Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
14 Ağustos — Hergün Iroçkiye Göre © İtalyan Matbüâtı |e Asılanlar Troçkiye Göre Harp Olacak Troçki, eski Bolşevik Harbiye Komiseri, Italya ile Habeş ara- sinda muhakkak harp olacağını söylüyor. Onun görüşüne göre İtalya Öönce muvaffak olacak, fakat sonra memleket içinde başlayacak kar- gaşalıklar — yüzünden — davasını kaybedecektir. Yine Troçki, — Japonya - İle Rusya arasında da harbi, çekl- hilmesi İmkânsız bir hal olarak kabul ediyor. Yalnız Japonya daha bir sene kadar hazırlıklarına devam edecek ve sonra birden taarruza geçecektir. Görlünen köye kılavuz İstemez derler. Troçkinin görüşünde bir fevka- lâdelik yok. Fakat dünya hadise- lerini hepimizden daha — büyük bir alâka ve bilği ile taklp eden, tabık Sovyet Rusya — harbiye komiserinin bu görüşlerini ehem- miyetle telâkki etmek lâzımdır, Çünkü onun görüşü başka görüş- lerden daha isabetli olabilir. Troçkiyi bu işte alâkalandıran gey, İtalyan - Habeş ve Japon - Rus harbinin bir cihan harbine başlangıç olmalari — ihtimalidir. Bu itibarla da bu görlişün ehem- imiyeti vardır. x İtalyan Matbüâtı Italyada 84 yevmi gazete çı- kar. Bunların yalnız dokuzu doğ- rudan doğruya faşlst partisinin organıdır, diğer gazeteler, yalnız matbüat müdürlüğünün kontrolu- na tabidirler. Bu bakımdan İtal- yan matbüatı, Alman matbüatına hisbetle daha serbesttir, bunun için de Faşist gazetelerin satışı gayetaz olduğu halde, güya ser- best olan diğer gazeteler satışla- rını muhafaza edebilmişlerdir. Halk, dünyanın her yerinde kendisine dikte edileni değli, ken- di fikrini beyenir. Kendi fikrinin ifadesini de az çok serbest gaze- telerde bulunacağını zanneder. Bu basit kaide, hangi gaze- telerin niçin satıldıklarını anlat- mıya kâfidir, sanırız. * Asılanlar Rusyada ikli kooperatif me- muru ihtilâs suçundan — dolayı ölüm cezasına mahküm edil- mişler. Ölüm kötü şey. Ölüm cezası medeni cemiyete yaraşmıyor artık. Fakât bir hastalığı kökünden kazımak için bazan böyle radikal tedbirlere ihtiyaç vardır. Bir da- vayı hakikate çevirmiye çalışan İnsanlar, o davayı çürütenlere karşı insafsız olurlar. Devletin kasasından para çalan adam, bu davaya en büyük düşman olan İnsandır. ve onun cezası, dava hamına ölümdür. Emniyet Direktörlüğünün Gazetemize Bir Tezkeresi ( Baştarafı 1 Inci yüzde ) berin gazelenizin aynı sütunun- da tekzip edilmesini İsterim. (Son Posta: Bu haber doğru olmı«- Yabilir ve böyle bir vaziyette herkes- ten ziyade biz teesalir duyarız. Fakat bunda Son Posatanın hiçbir suiniyeti Yyoktur. — Fedakârlığının ve — vazife Severliğinin &: yısız delilleri her zaman Sütunlarımızda yer bulan Türk polisi hakkında fena izler bırakmak aklı- M z!an bile ğeçmiyeceğini söylemiye - | Resimli Makale artırmak üzere bir münebbih âlırlar. yardımına muhtaç olanlardır. Bazı pehlivan ve boksörler, hattâ bazi avukat ve hatip- ler, ringe ve kürsüye çıkacakları zaman, Bunlar bir kavga için veyü davalarını müdafaa için kendi öz kuvvetlerine inanamıyan ve yabancı bir maddenin Hayat kavgasında da birçokları, ortaya çıkabilmek için cevaretlerini T kaktır, münebbihe muhtaçtırlar. Hayat kavgasına başlı başlarına giremezler. Yanlarında ellerinden tutan, veya kendilerine destek olan birini ararlar. İnsan her vakit bu yardımcıyı bulamaz. O vekit kavga da yalnız ve yardımsız kalır. O vakit mağlübiyet muhak- Öz kuvvetinize güveniniz, başkalarının yardımına değil. Adliye İçinde Bir Dolandırıcılık Dün sabah Adliye binası içinde çok tuhaf bir dolandırıcı- lik vak'ası olmuştur. Saat (10) sıralarında Adliyenin en Üst korl- dorunda Ayşe adında bir kadın el çantasını açarak paralarını karıştırırken yanında bulunan bir adam: — Bakayim şu parayal, Diye kadıncağızın elinden beş liralık banknotu almış ve avucuna tSıkıştırdığı gibi merdivenlerden aşağı inmeye başlamıştır. Işin farkına varan kadın hemen arka- sından koşarak:' — Yetişin, paramı aldı, ka- çıyor! — Tutun şu dolandırıcıyıl — Polis, polisi. Diye feryat ederek adamı yakalamaya çalışmışsa da binanın çok tenha bulunmasından, beş lirayı dolandıran adam merdiven- leri dörder, dörder atlıyarak kaç- mıştır. Bu adam Adliye binası içinde iş takip etmek bahanesile sık sık görülen ve “ Kara Mehmet ,, namile anılan birisidir. Fakat, Ekmek Fiatları Artmayacak Iki gündür buğday piyasasında hissedilir bir yükseliş vardır. Bu yükselişin sebebi, buğday - ğelişi- nin yine azalmış olmasıdır. Mah- sul henüz harmanda olduğu ve döküm — haline gelmediği için buğday ar gelmektedir. Fakat bu yükselişin ârızi olduğu ve ek- mek fiatlarına tesir etmiyeceği söylenmekte, hattâ bugün yarın yine bir fiat düşüklüğü beklenil- mektedir. Dün borsaya 199 ton buğday gelmiştir. Yumuşak buğdaylar 5 kuruş 32 paradan 7 kuruşa kadar, sert buğdaylar da 4 kuruş 30 paradan 5 kuruş 5 paraya kadar satılmıştır. Ekmek 11 ku- ruşa çıktığı zaman yumuşak buğ- daylar 7 kuruş 35 para İle 7 kuruş arasında satılıyordu. Ara- daki fark ekmek fiatına tesir etmiyecek kadar azdır ve ekme- ğin bugünkü fiata göre ve buğ- dayın yükselmiş olmasına rağmen hiç olmazsa İ0 para İndirilmesi icap etmektedir. DAHİLİ HABERLER Buğday Piyasası Yine Yükselmeye Başladı | İstanbulun Bayındırlık İşleri Belediye şehrin bayındırlaştı- rılması etrafında çalışmalara baş- lamıştır. İlk olarak Eyüp - Emin- önü sakasının bayındırlaştırılması kararlaştırılmış, müzeler Idaresin- den bu sahadakl âsârı atikanın bildirilmesi iİstenilmiştir. Müzeler idaresi bu sahada Yenicami, Mı- sırçarşısı, Rüstempaşa camli, Ci- balide bazı eski binalar ile Gül cami, Ayvansaraydaki kale par- çasından başka âsârı atika olma- dığını, Eyübün baştan başa âsârı atika ile dolu olduğunu bildirmiş- tir. Şimdi müzeler idaresinin bu bildiriğine göre bir bayındırlık hazırlanmaktadır. Haritada Emin- önü - Eyüp tramvay güzergâhı ile yeni açılacak caddeler ve İstim- lâk edilecek yerler gösterilecektir, Hafriyat Ve Evler Sultanahmette yapılan kazıda mo- zaiklerin bir kısmının evler altına rastladığı görülmüş, fakat tasarruf hakkının Asârıatika — araştırmalarına engel olamıyacağı anlaşılmıştır. Eğer bu evlerde bir sakatlık husule gelirse ev & ahiplerine tazminat verilecektir. Kısası Sözün Çocuğunu Boğan Ana Ek -T& —a Okuduğum zaman, tüylerim Ürperdi. Ana, evlâdını boğarmı?. Boğmuş işte. Bakmak, okşamak İncitmemek için yaratılmış o ka- dın, hem de ana elleri, bir güna- hın, günahsız mahsulünün incecik boynuna sarılmış, sıkmış, sıkmış ve onu öldürmüş. Nasıl yapmış bu işi? Bu cina- yatl işlerken kalbi nasıl durmamış.. Parmakları nasıl titrememiş.. Göz- leri nasıl yaşarmamış.. Benliği nasıl isyan etmemiş?i. Bu kadın, yarın karşısına çıka- cağı hak yerinde, suçunu mazur göstermek için ne bulacak acaba? Onun söylemek Istiyeceğini ben aşağı yukarı biliyorum. Di- yecek ki: — “ Ben kimsesiz, fakir bir kadınım. El kapılarında hizmetçi- lik ederim. Birgün, yabancı bir adamın tatlı sözlerine ktapıldım. Insanım. Nefsim de o adama yar- dım ediverdi. Bir günah İşledim. O günahın mahsulünü dokuz ay karnımda taşıdım. Ve dokuz ay, bu doğacak çocukla beraber ne olacağımı düşündüm. Ikimize bir- den mukadder olan derin bir sefaletti. Bir başıma iken bile güç barındığım yabancı yerlerde, kucağımda bir de çocukla beni hiç barındırmıyacaklar, sokağa atacaklardı. Bu hakikat, dokuz ay, zihnimde bir kâbus gibi beni Iz'aç etti. Büyüdükçe büyüdü.. Zaten tam ve olgun olmıyan şuu- rumu altüst etti. Neticesl malüml!,, Fakat, kanın bunu dinleml- yor. Evlât katiline müsâmaha edecek kanun hiç bir yerde yoktur. Kanun, bu kadını affetse bile sosyete affetmer. Fakat sosyetenin onu affet- memekte hakkı var mıdır? İşte mesele burada! Nefsine galebe edemiyen ka- dına Fahişe dedikçe, nikâhsız babadan doğan çocuğa “piçl,, damgasını vurdukça, kimsesizlere bir yurt temin etmedikçe ve hele çocuğu bir engel saydıkça, soz- yete, evlâdını boğmak istırarında kalan yüreksiz ananın en büyük guç ortağı, onun hattâ müşevviki ve muharrikldir | | Notlarından Şehrimizde sivrisineklerle mücadele edön bir heyet vardır. Bu heyet bilhassa Kadıköy - Erenköy mıntaka- larında uğraşmakta, mücadele nizamnamesini tatbik etmektedir. Erenköyünde oturan bir yazıcı sivrisinok- lerin orada, mücadeleye rağmen hâlâ ferman okumakta İSTER İNAN İSTER İNANMA! İSTER İNAN İSTER İNANMA! olduklarını yazdı. Buna karşılık veren mücadele heyeti başkanı ise, orada tetkikat yaptırdığını, sivrisineklerden eser kalmamış olduğunu, orada görülen küçük haşere- “tatarcık,, olduğunu söylemektedir. Bize kalırsa, tatarcık, sivrisineğin küçük kardeşi bu hağereler ile lâyıklı mücadele edildiğine; olduğuna göre, Bir Doktorun Günlük Çarşanba | LA Tütün Tiryakiliği Muayenehanemde otuzbeş — yaşında bir Bayan muayene ettim. Şiddetli bir kalp çarpıntısından ve baş dönmesinden ıztırabı - vardı. L Göğsü geceleri tıkanacak gibi olu- yor ve uykudan çarpıntı İle uya- nıyormuş. 1 — Uzvi olarak kalpte bir has- tahk bulamadım. 9 — Ciğerlerinde müzminleşmiş bir nezle vardı. 3 — İştihası yoktu. 4 — Hayatından değildi. Bütün bu ârızaların başlıca sebebi tütün tiryakiliğinden ileri geliyordu. D —-İhk su banyoları tavsiye ettim. 2 — Müsekkin bir posyon verdim. Ve bilhassa (tütünü ) — terketme- sini tenbih ettim. hiç memnun (*) Bu notları kesip saklayınız, yahut bir albüme yapıştırıp kolleksiyon yapı« nix. Sıkıntı samanınızda bu notlar bir doktor gibi Imdadinıza yetişebilir. HSNT Ti A