25 Mayıs Siyaset Âlemi Gelecek Harbin Biricik Sebebi? Bugünkü dünya vaziyetini, bir taraftan Oharp (isteyenler, (diğer taraftan da bunu İstemiyenler diye tarif edip tasvir etmek benes doğru değildir. Çünkü hiçbir insan ve bin- netice hiçbir ulus savaş İstemez. Hteyemez. Fakat bugünkü dünya, daha doğrusu bizlm dünyamız olan Avrupanın ikiye ayrılışı vaziyetinde memnun © olanlarla (o olmuyaulardan mürekkep iki zümrenin (teşekkül #tmesinden dolayıdır. Bu memnunli- Yetsizliğin tezahürleri biribirini takip *deceği için nihayet bir gün, halle- tİnden memnun olanlarea bir meydan okuma vesilesi addedilecek ve savaş başlayacaktır. Denilebilir ki Avrupadaki vaziyetla bu derece karışık bir surette mütalaa »dildiği Obi? devir Ohiçbir zamsn Zörülmemiştir. Meselâ İngiltereye bir kınız: Bu devlet (o Almanyanın hak müsavatı istemesini tasdik edi- Yor, fakat bu hakkına, diğer devlet- lerle anlaştıktan o sonra o tasarruf edebileceği kaydını koyuyor. Düne kadar aynı şartlarla Almanyaya hak Veren itsiya, Almanyanın Avusturya Üzerinde bası tasavvurları olduğuna sin surette kanaat getirdikten son- yüzgeri ediverdi. Buna Almanyanın Şörünen İngilir devlet rleall ar de- Bildir. Dış İngiliz politikasında mü- him rol oynıyan Lord Eden lerde Almanya hakkında oğır Böyledi. Başvekil Makdonald da ona İltihak etti, Fakat eski Maliye Nazırı Lord Snovden onların bu fikirlerini kabul etmiyor, Almanyayı haklı bu- yor, söz tutmıyan devletin yalaiz * olmadığın söylüyor. Demek olu- Yor ki bir muharebe patlarsa, bu, bir tarafın haklı öbür tarafın haksız olmasından değil, açla tokun kay- Kasından doğacaktır. Hoş ararsanı bengi kavganın esâsı buna dayanmaz, Süreyya Benese Bir Hücum! Varşova, 24 — Ekspres Poranni #rxetesi Çekoslovak saylav seçiminden sederken diyor ki “Dıg Bakanı B. Benes bu seçimde büyük bir bozguna uğramış ve siye» Mast seçiciler tarafından onanmamış” te. Kendisine karşı ol bu se Simde başarıklar kazan 25.5 e Tefrikamız — Burası, dedi. Hacer, duralamıştı; annesini Börecekti. Nasıl kadındı! Unut Muştul Nasıl karşılonacaktı. Fa- tat yağmur, onun fazla düşün- Besin vakit bırakmadı. Demir Ağaya döndü, yamçısını uzattı; — Yarın, konuşuruz. > Olur, olur; ben uğrarım. Hacer, aralık duran kapıd 5 | ved Yüzü buruş buruş, şalvarlı iş kadın, elinde bir küçük lâmba #yakta duruyordu: >— Sen misin Hacer? ye ğer bu kekre sesi de tan- >— Ben im anne.. İhtiyar kadın, lâmbayı onun tutmuş, bakıyordu: Kkar Çok ılanmışsın. Ayaklarını | aş acer, bu karşılanıştan şaşır” Any, islak iskarpinlerini çıkardı. esi Emeti Molla, *rak yol gösterdi: Li çk vd, çık yukarı.. Üstünü ar, lâmbayı © önden © yürüdü. & Hacer, Meli takip ediyordu. Kizbeyli merdivenlerini o andıran Eğer Wusolini İsterse Afri- kada Harp Olmaz İtalya Ve Habeşin Uzlaşması Ümitleri Uyandı . . Cenevre, 24 (A.A) — Dün akşam, İtalya ve Habeşistan hükümetlerine bir uzlaşma formülü verilmiştir. Ce- vaplar yakında beklenmektedir. Düm öğleden sonra B. Laval, Eden, Aloizi ve Habeş delegesi vrasında ya- pılan konuşma, İtal, Habeş anlaş- mazlığında bir uzlaşmaya varılabileceği Amidini uyandırmıştır. Cenevre, 94 (A.A) — İtalyan - Ha- beş anlaşmazlığı muhtelif delegeleri meşgul etmektedir. Genelee düşünül- düğüne göre bu meselenin helii B, Musolininin elindedir. Parla, 24 (A.A.) — Gazeteler, İtal- yan - Habeş anlaşmazlığını halletmek için muhtelif yollar bulunduğunu yaz- maktadırlar, Bu mesele hakkında genel düşü. nüşü söyleyen Pöti Parizyen gazetesi diyor kir S İtalyanın prestijins dokunmadan Habeşisteana şikâyet hakkı vemek su- zetila bir uzlaşma şekli bulunmuş gö- rünmektedir. ,, Fransada Büyük Bayındırlık İşleri 600 Metre Uzunluğunda Bir İstasyon Yapıldı Havr, 24 (A.A.) — Normandi transatlantik gemisinin işletmiye ko- nulması ve Havr Jimanındaki yeni büyük tesisat şerefine yapılan gen- liklerde Cumhur başkanı B. Löbrön, diplomatik heyet ve birçok hükümet erkânı han? bulunmuşlardır. Bir söylev weren Cumhur Başkanı Havr İlmanı faaliyetinin arttırılması için yapılan işleri izah etmiştir. Yeni rkaç yüz milyon frank lmigtir. Tesisatın en mühim nda bulunan 20 metre ge- nişliğinde ve 600 metre uzunluğunda transatlantik gar, ve 90 metra yük- Ne 77 sarsak bir merdivenden çıkmıştı. Emeti Molla, sağda bir kapı açtı: — Gir haydi... z Hacer, odaya girdiği zaman etrafına bakındı, burası, basık tavanı, pencerelerine cicim per” deler asılmış, duvar kenarlarına Üstleri çatma örtülü krevetler konmuş, kalbür Estü bir köy evi odası idi. Sokak kapısının tokmağı ve- ruluyordu, Emeti Molla sordu: — Seninle birlik gelen biri daha mı var? Hacer, bavyullarını hatırlamıştı: — Hayır.. Sandıklarım var da.. Emeti Molla, durgun durgun baktı; — Temelli mi geldin? Bu sunl, Hacerin kanını don- durmuştu : —Birkaç çamaşır gelirdim de., Emeti Molla, birşey söyle- medi ve kızını karanlıkta bıraka- rak dışari çıkı, biraz sonra elinde Hacerin bavulu ile dön- müştü; — Bumu? —0.. İtalya Ve Arabistan Romada Dikkate Değer Bir Görüşme Oldu Roma, 84 (A.A.) — B. Musolini, Bicaz Diş İşleri Bakanı B. Fuat Hamsa ile iki saat konuşmuştur. Bir Babnahmer devleti olmak Hibarile Eritrenin karşısında bulunan, İtalya, müslümen Arabistan İle dostça mlinasebetlerde o bulunmak dileğindedir. Kralın, şerefine verdiği bir ziya- fetie bazır bulunan Hicaz veliahtı silel ( askeri ) manevraları takip etmiştir. Bir Hava Rekoru Berlin, 24 (A.A.) — Üş motörlü #gağı yu- aris - Berlin | bir Yunkers Alman çağı karı bin kilometre olan yolunu Üç santte almak suretilâ Düz- hat üzerinde bız rekorunu kırmıştır. Barış Yolunda İtalyada dikkate değer temaslar yapan Hicaz veliahtı prens Faysal Yeni Bir Adım İngiltere Büyük Bir Konferans Londra, 24 (A.A ) — Burada do laşam haberlere göre, İngiltere yeni bir barış andlaşmasını görüşmek Ozere genel bir konferansın yakında top- lanmasına teşebbüs edöcektir. Hitlerin Söylevi Londra, 24 — Hitlerin söylerindeki bazı noktaların açıkça İzahı Ber- lindeki İngiliz Elçisi bip bie yapacaktır. Tam Yedi Defa Londra, 4 (AA) — Kral bu sabah tekrar Başbakan B. Makdo- naldı kabul ederek kendisile uzun müddet görüşmüştür. Son bir iki gün içinde Kral yedinci defadır ki B. Makdonaldı kabul etmektedir. sekliğindeki kule “Normandi, gibi büyük bir geminin yolcu ve eşya nakli işlerini ko'aylaştıracaktır. Hacer, soyunmağa başlamıştı. Annesi, dikketle ona bakıyordu. Kızının kılığı, pek boşuna gitme- mişe benxeyordu; buruş buruş yüzü, daha kırışmıştı. Hacer, bu bakıştan sıkıldı, fakat birşey söylemeğe cesaret edemiyordu. Sessizce soyundu ve soldaki kerevete oturdu. X Emeti Molla, kızına sordu; — Aç mısın? Hacer, tıkanmıştı — Tokum... — Sıkılma... ısıtayım... — Istemem, anne... Hacer, annesinin durgunluğuna geşiyordu. O, ana kız karşılaştık» ları zaman, biribirlerinin boyun- larına sörılacaklar, öpüşecekler, ağlıya ağlıya koklaşacaklar san mıştı. Bu durgunlük, bu soğuk hava, Hacerin damarlarını üşütü- yordu. Kendi kendine! — Keşki gelmiyeydim.. Demir Ağa, ne diye, beni buraya getir. di?.. Artık miras işine ne İizum var? Bu havada beni neye yola çıkardı?. Bana İstediğim parayı veriyor.. Gözü (toprakta değil, bende... Buna, ne llizum gördü? Diyordu. Fakat biraz derince düşününce Demir (Ağanın, halkın ağzına düşmemek, dedikodudan korun- Açsan, çorba Toplıyacak Amerikada Yine Grev Korkusu Var Nevyork, 24 — Elli bim işşi önün de bir söylev veren ig federasyonu başkanı, istekleri kabul edilmediği takdirde bütün Amerikada umum! bir grev ilân edileceğini söylemiştir. Nevyork,24 (A.A.) — Sendikalı 250 bin işçi, bugün bayındırlık içlerinde hükümet tarafından (kararlaştırılan gündeliklere karş: protesto mitingi yapscaklardır. İççiler bu gündeliklerin de sendika gündölikleri derecesinde olmasını istemektedirler. mak için, buna lüzum gördüğünü anlıyordu. Hacer, fena sıkılmıştı. Yorgun yorgun önüne bakıyordu. Emeti molla, söyleyeceği, soracağı çok şeyler varmışta sonraya bıraki- yormuş gibi manalı manalı baka- rak başını sallıyordu. Kızının dü- şünlişünden anlamıştı : — Yorgunsun... Döşeğini se reyim mi? Hacer boynunu büktü: — Sen bilirsin annel Emeti Molla, yerinden ağir ağır kalktı, dışarı çıktı. Hacir, yine karanlıkta kak mıştı. Bir şeye hayret ediyordu; annesi, evde yalnız mı oturuyordu. Evde, bir başka birisi olsaydı, elbette ortaya çıkar, görünürdü. Gece, vakitsiz gelen misafiri, kim olsa merak ederdi, Biraz sonra, Emeti Molla ka- pıyı açtı, küçük lâmbayı odanm ortasına koydu ve döndü, sofaya çıktı, çok geçmedi, bir şilteyi omuzuna yüklenerek içeri girdi. Hacer, annesine, yardım et- meye bile korkuyordu. Eemetl Molla, iki döşek sermişti, sonra yastıkları, çarşafları, yorganları getirdi, yatiğı yaptı: — Şavlı sana birakayım... Belki karanlıkta uyuyamazsın... Lâmbayı yatağın başucuna ve lâmbanin kenarına da toprak testiyi koydu: Okuyucuların Sorduklarına Cevaplarım Bornuvada U, Y, Mademki babanızdan manda bütün aile kızla olan münasebe- tinizden © haberdardır. O halde annenizin delâletini rica edin. O isterse bu işi halledebilir. * Ankarada U. H.U. " Konuşmasanız daha iyi eder- siniz, Henliz çocuk denecek kadar gençelniz. Bu şekilde başlıyacak maceranın mereye varacağını kes- Mei Onun için ihtiyat up evesten vaz; i daha doğru olur. ve * Ankarada 5.8, HR. Düşündüğünüz yanlış. Sizden yüz çevirmiş bir erkeği kazanmı- ya çalışmak kızlık gururunuzu ra- hatsız etmiyor mu? Sizi sevmiyeni ne diye arayıp takib edeceksiniz Dünyada erkek mi kalmadı? * Galstada U, A. S. Karınızın ailesi vasıtasile Üzes rinde tazyik yapmıya çalışınız, Olmazsa mahkeme ave dönmesini temin ediniz. Bu suret- le onu yola getirmiye belki mu vaffak olursunuz. pa Antalya B. Ayık Derdinizi halledecek çare bu- lamıyorum. İşinizin icabına uyamıs yorsanız işi bırakır, kendinize başka bir geçim vasıtası ararsınız, * Gedikpaşada Ali Bürhanettin Ertürk Halinizden neye şikâyet edi yorsunuz anlamadım. Bu mace raları bitirip evlenmek istiyorsa" nız, mazinin üzerinden bir sün- ger geçirir, her şeyi unutursunuz. TEYZE Bulgaristanda Müthiş Bir Dolu Çok Zarar Yerdi Sofya, 24 ( Hususi ) — Birkaç gün evvel Bulgaristanın birçok yerlerine çok şiddetli dolular yağmış, birçok meyva ağaçları ve bağlar harap ol- mugtur. Zarar ve ziyan birkaç milyon leva tahmin edilmektedir. Haydi, Allah versin... Hacer, odada yalnır kalınca, İçini çekti, Yağmur şiddetini art- tırmış, bir kamçı gibi camları dövüyordu. Hacer, yorgunluğuna rağmen Uyuyamıyacağını (o zannediyordu. Soyundu ve yatağına girdi. Sofada, bir müddet ayak ses leri dolaştı, bir kapı kapandı ve ev, derin, bir mezar sessizliğine gömüldü. Bu sessizlik, Haceri ürkütü- yordu. Lâmbayı © söndüremedi, yatakta doğruldu, krevetin üs- tüne bıraktığı çantasını çekip aldı, sigara paketini çıkardı, bir sigara yaktı. Yarın ne yapacaktı? Dönmek, hemen dönmek &sti- yordu... Yağmur devam etse, Demir Ağaya yalvaracak, yine dönecekti. Araba, bu havada dönmüş olamazdı. Fakat erken den Demir ağaya nasl haber gönderirdi? Demir Ağanın nereye misafir olduğunu O bilmiyordu ? Kendi çıkıp arayamazdı. Acaba annesi çıkıp arar mıydı? Evde, annesinden başka kimse olmaması, çok canm sıkmıştı Arabayı buldurmak, baber gön- dermek bir mesele idi. ( Arkası var ) rahatlık