9 Ağustos 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

9 Ağustos 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

-Lkısı Bir An El Ele Kaldılar, Yanan Fener, Yerde Sönük Işıklar Titretiyordu.. ' hanım dedi büyük terbiyesizlik — | Size nıtgıldıglmo öyle memnünum ki.., Öyle korkuyor- dum ki, Delikanlı onun elini tuttu. Ve İki avucu — içinde hafif, hafif sıkarak: ' — Artık korkmayımnız | dedk Ben buradayım:... Genç kız elini onun elinden çekmemişti... İkisi de bir an böyle elele kaldılar. Yanan fener yer de unutulmuştu, ıslak halatlarla gönç bizm ayaklarını gösterk- yordu. Bu fener ışığının sayesinde yine genç kizin yüzü sezilebiliyor, çizgileri tahmim - edilebiliyordu. Delikanlı aet bir sesle: — Tabit dedi artık son za- manlarda deniz*de dolaşmak it- yadımı kaybettinizde... Yahız ka- hp biraz dâ geçlklneo korkuyor- sunuz. Kâmran bu seıîn sitem — ma ı çanladı.. fakat ayni zamanda bir şey, büsbütün başka bir şey hazerıdikkatini cel- betmişti. Son, zamanlarda diyor- du. Son zamanlarda;.. Kâmran Modaya geldiklerindenberi hemen her gün Ali Vamıkla geziyordu. Ondan evvelki zamanlarda İisa... Osman Feyzinin © ramanları bilmesine Imkân varmiydi! | — Ben hiç bir zaman yalnız 'gezmerzdim ki! Dedi. |» — Hiç bir zamann mı?... Ev- velki seneyl — hatırlamıyorsunuz galiba... — evvelkl sene mi?.. | — Evet Bebekte olduğunuz gene. (— Genç kiz memnuüniyetle karı- gan bir hayretle sordu: ı — Siz, beni.. — Evet ben sizi hep kız kar- “deşinizle birlikte görürdüm... O zaman yalknızdınız.. Dalma yalnız ikiziz. h — İkiniz. Diyorsunuz demek yalnız değildim. — Kızkardeşinizin size rafa- kat edişini ııviyord_. -Fakat şimdiki muhitiniz. | Na tuhaf bir çocuk dlyı dü- .nndü Daha iki kere konuşu- “yorlardı. Ve utanmadan kendi dostlarım tenkit ediyordu. Hid- detinden korkusunu unutan Kâ- muram dirseğine dayanarak doğ- 'guldu : ü " K— Şimdiki “muhitimi neden | begeıımiyo;ıumır? Dedi ben şimdi 'erkek kardeşimle dolaşıyorum. — Arada, sırada erkek kar- deşinizle dolaşıyorsunuz. Fakat ben sizi ekseriya baba parası yiyen bir talım tufeylilerle gö- 'güyorum. Kâmran W oldu: — Osman Bey dedi. Aramır- daki samimiyetin — biribirimizin dostlarım tenkit edemiyecek ka- dar derin olmadığını — zannet- mekteyim. ı - Yoksa ben de sizin dostları- nız hakkımda fikirlerimi söylerdim. — Affedersiniz amma benim dos'larım hepsi kendi halinde ve heps. iyi insanlardır. — Benim desilarım da... Baen hepa'ni severim ve aleyhlerinde bulurulmasına müsaada etmem. P Genç adam yaptığı terbiye- ııhliği anlıyordu., Ayağa kalktı. VEğildi Affedersiniz beni Kâmran gizlediği 'Kadıköyde — Muhakkak Bir Deilno Var Yazan | Hatice Hatip 9-8- 935 - .SON POSTA yaktım... Fakat inanımız bana sizinle çok az tanışıyoruz... Fakat | konuştuğumuz kısa dakikaların | haricinde sizi o kadar çok dü- şündüm ki... Size kendimi ya- bancı hlissetmedim... Ve çok yas kın birila konuşulan samimt bir Ülsanla konuştum. Genç kızın kalbi çok kuvvetli vurdu. Ona elini uzatmak, ona iyi bir söz söylemek istedi: — Ben de size darılmadım Osman Bey dedi... Yalnız size anlatmak istedim ki... Osman Feyzi birden arkaya döndü. Ve, sinirli karu bir sesle genç kızın sözünü kesti: — Modaya gitmek istiyorsunuz değli mi?. Şimdi- direklerin yanına doğru yürümüştü. Hep ©o ahenksiz ve kuru sesle: — Lâmi, Lâml diye bağırdı, hey neredesin? Ne o kotrada yalnız değiller miydi? Birden karanlıkta, geceden koyu bir karaltı peyda oldu. — Ne var? Diyordu, bu siyah eisim.. Sanki demindenberi konuşulan sözleri, olan hâdiseyi duymamıştı. — Lâüâmli, Lâmli.. Biraz terbiyeli konuş.. Kotramızda misafirimiz var.. — Kim var misafir bakayım. Nereden geldi misafir? — Ay. demlndıııbırl gürül- tümüzü duymadın mı 7. — Yooo.. Hiç bir şey duy- madım, uyuyordum. ÂAmma ne uyuyordum. | Ve yere eğilerek feneri alıp kaldiırdı. — Bana karanlık yapıyorsun, — Fakat kendim nurlanıyorum. Bu delikanlı güzel, irl bir ço- cuktu, Üzerinde kolları sıvalı bir gömlek vardı: — Oo Hanımefendi, sofa gel- diniz efendim.. Nasıl geldiniz bi- ze gökten mi düştünüz? — Hanımefendiyi tanıyor mu- sun 7? — Elbetta ayol... niyorum. Balo gecesl... — Evet hatırladım — efendim. — Feneri bana ver bakayım, — İşte — Haydi sen de Kâmran Ha- nımın yanına otur, onu eğlendir, Modaya gideceğiz, * Yelkenler istekelz isteksiz şişti. AlHahtan denizin — üstü — ak- şamkli kadar — havasız — değildi | hafif bir rüzgâr vardı. Lâmi genç kızın yanına otür- muştu. Kâmuran : — Evde benl merak ederler dedi. Çok geç kaldım. — Yok canım... geç mi yaT. Elbettae ta- O kadar — Baksanıza yaz akşamı için bu kadar karanlık... Saat dokuz buçuk olmalı.., ( Arkası var) 2MılyonK ylüNamına Hü kümetten Rica Ediyoruz ( Baştarafı 1 inei yüzde ) yetiştirdikleri temla ve — güzel mahsulden dolgun lızııç umu- yorlar. Fakat yurt için bir ııı'ol teş- kileden bu nmefis mahasuller kar- şısında sadece kendi hasis ka- zançlarını düşünen bazı komed- yacı tacirler, ticaret perdesi ar- kasımda şimdiden rol almaya baş- lamışlar, bir takım yalan şayia- lar çıkarımya yeltenerek köylüyü endişeye düşürmiye — koyulmuş- lardır. Ben, en salâhiyetli makam- lara başvurdum ve kat'i öğren- dim ki Ege mıntakasının bu ge- neki Üzüm ve İncir mahsulü çok nefte ve temirzdir. Bu sebeple dışardan İyi müşteri bulacak zengin kazanç temin edecektir. Bu açık vaziyet karşısında hiç sıkılmadan — bir takım — heze- yan mahsulü şayialar çıkara- rak — köylüyü korkutmak — yö bu namuslu insanların alın terle- rini kendi kasaları hesabına İstiş- mar etmek İsteyen bazı kimseler vardır ki ağız açacak fırsat bulu- yorlar. Halbuki — kanunlarımız açıktır.. Memleket — mahsullerini kötülemek — isteyen yalancıların şiddetle cezalara çarptırılmalarımı emretmektedir. Bu kanunlar, ihra- cat mallarımızın satışını durgun- laştırmaya yeltenenler için ağır cezalar koymuştur. Haber aldığıma göre, hükümet bu tacirlerin oynamak İstedikleri komedyadan — haberdar — olmuş, bunun önüne geçmek için hare- kete girişmiştir. Başbakan Ismet Inönünün de, bu İşi tetkik etmek Üzere, seyahatini İzmire kadar uzatacağı haber almıyor. Fakat iki milyon köylü bu komedyacıların bir an önce sorğu altına ahnmaları dileğindedir. Tramvaylarda 30dan Faz- la Bilet Kesilmiyecek Şimendifer, otobüs, vapur gibi rakip vesait olmıyan bazı hatlara tramvay şirketinin az araba İşlet- tiği ve bu yüzden günün her saatinde tramvaylarda izdiham olduğu iddla edilmiştir. Tramvay şirketinin tramvay- larda en çok 30 yolcudan fazla- | sına bilet kesmemesi kararlaştı- | | içinde bilet kesilmiş otuzdan fazla rılmıştır. — Belediye — memurları tramvayları kontrol — edecekler, yolcu bulunan tramvayları tesbit ederek belediyeye bildireceklerdir. Yeni Soyadı — Milli Müdafalli Vekâleti hava İlevazımında Binbaşı bundan önce, burada, L Dinarlı İle Gür eşMeseles Artık Halledılmelı ( Baştarafı 1 inci yüzda ) Va bunu haber alan amatör pıhllnılıuınııdaıı bazıları fede- rasyona başvurarık Dinarlı — ile görüşmek İatediklerini bildirdiler. Hattâ, bizzat federasyon — bu İstekte bulundu. Kendisine bir nevl meydan okutduğunu haber alan Dinarlı, diğer güreşleri de tertip ettiği- mizi bildiği için bize başvurdu, ve: — Ben, dedi, — memlekete, güreşmeye — değil, — dinlenmeye gelmiştim. Falut benimle güreş- mek - İsteyenler — çıkınca, kabul etmek mecburiyetini duyuyorum, Bu itibarla, Tayyare Cemiyeti menfaatine, Üç güreş yapmaya hazirım, İstenilen karşıma çıkarı- labilir. Ancak, ben, Avrupada ve Amerika'da Pankreas usulil güreş- meye alıştım ve yağlı güreşte İhtisasımı kaybetmiş bulünuyorum. Hele alafranga güreşi hiç bilmem, Bu iİtibarla, karşıma rakip çıka- tanların bu noktaları unutmama- larını İsterim. Biz, bizim organlzasıyonumuz altında güreşmeyi isteyen Dinar- hoın bu cevabı üÜzerine federas- yona başvurarak federasyondan çifâhi olarak: -— Dinarlı, Amerikaya gîdell İki esene olmuştur. Dediler. *Ğ, senelerce serbest güreş yapmıştır. Ve biz ketidisinin karşısına, vaktile iyi bildiği usullerda güreşecek rakip- ler çıkaracağız. O, dünya şam- piyonu olabilir. Buradaki güreş- cilerlmizde, nynl unvan Içln gü- reşebilecek kuvvettedirler. Fakat Dinarlı, burada hiç kimsenin — bilmediği — Pankreas usullle görüşmek İsteğinde ısrar ederse, karşısına rakip çıkarmı: yacağımız tablidir. Onun pankreag usulile göreşmekte srar etmesi, santraçtan başka oyun bilmeyen- lerle dolu bir kahveye girip de tavlada meydan okumaya benzer. Biz, federasyonun cevabını da Dinarlıya bildirdik. O: — Ban, dedi, kimseye mey- dan okumadım. Beni güreşe ça- gırdılar. Sadece hangi usuülde güreşmesini bildiğimi — söyledim. Onların serbest güreş nizamlarıni göreyim. Eğer becerebileceğime aklım keserse, ringe çıkarım, Ya- pamıyacağıma hükmedersem, kalır. Bu cevabı da duyan federas- yon, Dinarlı ile temasa girişmek İstemiş, ve kondisini gerek tele- fonla, gerek mektupla, gerek adam göndererek aratmıştır. Fakat buna rağımen, bu temas henüz mümkün olamamıştır. Bizce Dinarlı, federasyonun davetine icabet ederek hüsnüni- yetlni göstermelidir. Dinarilınım pehlivanlarımızla boy ölçüşünü seyredebilmekliğimiz, bu temasın bir anlaşmayla netlcelene - mesine bağlıdır. Bu anlaşma da tarafeynin göz- tereceği fedalktârlığa bağlıdır. Biz, hem hava kurumunun menfaati namına, hem de bu güreşleri haklı bir sabırsızlıkla bekleyen meraklılar namma, bu temasın bir anlaşmayla netlcelen:- mesini tımoımı ediyoruı. Üstteki resim Yemiş iskelesine cıvar kıyıyı, alttaki: bir ihtiyarın süprüntü arabasını sofra ittihaz ederek karın doyuruşunu - göste- riyor. Bu kıyı ve o İhtiyarın res-. mini aldığımız sırada bulunduğu Yemiş Sahilleri Burun Dü- şurecek Koku Neşredıvor içindedir. Hele sahile vuran kok- muş ve ekşimiş karpuz kakuk- larından teraşşuh eden pis koku tahammül edilemez bir şeydir. Halk Medat Allah diyor. Pu istimdat sesi hemen belediyenin Bay Şabamn suyadı olaruk Sönmez'l 8 Perşember " 9 Cuma 1o Cwnatesi, I1 Pazar günü akşamları saat 21 de DELİ DOLU Yazan: Ektem Roşit Bösteleyen: Cemal Reşlit Bobek, İstanbul, Şişllye tramvay vardır. ııı Mf? “aiııw:ıi sokak, tarif edilmez bir pislik | kulağına akeeyleye. Tepebaşı PİESTANY KAPLICALARI - Hebebut Betedigeei n : Mütehrsassınlar; Romatirma iç'n Mm Belediye, babeceslade *0 - yüz yi tr:dıvı etmesi, radyo ak- tivli &w ve çımurlarının tesiri şif e, sıkhate nafi iklimi ve kaplıca müdi- ” riyetince idare ve her keseya elve- rişli götürü fiatlar tesbit edilen otel- lerinin ebabı istirahati itibarile Pieca- tany kaplıcalarımı — tavsiye ederler. Fazla tafsilât için İstanbu.'da Aşır Efendi caddesinde Hubyar hamında 12. 14 mnumaralarda acentası S. JA- COEL MAHTUMLARI müecssesesine müracaat.

Bu sayıdan diğer sayfalar: