10 Harziran Tekika Nor 12 Hele o, tramvaylarda Üna yer veren erkekler yok Bu?.. Ah onların o furzult İnsani- Vet ve terbiyeleri ne mânasızdır. Dikkat ediniz, çirkin bir kadına, h: kimse bu fedakârlığı yapmaz. seriya güzel kadımlara yapılan bu cemlle de; basit, âdi, ahmakça bir kurnazlıktan ibarettir. Yemin &debilirim ki, gözel bir kadına yük bir mezaket ve zarafetle Yer veren erkek, kiç şüphesiz ki B aabah yaptığı bir kabalıkla Tavallı karısını hüngür büngür Ağlatmıştır. Açık söyliyeyim.. Bu sözler kar- Handa, Adeta ahmaklaşmıştım. sözleri kim söylüyordu?.. Üç hnedenberi münis çehresi, uysal halleri, herkese ve her şeye karşı Rösterdiği derin alâka ve sevgi İle kalbimde sonsuz bir perestiş YYyandıran muallime Annamı 7.. di, beynim — karıncalanıyor, kalbimde en tatlı hisler besledi- İim bu sevimli genç kadına karşı Tevgim sarsılıyordu. Ön senede otuz İkl aşk ma- Terası geçiren bu yirmi sekiz yar Hadaki kır, âdeta boni korkutu- Yor.. Ruh ve manevlyatımla oy- luyordu. — E.. pekâlâ, Frolayn Anna.. li halde izdivaç etmiyelim mi, Yersin?. O, birdenbire gözlerini açtı. Dik dik yüzüme baktı. Ve sonra Snuzlarını kaldırdır — Niçin?. Niçin izdivaç et- Riyeceksin?.. Bahusus, Üç seneni bu mektebe ve bu işe barırlan- Tiya bağladıktan sonra... Hiç te- Teddüt etmeden evlen Emel.. fa» hat evlenirken - hislerinle değil, Buhakemenle hareket et. Şlir ve Gkı bir tarafa bırak. Gürellik ve tirkinliğe ehemmiyet verme. Hö- eyleneceğin adamın gençlik Ye ihtiyarlığı Üzerinde hiç tevak- kuf etme, Bir irat satın alırken İhun — getireceği varidatı nanl ıltııı edersek, varacağın - koca- Mda Ööylece tetkikten geçir. O Yalniz, kazancıntı genin ayakları- Nn dibina dökecek. Fakat sen “da, aziz canını ve en kıymettar he şey olan bütün varlığını vak- İdeceksin.. Dur bakalım, saat falıyaor.. Bir...Iki,. Iki buçuk... Ooo 1.. Ammada gevezelik etmişiz ha. "lydl bakalım... Bugünkü haya- İmız gibi, bu bahse de hitam İerelim. Gel sevgilim, alnından İbeyim. Hadi — Allah — rahatlık *eeein, Allahin rabatlık vermesi şu harafa dursun, bütün gecem zehir Tldu, Şimdi bu satırları yazarken LL. titriyorum; Aman yarabbil... Bu, hayat Öenllen ucubucağı — bulunmayan Ükenli yolun, ne tehlikeli uçu- Timları varmış. Diyorum... Bize burada Üç Mnedenberi ( Saadet nasıl kaza- P. ), (İzdivaç esaslarında rla- Ü b edilecek şartlar ), ( Yuva ©zimi ), (Adabımuaşeret), ( Asr! k Afet), (Evlilik hayatında müte- _“_’il haklar), (Erkek, nasıl giy- '.'Iil?.) (Çocuk bakımı) ve saire i bir takım fantazi dersler “tacaklarına, — erkek — elbisesi j lfYdır'.lmi' manikenler üzerinde k“übo.'ır yaptıracaklarına, (asri Hatıra Sahibi: KIZLAR iÇiN! ka- | zihniyetlerin tarz ve telâkkileri) diye beş on konferans verdirmiş olsalardı, herhalde bize hayatı daha iyi anlatmış olacaklardı. 10 Haziran - mektep Muallime Annamın damla damla kafama akıttığı zehir âdeta bir zeytinyağı lekesi gibl genişliyor; beni evhamdan evhama sevkedi- yor. Hayatta tasavvur - ettiğim bütün gayeleri, enikonu sarsan bu çok bilmiş kızın * bana bir hayli çapraşık — gelen - mantık- larına isyan edemediğime, onları çürütecek cevaplar veremediğime ne kadar müteessifim. Fakat ne çare ki; bu meselelerde henliz pek toy ve acemiyim. Bugün zihnimi altüst eden bu meseleler hakkında onunla bir münakaşaya — girişmek — istedim. Fakat mağlüp olarak maneviya- tımı bir kat daha sarsmamak için bundan vazgeçtim. 20 Haşiran 1980 Berlin—Roma ekspresinde Bu sabah erkenden müdüre benl odasına çağırttı: — Al, oku babandan geldi. Diye bir telgraf uzattı. Telgrafta aynen şu satırlar vardı : Esenbahta mesut yuva kurma mektebi müdüriyetine Bugün saat 11,15te oraya mu- vazalat edecek olan Berlin eks- presinin ikinci sınıf yataklı vago- nunun 23 numarasında Salt bey isminde bir zat vardır. Kerimem Emel Rızanın bu zata teslimi ile tarafıma gönderilmesini rice eder ve kızım hakkında gösterllen şefe kat ve ihtlmam sayesinde şerefli bir surette mektepten mezun o- masına teşekkürler eylerim. Bilet almıya lüzüm yoktur. Trende yeri hazırlanmıştır. Rıza Şerif O anda, beni bir sevinç istilâ etmişti. Müdüre, yanıma sokula- rak saçlarım okşarken: — Vakit az kaldı. Ancak bazırlanabilirsin. Tstasyona bere- ber gideceğiz. Dedi. Neş'emden uçarak — odama geldim. Bir çeyrek zarfında be- zırlanıverdim. Her tarafı dolaş- tım. Muallime Annayı bulamadım. Sabahleyin erkenden şehre İnmiş. Bu geçe avdet edeceği pek belli değilmiş. Müdüre, gehre adam gönder- di. Pasaport İşlerimi — bitirtti. Öğle yemeğine daha epeyce za- man olduğu için bana sıkı bir kahvaltı daha ettirdi. Istasyona, tam vaktlide ye- tişmiştik. Biz kapıdan girer gir- mez, İTokomotifin düdük - sesini işittik. ( Arkası var ) - Kızılay Uşakta Kutlulama Şenlik- leri Yapılıyor Uşak, 9 (A.A.) — Şehrimizde büyük hazırlıkları yapılan Kızılay haftası başladı. Dün şehir parkın- da Atatllirk beykeline Kızılay ta- rafından bir çelenk kondu. Öğretmen Bayan Naciyenin verdiği söylev büyük bir ilgi uyandırdı. Halkevinde yapılan büylük bir toplantıda seçilen heyet ya: üyeleri merkeze bildirecektir. SON POSTA Harunürreşidin Aşkı ( Baştarafı 11 imel yüzde ) dığını kimse görmemişti. O gün ve ertesi gün şalri çarşıda, saray salonlarında kimse göremedi. Kendi odasına kapau- mamıştı. Sarayın bahçesinde, çi menlerin üzerinde, koyu gölgeli selvilerin altında, çağlıyan dere« nin kenarında da ona rast gelen olmadı. İ Fakat üçüncü gün, güneş | batarken Ishak, toplanmış olan | divanın huzuruna - çıktı, Rengi sararmıştı. Elinde kavrılmış bir kâğıt vardı. Dudaklarında acı bir tebesslim geziyordu, Harunürreşit —onu gülümsedi. — Görüyorum ki istediğim kasideyi hazırlamışsın ya Ishak ! dedi. — Emrini ifa ettim yâ halife! Harunürreşit müstehzi bir eda ile şaire baktı ve: — Demek ki ölüm korkusu, daha doğrusu yaşamak aşkı sana nihayet ilham — verebildi. Fakat dMlıh verede İyl bir ilham olaydı,, görünce — Okuyayım mı yâ halife? * — Evet Ishak, oku. Fakat Zübeyde hâlâ hastadır. Şimdi halayıklarından birini gönderdi ve divanda bulunamıyacağından özür — diledi. Fakat — yazdığın kasideyi onsuz da dinleyebiliriz. Ishak yanında duran saxını aldı ve onun refakatile kasldesini okumıya başladı. Halife gülümseyordu. llk be- yitler hoşuna — gitmişti. — Ishak Zübeydenin güzel.iğini, cazibesini tasvir — etmeye başladığı zaman herkes kulak kesilmiş, dikkatle dinliyordu. Fakat şalr — Zübeydenin bir yılandan daha kıvrak olan vücu- dünü, pırlantalardan daha parlak ve berrak olan gözlerini, şarap gibl kırmızı ve bayıitıcı dudakla- rını, kadife gibi yumuşak tenini anlatırken gerek — halife, gerek salondaki bütün dinleyenler vecd içinde kendilerini kaybetmişlerdi. Koca salonu — derin — bir süküt kaplamıştı. Nihayet Ishak yerinden kalktı. Harunürreşit iki elini şairin omnu- zuna atarak onu kucakladı. — Yaşa yâ Ishak! Yine eakl kudretini buldun. Şimdiye kadar bu kadar güzel bir kaside dinle- memiştim.,, Dedi ve yanındaki halayığa dönereki — Git, Hanımına, Zübeydeye söyle derhal buraya gelsin. Isha- kın onun güzelliği ve benim aşkım için yazdığı bu kasideyi © da dinlesin. Diye emretti ve etrafındakilere : — Ishak bugün beni #son derece memnun etmiştir. O, hali- fenin dostluğunu bihakkın kazan- mıştır. Onun için kendisine büyük ve muzaffer bir kumandan gibi hörmet edilmesini İstiyorum. Bu kadar kudretli bir şairin, ba kadar güzel bir şiirin karşısında hörmetle iğilmenizi emrediyorum, dedi. Salonda bulunanlar yerlere kadar iğildiler. Bu sırada Zübeydeyi çağır- mağa giden halayık avdet etti. — Hanımın nerede? — Yâ Halife..... Hanımım..... Ölmlüüş... Harunürreşit kılıcını çekerek halayığın Üzerine doğru - atıldı. Fakat birdenbire Ishakın derin- den gelen yorgun sesi İşitildi: — Onu bu sabah, birlikte irdiğimiz aşk gecesinden sonra en kendi ellerimle öldürdüm. Şimdiye kadar lstediğin aşk kasi- desini neden yazamadığımı anla- dın mı yâ Halife? Şimdi cellâda emret te artık başımı vursun. di Son Posta Matbaası Sahibi : R. Kökçü Neşr. Müdürü: Tahir Güzel w | | Sayla 13 - Enstantanelerden & Kırda bir. pikaik ı Borsada ı Hafta İçinde Neler Duyduk ? Her hafta cumartesi günleri geç miş yedi günün en canlı vak'aları- nA ve piyasanın genel gidişine ayır- dığımız bü sütunu yeni hafta tati- line uygun olarak bugüne aldık, Ayağıdaki satırfarda cumartesi günü kaPanışına kadar piyasada hüküm #üren havayı her maddenin dürumunu aynı ayrı bulacaksının. Ve hundan #onra her bafla bugün cakisi gibi, yazılarımızla piyasayı takip edebi- Teceksiniz. Afyon — Piyasada afyon Üzerinde a'işveriş işitilmedi. İnbi- #ar idaresi de henüz satın almak- ta istical göstermemektedir. Esa- sen bu hafta içinde meşrolunan bir tebliğle iInhisar — idaresinin önümüzdeki aylarda me yolda hareket edeceği açıkça anlaşık- mıştır. Bu tebliğa göre yeni yıl mahsulü için Istanbulda bir depo açılmaktadır. 1935 mahsulü kâ- milen ve en ğı 80 — kiloluk partiler halinde bu depoya gör- derilecektir. Depoda bu yıl ardiye ve sigorta iİçin afyon sahiplerin- den bir para alınmıyacaktır. 30 Eylüle kadar yeni mahsul- den depoya gelenler bu yıl malı olarak kabul edilecek ve İnhisar Idaresi bunların satın - alınması için bir fiat tesbit edecektir. Tiftik — Tiftik piyasası son yedi gün içinde muamelesiz geçti. On gün evvel yapılan ve geçen yazımızda haber verdiğimiz A- man alışları maalesef devamsız çıkt. Bu müddet zarfında Rusla- rıda piyasada göremedik. Alman- ya için olan soruşturmalar fiatle- rin noksan bulunması dolayıslle muameleye dönememektedir.Piya- sada bulunan ve gelen tiftiklerin maliyet fiatleri yüksektir. Bu sebeple satıcılar çekingen ve alı- cılar henüz darda olmadıkların- dan bir iş çıkarmak kabil olama- mıştır. Önümüzdeki hafta içinde piyasanın harekete gelmesi çok muhtemel görülmektedir. Yapağ — Yapağın umuml! vaziyeti tiltikten farksızdır. Fakat yapak stoku tiftikten az olduğu için bu sınıf daha hafif hlssedi- liyor. Yedi gün içinde 15 ton kadar Rumeli kıvırcık yapağısı kilosu S1 kuruştan Almanya ile iş gören bir firma tarafından satın alındı. Memleket İçinde ça- hşan bazı firmalar da bu son günlerde bu fiatta Rumoli İnce mallarına alıcı görünüyorlar. Fi- atlar sağlam — addedilmektedir. Anadolu malları için bir iş ok mamıştir. Ruslarda da bir faali- yet göze çarpmamaktadır. Hattâ Sovyetlerin İstanbul piyasasında bugünlerde alıcı olmadıkları kuv- vetle temin edilmektedir. Buğday — piyasası ayni seviyeyi takip ediyor. Ziraat Ban- kası kalıyor altı, | küçük taneli beyaz buğdayları) 45 kuruşa ka- dar satmaktadır. Hattâ son gün- lerde bu Hatta da on para kadar bir yükselme görülmüştür. Ekstra- lar daha yüksek fiattan alıcı bulmaktadır. Anadolu — mahsulü noksan olacağı yolunda çıkan haberler Üzerine piyasa sağlamlı ğını muhafaza etmektedir. Şu ka- dar ki Marmara havzası ve Trak- yada mahsulün çok bereketli o duğu, ve belediyece ekmeğe ko- nulan narhın değişik bulunu sı göz önünde tutularak yakın bir atide buğday fiatlarında bir yük- seklik beklemek beyhude adde- dilmektedir. Arpa — Arpa Üzerinde d- şarıya çalışanlarca alışlara tesa- düf edilmektedir. Piyasada bu işile uğraşan başlıca ihracatçılar arpa almaktadır. Fiatlar dört kuruş etrafındadır. Ihracatın Ital- ya için yapıldığı haber verik mekte ve ihracatçılarımızın bu satışlardan memnun oldukları da ilâve olunmaktadır. Piyasa kuv- wetlidir. Fakat stok çok azalmış- tır. İstanbula da pek az mal ge- mektedir. Yenli mahsul iso henüz döğüm halinde değildir. Fındık — Fındık stoku kal- mamıştır, denilebilir. Memlekette kalan az miktarda fındıklarımız da iyl fiatta satılmaktadır. He- men teslim edilmek şartile yapı- lan satışlarda verilen fiat 63 ku- ruş etrafındadır. Fakat dediğimiz gibi mal bulmak zorluğu vardır. Ağustosun ortasında idrak edile- lecek 1935 mahsulü Üzerine aliv- re satışılar başlamıştır. Fiatlar 46 kuruş etrafında ve sağlamdır. Türkiye Ziraat Bankasından: Ankara'da Bankamız Fen servisinde çalıştırılmak üzere bir daktilo almacaktır. 1 — Bu daktilonun asgarl orta tahsilini yapmış olması ve İyi Almanca ve Fransaızca bilmesi lâzımdır. 2 — Müsabaka imtihanında kazanacak olana muvaffakiyeti de- recesine göre 100 liraya kadar aylık verilecektir. İateklilerin kaydedilmek ve Imtihan gününü anlamak üzere 13/6/935 Perşembe akşamına kadar Ankara'da Bankamız Memu- rin Müdürlüğüne ve İstanbul'da şubemize müracaatlari. »3119,,