Gazetelerde Gö rülmüş Bir Fıkra Amerikada, İşten çekilmiş, son derece zengin ::: cı;:;ık:_& fakat o nisbette de hasls bir adam yesi yanında bir dos tunun oğlu olduğu halde geçen gün sabah gezintisini yapıyormuş, karşısına vücudü sakat bir dilenci çıkmış, fakat zengin bakmadan geçmiş, o zaman da yanındaki genç sormuş: — Niçin bir kaç kuruş verme- diniz,, Belki karnı açtır! Zengin durmuş: — Beş kuruş vereyim, demiş, fakat hangl gözümün sakat oldu- ğunu bilmeniz şartile! Delikanlı durup bakmış, iyice tetkik etmiş, sonra: — Sol gözünüz camdandır, demiş, fakat okadar İyi yapılmış ki hiç belli değili! — Pekl siz nereden anladımız? — Öbüründe merhamet kırın- tısımın küçük bir aksi vardı da ondan anladım. * Fıınnnıı Thnon — şehrinde altı kuşak çocuğa malik bir alle yaşamak- adır. Bu ailenin adı Borgos'tir, ç- lerinde en büyükleri bir kadındır ki, torununu görmek saadetine ermiştir. Bununla beraber yaşı pek fazla da değildir. Ancak 86 yilım- dalar. Fakat erken evlendiği gibi, dünyaya getirdiği ilk çocuğu da erken evlendirmiş, onun çocuğu- da büyük ninenin eserini takip etmiştir. Fransız hükümeti bu sileye paraca yardım edecektir. * Dınyıdı altın madeni Üze- rine kurulmuş bir şehir vardır, adına Sa- ü derler, do herhangi bir evin bahçesini kazsanız muhakkak iki Üç metre derinlikte altın tozu bulursunuz, fakat bu tozun miktarı o derece azdır ki, toplamıya teşebbüs edi- lecek olursa ele geçecek miktar Ihtiyar edilecek masrafı koruya- maz. Bir Doktorun Günlük Notlarından Çarşamba () Ekzema Bugün gelen bir hastamı Ellerinde ve parmak uçlarında kaşıntıdan ve dizlerinde ayak mafrallarında ( oynak yerlerinde ) ağrıdan şikâyet ediyordu. Kamı tomizdi. İdrar muayenesinde: Yal- niz oksalatı — ( Oxalat ) — fazla miktarda vardı. Kabız çekiyordu. Baş ağrımından muztaripti ve ol- lerindeki — kaşıntdar — üykusuna mani oluyor ve günden güne za- yıllıyordu. Kuraciğer — vazifesini iyi yapmadığı ve salra yolları azaldığı için bozulan hazım vü- cuda zehir tesirini yaplığından ekzema husule gelmişti. 1 — Ekzemaları için ( Meta vak. ven ) serumunu. 9 — Kabısı için: Bir hafta Turla suyu veyahut ( Karlabat tuzu ) kullanmasını. 8 — Tuzsuz ve haşlanmiş sebze ve tavuk eti yemesini tavsiye #ttim. 4 — Bir veri Arsenik — iğneleri yapılmasının faydalı — olacağını söyledim.. 5B — ( Bira mayası) yemeklerde bir kahve kaşığı biraz su - içinde almasını tenbih ettim. () Bu notları kesip saklayınız, yahut bir albülme yapıştırıp kelleksiyon yapı- M Sıkinti samammıda bu motler bir doktor gibi lmdadınıza yetişebilir. Macera Meraklısı Bir Afacan Vakit vakit kaybolan çocuk- ların isimleri etrafında türlü türlü şayialar çıkarılıyor ve bu şayia- lar bir sokaktan bir mahalleyi, bir. mahalleden bir semti, bir nihayet Bu kaybolma hâdiselerinin ya- nız dedikodusile geçinenler, İşin sonunu Ööğrenemedikleri için her tagayyüp hâdisesi onlarca csra- rengiz kalıp gidiyor Muhakkak olan cihet şurasıdır ki polis, ber kayıp müracaatı karşısında İşi ehemmiyetle takip eder ve bir netlce almadan bırakmar. Bu kabilden olmak üzere, ev- velki gün ortaya bir haber gıktı : * Başiktaş tramvay kondoktörlerinden — Osmanın © yaşındaki çocuğu Nejat Uç gün- denberi kayıptır. Ana ve babası merak içindedir. Çocuk ber ta- rafta aranmaktadır. ,, Biz, bu şayla ile beraber kay- bolan Ççocuk — meselesinin — ta- kibine bir muharririmizi memur ettik. Şimdi size bu takip ve tahkikin neticesini arzedeceğir: Kaybolan küçük Neojat Beşik- taş deposu planton namzedi Os- manın çocuğudur. Beşiktaşta Şen- likdede mahallesinde seki mektep sokağında oturmaktadır. Şimdi sekiz yaşını bitirmiş olan bu çocuk bundan beş sene evvel yevm! gazetelerden birinin tertip ettiği gürbüz çocuk ml- sabakasına girmiş ve birinciliği almıştır. Nejat eline geçen çocuk mec- mualarını okumakta ve bunlardaki Asya ve Afrikadaki seyahatler | hakkında resimli yazıları takip etmoktedir. Mahallesinden bir tarafa ay- rılmayan Nejat, cumartesi günü saatlerce ortadan yok — olunca ve hemen polise müracaat etmiş- lerdir. Babası Osman, çocuğunun fazla zekâsını ve seyahat mera- kını da — nazarı dikkate — alarak bütün vapur acentalarını hâdise- den baberdar etmiştir. Bu çocuk üç gündenberi arana dursun, nihayet dün sabah saat yediye doğru zabıta memurları Osmanı evinde bulmuşlar, çocu- ğunun meydana çıktığını söyle- yerek kendisine teslim etmişlerdir. Nojat, evden ayrı kaldığı üç gününü nasıl ve nerede geçirmiş? Onu da koendi ağrından dim- leyelim | * — Ben çocuk mecmualarında resimli seyahat yazılarını çok okurum! Bütün düşüncem, Asya ve Afrikaya gidip arslanlar, kap- lanlar arasında hüküm sürmektir. Cumartesi günü bu fikirle ev- den çıktım. Galata — rıhtımina geldim. Rıhtımdaki bir geminin baş tarafında “Asya,, yazılı ol duğuna gördüm. Ve bu geminin Asyaya gideceğini umarak sevin- l dim. Tayfalar gemiyi yıkayorlardı. semtten bir başka semti aşarak : bütün gşehire yayılıyor. | deposu | ailesinin nazarı dikkatini celbetmiş | Küçük Nejat, gürbüs çocuk birincisi ilân edildiği zaman Evinden Kaçarak A—slan,*Kaplan Avına Gitmek İçinGülnihal VapurunaAtlamış Vapurun ne zaman kalkacağını onlara sordum. iki gün sonra hareket edileceği cevabını ver- diler.. Müteessir olmuştum. O geminin Ust tarafında da “ Gülolhal ,, vapuru duruyordu. Onun ne zaman kalkacağını sor- dum, “Biraz sonra,,. dediler he- men girdim, yolcuların arasına karıştım... Az sonra vapur hareket etti. Denize açıldık, gidiyorduk Saatler geçti. Arslanlı kaplanlı yerlere — gideceğimi — düşünerek seviniyordum. Nihayet vapur bir yere geldi, herkes İameye başladı. Bon de yine aralarına karışarak İskeleye çıktım. İskelede iki polla memu- ru çocuklara dikkat ediyordu, kaptan da onlarla beraberdi. Nihayet sıra bana gelince, yalnız olduğumu anladılar. Orada alakoydular. Meğer benim kay- bolduğumu oraya da haber ver- mişler.. Beni tekrar aynı vapurla İstanbula getirdiler. Ve babama teslim ettiler.. ,, Şimdi Nejat nereye gitse ken- din! bulacaklarına Lıl olduğu için artık Asya, Afrika seyahat- lerine çıkmayacağını — söylemek- tedir. Nüme;;t?î da Yanlışlık Bir Kapıya Kaç Numara Konur ? Bu- nu Pek Bilen Yok Bu ayrı numaralar hep bir kapıya konmuşlardır Bu yıl yapılacak nüfus sayımı için hazırlıkların ve bu sayıma esas olacak nümerotaj İşinin ta- mamlanmasına çalışılmaktadır. Nümerotaj yapılmakta, sokak lâvhaları da bu arada değiştiril. mektedir. Fakat bu iş açık ilade ile söyleyelim, okadar kötü yapıl- maktadır ki daha yapılırken bo- zulmaktadır. Bazı yerlerde sokak numaralarının yazıları daha şim- diden dökülmüş, bazı yerlerde de lâvhalar kopmuştur. Şimdiye ka- dar lstanbulda 3 defa nümerotaj yapılmış, her nümerotaj da her evden numarasına göre bir veya iki numara lâvhası parası alın- mıştır. Şimdi bir numara lâvhası daha asılmaktadır. Fakat her defa yapılan nümerotajda numa- ralar biribirine — uymamaktadır. Halbuki bina numaraları" tasar- rufta, adi! ve hukuki muamele- lerde, ticari adreslerde esastır. Her yıl değişen yer numaralarile Bu da çarpık bir levha de İş görmek İmkânı yoktur. 40 yıllık ev sahipleri bile bu vazl- yette oturdukları evin numarasını unutmaktadırlar. Bu iş bir mü- teahhide verilmiştir. Bize kalırsa bu müteahhit nümerotajda vergi dairelerinin kayıtlarındaki bina numaralarını tsas tutmalı ve ikis de bir değişmeyecek olan bu numaraya göre binalara numara lâvhası takmalıdır. Kari Mektubları Bu Çocuk Okumak İstiyor!.. Birkaç gün evvel matbaamıza' ihtiyar bir dede ile aydın bakışlı, zeki, sevimli bir torun geldi. Ços cuk henüz 10 yaşında.. Dedesi diyor ki: — Bu, kızımın yavrusuna titriyorum, Sokaklara düşeceğine den, büyüdükçe külhan bey olak cağından, ipsiz sapsız kimselerle düşe kalka fena bir İnsan olaca« gından korkuyorum. Göz yaşlarım hep bu üzüntü e akıyor. Ben biş ayağı çukurda bir ihtiyarım. Yas rın öbür gün göçüp gideceğim, Yavrucuğum bu kötü dünyadâ kötü mü kalacak ?.. 5 Temmuz 1934 te Istanbul Maarif Müdürlü, ğgüne istida verdim. “Bu senâ talebe alınmıyor,, şeklinde bir cevap geldi. Maarif Vekâletine de bir Istida gönderdim. Torunumun yatı mekteplerinden birine konulk masını yalvardım. Yatı mektepst lerine ikl senedenberi talebe alınmadığı bildirildi. Şimdi ben ne yapayım?.. Cemiyet içinde yavrumun yavrusunun fena olmas sını mı göreceğim ? Bana yardımm edecek torunumu okutacak, biğ yatı mektebine koyacak kims$ yok mu 7., Böyle bir insan çıkıp ta yavrumun kolundan tutmiya» cak mı ... Ihtiyar gözyaşları — arasında bunları anlatırken, minl mini yaye rucağın da dudakları titriyordu. Şimdi senelerdenberi öksüz ve kimsesizlere en kıymetli, en büyük ana ve baba kucağı olan Darüşşafakanın kıymetli müdürün: den rica ediyoruz : Bu zeki bakışlı, sevimli yıvıucıîı mektebe kay« detmek, bu gözleri az görür asil Ihtiyarı bahtiyar etmek mümkün değil midir ?.. Böyle bir yardım, ümit ederiz ki, Darlişşafakanın en büyük iyiliği ve — şefkati olacaktır. Çamlıcada Süreyya Meriç : Bahsettiğiniz pişkin kafa mü- sabakası gazetemizde bir - ilân şeklinde çıkmıştır. O iHlânı tetkik ederseniz kime ait olduğunu an- larsınız. * Kütahya Ziraat Mücadele Muakkıbı H. Etene: Yapacağınız şey bir avukata müracaat etmek ve hukuki! vazi- yeti öğrenmektir. * Polatlı kazası Karacashmet köyün den M. Ş. Öztürke: Mesele Adliyeye intikal ettik- ten sonra nazarıdikkatı celbe- decek yeri kalmamış demektir. (” || Nöbetçi Eczaneler nöbetçi Bu gece #czaneler et İstanbul tarafı: Şehzadebaşında (Hamdi ), Cerrahpaşada —( Şerel Celâl ), Fatihte ( A. Kemal ), Top- kapıda ( Nazim ), Samatyada ( Ero- filos ), Küçükpazarda ( Küçükpa- sar ), Eyüpte ( Hikmet ), Gedikpn- şada ( Asadoryan ), — Defterdarda (Arl£), — Divanyolunda — ( Esat ), Bahçekapida (A. Rıza ), Bakırkö- yünde ( İstefan Terziyan ), Beyoğ- ka tarafı: Taksimde ( Della Suda ), Yenişehirde ( 8. Baronakyan ), Taksimde ( Ertuğrul ), — Gulatada ( Karaköy ), Şişli Şalfak sokağında ( Nargileciyan ) paşada ( Ye- ni Turan ), Hasköyde ( Yeni Tür- kiye ), Kadıköy tarahı: Muvakkit- hane caddesinde ( Leon Çul yan ), Kuşdilinde ( Hulüsi Osmnan), l Büyükadada ( Halk ),