Hangi Mektebe Gireceksiniz ? v Harbiye Mektebi ! ı Bu sene Harbiye mektebine tükeri hâklm ve muallim sınıfına Milli Müdafan Vekâletinin gözte- Tecoği nisbet içinde mna vatanın İç ve dışından Türk talebe kayıt ve kabul olunacaktır. Mektebe tam devreli lise mezunları alınır- lar. Bu mezunlardan maksat yük- sek mekteplere girecek olanların Olgunluk İmtihanı vermeleri ge- rekli olanlardır. Bunlardan bir Söne sonra müracaat edenler bir #ene, iki veya daha <iyade sene Sonra müracaat edenler askerl llşelerden birinde bakalorya im- tihanına tâbi tatulurlar. Lise me- zanlarından gayrı sınıf va İhtisas mektepleri ve liselere muadil ol- dukları Kültür Bakanlığınca tes- bit edilmiş ekalliyet ve ecnebi Mmekteplerinden mezun olan Türk talebe askeri liselerin birinde Mezuniyet imtihamı geçirmedikçe ve Türk diline tam vâkıf olma- dıkça Harbiye Mektebine kabul edilmezler. İsteklilerin (16) yaşını bitirmiş, (23) yaşına henüz girmemiş ol Maları — lâzımdır. — Üniversitede Okurken askeri hâkim ve mual- lim olmak isteyen talebeden bi Tinci sınıfa girmek isteyenlerin #a yukarı (22), ikinci sımfa (23), Üçüncü sınıfa (24) yaşlarını bitir- miş olmaları lâzımdır. Ayrıca vücudünün tamüssıhha bulunması, hüsnüahlâk sahibi ol- Ması şarttır. Kaydedilmek iste- Yenler Istanbulda bulunanlar her sene Mart başından temmur ni- hayetine kadar doğrudan doğru- Ya Harbiye Mektebi Kumandanm lğına ve Istanbul haricinde bu- lunan'ar da bulundukları yerlerin #n büyük askeri kumandanlığına Yeya askerlik şubesi reisliğine ta geç Temmuz nihayetinde har- Nyu mektebinde bulunacak vec- hile bir Iatida getirip veya gön- dererek müracaat etmelidirler. Tstidaya gu vesikaları raptet- Mek Tâzımdır: Nüfus tezkeresi veya musad- dak sureti, mütehassis tam. bir hey'eti sıhiye tarafından musad- dak sıhhat ve aşı vesikaları, şa- hadetname, mektepten ıhnıcık hüsnühâl kâğdı. Sümer Bank Kayseri işçi Yetiştirme Kursları Sümer Bank K aysceri Bez fab- Hkasında çalıştırılmak Üzere bir buçuk aylık devreli işçi yetiştir- “Me kurslarına girmek İstiyenlerin Hu şerkditi haiz bulunmaları lâ- Bimdir: Erkeklerin ilk mektep mezacu — Olması, yaşı 13 den aşağı, 16 dan Yukarı olmaması gerektir. Kursi Tonuna kadar talebeye yevmiye Verilmez. Yalnız kendilerinin yi- Yecek ve yatacakları temin edi- İr, Taliplerin yol masrafları ken- ilerine aittir. Bu şartlar kızlar İçinde mü- — Ütberdir. Yalmız ilk mektep me- Tunu olmaları lâzım değildir. Oku- Yup yazma bilmek kâfidir. Mektepçi Dr. HAFIZ CEMAL Dahiliye Mütehassısı Telefon 118, Divanyolu 22298 Cunadan maada her 21044 gün öğleden sonra “Kokain, Koklayanı Önünü Geçilmez Bir Kıskançlığa Sevkeder!,, Asılmak Tehlikesi Karşısında Bulunan Delıkanlıya Ümit Verebılecek T ek Nokta Londra, 1 (Haziran) — Ihti yar mimar Rattenbury'yi öldüren genç Stoner'in avukatı bugün bu bahteax delikanlıyı kurtarmak için ne yapmak lâzımsa yaptı, bu maksatla birçok mütehassıs dok- toru şahit diye çağırtmıştı. Eğer jüri heyeti kabul ederse, bunla- rın Devleri genç katılı asılmaktan kurtarabilir. Filhakika içlerinden en tamınmışı olan doktor Weat- herley'in gerisinde tam 62 yılbk bir tecrübesi, akıl hastalıkları sahasında birçok eşerleri vardır. Hürmet telkin eden bir adamdır, söylediği de hep suçludan ya- nadır. * Celse açılıp ta Ihtiyar doktor gahit sırasına çağırıldığı zaman, kısa boylu, beyaz saçlı bir adam gördük, elinde büyük bir kulaklık tutuyordu ve anladık ki, bu mü- tehassıs doktor yarıyarıya sağır- dır. Gerçekten, suçlunun avakatı sorgusuna avaz avaz bağıran bir sesle başladı: — Siz, gerçekten, Corrahlar Cemiyeti Reisi, Sinir ve Akıl Has- talıkları Cemiyeti Başkanı, müte- hassısz doktor Weatherley misiniz? Doktor Weatbherley kımıldan- madı. O zaman hükim işe karıştı: Hâkinm. — Avukatın sorduğu sorguyu işittiniz mi? Doktor Wheatherley sönük bir sesle cevap verdi: — Zannederim, benim ban sıfatlarımı sayıyor! Fakat saygı değer mütehasmes fikrini söylemiye başlayınca der- hal etrafinde sessiz bir. hürmet ve saygı havası belirdi, herkes dikkatle dinliyordu; Doktor — Stoner gerçekten bir “ bayıltıcı ilâç alışkını ,, dır. Kendisinde bu haatalığın bütün eserlerini birer birer gördüm. Mütehassıs olmıya lürum yok. Göz bebeklerinin ne biçimde açılıp ka- pandıklarımı bir sefer bakan, bu gencin tablat dışında olduğunu bemen anlar. Kokainin, koklayan ürzerinde yaptığı tesire yelinca, mütehassu yine fenne dayanarak bunları an- latmıya başladı. size sıra İle say- mıyacağım, kısaca — söyliyeyim. Kokain bir Insanı sonunda ölüme götürür. Fakat Öönceleri dell ya- par. Verdiği kıskançlık nöbetleri bilhassa şiddetlidir. Ve genç kalil de ©o gün farla miktarda kokain koklamış, bu nöbete tutulmuş, cinayeti de © sırada yapmıştır. * Ihtiyar doktor Weatherley'den sonra başka mütehassızlar din- lendi, onlardan da aynı geyler işi- tildi. şimdi sıra Misis Rattenbury nin avukalına gelmişti. Onun işl uzun ve güç olmadı, birkaç satırla hulâsa edilebilir; — Bu kadının katil anlamışsınızdır, dedi, Hk dakikada suçu kenci üzerine almış İse bu mün- hasıran âşıkımı kurtarmak içindi, Vakın Bu hareket te büyük bir kabahattir. Fakat mahkemenizin salâhiyeti içine girmer. ,, * Ingiliz usulüne uyarak Ük celse- denberi — söylenen — şeylerin bir hulâsasını yaptı. Bu hulâsasında mutlak surette bitaraftı. Eunu Facimadan on dakikm ıvul ihtiyar ml- Tnç karısile )ımı #salonunda bitirice jürl lerine şı,;ı l'Iı’:: tırlattır — Şimdi ka- rarınızı verecek- siniz. Eğer yüzde yüz ihtimal ile suça kanaat getirmediseniz beraet kararı vermeniz lâzımdır ve unub- nıyııuz ki “suçlu değil, demek 'suç işlememiş,, demek değildir. Bnrıdı manası suçu sabit olma- mış, ceza çekmesi dâzungelmez, demektir, dedi. Jüri heyetinin müzakeresi 45 dakika sürdü, bitiace hep birlik- te salona girdiler, içlerinden en yaşlım reise cevap verdi: — Kanunun istediği veçhitle kararımızı ittifalda verdik. Bu karara göre Misla Rattenbury suçsuzdur, Stoner suçludur, dedi. Yalnız şutu da söyliyeyim: Sto- üü dışarı çıkardılar. O zaman hâkim genç (Stoner) e hitap etti: Benim wazifem kanunu tatbik etmektir, kanunun verdiği ceza da ölümdür. Binaenaleyh aslacaksınız, fakat jüri heyetinin ricasını dinlerse, kral bu cezayı hafifletebilir, dedi, 3 Stoner hiç sarsılmadı - bile, sonra İşittim, dışarıya çıkarıldığı zaman: — Sevgilim kurtoldu ya, öle- ceğime güm yamemi demiş. Çocuğunu Tanımak Iste- miyen Bir Baba.. Baltayı Kapınca Karısının Başını lakeçe (Hususi) — Buraya cl- var Polifiton köyünde, halkı deh- şet içinde bırakan — bir cinayet işlenmiştir. Cinayeti işleyen adam bir çiftçidir. Adı da Hiristoforos Vücudundan — Ayırdı Hicistaforosun Karısı Çipçistir. Hiristoforosun — cürmü, uyuyan karısının kafasını balla ile parçalamak, sonra karısının saklı DU Bahsi ı Öz Türkçe Çalışmaları Yirmi İkinci Liste 1 — Nakliyat - Taşın Nakli - Taşıma 2 — Vasalti nakliye - Taşıt (taşıma araçları) nekler: | — Bir memlekette taşın işleri, ekonomik gelişimle sıkı sıkıya ilgilldir. - 2 — Deniz taşıtları ar.zında en ucuzu yek- kenlilerdir. 8 — Emvali menkule - Taşılı mallar Emvali gayri menkule - Ta- . şılsiz mallar Örnek: Bay . . . bötün taşıtlı ve taşıtsız mallarını karısı Üzerine çevirdi. 4 — Tedvin etmek-Dergimek Müdevven - Dergin Örnekler: 1 — Türkçe Kamusu, Şemsettin Saminin — dergimiş olduğu eserlerin en iyisidir. 2 — A..nın derginleri arasında bu isimde bir eser — hatırlame yorum - 3 — Kavanini müdev- wenemiz - Dergin kanunlarımız, 5$ —Hayal - Hayal (T. Kö.) Muhayylle - Sanay Örnek: Siz bu haberi sanayınızda icat u!mıı olmalısınız. Noti Gazetemize gönderilecek yazı« larda bu kelimelerin Osmanlıcaları. nn kullanılmamasını rica ederir. Pe Gazretenin esas gazısile Bir sütunan ikl satırı bir (santim) sayıtır. Bae Sayjasına göre bir sanli- min ilân fiatı şanlardır: D |it | EE-I olan para ve eşyalarım kaçmaktır. Cinayetin salkl şudur: Hiristoforos ötedenberi karıstle geçinememektedir. Ayrıca, kadım dan şüphe de etmektedir. Bu alarak şüphesini kuvvetlendiren — çoey, arasıra ceza vermek iİstediği çift- Hk uşaklarından birini, karısının da şiddetle himaye — etmesidir. Bundan bir ay kadar evvel kadım bir çocuk doğurmuştur. Ebenin kucağına verdiği çocuğa ' bir müddet dalgıin dalgın bakan Hiristoforos — birdenbire çocuğu yere atmak istemiş, çocuk elin- den zorla alınmıştır. Hiristoforo- sun bu hareketine sebep te, ço- cuğu kendisine benzer bulma- masıdır. O günden sonra herifle kadımn arası büsbütün açılmış, kavga ve gürültüler büsbütün artmıştır. Adam, her ne vakıt çocuğu kucağına alsa onu yere atıp par- çalmak arzuları gelirmiş, çünkü onu kendisinden dünyaya gelmiş sanmazınış. Vakanın açığa vurulduğu gün lobusa kadını komşular görme- mişler. Garip bir duygu ile şüp- heye düşmüşler, Hiristoforos da ortada yokmuş. Fırsattan İstifade ederek eve girmiş ve kadını, kesik başile feci bir halde odanın orta- sında görmüşler ve polise haber vermişlerdir. Hiristoforos henüz — yakalan- mamıştır.