek, Yük arabalarının değiştirme müddeti 31 Birinci Kâ. 935 gününe kadardır. Bu müddetin sonunda eski plâkaların hükmü olmıyacağından bunlarla seyrüsefer edilmesi yasaktır. Plâkalarını değiştirecek olan Vesalt sahiplerinin Cemiyetlerin- den alacakları Fotoğraflı işletme beyannamelerini ve adres'erini mahalli Nahiye Müdürlüğüne tasdik Ikametgâh ettirdikten sonra Emniyet Altıncı Şube Müdüriyetine müracaat etmeleri. Hususi Mahiyette bulunan ( Motosiklet, Bisiklet, Husust Binek arabası ) sahiplerinin Cemiyetlere müracaatlarına Fmniyet Altıncı Şube Seyrtisefer Kısmından alacakları Beyann leri Nahiyolere tasdik ettirdikten sonra getirerek Plâka almaları ilân olunur. (B.) İnhisarlar U. Müdür mahal - olmayıp me- Altıncı Şube Müdürlüğüne *“5S06S,, lüğünden: Konya Başmüdüriyeti binasında yapılacak 4900 lira muham- men bedelli Kalörifer tosisatı açık eksiltmeye konulmuştur. Şartname ve projeler Kabataşta Levazım ve mübayaat şube- sinden 25 kuruş mukabilinde verllir, Eksiltme 30/9/935 Pazartesi günü Şubesindeki » vazım — ve yapılacaktır. mübayaat Fenni şartname 26 ıncı maddesi mucibinco fen heyetince tetkik at 14 de Kabataşta Le- alım — komlsyonnnda fiatsız — teklifler edilmek üzere ihaleden 15 gün evvol bütün teknik izahatile beraber Idareye verilecektir. Eksiltmeyo girmek isteyenlerin 368 lira muvakkat teminat paralarile muayyen gün ve saatte mezkür komisyona müra- caatları. “4820,, Tahlisiye Genel Dire—ktörlüğünden: Tahlisiye mevkileri için açık eksiltme usulile 5/8/935 tarihin- de İhalesi evvelce ilân edilen 500 teseke gazın ihalesi şartname- sinde yapılan tadilâttan dolayı 26/8/935 tarihine bırakılmıştır. Ibale bu tarihe rastlayan Pazartesi günü saat 15 de Galatada Çinili Rıhtım hanında Tahlisiye Umum Müdürlüğü Satınalma Ko- misyonunda yapılacaktır. Muhbammen bedeli 1812 buçuk Hira ve muvakkat teminatı 136 İlradır. Isteklilerin eksiltmeye başlanıncaya kadar teminatlarını Idare Veznesine yatırmaları lânımdır. Şartname sözü geçen Komlisyondan alınır. “4619,, Terzilik ve Kürkçülük Oîulu Direktörlüğünden : 1 — Namzet talebe kaydına başlanmıştır. 2 — Mozuniyet ve ikmal Imtihanları 2/9/935 de başlayacak ve 20/9/935 ge bitecektir. Okul 30/9/935 de açılacaklır. 3 — Okulda Üç Şube vardır. A — Dikiş Şubesi, Tahsil zamanı Üç yıl B — Biçki Şubesi, Tahsil zamanı bir yıl C — Kürkçülük Şubesi, Tahsil zamanı Üç yıl 4 — A ve C Şubelerine kayıt olmak için en az (lk okul mezunu, yaş 12 den Küçük 16 dan büyük olmamak, okula nüfus kâ- ğıdı, aşı, sıhhat, göz raporları ve 4 vesika fotoğrafı vermek Tâzımdır. 5 — Biçki Şubesine kayıt şartları da dikiş şubesi gibidir. Yalmz yaş 16 dan küçük 20 den büyük olmayacak ve dikişten imti- han verilecektir. 6 — Okul yatısız, ptrasırz ve niharidir. Fazla bilgi için okula baş vurulması. “4981,, Adres : Sııllııııhııol Diıdıılyı “ Telefon, 22480,, eli ( Düürdülülümü İsirmae  Ağostos 26 üi Meslek Yaşlıları ÂArasında.. | Baştarafı 1 inci yhırh] oynamadım. Başka ne varsa hep- sini bilirim. Ingüterede yaptırdığı ve hw susi bir itina ile dalma elinde taşıdığı — Istakasını bir bilârdo maçı için hazırlarken onu yaka- ladım. — Amca, dedim, senin için Abdülhamidin eczacısı Idi, diyor- lar, doğru mu? — Doğru olacak. Bence aslı olmıyan hiçbir şey söylenilmez ve her söylenilen lâfın aslı vardır. — Abdülhamit ilâç alır mıydı? Korkmaz mıydı, içine zehir katar- lar diye... — Noye zehir katsınlar ? — Eh... Evham bu ya. Derler ki o, her şeyden korkarmış, ge- €e yatarken bile tabanca bulu- nurmuş yanında, Hem nasıl gir- din sen saraya? — O zamân eczacı mektebi askerl idi.. Biz de o mektebe harlci olarak devam ederdik. O vakitler — sivil talebeye — barlei derlerdi. Harici talebenin hepsl rum, ermeni, yahudi idi. — Türk olarak biz 3 kişi devam ederdik mektebe, Ben, Ibrahlm Hakkı, Beypazarlı Osman. O zaman memlekette —iki tanecik Türk eczane vardı. Biri Vefada Hamdi. Diğeri Divanyolunda Ziya. Bon mekteba 306 da girdim. 309 da diploma a!ldım. Eczane açacak ve Üçüncü Türk olarak çalışmaya başlıyacaktım. Hazırlıklara başladım. — Birgün eve bir hünkâr çavuşu geldi. Be- nl saray ser eczacısı Bekir bayin istediğini söyledi. Saraya gittim, eczacı O zaman piyasada olduğu gi- bi sarayda da bütün ecracılar Hiristiyandı. Zaten Türk eczacı yetişmiyordu. Saray ecracılığında iki eczacılık boşalmış, iki eczacı alacaklar mış, hüuküra arzetmiş- ler, hünkâr da : — Hiç Türk eczacı yok mu, bizde eczacı yetişmiyr mu? Diye sormuş, bunun lzerine mektepten tahkik etmişler ve bi- zim diploma aldığımızı Üğren - mişler. Bana bunları anlattıktan sonra: — İşte oğlum, seni bunun için çağırdım. Seni de arkadaşın Ib- rahim Hakkıyı da buraya alaca- ğız, dedi. 310 da saraya girdim ve tam 14 yıl sarayda eczacılık yaptım. Amma biz nöbet sczacısı idik. Yani sultan'arın, saraylıların, şeh- zadelerin, kadınefendilerin, sabık hünkâr Muradın ve sairenin ilâç- larını yapar, Abdülhamite ilâç yapmazdık. — Onun ilâçları dışarıda mı yapılırdı? — Hayır.. O da sarayda yapr- hırdı. Sarayda yapılırdı. amma onun husasl — eczanesi vardı ve oraya Bekir Beyden başka kimse girmezdi. Ben 14 yıl sarayda çe- lıştım, adeta Bekir Beyin muavinl vaziyetine geldim, Hamldin ecza- nesine her zaman giderdim. Fakat bir gün bile eczane kısmına giremedim. Hep biro tarafında otururum onun - ilâçlarını Bekir Bey kendi elile yapardı ona bü- yük bir itimadı vardı. — Sarayda mı yatardınız? — Elbette, yalmız izinli oldu- gamuz zamanlar çıkardık, — Maaş mı alırdınız? — Evet, ben 10 lira maaşla du Bıxı maaşta altın değli, me cidiye verirlerdi. — Bittabi yemeği de saraydatt yerdiniz. — Tabil, saraydan yerdik am' ma, bedava değil. — Acayip. — O zamanlar Beşiktaşı “O: cak tütmez,, mahallesi derlerdi. Her akşam saraydan tabla tablâ yemek'er çıkar, sokaklarda satır lırdı. Koca bir hindi dolması (bü- tün olmak şartile) 6 kuruştu. On kuruşa, içinde on kişiyi tıka basa doyurabilecek çorbasından pilâs vına, tatlısından tuzlusuna kadar dar en az 7-8 çeşit yemek bulur nan bir tabla satın almak müm” kündü. Abone olursanız bu fiat ta yarı yarıya ucuzlardı. Bu vazi- yette yemeği para İle yemekle, parasız yemek arasında fark ka- lır mı?, — Ne vakit çiktınız saraydan? — 324 de, Abdülhamit hür- riyet lân etmeye mecbur kaldığı zaman bizden şüphelendi. Halep askeri hastanesi baş eczacılığına tayin etti ve bizi saraydan uğ- rattı. Meşrutiyet ilân edildiği za- man da rütbemi indirdiler. Ben de istifa ettim, döndüm, geldim, 327 de Cağaloğlu eczanesini te- Bis ettim. O gün, bugündür ec- zacılık eder, dururum,—Salt Koesler Salt Kesler Civan Alinin Söyledikleri Ve İki Nokta Dün şoförler arasında Civan Ali ile konuşurken, onun Çoban Mehmedi yendiği yazılmıştı. Bu «öz, herhalde ciddi bir güreşin Sonucu olmıyacaktır ki Civan Ali bize tekrar gelerek Çoban Meh- medi yenmediğini söylemiştir. Yine kendis'nin sonra yaptığı izaha göre, şoförlerin doktorlar- dan fazla para kazandığı iddasını ihtiyat kaydile karşılamak lâzım gelmektedir. Florya Yolundaki Vak'a Münasebetile ( Baştarafı 1 inel yüzde ) izale etmek İsterim. İşin iç yüzü budur: 15-16/8/935 gecesi saat 23 te Çobançeşmeden — şehre gelmek için vesait bulamı komisyoncu Adil, Zekeriya ve Meliha 1simle- rinde iki erkekle bir kadın yaya olarak Aasfalt yoldan — gelirken Floryadan dönmekte — olan ve içinde yalnız asistanları bulunan Doktor Osman Şerafettine ait otomobile —boş taksi — olduğu zannile binip İstanbula gelmek için otomobilin önüne geçerek durdurmuşlardır. — İçinde — yolcu olduğunu görünce bırakmışlardır. Bu sırada şoför ile bunlar arar sında ağız kavgası başlamış ve bunların içindnn Zekeriya otomo- bilin camma bir yumruk vurarak camı kırmıştır. Bu hâreketinden dolayı polisçe yakalanarak hak- kında kanunl! muameleye başlan” mıştır. Bildiririm. Emniyet Direktörü Imza (Son Posta: Biz Bu hâdise- yi tahkik esnusında şoförün şikâ- yetinide gözönünde bulundurm #” tuk. Şoför tecavüze uğradığı çeke linde şikâyette bulunmuş ve o yok da bir iddla Üzerinde durmuştur. Demek polisin incelemes nde yu* karıda yazılan — neciceye Vari ıirdl-.ıoınıııııımlâlııol-ımwı.l * eee D l A e BK