6 Temmuz 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 12

6 Temmuz 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

' HL DR Pati K Dmeer . Tefrika No: 76 Lavrence bu adamın ne yap- miş olduğunu ve niçin böyle kovalanmakta olduğunu düşün- meye vakit bulamamıştı. Fakat şimdi yapılacak yegâne bir şey vardı. Derhal kapıyı açtı, Alman zabitini içeri çekti ve tekrar kapıyı sürğüledi. Bir kaç saniye sonra kapının önüne gelen ve Almanın kaçti gını gören kalabalık kapıyı tek- melemeğe ve müthiş çığlıklar koparmağa başladı. Lavrence sert sert “Almanın yüzüne baktı: — “ İçeriye — gelir - Bakalım Sefir ne diyecek?,, Dedi. Alman ııbld uzun boylu, ya- kışıklı ve garışın bir gençti. Ge çirdiği bu müthiş sergüzeşt sol yanağında — siyah bir bereden başka üzerinde bir ix bırak- mamıştı. Lavrence ona Almanca hitap etmişti. Fakat Alman rzabiti temiz bir Ingilizce ile cevap verdi : — * Sizl rahatsız ettiğimden dolayı çok mütesasifim, nerede bulunduğumu, — burasının — neresi olduğunu henüz bilmiyorum. Fa- kat siz İngilizsiniz. değil mi? Koşmaktan boğazım fena halde kurudu. Bana lütfen bir bardak su Geerirseniz sizinle daha iyi konuşabilirim ,, dedi. Kapıcı bir bardak su getirdi. Bunu içtikten sonra Alman zabiti Lavrence'yi takip ederek - Sir Geoffrey'in odasına girdi. Lavrence odaya girer girmez, burada hiçbir değişiklik olmamiş idi. Sir Geoffrey masasının başına oturmuş yazı yazıyor, sefarethane memurları da onun. etrafında halka olmuş, sanki henöz gelme- yen bir misafiri bekliyorlarm:- gibi oturuyorlardı. Dışarıda bor baların patlaması, gittikçe yal laşmakta idi. Lavrence derhal söze başladı: — Otomobili buldum. Yalnır bir. kapısını kırmışlar. Başka zarar yapmamışlar. Fakat sokak- lar bu halde iken onu burayz getirmektense, — tekrar — yerind bırakmayı daha muvafık buldum, dedi. Sir Geocifreyi — “ Çok iyi yapmışsın,, dedi. Sonra düşünceli nazarlarını odada gezdirirken, Lavrence'in arkasın- daki üniformalı Alman zabitini gördü. — * Bu da kim oluyor?,, diye cordu. Lavrence sokaktaki — vak'ayı anlattı. Alman zabiti hiç sesini çıkar» mamişti. Sir Geoffrey de ona dik dik bakıyordu. Nihayet — sefir Daurenceye döndü: — “ Demek onu ling etmek istiyenlerin — ellrden — kurtardın öyle mi? dedi.,, — * Sadece kapıyı bir saniye açık tuttum, o da İçeri girdi, işte bu kadar.,, Bu, gayet — diplomatça bir cevaptı ve Sir Geoflreyin hoşuna gltti, güldü, sonra yine Alman zabitine döndü ve: — “Şimdi siz söyleyiniz. Kim- Biniz ve buradane yapıyordunuz?,, I938wd SON POSTA Harp, bombalar artsında bütün şiddelile devam ediyordu diye sordu. Alman zabiti dimdik bir vaziyet aldı: — “Ben Sakrov hava Filosu müfreze kumandanı yüzbaşı Karl Dürerim, Bataryaların üzerinden geçerken tayyareme bir merml isabet etti ve yere İnmeye mec- bur oldum. Yanımdaki arkada- şımla beraber kaçarken o takip edenlerin eline düştü ve derhal öldürüldü.. Ben de, bana hayatımı kurtaran bir melce — bahşetmiş olduğunuzdan dolayı slze minetta- rım,, dedi. Sir Geofrey biraz düşündükten sonra sert bir sezle: — “Evet, sizi sokakta bıra- kamazdık. — Fakat namuslu bir adam olduğunuza nazaran bazı şartlara riayet — etmeye mecbur olduğunuzu da takdir edersiniz değli mi?.,, dedi. (Arkasi var) Kadınların Saçlarını Yaktığı ——— |( Baştarafı 1 incl yözde | çalışırlar. Ve bu kıvırcıklık - altı ay gibi uzun bir müddet devam etmektedir. Fakat bu makinelerin zaman zaman şiddetli tehlikelerinden de bahsedilmektedir. Hatta bu ma- kinelerin saçları yaktığı, bazan kökünden söktüğü gibi heyecanlı haberler de ortaya atılmaktadı. Ankara muhabirimizin bize te- lefonla verdiği yeni bir haber, ondülâsyon makineleri etrafındaki tehlike şayızlarını teyit etmekte- dir. Çönkü ankara muhabirimiz bize şunları söyledir * — Burada Bankalar cadde- sinde altı aylık oadülâsyon yapan bir. kadın berberi, bir bayanın saçlarını yakmıştır. Bunun Üzerine Belediye ara sıra yapılan şikâyet- leri ve bu makinolerin cilt üzerin: deki tesirlerini göz önüne alarak bu makinelerin hepisini mühürle- miştir. Ayrıca berberlerin saçlar üÜzerinde kullandıkları ilâçlar da taklil edilmek üzere Kimyahaneye gönderilmiştir. Borberler arasında da söyle- nildiğine göre, bu makineler ve ilâçlar saçların rengini bozmakta ve ne kadar dikkat edilirse edilsin yakmaktadır. Ankara Beledi- yesinin makine ve ilâçlar üzerinde- ki tedkikleri menfl netice verirse © zaman bu makinalar toplatıla- cak ve alti aylık ondülâsyon yasak edilecektir. Sıhbi mahzurlar gö- rülürse tedbir İstanbul ve diğer vi'üyetlere de teşmil edilecek ve her yerde elti aylık ondülâsyon yasak edilecektir. ,, Bir muhabirimizin deverdiği bu İçin... haber Üzerine İstanbul belediye- sine müracaat ederek tahkikat yaptık. Belediye, bu makinaların (kadın saçlarına zarar verip ver- mediğini esasen tetkik ettirmek- tedir. Fakat Ankara bolediyesinin kararı üzerine İstanbul belediye- si de tetkiklerinde daha hassas davranacak ve tedbir almak lü- zimgelirse bunu da derhal yerine getirecektir. Çiftçiye Ve Köylüye Müjde Veriyoruz ! I Baştarafı 1 inci yüzde J dar olan ipotekli ve müteselall kefaletli bütün ziral alacaklardır. Icraca — taksitlendirilmiş, — tecdit edilmiş kooperatifler devredilmiş ve hattâ borç ödenmediği için ipoteki bankaya malolmüş ala- caklar da taksitlendirilecektir. Bu talimatnamenin diğer mad- delerine göre, aşağı yukarı bü- tün borçlar taksite bağlanacak, böylece çiftçimiz ve köylümüz- de büyük bir sıkıntıdan kurtuk muş olacaktır. Yeni Bir Ittifak ( Baştarafı 1 inci yüzde ) süel (askeri) yardım bekleyebile- cektir. Bu görüşmeler hakkında Ingil- tereye ,hiçbir. malümat verilme- miştir. ( Habeş - İtalya anlaşamamaz!'ığına alt diğer haberler Üçüncü sayfadadır.| Temmür 6 İstanbulluların Bitmiyeh Dertleri Sayalım: Yol, Gıda, Süt, Su Vesaire... Merak Ediyoruz: Şarbay Avrupa Dönüşü Bunları Bakalım Nasıl Halledecek ? Istanbulun Şarbayi Muhiddin Üstündağ birkaç yıldanberi yapa- madığı bir yaz dinlentisi yaptı. Kalktı, gitti, Avrupada şöyle bir dolaştı. Görüp öğrendiklerinden gipte ile bahsediyor. Bu gezinti- nla, kendisine ilham ettiği pek paraya dayanmayan bir takım pro- jeler edindirdiğini de söylüyor. Avrupanın — ileri medeniyeti birçok uluslar İçin ilham Kaynak- ları olabilir. Buna, hiç ıhplıı yoktur. Yine — Muhiddin Üstündağin dediği gibi öğrenmek için: oku: manın kifayetsizliği de- muhak- kaktır. Görğünün verdiği göz doyu- rucu ders başka oluyor. Buna rağmen, ben, bu gibi gezintilere aleyhtar olmamakla beraber had- dizatinde —burada, paraya hiç dayanmadan yapılabilecek pok çok şey olduğuna da kanl bulunuyo- rum., Müsadenizle birkaç tanesini sıralayayım! Yollar Mesoelesi 1 — Bu meseleyi bütün genlş- liği ile ele almıyacağım. Yalnız bir, iki mnoktaya dokunacağım. Gerek Büyükdere yolunun Zincir- Ukuyu kısmı, gerek sur haricin- deki Topkapıdan çıkan kısmın aşağıki viraja kadar devam eden parçası âdetâ delik deşik olmuş- tur. Dün için bir kaç kilo zifte ve nihayet ikl-Üç — ameleye ihtiyaç gösteren bu İş, bu- gün İçin masraflı bir mesele halinde tecelli etmektedir. Halbuki bu yollardan birini, mukavele mücibince mütecahhit yapmakla mükelleftir. Öbürünün de keşfi yapılmıştır. Ne bekleniyor? Anla- gılamıyor. Gıda İşi 2 — Belediyenin bir kontrol teşkilâtı vardır. Yok veya kad- rosu küçük denirse şayanı kabul olmaz. Fakat Şarda karışık olm- yan yemeklik yağ yoktur. Hele kilosuna beş yüz kuruş verseniz dahi sabahlık yayık yağı bulmak mümkün olmuyor. Yağ için bu, böyle olunca az çok İçine yabancı madde kabuül edebilecek olan diğer mayi maddelerin - nelerle haliedildiklerini varın, slxz dü- şünün. Süt Meselesi 3 — Taksimde, Hamidiye çeş- mesinden süte su dolduran sütçü- lerin resimleri bir müddet evvel yine bu gazete de çıkmıştı. Bunlar hakkında yapılan muamele elân meçhulümlüzdür. Buz İhtikârı 4 — Buz Işinde ihtikâr vardır, diyoruz. Birçok satıcılar bu nes- | nenin kilosana beş kuruştan aşağı vermiyorlar, halbuki şimdiye kadar bir tek muhtekir buzcunun ceza- landırıldığı görlülmemiştir. Lâğamlı Bostanlar 5 — Şişli civarındakl bostan- ların cıvar evlerin lâğam sularile sulandıkları belediyenin dahi iti- rafile sabittir. Fakat bir şey yapıl- mayor. Sebep olarak da tahsisat- sızlık gösteriliyor, zararı bu kadar açık olan bir vaziyet devam. ede- mez. O bostanlar ektirilmez, ve mesele kendiliğinden hallolunur. Bunun için ne tahsisatı lâzımdır? Anlaşılmıyor. Yramvaylar 6 — Bilhassa akşam stleri, tramvayların kalabalığı tahammüil edilmez bir haldedir. Buna ilâ- veten parmaklıklara asılan İlkmek- tep çağındaki çocukların her an ihtas etmek vaziyetinde bulun- dukları tehlike büyüktür. Galata ile Şişhane yokuşu ve Tepebaşı arasında ve köprü Üstünde ço- cukların tramvay arabalarına at- lamak için gösterdikleri cambazlık hünerleri insanın sinirlerini bo- zacak kadar genişlemiştir. Su Derdi 7T — Su meselesi ayrı bir derttir. Bir su şehri olan İstan- bulda, su fiatı, Italya ve Fransada salılan şarp ve vermuttan daha pahalıdır Üstelik - satıcılarına, bu suların temizliğini dahi garanti ettirmek mümkün değildir. Ve ilâh... Bunlar, sümmettedarik alınmış bir kaç başit ve her gözlün göre- bildiği bir kaç şar meselesidir. Bunları Muhiddin Üstündağın Avrupadan dönüşü münesebetile sıralayışım, beraberinde getirdik- lerini söyledikleri tatbikl parasız mümkün olan projelere bunların- da ithâlini rica etmek İsteyişim- dendir. Yoksa, hiç bir tenkit Iddlasın- da değilim ve fikrim, iyi geçirik miş bir seyyahate ağu katmak değildir. — .S Bir Sporcumuz Habeşistana Gidecek | Baştarafı 1 inel yüzde | gençlerinin başına geçerek on- ları sporcu olarak yetiştirebllece- ğini ve bütün Habeş'standa asr! sper teşekküleri vücuda getire- ceğini bildirmiştir. Naili, imperatora yazdığı mek- tuba bir de beş senelik bir sipor program ve plânı ilâve etmiştir. Kıymetli atletizm şimdi Habeş imperatorundan cevap beklemekte ye cevabın çok müsait olacağını ammaktadır. Naili ile konuştuk. Bize dedi ki * — Müsait cevap gelir gel- mez derhal Habeşistana hareket edeceğim. Orada spor sahasında büyük işler göreceğimi — umu- yorum. ,, JANE PIERLY ASİNO DE PARiS'in şarkıcısı TAKSİM Bahçesinde Her akşam saat 21,45 de Biyik İSPANO- PARiZiİYEN revist Cumartesi - Pazar matine saat 17 de yenl program Yerlerinizi evvelden te- darik ediniz. Tolefon: 43703

Bu sayıdan diğer sayfalar: