a Deli A vrer Rıza SASU Seytfi 44 Aslan, Kızılkaplanı Mahmuzladı.. Aslan Bey bir bakışta vaziyeti kavramıştı. Delikanlı gösterişten olduğu kadar âcizlere karşı kir rum ve hakaretten de hoşlanmaz- dı. Hele Mehmet Beyin meşrep ve tabiatinden dolayı ona karşı âdeta nefrete yakın bir his duy- makta idi, Iki genç adamın ara- sında kat'i bir lüzum hasıl! olmak- Bızın iki söz bile konuşulduğu çok seyrek olurdu. Aslan Bey Meh- medin bu münasebetsiz ve mert- liğe uymaz hareketini görünce kan başına sıçradı; — zaten (Nadolni)yi kendisi esir etmiş ob- duğundan Macar asılzadesi doğ- rudan doğruya — ona alt, onun malı idi. Deli Aslan haklı bir deprenme ile atinı tepti ve Mehmet Beyin önüne geçti; kuru bir sesle : — Maşallah, kahraman Mehmet Boy; dedi, arlık herşey bitti de kadınların, — çocukların - önünde #ilâhsız, eli bağlı Macar delikan- hılarına caka satmak mı kaldı? Aslan Bey bu sözü söylerken elini uzatmış ve Mebhmet Beyin Macar esirinin başına tekrar indirmekte olduğu kırbacı heriften çekip almıştı. Mehmet Bey kim- seden görmediği bu muameleye karşı deli gibi oldu ve kendisini büsbütün unutarak kılıcını çekti. Fakat onun her hareketini gözile gütmekte olan Aslan Bey, altın- daki ( Kızılkaplan )1 bir daha mahmuzlayarak Mehmede büs- bütün yaklaştı ve demir pençesi düşmanının kılıç kabzasını tutan eli üzerine kapandı : — Sen, dedi, nâmert herif; kılıç gibi kutlu bir silâhı çekmeye de, taşımıya da lâyık değilsin! O anda âdeta fevkalâde bir hâdise görüldü: Mehmet Beyin mukavemet — göstermek — İsteyen parmakları ve bileği çelik bir kerpetenle tutulmuş gibi çatırda- yarak büküldü ve ihtiyarsız olarak ağzadan boğuk — bir — ıztırap Besi çıktı. Aslan Bey onun kılıcını elinden almış, kalenin hendeğine doğru fırlatmıştı. Sonra sol elindeki kırbacını Mehmet Beyin hayvanının sağrı- #ına şiddetle indirerek: — Mert ve kahraman insanlar Alayının önünden çekil ! Diye gürledi. Mehmedin atı yediği kuvvetli kırbacın tesirile şahlanarak süva- risile beraber kale duvarının uzak bir köşesine doğru atılıp gittl Bütün bu işler bir an içinde ve şimşek hiızile olup bitmişti. Aslan Beyin verdiği bir emir- le alay tekrar yürümeğe başladı. O anda Aslanın tâ kulağının dibinde sarı Şahin Beyin sakin sesi şu sözü söylemişti: — Aferini yine hak ettin, deli oğlan! Aslan Bey serin ve ıssız. ge- cevin karşısında ve kale kapısı: nin dışında dürürken annesinin rüyasını düşünürken, — dolayısile Üstünden bir sene geçen işte bu hâdiso olduğu gibi hatırma gelzişti. Dediğimiz gibi Deli Aslan, gök iyi kalpli bir delikanlı idi. Sarı Şahin Beyin ısrarlı emrine uyarak (Nado'ni) yi fidyeinecat İle bırakmaktan vazgeçmişse de, ona ne hakaret ettirmiş, ne de esirlik güçlüğü çektirmişti. Onu, o çağlarda üdet olduğu gibl akşam- ları diğer esirlerle, kalenin tutsak zindanına hapsedilmek belâsından da kurtarmıştı (i). ( Nadolal ) kaçmıyacağına dalr namusu Üze- rine söz vermiş ve Arslan Bey Tarafından Subuskada oturan bir Hırvat ailesi nerdine yerleş- tirilmişti. Doğrusunu — söylemek lâzım gelirse Deli Aslan (Nadok ni) yi yukarıda anlattığımız gibi, son müharebeden evvel (Nadaj, di) yi tahris ve tahrike götürerel hakir bir vaziyete koyduğuna bi le derin bir vicdan acısı duymuş- tu. Fakat ortada çok Ali bir mene faat, Subuskanın ve kadınlarla çocukların kurtulması — meselesi olduğundan Şahin Beyin verdiği emre mukavemet göstermek İm- kânı yoktu. Ve işte ancak bu sa- yede Idi ki: (Subuska) kalesi yir- mi otur gün daha düşmanların hücumundan masun kalmış, kar- şıki ova düşman İleşlerile örtül- müştü. Deli Aslan kapının önlünde bütün bu olanları düşlünlürken içerden birkaç ayak sesi duyul- du; on saniye sonra esir (Nadolni) iki yeniçeri neferinin arasında, Aslan Beyin karşısında duruyordu. Aslan Bey, genç Macarın yü- züne baktı. Ancak yıldızların hafif ışıgile yumuşamış karanlık içinde genç esirin biraz fazla #olmuş yüzü hayal meyal seçilebiliyordu. Za- vallı genç, kayıtsızca gülümseme- ye çalıştı: — En sonra, Aslan Bey, beni öldürmeğe karar verebildiniz; bu, benim için daha kolay, daha iyi olacak! Deli Aslan ona uzun uzün baktı, sonra karşılık verdi: — Hayır, (Nadolni); ölmiye« ceksin! Seninle epey arkadaşlık ettik amma, sen Deli Asşlanı da- ha iyi tanıyamamışsın. ( Ve elini gecenin Macar ka- rargâhını saklayan köşesine uzattı:) Kafalarımızı kesmeğe, namusu- muzu çiğnemeğe gelen milletdaş- ların ile onların kumandanı dayın işte şurada duruyorlar. Şimdi senl serbest bırakıyorum; - git; kahra- man dayın senin için bana vere- ceği fidyelnecatı birkaç fakire dağıtsın! Genç Macar - asılzadesi - bir kelime söyliyemiyecek kadar şa- şırmıştı. Belki de bu — söze İnan- mamıştı; belki de bu iyiliğe karşı kendisinden — viedanına — mugayir bir hizmet istenileceğinden kor- kuyordu. Nihayet kekeledi: — Beni mi, beni mi yorsun, Aslan bey? — Evet seni bırakıyorum ve kayıtsız, — şartaız — birakıyorüm, (Nadolni)! Fakat Allahın bildiğini senden — saklamıyacağım; — soeni bırakan, kurtaran ben değilim; seni şimdi bırakan bana hayat ve ruh vermiş muhterem ve me- lek bir kadındır. Anana kavuş- tuğan zaman de ki: “ Beni sana senin gibi bir anne gönderdil,, bırakı- D) © zamanlar şimal hudutları- mızdaki Alman, Macar ve Türk şe- hirlerinin, kasabalarının, kalelerinin hepsinde — böyle Üsera zind wardı. Üseranın ve busuzusi kölelerin adedi kaleyi tehlikeye koyacak kac'ar çok olurdu. Her ihtimale karşı herkes bususi kölesini akşama kadar çalış- tırdıktan sonra getirip hükümetin üsera —zindanına teslim eder ve sabahları bu esirler tekrar İşe çıka- rlırd.. Bu zindanların. ne kadar meşekkatli, öldürücü yerler olduğunu burada tarif uzun alacaktır. ÇArkası var ) SON POSTA Haziran 8 Hava Tehlikesi Ve izmir (20) Çalışma Kolu Meydana Getirildi, Umumi Bir Gayret Başgösterdi. Yurt Havasında Tertip Ettiğimiz Müsabaka Da Beğeniliyor Ortada İzmir İlbayı Kâzım Dirik ve toplantıda bulunan üyeler Izmir, 7 (Hususi) — Başbakan Ismet İnönünün işaretile açığa vurulan “hava tehlikesi,, yurdun dört köşesinde olduğu — kadar Izmirde de düşündüren bir ilgi ve hassasiyet yarattı. İzmirlilerin, sezilen 'büyük tehlike — önünde gösterdikleri yurt ilgisinin manası, yakın yılların acıklı hâdiselerin- den hızini aldığı için behemhal destekli bağlarla sarılacak ve önü alınacaktır. Bugün ilbay generel Kâzım Diriğin başkanlığında fevkalâde bir toplantı yapan hükümet daire buyurmanları, seçim ve endüstri yönetim — kurulu, Baro İnzibat yönetimi, esnaf ve işçi fedresi büyük bir beyocanla bu işe sarıl- dılar. Toplantının sonucu şöy'edir: — Tehlike aşdındır. Yurt şeflerinin sezdikleri tehlike önün- de İzmirliler varlarını meydana dökerek başa geçeceklerdir. Bü- tün kazançlar ve varlıklar yurdun yüksek istekleri ve menfaatları önünde kıskanılmadan meydana dökülecektir. İzmirdeki hava ku- rumile iş birliği yapmak ve halkın uzatacağı yardımları tespit etmek üzere her kurulun bir delegyesi hava kurumunda vazife alacaktır. Ayrıca — Izmir kadınlarından hava kurumunda çalışmak üzere, çalışkan 20 kol meydana getiril- miştir. Genç mektepliler — hava kurumuna yardımcı üye olacakla- rını, yaz tatilinde sarfedeceek'eri paraların hepsini yurt müda'na- sına bir kanat ilâvesi için kendi isteklerile terkedeceklerdir. . Bu işte ayrı, gayrı yoktur. Her istekli, Türk göklerini — saracak kartallarına yardım elini uzata- caktır.,, Toplantı sırasında temiz Türk işçilerinin gönderdiği de'ege, işçi- lerin fedakâr — harekeline işaret ederek: — İşçiler — İstenilenden çok daha Fazlasını derhal — vermiye hazırdır, demiştir. * (Son Posta) nın, yere inmeden yurdu bir hamlede baştan başa dolaşmak ve paraşutla yere inmek müsabakası derin bir ilgi ile kar- şılanmıştır. Gökmevnlerimize inancı olan halkın bu müsabakadan iyi ve muvaffakiyetli sonuclar alınacağına Ümidi fazladır. İzmir — gençleri — arasında, sivil hayatta iken hazırlanmak ve uçmak istiyenler çoktur. Esasen hükümetimiz halktan — istiyenler için tecrübe uçuşları yapacağını evvelce vüdetmişti. Bu iş tahak- kuk ederse uçucu hevesliler ha- Türk | zırlanmak imkânlarını elde ceklerdir.— Ad. Bil. Hava tehlikesini bilenler serlsi Sultanhamamında komisyoncu Viktor Levi yılda 20 lira, Paşa- bahçede şişe fabrikası amelesi de her ay birer gündeliklerini tay- yare kurumuna vermeyi taahhüt etmişlerdir. Kadıköy su şirketi de kuruma 250 lira teberrü etmiştir. Memlekette duyulan alâka Burdur — İlbayın başkanlığı altında yapılan bir toplantıda ede- hava tehlikesile meşgul olmaya | karar verilmiş ve ilk anda 130 kişi Üye yazılmıştır. Bunların ka- yıt ettirdikleri para 3000 Jlirayı bulmuştur. * Uşak — Hava tehlikesine kar- Sizide 2-3 BEŞİR KEMAL NASIR İLAĞI gı çalışma - hazırlıkları yapılıyor. Yakında büyük bir toplantı ya- pılacaktır. İş bankası memurları maaşlarının yüzde ikisini hava kurumuna vereceklerdir. * Kütahya — Hava tehlikesini bilenler zümresi İçin Üye seçimi başluamıştır. * Antalya — Partide büyük bir toplantı yapılmıştır. Yeni Üyeler Ankara, 7 (Husust ) — Hava tehlikesinl bilen üyelerin sayısı bini bulmuştur. Eskişehirde Gö- mülcüneli — fabrikatör- — Ahmet Mehmet biraderler bin İlra, An- kara Aktar oğulları ticarethanesl 500 lira vermek suretile Hava Kurumuna üye yazılmışlardır. günde kürtarır. Bil'umum Kahve ve Gazino sahiplerinin nazarı dikkatine: İstanbul Tabakkuk Müdürlüğünden: Kahve ve Gazino'arda bulunan bilârdo, tavla, dama ve satranç gibi oyun âletlerinin 935 mali senesi resimlerinin ilân tarihindön itibaren ön beş gün zarfında kahve ve gazinonun bulunduğu kaza malsandıklarına yatırılması ve mukabilinde alinacak leyhaların oyun âletlerine yapıştırılması lâzımdır. Bu müddetin hitamından sonra levhasız görülecek oyun Aletle- rinin iki kat resme tâbi tutulacağı ilân olunur. Zihni Paşa Vaktı Mütevelliliğinden : “3183,, Numarası Cin; Mah İlesi Sokağı 3 Kasap dük Erenköy İstsyon caddesl 5 Kepekçi dükkânı * B 1 Ozalı bakkal dükkânı — », Hatboyu 9 Berber dükkânı vekahve, ” Zihni Paşa akaratından yukarıda mahalleri yazılı dört dükkân onar gün müddetle müzayedeye çıkarılmıştır. Talip olanlar hergün görmek içia Erenköyünde mütevelliye, tu ayın on Üüçüncü Perşembe günü saat iki buçukta yüzde yedi buçuk peyakçesile Evkal idaresrindeki kemisyoau mah- susuna müracaatları ilân olunur.