Her hakkı mahfuzdur, Yazan: Ziya Şakir SON POSTA OSMANLI SALTANATI GÖÇERKEN| — Batı (Mütareke devrinin tarihi ! No.- 24 15/6/35 - İngilizler, Istanbulda Hemen Bir İIstih- barat İdaresi Kuruvermişlerdi.. Lâkin bu telâkki, daha — o gün haleldar edilivermişti. Ingiliz bin- başılarından (Tomson ), yanında beş İngiliz zabitile derhal Beyoğ- lu telgrafhanesine gitmiş, telgraf- ların bu zabitler tarafından kon- trol edileceğini bildirmişti. Yine aynı günde, - bugünkü ( Karlman)j pasajının bulunduğu binanın kar- gısındaki - Ingiliz mektebinde he- men bir (İngiliz Istihbarat Idaresi) tesis edilmişti. Filo ile gelen Fransız 84 üncü alayına - mensup bir kıta doğruca Fransız sefaret- hanesine gelmiş, Fransız bahriye bandosunun (Marseyyez) teren- nümleri arasında — sefarethaneye bayrak çekilmişti. Bu Fransız kıtasının, bu — morasimden sonra avdet edeceği zannedilirken, muh- telif binalara yerleştirildikleri gö- rülmüş.. Mütareke şartnamesinin bu kadar çabuk bir zamanda Ihlâl edilivermesine, hayret edil- mişti. Yine o akşam, bir Fransız müfrezesi, Sirkeci — istasyonunu Işgal eylemişti. Fakat bunlardan daha mühim bir hâdise, ertesi gün — (Maliye nezareti )nde —coreyan — etmişti. * Maliye nazırı Abdurrahman Bey makamında oturup İşlerile meşgul olurken, bir İagiliz askeri heye- tinin geldiği haber verilmişti. Bu heyetin gelişini, — nazikâne bir ziyaret zanneden narzır, güleryüz- le istikbale şitap etmişti. — Lt- kin, —karşısına — dizilen — dört Mgiliz bahriye zabitinin relsi olan İngiliz miralayı, büyük bir soğukkanlılıkla Nazır Abdurrah- man beyin eline bir mektup vermişti. Amiral Kaltrop bu mektubile Osmanlı Maliye Nazı- rından, - ogün eaat 16ya kadar- (iki yüz bin lira) istemekte idi. Bu talep karşısında, derin bir hayret hisseden Abdurrahman bey, iste- nilen bu paranın ne parası oldu- ğunu sormaya vakıt bulamadan, dört Fransız zabiti daha içeri girmiş.. Bunlar da nazikâne bir eda ile Fransız heyeti reisi (Ce- heral, Beno) nun bir mektubunu Nazır beye takdim etmişlerdi. Fransız ceneralı, daha nazikçe hareket etmiş; — İngilizler gibi kat'i saat tayin etmiyerek, sadece ( derhal ) kaydile ( yüz yirmi bin İlra ) cık istemişti. Eğer şu anda, Maliye nezaretinin — kapısındaki binek taşına bir tellal çıkıpta: — Yağma, Hasanın böreğil.. Diye nida etseydi, hiçkime taacelip eylemiyecekti. « (Misafirlik) namf altında baş- layan - siasl hareketler, birkaç Yün zarfında Gdeta gayri resmi bir (işgal) şekline girmiş, (Baş yüz Benolik Türk ve Müslüman İstan- çehresi, — bizdenbire mişti. Manzara, cidden feci idi. Ga- lata ve Beyoğlu semtleri, her an Patlamıya müheyya bir barat “deposu baline gelmişti. — Birçok rum ve ermeni vatan- Ğ şurada burada sükünet * itidal tavsiye etmelerine rağ- & tiddetli propagandalar her Unsuru da coşkun - bir heye- S2 sürüklemekle idi. Mütare- )n " gömülmüttür. kename tanzim edilirken, şayet Jülâf zırhlıları Istanbula gelecek olursa, bunların arasında Yunan gemilerinin bulunmaması hususi bir mahiyette takarrur ettiği ha'- de, bu karar ihlâl edilmiş, (Kıl- kış) ismindeki Yunan zırhlısı ile birkaç torpido, Istanbula gelmiş, Beşiktaş sarayının (önünde demir- lemişti. Bu zırlilının gelişi, ( Aya Dimitrl) yortusuna — tesadüf et- mişti. Bu hâdise, — Tatavla ve Galata — muhillerine — çılgın bir meserret vermişti. Ve bu zırhbyı müteakip Amiral Kokolidis kw- mandasında Averof, Limni zhl- larile Aynos, Panitr, leraks, Velos torpidolarından mürekkep Yunan filosunun İstanbula girmesi, artık coşkunluğu son haddine getir- mişti. Bu vaziyetten istifade et- mek İsteyen birtakım — komiteci papazlar, kiliselerde — verdikleri vaizlerle halkın — avam ve cahil tabakasını büsbütün — heyecana getirmektelerdi, — Nitekim, halin vahametini Rum patrikhanesl do hissetmişti. — Derhal — toplanan (Sen Sinüt ) — meclisi, o günden itibaren patrikhanenin malümatı olmaksızın papasların kiliselerda vaİz etmemelerine karar vermişti. Hattâ, yortu münasebetile Tatavla kilisesinde bizzat ruhan! bir âyin yaptıran — Patrik — Kaymakamı ( Droteüis efendi ) bile, bu şuur- suzca meserretin önüne geçmek için bir valz vermiş: (Arkast var) İngiliz Zabitinin Cesedi Bulundu Dün Merasimle İngiliz Mezarlığına Gömüldü Dokuz ay evvel Kuşadası c- varında boğulan İngiliz zabitinin cesedi. buluumuş ve — Istanbula getirilmiştir. — Dün sefarethane kilisesinde ruhani âyin yapıldık- ftan sonra ceset — Haydarpaşa Ingiliz ıııııırlıanı götürülmüş ve erasimde emniyet müdürile birde deniz zabitimiz bulunmuştur. Belçikanın İç Durumu Brüksel, 14 (A.A.) — rTanancı gazetelerin — ziyafelinde, kabine beyannamesindenberi ilk — defa olarak söz söyliyen B. Van Zoe- land demiştir ki: “Hükümetin — faaliyeti, sene sonuna kadar devam edecek olan büyük bir ökonomik savaştır. Bu Savaşın kazanıldığını, yahut kay- bedildiğini ancak sene sonunda anlıyabileceğiz.,, Yunan Seçimi Haziranın Dokuzunda Yapılması Kararlaştırıldı Atina, 14 (A.A.) — Hükü- met, ayrışık partilerin İştirâkini kolaylaştırmak arzusu ile seçim tarihini bir hafta geriye atmayı ve bu suretle seçimi 9 haziranda yaptırmayı kabul edecektir. Almanya - İngiltere Berlin, 14 (ALA.) — Alman Devlet bankasının, Almanyaya vaki İngiliz ihracatı bedelinin ödenmesi için, İngiltere banka:i!e 75,000 isterlin Tiralık bir avans hakkında uzlaşmış o'duğu zanne- dilmektedir. B. Laval İle Stalin Konuştular Moskova, 14 (A.A.) — Stalin ve Molotof bugün B. Lavali kabul etmişlerdir. Litvincf ile Frarsama Moskova ve Sovyet Rusyanın Pa- ris büyük elçileri ile Fransız dış bakanlığının genel sekreteri B. Begerin de hazır buluuvdukları bu 1 konuşma İki saat kadar şürmüştür. GIDAİ ve HAYATİ KUVVET HASAN FISTIK ÖZÜ YAĞI Zayıf ve cıha olanlara fazln gıda lâzımdır. İşte Hasan Fıstık Özü yağı, addi ve bilhassa vitamini ve kalorisi çok bol olduğundan ayada mevcut bütün gıdat maddelerin en mükemi melidir. Bilhasva çok zayıf olanlarla vereme İstidadı olanlara az zaman zarfında kat'i tesirini gösterir. Hasan Fıstık Özü yaj; ı bir. kilosu 100 kilo zeytinyağına muadildir. Mideyi rahataız etmediği Fıstık Özü yağı içen zayıflar, bilhasaa gibi iştihayı tozyid eder ve bir kilo çocuklar ve birinci devre veremliler Iâğakal 1-2 kilo kazanırlar. Hasan Fıstık Özü yağı kış ve yaz içilir. Çocuklara ve gençlere, solgun genç kızlıra ve hiyattan zevki azalan ihtiyarl'ara çok büyük Faydalar temin eder. Şişesi 100, büyük 200 kuruştur. HASAN KREMi Dünyada mevcut kremlerin en nefisi, &n shhisidir. Nazik cildli kadınların hayat arkadağıdır. İhtiyarları gençleştirir. Ve gençleri güzelleştirir. İnsana ebedi bir taravet veren Hasan kremini unutmayınız. Kutusu 50, tüp halinde 20 Türkiyede yapılıp da Avrupa etiketi yapıştırılan ve halkı aldatan kremlere, vesair ıtriyate aldanmayınız. Hasan markasına dikkat ediniz. Hasan Deposu: Ankara, istanbul, Beyoğlu Yeni Anketimiz Itikatlara İnanır Mısınız ? ( Baştarafı 1 tnci yüzde gittiğimi, aynı köpekle karşılaş- tığımı, aynı havlayışı duyduğumu hatırladım. Ve gördüğüm rüyanın bir türlü bulamadığım sebebini anladım. — Demek, rüyaların böyle sebepleri vardır? — Vardır yal Elbette... Bak sana, bu suall1e cevap teşkil ede- bilecek bir vakacığı anlatayım. Bir akşam evde konuşuyorduk. Ablam, bir gece evvel rüyasında, merhum doktor Sü!eyman Numan Paşayı evinden taşınırken görmüş. Bunu anlattı, ve benim rüya hak- kındaki kanaatimi bildiği için: — Haydi bakalım, dedi, Eğer iddian doğru ise, bu garip rüya- nın sebebini de bul... Bir an susan Nurullah Ataç güldü: — Ben o rüyanın da bir se- bebi olduğumu isbat ettim. Ve © günden Gonra ablam, rüya hak- kındaki kanaatimin - isabeltinden şüphe edemedi. Merakla sordum: — Nasıl isbat edebildin? — Nasl olacak... Bir gün €vvel çıkan gazeteleri karıştırdık. Ve O zaman hayatta olan Süley- man Numan Paşanın, muayene- hanesini naklettiğine dalr bir ilân bulduk, ve sade bu ilânı bulmak- la da kalmadık, aynı zamanda da hatırladık ki, bu — ilân vesilesile aramızda taşınımya dalr uzunca bir konuşma da geçmiş | Hulâsa, bu da gösterir ki rüya dediğimiz şey gündüz geçen bhâ- diselerin uyku esnasında biribiri- ne karışmısından başka birşey değildir. Güldüm: — Bu bilâistisna her' zaman böyle midir ? — Hayır fakat ekseriya böy- ledir. Her xzaman diyemem; zira bir rüya nazariyesi — kurmaya salâhiyettar değilim. Belki başka çeşit rüyalar da olur. Onlerin sebeplerini de, rü- yasile uğraşanlara sor. — Başka nelere inanırsın ? — Meselâ, her yeni çıkan ayı gördüğüm zaman cebimden para çıkarır bakarım ! — Bu kadarına biraz güç İnanacağım üstat ? O merakla gözlerini açtı: — Neden ? Güldüm: — Bu itiyadına uyabilmekli- ğin için, her yeni ay çıktığı zaman cebinde para bulunması lâzım da ? O da güldü: — Canım yazıcıyız dedik, şal- | riz demedik a... Beş on kuruşu- muz bulunur elbet... Ve kısa bir süküttan sonra ilâve etti: — Samimiyeltten ayrılmamak Jâzımgelirse hakkın var azizim. Fakat ben, yeni çıkan ayı gör- düğüm zaman çıkarıp bakabik- mek için yelek cebimde on ku- rüş — bulundururum dalma... Ve açlıktan Gandiye dönsem, yine ona el sürmemi! — Bütün bâtıl itikatların bun. lardan ibaret mi? Memlekette edebiyatın mev- cudiyetini resmen İnkâr — ettiği için, neyin tenkidile geçindiğin bir türlüğanlayamadığım münekkit; — Hayır, dedi, bu kadar de- ğil.. Amma, öyle birdenbire aklıma gelmiyor... Ve uzamıyan bir. hafıza zor- layışından sonra ilâve ettir —Meselâ ben; herkesin şeame- tine kani olduğu baykuşu, çılgın- casına — severim, Çünkü — eski Yunan — ilâhelerinden — birisinin; elinde baykuşu tutan bir heykeli vardır. ki, zekâyı temsil eder. Hattâ, bu heykelden — ilham alan meşhur Fransırz münekkidi “Andre Suares,: —“Baykuşun şarkısını sevml- yen adam, musikiden zevk alm::k istidadından mahrumdur!,, der. — 13 rakkamının meş'um sa- yılışına ne dersin? — İhanmam. — Inanmayışımın sebebini de anlatayım. Ben, Fran- sız şairi (Paul Claudel) in şiirlerini okurken, itiraf edeyim ki kator likliği sevdim.. Fakat — buna reğmen, hiçbir zaman hıristiyan olmayı aklımdan geçirmedim. Eu itibarladır ki, hıristiyanların dini an'anelerinde — meş'um — sayılan bu adetten korkmak... Cümlesini tamamlıyacak keli- meyi epey düşünen muhatabımı zahmetten kurtarmak için ilâve ettim: — Dint haysiyetine mi doku« nuyor? — Hayır... Bu adetten kork- muyorum. — Fakat dini — haysi« yetime dokunduğu İçin değil. Zira ben müslüman da değilim şimdi! Üstadın; dini de elbise gibi sık sık değişen birşey farz edişi merakımı yuandırmıştı. Sordum: — Ya nesin şimdi? — * Paganist ,, denilen eski Yunan dinine mensubum! Ayrılmıya hazırlanırken — sor« dum: — Bu kabil itikatlar beslen- mesini makul buluyor musun? — Bu kabil itikatlar beslemel:, bence birhis, daha doğrusu Hissi bir itiyat meselesidir.| Bu itibarle beslenilir, aptallıkla ittiham olu- namaz. Zira dünyadan gelip geç- miş zeki ve akıllı insanlar arasın- da da, bu kabil itikatlar besleyen birçok kimseler varmış. Fakat tememni olunur ki bu kabil itikatları, ifrat ve hastalık derecesine vardıranlara... Nurullah Ataç, ellerini, düa eden bir sofu tavrile açarak cüm- lesini tamamladı: — Pallas Atena acısın! — Bu “Pallas atena,, Paganist — Evet! Ben de ellerimi ayni eda İle tım ve güldüm: ” -—0 !:lıldo senin haline de Allah acısın dostuml. Selim Tevfik 15 Mayıs ÇARŞAMBA Günü saat 15 de Taksim'de Cumburiye meydanınd . Elektrik Şirketi Sergisinde, Elektril firiminin tatbikatı gösterilecek ve bu gelenler arasında kur'a çekilerek, bir ELEKTRİK ALETi hediye edilecektir. FRIGIDAIRE'de dondurma yapılır. dors bayanlara mahsustur. l ” (Herkes girebilir ) Cilt ve Zührevi hastalıklar mütehassımı Dr. ABİMELEK Beyoğlu İstiklâl onddesi 407 Telefon: 41406 ĞÜ n vene ee . dealbüta Üç a