Habeş Dövüşü Başlıyor İtalya e Habeşistan arasında vi- lâhın patlaması ve beklenen savaşın bütün şiddetile patlak vermesi artık bir gün meselesidir. Eğer, iki taraf kuvvetleri şimdiye — kadar — dövüşe tutuşmamışlaraa, bunun — sebebi, ora- larda şiddetli yaâğmurların yağmakta olmasıdır. Bu nrada, İtâlyanların has zırlıkları da henüz bitmemiştir. Ani bir suratt8 muharebenin başgöster- Mekile hasıl olabilecek Fecl vaziyet- ten korunmak İçin iç Habeş toprak- larından ayrılan - İtalyanları takiben Amerika ve İngilin teb'aları da kıs Men ayrılmakta, kısmen de ayrılmak İçin hazırlıklarda — bulunmaktadırlar. Bunları, icabında yükleyip tehlikesiz mıntakalarâ ulaştırmak Üzere Mısırda kâfi miktarda büyük uçaklar hazırla- tılmıştır. İtalyanlar, Habeşlerle dövüşe İntizaren onları dahilen rayıflatmak için Gala denilen müslüman kabileleri tahrik edip ayaklandırmıya çalışmakta İmişler. Habâşler, dinen ortodoksturlar ve her mütcassıp iptidaf zihniyetll ia- tanlar gibi, gayrın dinine pek taham- Mülleri yoktur. Bu yüzden, Habeşte Yaşayan — müslümanların — vaziyetleri #pey rahatsızdır. — İtalyanlar, gimdi bBundan — istifadâye — çalışmakta — ve düşmanı, düşmanına vurdurup ket- dileri parsayı toplamak istemekdirler. Esefle görülmüştür kl bütün emper- Yalist harplörde, bu manovra tesirini Gözsteregelmiştir. — Süreyya Askerleşme Avusturyada Ordu Kadrosu Genişletiliyor | Viyana, 23 (A. A.) — Ba- kanlar kurulu, 1 Temmuzdan Bonra ordunun küçük zabit ve | Subay kadrosunu arttırmıya karar VYermiştir. Bu kararın ordu sayır O Binın arttırılması ihtimali Üzerine W Alındığı söylenmektedir. Müthiş Bir Yangın Sevli, 23 (A.A.) — Kamporey ontlarının — sarayı bir — yangın Heticesinde yanmış, paha biçilmez W kıymetteki eşya ile birçok sanat yŞteri mhavolmuştur. No: 6 — Bakın, bakın, dedi. Gala- hlıny önde, Fenerbaçe /gerlde Suadiye, Beykoz daha arkâda, Şimdi bana ” öyle geliyor ki Baksam herkes bana: — Ne gönül budalası aptal kız, aldatılmış olduğuna yanmı« Yor da hâlâ ondan gözünü ayır- Buiyor. Diyecekler gibi geliyor. Celile dürbünü elimden aldı. — Ben sana|haber vereyim, Ve Selâmi devam ediyor. — Fonerbahçe Galatasarayı geçîyor. Galatasaray depar de kazandı. Fakat kesildiler galiba. #ner Üç kürek açtı. Açıyor. l)lıbıyı dönüyorlar. Fener dü- Bencisi iyi manevra yaptı. Kıyılardan, sandallardan uğultu halinde haykırışmalar var. Coelile arak söylüyor : — Beykoz da Suadiyeyl geçi- Yör. Suadiye dönüşü fona yaptı. Arka kürekler fena.. Kabartıyor. Selâmi en son haberi verdi: Fenerbahçe kazandı. Ikinci t=llıtaıırıy, üçüncü Beykoz. Celile ilâve etti: — Evet, Suadiye geri kaldı. Muzika tekrar başlamıştı. m Silâhsızlanma Yolunda Bir Adım y 'SON POSTA Alman-İngiliz Görüşmele- ri Yeni Ümitler Verdı Vaşington, 23 (A.A.) — D Bılnnl'f:ı' Mlıloıı!ı Fll)l 'in ln.- giltere Hükümetine bildlrdlğiıı göre, Ingiliz - Alman deniz and- laşmasının bir genel deniz silâh- sızlanmasına yol açacağı Ümit edilmektedir. lııllkın Hükümeti, Amerika Diş İşleri Bakanlığına Ingiliz - Alman — konuşmaları ve son anlaşma hakkında tafsllAtlı bir rapor verecektir. Londra, 23 (A.A.) — Deniz silâhları işini görüşen Ingiliz ve Alman delegeleri dün son toplan: tılarını yapmışlardır. Alman dele- geleri bugün uçak iİle Berlinden hareket edeceklerdir. Alman — eksperlerinin - birkaç gün sonra Londraya dönmeleri ihtimali içindedir. Fransaya Gelince Pars, 23 (A.A.) — Gazeteler, Lâval ile Eden arasındaki görüş- melerin çok samimi bir hava içinde geçtiğini yazıyor. Parisin etkili mahafili Fran- sız - İngiliz - İtalyan birleşik be- yannamesinin bütün diplomatik konuşmaların tekrar başlamasına bir işaret olması dileğinde bulun- muşlardır. Fransada Bütçe Tasarrufu İçin Çalışılıyor Paris, 23 (A. A.) — Finans bakanı, dün kültür, tecim, sömür- e, tarım, tüze esenlik ve bayın- ırlık bakanlarını kabul ederek, bunlardan her birinin dairesinde ne gibi bir tasarruf yapılabilece- ğini görüşmüştür. ingiliz. Kralı Hasta Londra 23 (A.A.) — Dün kralın sıcaklık derecesinin yük- selmesi üzerine kraliçe, Sandring- ham'a gitmiştir. Kralın derecesl- nin fazla sıcaklar yüzünden art- mış olduğu sanılmaktadır. 24/ 6 / 85 W Selâmi güldü : — Yarışta da kaybetti aşkta da ! . Sesimi çıkarmadım, Dürbünü Celileden aldım. Yarışı bitiren sandallar ceki yerlerine sıralanıyorlardı. Suadiye derece çiftesi artık bekleyecek bir şey olmadığı İçin sıradan ayrıldı. Bu sırada kotradan ayrılan iki çiftenin Üzerine doğru gek diğini gördüm. Alamana kayık yarışları baş- hyordu. Herkes bu meraklı yarışı seyre hazırlanırken biraz açıkta borda bordaya gelen sandallardan onun kotranın İki çiftesine geç- tiğini gördüm. Suadiyenin Üç çiftesl şimdi içlerinden biri küreğe geçtiği için çift kürekle döndü. Artık benim için beklenecek ve hattâ seyredecek bir şey yoktu. Colileler olmasa alıp başımı gide- ceğim. Onlar olup biteni görmemlş- lerdi. Hâlâ yarışların sonunu bekliyorlardı. Celileye dedim ki: — İsterseniz bonl bir yere çıkarın, Amerika dış işleri bakanı Hul Altı Milyon Yabancı Amerikadan Dışarıya Atılmak İsteniliyor Vaşington, 23 (A.A)— Saylav Dies, beş milyon kişiyi temsil eden 155 birliğin, işsizliği kısmen azaltmak için altı milyon yabam cinin — Amerlkadan — çıkarılması projesini onayladığıni söylemiştir. B. Dies, kangrenin 155 üyesinin bu projeye eğgin ( taraftar ) o duğunu söylemiştir. Avusturyada Hitlercilik Propagandası Yapanlar Viyana, 23 (A.A) — Hitlerizm propugandası yapmaktan suçlu endüstriyel Nöybahar ile eski Nazi saylavlarından Leopold ve daha yirmi kadar kimse tevkif edilmişlerdir. Lehistan Filosunda Varşova 23 (ALA.) — Deniz müdafaası için halkın vermiş ol- duğu 2 milyon 800 bin xloti ile Mareşal Pilsudski adına bir de- nizaltı gemisi yapılması kararlaş- tırılmıştır. Yugoslavya Kabinesi Daha Kurulamadı Jivkoviçin Adı Üstünde Duruluyor Belgrat, 23 (A.A.) — Bügün de görüşmelerine devam eden kral nâibi, Yugoslav ulusal parti- nin başkanı B. Uzunoviç İle sırp demokrat partisi başkanı B. Da- vidoviçi kabul etmiştir. Prens Polun yeni kabineyi ku- racak şahsiyeti, yarından önce seçeceği pek zannedilmiyor. Naip, önce Yevtiçe sonra da Stoyadinoviçe başvuracaktır. Belgrat, 23 (A.A.) — Gazete- — Niçin. Merak etmiyor musun? — Neyi? — Onları. — Gördüm. Celile yüzüme bakıyordu. Dür- bünü ona uzattım: — Gözlerin kuvvetliyse kotra- ya yanaşan İki çifteden kimin çıkacağını görüreün. Celile dürbünü ayarlamadan tanımıştır — Alçak adaml Diye haykırdı. Selâml şaşırmış, korka korka yüzüne bakıyordu: — Merak etme, dedim, sana değil. Celile bendeki sinirsizliğe şa- şıyordu. Buna ben de şaşıyordum. Içim katılmış gibiydi. Kafamın nevokainle dondurulmuş bir hali vardı. Celile dedi ki; — İsterseniz dönelim artık, zaten çok birşey kalmadı. Ve Selâminla cevabını bekle- meden küreklere yapıştı. Başıma ağırlık veren geniş kenarlı şap- kayı attım. Sandallar, kikler, motörler arasında dolaşarak de- niz hamalları iskelesine yanaşmak istiyoruz. Fakat kalabalık müthiş. Selâmi zorlukla manevra yapıyor. Yarım kürek, ağır ağır yol alıyoruz, nasıl oldu bilmem, şık bir motörün Önünden geçerken motörün birdenbire işlediğini ve Habsburglar Avusturyada Bütün Hak- lara Sahip Olacaklar Paris, 23 (A. A.) — Avur- turyada Tirol eyaletinde bulunan Hall kasabası şarbaylık kurulu, eskli imparator hânedânının bü- tün üyesine medeni haklar ver- meği oy birliği ile kararlaştır- mıştır. lerin yazdıklarına göre, Stoyad- noviç bazı fırkaların ve hele Bosna müslümanlarının ve radikallerin istekleri yüzünden kabineyi kura- mazsa yeni kabineyi kurma İşi ileri atıldığını gördük. Selâmi şaşırdı. Cellile küreklere asıldı, Halbuki motörün sürati ölçülürse bizim onu geçmemize İmkân yoktu. Bilâkle siya edip durmak ve onun geçişini beklemek lâ- zımdı. Bu, öyle bir andı ki ince, uzun döşünmeye de zaman yoktu. Motör üstümüze yüklendi. Bir gürültü, çatırdı İşittim. Blr de kendimi denizde buldum. Insan pilâjda ve hattâ mayo ile açıkta sandaldan denize atlar ve korkusuz yüzer. Derinlik, açık- lık iyi yüzme bilen İçin mesele değildir. Fakat ummadığı bir anda, ve deniz kıyafeti olmadan böyle bir çarpışma ile denize düşünce şuuru kalmıyor. Bütün hareketler muvazenesiz, delice bir boğw- madan ibaret kalıyor. Okadar şaşırmışım ki yüzme bildiğimi, Modadan Fenere yüze- rek geçtiğimi bile unuttum. Çırpıntı arasında - kollarımın yakalandığını hissettim. Biri beni yukarı çekiyordu. Gözümü açtım. Denizin Us- tündeyim. Ciğerlerim havaya tek- rar kavuştu. Fakat heyecandan âni bir kesiklik geldi. Kollarım- dan tutuyorlar. Gözlerim yine kapandı. Şarıltılar, yosun kokusu ve kalın sesler. Kollarımın sıkıldığır.ı düyuyorum. Gözlerim tekrar açı- Gönül İşler Sayfa 5$ Patronlar Yanlarındaki Kız- ları Aldatmamalı “Tahsilim orta. Yaşım 18, Şimdiye kadar iki kişi ile alâkadar oldum, İlk sevdiğim adamın evli olduğunu öğren- dim. Ondan İstemeyerek ayrılmağa ve uzaklaşmaya mecbur oldum. Bir buçuk senedir bir mücssesede çalışıyo- rum. Bu müessesenin patronu benimle alâkadar oluyor. — Sevdiğini söylüyor. Ben de ona karşı tamamen lâkayt olmadığımı hissediyorum. Fakat onun da evli olduğunu — zannediyorum. O bana ümit veriyor. İleride — benimle evlöneceğinden bahsediyor. Fakat ben imanmıyorum ve üzülüyorum. Teselli. nize muhtacım. M. Şanssız Yanlış yoldasınız. Patronunu- zun Ümit vermesine aldanmayınız. Evli ise ailesini bozup — sizinle evlenmez. Maksadı sizi his tara- fınızdan fethedip aldatmaktır. Siz bu aldanma zaâfını göstermeyiniz. Ona yüz vermeyiniz. İcap ederse işinizi bırakınız, kendinize başka bir yerde İş arayınız. Fakat bütün hayat ve geleceğinizi karartacak yol Üzerinde yürümeyiniz, x« “Üç aydanberi bir kın sevk- yorum., Evlenmek niyetinde de- ğgilim. Fakat kızdan kurtulamıyo- rüum. O evlenmek için lâzım olan bütün masrafları — yapmıya razı. Fakat ben korkuyorum. Çünkü kazancım ayda 25 lira, Bununla idare olamıyacağımızı sanıyorum, Siz ne dersiniz? Yusuf İbrahim Hakkınız yok değil. Insan bu kadar az bir para ile güç geçinir, Fakat kız da çalışıp sİize yardım edebilirse moesele kalmaz. TEYZE General Jivkoviçe verilecektir. Fakat Muhalifler Zagrep, 23(A.A.) — Belgrat- tan gelen ve mühalefet lideri Maçekin nâiple görüşmelerini an« latan haberler muhalefet maha- filinde çok nikbin bir hava uyan- dırmıştır. dı. Hâfızamı toparladım. Kollarımı indirip kaldırarak teneffls yaptır riyorlar. Birl haykırıyor. — Su yutmuşlardır. Karnımı bastırın kendimi yokluyorum bu- lantı ve şişkinlik yok. — Elimle İşaret vermiye ça- hıştım : — İstemem, istemem. Şişmanca, kalın kaşlı bir adam eğilmiş yüzüme bakıyor: — Bir şey yok, blir şey yok, Geçmiş olsun küçükbanım. Teşekkür ederim. — Celile, Selâmi ne oldular? — Merak etme buradalar. Hepiniz kurtuldunuz. Etrafıma bakıyorum, Bize çar- pan muştayım ve gidiyoruz. Arkama bir pardesli verdiler, — Islaksınız, üşümeyin. Şimdi sizi karaya çıkaracağız. O şişmanca kalın kaşlı adam sordu : — Nerede oturuyorsunuz ki- çük Hanım ? — Bahariye caddesinde sine- ma karşısında. — Korkmadınız ya? Gülümsedim: — Hayır. — arkadaşlarınızı — sandaliar kurtardılar. Siz akıllılık ettiniz. Yüzüne baktım. İzah etti: — Daha çarpışma olurken atladınız. ÇArkanı — var)