Cefrika No: 38 Kendi kendindeniğrenirdi... Fakat Caresse —herkese — benzemiyen, bambaşka bir kadındı. Maamafih gelip Perditaya vaziyeti açıkça izah etmesi de yine bir uluvvü- cenab eseri idi. Perdita arkadaşile kavga edip bozuşamazdı. Zaten Caresse'e da- rtılmak imkânı yoktu kil.. Onu olduğu gibi kabul etmek fikrine iştirak etmediği zamanlarda da ona hiç bir şey söylememek (V- zımdı. Mamafih bütün kusurlarına rağmen Caressenin dostluğundan zerre kadar şüphe etmek de, her Hasılsa, kabil olamıyordu. Perdita bunları ve içinde bu- lundukları siyasl! entrikaları dü- Şönerek uykuya daldı. —-31 - 1938 senesi Şubatının dördü. Cuma. Ta Oral dağlarından İ gilterenin garp sahillerine kadar hava gayet güzel. Soğuk, fakat temiz, rüzgâsız birgün. Sanki ta- biat insanların vahşi ve alçak ihtiraslarının, kendi fırtınaların- dan daha ziyade tahrip ettiği dünyayı birgün olsun sakin bir halde görmek istiyor. Fakat sakin görünen bu dün- yayı meçhul, uçurumlara sürükli- yecek olan cehennemi kuvvetler tahrik edilmişti bile! Buna rağmen titrek — terazide akibetleri ölçülüp tayin edilmek- te olan milyonlarca insan, hattâ bunları idare edenlerin arasında bile o gece yarısı dünya Üzerine çöken î'llkoki istiyen ve yahut tahmin eden bir tek kimse yoktu. Hattâ o gün öğleden sonra Berlinde içtima edip su'lkastçi- lerin teb'idi için Çekoslovakyaya verilecek öltimatomu — hazırlıyan nazırlar — heyeti — arasında da Bu ültimatomun — nasıl karşıla- nacağını tahmin edebilen bir tek kimse yoktu. Hatta bu ültimato- mun müsveddesini yazan Her Seifert bile bunda kullanılacak lisan ne kadar şiddetli olursa, Çekoslovakyanın, Alman taleple- rini de okadar sür'at ve kat'- yetle yerine getireceğine samim! bir surette kani bulunmakta idi. Eskiden Almanyada halk, hü- kümetin kararlarına bir. gün eve velden vâkıf — olur ve bir sürü dedikodular yapılırdı. Fakat şim- İdi artık bu kararları, bir gün sBonra öğrenmiye ve bunlara bo- yuün eğmiye alışmışlardı. Fransada, Fransız ordularının Cezairde ve Suriyedeki Iğtişap ları bastırmakla meşgul bulundu- ğu bir sırada, Avrupa sulhüntün muhafazası arzusu okadar kuvvet. lidi ki, bu arzu âdeta bir ka- rar, bir ahit şeklini almıştı. İngilterenin Noktainazarı Fransa, Çekoslovakyalı doste larına, şu sırada olsun vaziyeti bir harp buhranına mani olacak Burelte İdare etmelerini tavsiye #tmiş ve bunu yaptıktan sonra da Pragda idare başında bulunanla- rin bu tavsiyeyi dinlemeyecek kadar budalaca bir harekete ce- saret edemeyecekleri zehabına kapılmışlardı. Berlindeki içtimadan birkaç sant sonra İngiliz kabinesinin içtima etmesi, Ingilterede hiçbir alâka uyandırmamıştı, Hattâ alelü- 'de kabine içtimaları günlerinde nazırları seyre gelen bazı me- raklılar — bile — mutattan fazla değildi. ve bunları —on ziya- de alâkadar eden Üçüncü de- rece köy yollarının tevsil me- selesinde ziraat nazırı ile müna- kalat nazırı arasında hadise olan ihtilaftı. Silâklı ve dalma uyanık bulu- nan İtalya, buhranın - şiddetini daha iyl takdir edecek bir vazl- yette İdi. Fakat Italyada da, Al- manyada olduğu gibi, halkın te- laşlı dedikodularına ve vaziyeti alenen münakaşa etmelerine mü- saade edilmemekte idi. Buna rağmen — Ayvusturyanın Almanyaya ilhakındanberi İtalya, Alplardaki hudutlarını her ihti- male karşı takviye etmiş, bütün Sulh arzularına rağmen tepeden tırnağa kadar silâhlanmışıt, Şim- di hiç sesini çıkarmadan hâ- disata intizar ediyordu. Sürgülü Kapılar Narzi teşkilâtının Reisi Herr Müller, Pragda, Wilson istasyo- nunun etrafındaki büyük ve kibar otellerinden birinde mükellef bir apartımanda oturuyordu. Zahiren zengin ve iİşi gücü olmıyan bir Almandı. Çekoslo- vakyada vasi araziye ve çiftlik- SON POSTA Mayis 30 (ONA 1 eV aa v ğ analekei? V) 80 - 5- 1935 Buraya gelirken yolda tepelerin ara- ada öyle garip bir mahalle rastgel- dim ki behemehal onun ne olduğunu anlamalıyım. lere malik olduğundan, Pragda ikamet etmesi kimsenin nazarı- dikkatini celbedemezdi. Polis — Nazırının - kendisinin Pragdaki Nazi teşkilâtının reisl olduğuna — kanaat getirebilirdi. Fakat elinde bunu İspat edebi- lecek hiçbir delil yoktu. Diğer taraftan, Nazl teşkilâ- tına mensup bazı kimselerin ara- sıra otele gelip Herr Müllerle başbaşa ve uzun uzadıya gö- rüşmeleri de bir cürüm veya bir cİnayet teşkil edemezdi. 500 Liralık Müsabakamız Okuyucularımız arasında açtığı- miz (500) liralık müsabaka bitti. ve bu müsabakaya (30) uncu son kuponu neş- rettik. İstanbulda ve dışarıda bu- lunan — okuyucularımızın - (7) Ha- zirana kadar — vakitleri vardır, O zamana kadar bize neşret- tiğimin şartlar dahilinde cevap- larını — göndermelidirler. Zarfldrın Üzerine “müsabaka memurluğuna, kaydı konacaktır. (7) Hazirandan sonra gelecek cevaplar kale alın- mayacak ve netice (12) Haziranda ilân edilecektir. ait aa ae — Mevsimi Gelmeden İncir Müstahsili- nin Boğazına Kement Atıyorlar ( Baştarafı 1 inci yürde ) firması tarafından haber alınmış ve küçük bir oyunla bu İncirler Izmirdeki firma tarafından satın alınmıştır. Mevsimi gelince Aydın incir müstahsilleri satış birliği bu incirleri alâkalı Izmir firmasına Berlinde teslim edecektir. Türk- ofisin Izmir şubesi bu hâdise ile alâkadar olarak Aydın kooperati- finden malümat istemiş ve keyfi- yeti derhal telgrafla ekonoml ba- kanlığına bildirmiştir. Aydın kooperatifinin iddlası na göre beş buçuk — kuruş Üzerinden satış yapılan İncir mah- sulü, zannedildiği gibi Iyi neviden değildir. Bu- nevi, kooperatifin husust bir kalitesidir. ve orta maldır. Orta mal bile olsa, mevsim başlamadan Türkj müstahsilinin bah- çesindeki incirl ucuz fiatle satmak zararlıdır. deniliyor. Ödıuılı ve Aydındaki incirciler büyük elem içindedirler. Hâdise ehemmiyetli- dir. Memleket büyüklerinin bu Işle ııhnduı ilgilenecekleri muhak- aktır. * Pek yakın günlerde ( Son Posta )da yazdığım bir yazıda tüccarların hazırlıklarından ve in- cir alivresinin zararından bahset- miştim. Üzerinden bir hafta geç- meden — korkularımız. - tahakkuk etmiş oluyor. an Bilget Bugün Pangaltı TAN SINEMASINDA ÇILGIN KAN ANNABELLA- CHARLES BOYER 'nümüzdeki Pazartesi günü programı Boğaziçi Şarkısı GUSTAY FROEHLICH Her iki filmde dünoya haberleri Pazartewi, Perşembe günleri matine- lerde ikl flm gösterilmektedir. Telefon : 43374 Hallde ve Arkadaşları 80 Mayın Perşembe günü akşamı BAS de Beşiktaş all> parkında Onlar Ermiş Cuma Mı, Pazar Tatili ( Baştaralı 1T inol yüzde ) yapıyor, sair günler kapalı kalı- yordu. Şimdi bu üç günlük ka- panma müddeti bir buçuk güne İnmiş ve çalışma şartları bütün dünya borsalarına uymuştur. Ihracat piyasası da harici borsalara tabi olduğundan aynen bizim gibi haftanın 3 — gününü kaybediyordu. Bu kayıp bilhassa ticaret İçin çok mühimdi. Yeni hafta tatili kanunt ihracat ticare- timiz için de çok faydalı ola- caktır. Avukat Osman Muri 1 — Tatlil — gününün cumadan pazara tahvili umum! hayatta mühim bir değişiklik yapmaz, ticaret hayatında dünya piyasa- sına uyulacağı İçin faydalıdır. Yalnız hukukt bakımdan — bazı Ihtiyaç meseleleri doğacak gibi gelir bana, Eskiden herhangi bir İşte mu- #yyen olan müddetin sonu cumaya rastgelirse müddet kendiliğinden cumartesi akşamına kadar urardı, şimdi bu kalde pazara — tatbik edilecek, yani müddet pazar günü biterse kendiliğinden — pazartesi akşamma kadar uzayacaktır. Ancak müddet cumartesi günü günü bittiği takdirde ne olacak- tır. Cumartesi günü öğleden sonra dalreler tatil olduğuna göre acaba müddet pazartesi — günü öğleye kadar kendiliğinden uzayacak mı- dır? Bu ciheti ancak temyiz ieti- hadı halledebilcektir. Yenl talikler yapılıncaya kadar pazara muallak olan davalar ya tarafeynin mahkemeye müracaatı veyahut mahkemenin yeniden celp kesmesi suretile sıra ile ilk gele- cek cuma günlerine alınabilir. Bu bakımdan kanunun adliye tatbi- kinde güçlük çekilmez, güçlük sadece — yukarıda — bahsettiğim cumartesi meselesindedir. Bono Işlerinde de meseleyi böyle gör- mek lâzımdır ve kanaatimce bo- noların müddetl cumartesi bittiği takdirde cumartesi gününün tatil | ... —.7 Mi ? günü addedilmesi lâzımdır. ithalâtçı Hacı Recep limitet şŞirketi sahiplerinden Mahmul demiştir klı — Hafta tatill kanunu en çok ihracat tüccarlarını alâkadar eder. Mamafih tatil gününün değişmesi bizi de faydalandıracaktır. Çünkü pazar günleri bankalar öğleden sonra esasen muamele yapmıyor- lardı ve bu yüzden biz de İş ya- pamıyorduk, fakat İş yapmadığı- mız halde açık kalıyorduk, şimdi ticaret hayatında bir gün kazane miş oluyoruz ki bizim için çok mühim bir kazanç sayılabilir. 36 ıncı İlkmektep muallim- lerinden bay Hasan; — Cuma tatilinin pazara tah- vili mektepçilik bakımından mü- him bir değişiklik değildir, Per- şembe proguâı Cumartesi, Pı= 'amı da Cuma günleri tat! î:;i’l:e::ıkllı. Ancak bu kanunun yine mektekçilik bakımından bü- yük bir faydası vardırı Ecnebi ve akalliyet mekteple- rinde okuyanlar haftada iki gün tadil yapıyorlar ve bu suretle çocuklar her hafta ders saatlerin- den 4- 5 saatl kaybediyorlardı. Şimdi bu olmiyacaktır. Bu bakım: dan ecnebi ve akalliyet mektep» lerinde okuyan çocuklar - içia büyük bir kazanç vardır. Zümrüt alle bahçesi sahibi Mustafa demiştir klı — Tatil günleri bilhassa bisi alâkadar etmektedir. Çünkü biz en çok tatil günlerinde iş yapar: dık. Haftanın en kazançlı günü Cuma idi. Pazar günleri de tatli olmasına rağmen birar para kazanırdık. Yeni kanun tatbik edilince Cuma gününün kazancını Pazar günü elde edeceğimlz #üphesizdir. Fakat Pazar gününü kaybedeceğiz gibi — gelir bana, Bilmem ki eskiden Pazar günleri olduğu gibi Cuma günleri de haftanın diğer günlerinden farklı olacak mı? Bunu bize zaman gösterecektir. | Deve Yapılmak İstenen Bir Apartıman ( Baştarafı 1 inel yüzde ) — Ne muvarzaası, apartıman benimdir; diye- binaya sahip olmuştur. Bayan Şayeste bu suretle or- tada kalmış; Ankaradaki akraba- larının yanına ilticaya mecbur olmuş. Fakat bu arada, vaziyeti Iyi bilen Avukat Mustafa Adile mü- racaat etmiş. Hakikati o bildiği için onun — hukükt — yardımını hstemiş. Mustafa Adil de Rahmiden habersiz bir gün gerek Rahminin baldızı Müzeyyeni, gerek koca- sını - Müddeiumumiliğe — şikâyet etmiş, tahkikat polise havale edil- miş ve Rahminin haberi olmadan bunlar — ikinci şubeye — davet edilmişler. Orada şube muavin! ile Merkez memuru Tevfik, iki Serkomlser ve bir de Jandarma Yüzbaşısının huzurile Bayan Mü- zeyyen sorguya çekilmiş, kadının ifadesi şudur : — Ben, Bayan — Şayestenin apartımanı İçin para vermedim. Esasen ©o kadını tanımam da. Eniştemin Tapuda bir işi varmış. Beni götürdü, Orada bana bazı kâğıtlar imzalattı. Bayan Müzeyyenin kocası - ki polislikten çıkmadır. ve Fevzl | adındadır - da beş parası olma- dığını, eski — âmirlerinin bunu bildiklerini söylemiştir. Bunun Üzerine şikâyetçinin talebi ve İleride tazyikle ifade alındığı iddiası ortaya çıkmamak için Polis Müdürlüğüne bir Noter davet olunmuş ve onun huzurile de bu ifadeler tevsik edilmiştir. Bütün bu işler bittikten sonra Bay Rahmi polise çağırılınca, iddiasında ısrar etmiş ve: — Onlar, demiş, doğru söy- lemiyorlar. Hatırlarından çıkmış olacak. Kendisine verilen cevap şu olmuştur : — Bu, on beş İira değildir ki nihayet unutulabilsin. 15 - bia liradır. Nasıl unutulabilir? Bundan sonra — Müzeyyenle kocası Fevzi serbest bırakılmış, Rahmi nezaret altına alınmıştır. Bir müddet sonra da kefaleta bağlanmıştır. Bay Rahmi serbest kalır kal- maz Adliye Bakanlığına, Polis Müdürlüğüne ve Baro Reisliğine tel yazısile başvurmuş ver Polis, noter, avukat beni teh- dit ettiler. Zorla itiraflar yaptırs dılar. Avukat ise iki hasım tara: fın birden vekâletini almıştır. Müdahale ediniz; Diyo şikâyette bulunmuştur. Adli tahkikat bitmiştir. Müd- delumumilik suçlaların mevkufen muhakemolerini istemektedir.