12 —Müâyıs Rus - Fransız Andlaşması Ve.. “Mütecaviz,, Fransa ile Sovyet Rusya arasında parafe edilen karşılıklı yardım kanın bir noktası, bilhassa Al üzmekte ve endişeye düşürmektedir. Bu nokta, mütecaviz kelimesidir. Fransa ile Sovyet Rusya, bu kargılıklı yardım misakını tecavüze uğradıkları zaman otomatik bir surette harekete gelmek Üzere yaptıklırını taarih edi- yorlar. Fakat mütccavizin — tayinini Öylece — bırakıyorlar. Binsanaleyh Sovyet Rusya İle Fransa,, mütecavizi kendilerine göre tayla- ettikleri xa« man, bu misak otomatik bir surette harekete gelebilecektir. Almanyanın duyduğu endişe Işte bu sebepten dolayıdır ve soruyor: Mütecavizi mnasıl tayin edeceksie hlx? Eğer tayin etmezseniz Avrupanın Atisi, otomatik bir surette harekete gelecek olan bu aekert vesikaya bağlanmış oluyor, demektir. Binacna- leyh Almanyanın da askeri tedbir alması Tâzımdır. Bu tedbirlerin başın- da, nskerlikten tecrid edilmiş olan hrinin sol sahiline aaker yer- leştirmek hakkını almamız gelir. Buna mukabil Sovyet Rusya ile Fransanı pları şudurt Bu misak müşterek menfaatimizi korumak içim tedafdi bir esasa göre Mmeydana getirilmiştir. Binaenaleyh Mütecavizi peşin olarak tayin etmeye İüzum yoktur.. Kendimizi ti Uğramış addettiğimiz gün, bu tavize kargı harekete geçeceğiz. * l'?ıııı * Sovyet Ruaya andlaşma- Sinin ortaya çıkardığı iddlalı vazi- yetlerden hiri de bu olmuştur. Süroyya Hayret Verici Bir Hâdise İki Papas Tevkif Edilir Edilmez Öldüler 4 Berlin, 11 (A. A.) — Kaçakcılık tuçundan tevkif edilen bir rahip ile rahibe kederlerinden — ansızın | Slüvermişlerdir. Büyük Bir Yangın Londra, 11 (A.A.) — Dün Akşam bin hektardan fazla fum- dalık ve çalılığı kaplayan bir Yangın — çıkmıştır. İtfaiye ateşl töndürmiye çalışıyor. 4 Edobi Hacer, teşekkür ederek gü- di. Otel kâtibi, yeleğinim | Sebinden çıkardığı çakının tirbu- #ünu ile şişeyi açtı ve sonra teketinin yan cebinden bir büyük Paket çikolata çıkardı: — Konyakla — beraber, Iyi #lder, diye aldım! Hacer, memnun <memnun gü- 'ordu: — Ah, çok teşekkür ederim. 'hl. her şeyl düşünüyorsunuz. Beni mahcup ettiniz. Ve otel kâ- Hbine para vermediğini de hatır- LUlı.tı: — Para vermeği de unut- Ruştum! Zihni Ef., kollarını açtı: — No ehemmiyeti var, ha- _'l;ıfçndiT acer, ."!l uzattı: — Hiç, öyle şey olur mu? '.Olıl kâtibi, parayı almak için 'ıı:ddm ediyordu; Hacer, kaşla- * çatmıştı: — Yeter mi?, S Zihni Ef., ne elini uzatıyor, " de cevap veriyordu. Genç çantasından — aldığı kiGerginlik Gittikçe Artıyor Laval, Varşovada Çok Soğuk Karşılanmış Varşova, 11 (A.LA.) — Fransa Diş Bakanmı Laval bura ı:ddl, Istasyonda Lehistan Hariciye ğı anı Bek tara- fından karşılandı. İki Hariciy& Bakanı beraberce otele gittiler ve Bek, misa- fir Bakan şerefine büyük bir xziyafet verdi. Resmi başlıyacaktır. konuşmalar — bugün Sağ cenah gazeteleri, bu ziyaretlu govada geçirdiği llk gün, B. Beck tarafından verlen bir ziyafetten sonra yapılan parlak bir kabul resmi ile bitirilmiştir. Fransa Ümltsiz Paris, 11 (A. A, ) — Gazeteler, Ja B. Lavale yapılar sessiz nden bahsetmektedirler. ek ax emniyet tor alınmıştı. Fransız Bakanının gelişini görmeğe hemoen hiç kimde ge'memişti. Fraosız - Leh ; Alman - Leh yakınlaşmasın:, ölçöülmesi müşkül bir derecede artırmıştır. Bu yakınlaşma anf — siyasal hâdizelerde — kendisini göstermektedir. Hitlercilik Avusturya İle İtalyanın Arasını Bozuyormuş Viyana, 11(A. A.) — Yukarı Adij'de Hitlerci propagandasının art- ması, Tuna karışımamazlık — andlaş- masını tehlikeye koyduğu gibi, Avus- turya ile İtalya arasında bir gerginlik doğurmak Üzüntüsünü de uyandır- maktadır. Gizli Nazi memurları, müdahalesini uyandırmak Romanın ve Tirol halkımı Avusturyanın İtalyan dostluğu” aleyhine çevirmek için İtalyaya karşı 'ıığı'ınıdı faaliyetinde bııuıılm- dıri Cenubi Amerika Harbi Asompsiyon, 11 ( A, A. ) — Rosmi bir tebliğe Paraguay kuvvetleri, Parapiti mıntakasında, bir. Bolivya piyade — bölüğünü mahvetmişler, birçok esir ve gani- met almışlardır. N.o 64 Yzana: Mahmut Yosari 4 kadın, lirayı zorla onun avucuna sıkıştırdı: — Sizden bir ricam var, dedi. — Emrediniz, hammefendi. — Fakat bana gücenmiye- ceksiniz! ' Ötel kâtibi içini çeker gibi bakıyordu: — Size gücenir miyim, Hacer Hanım? Hacer, çantasından bir beş Tiralık çıkarmıştı: — Bununla, benim şerefime arkadaşlarınıza bir anxşam sofrası vermez mis'niz? Genç kâtip, hemen elini çekti: — Müsaade edin; darılmıyo- rum amm, alamam... — Neden? — Sizden alamam! Hacer, otel katibine baktı ve elile çenesini tutup okşadı: — Merâl, evlâdım... Zihni Efendinin yüzü, kıpkır- mızı olmuştu. Hacer, tatlı tatlı gülüyordu. Otel kâtibi, odadan çıkmak Üzere idi: — Şişeyl ortada bırakmayın, yalnız... Huriye kadın, görmesin... İtalya - Habeş Gürültüsü İngiltere İle Fra:sa Fir Teşebbüs Yapacaklarmış Londra, 11 (Hususi) — Fransa ile İngilterenin, İtalya - Habeş ihtilafının hakeme müracaat surelile halledil. mesi hususunda müşterek bir teşebe büs yapacak'ardır, Bir Harbe Karşı Londra, 11 (ALA) — Eko €8 Paria muhabiri, İtalya'nın, Eritre'yi Soma» h'ya bağlamak için Harar ve Ogaden'i elde etmek makaacile, icabında kuvvet kullanacağı muhakkak biinmektedir, İngiliz hüümeti, Mançuke işinin öneği olan bu işi Kuru: munun ağır surette müteessir olma- #ndan — korkmakta, ve Avrupanın siyasal vaziyetinin İnce olduğu bir zamanda İtalya'nın, sonu şüpheli bir Alrika macerası — için kuvvetlerini leraf etmesini tenkit etmektedir. Hitler Dos:luk— Teklifi Yapacak P ris, 11 (Hususi) — Jurnal g 2e- tesi, yakında Hitler trrafından Rayş- tagda söylenecek nulukta, dost'uk ve anlaşma isleyen bir. lisan kullanıla- cağını Öne sürüyor. Amerika Hapisane- lerinde Haydutluk Huatevil, ( Amerika) 11 — Katil Hamiltonun İdamından birkaç saat sonra, sırf buü yüz en lıpiı:ilı.dı âdeta bir muharebe olmuştur. Bir :ırdiyıılı bir mabpur ö'müş, başka ir gardiyanla bir mahpus daha ağır yarslanmış, Üç mahpus da kaçmaya muvaffak o'muşlardır. Zeplin Süvaris! Hasta Berlin, 11 (A. A.) — Zeplin balo- nunun suvaris. doktor Ekner Piörezi. had zatülcenpten hanstadır. İngiltere, Tayyare Fabri- kalarına Emir Verdi Yen! yepılan son - #letem bir İngiliz hava gemisl O, Biraz kalın kafalıdır, münase- betsizlik eder belki... — Peki, merak etmeyin, ba- vuluma saklarım. — Şişe boşalınca da, bana haber verin; ben alırım, Hacer, kendine alt her şeyin başkaları tarafından inceden ince- ye düşünülmesine keyflenmişti, neş'eli bir kahkaha attı: — Size insan nasıl teşekkür edeceğini şağırıyor, canım| Zihni Efendi, odadan sessizçe çıkmıştı. Hacer, konyağı bir bar- dağa, kadehe doldurmıya lüzum görmedi, şişeyi ağzına dikti ve acı içkiyi aç yudumlarla birkaç nefes, ardıardına çekti, Foğazı, göğüsünün içi yanmıştı; Çikolatanın — kâğıdım — yerinden çıkardı ve bir parça koparıp ağ- zına attı: Şişeyi kanapenin altına sak- ladı. Odaya kapi vurulmadan girilmediği halde ne olur ne ol- maz diye, sürgüyü sürdü ve gitti kanapeye oturdu. Boğazının ve göğsünün yan- ması, dalga dalga damarlarına ve uyuşturucu bir duman halinde de beyninin içine dağılıyordu. Hacer, şişeyi Ikinci defa ağ- zına dikti. Bu sefer, boğazı ve göğsü, daha yanmıştı. Yalnız, gözleri parlamıya- başlamıştı. Hayli zamandır. içkiyi unutan | Siparişlerin Çabuk Teslim Edilmesini İstiyor Londra, 11-(A.A.) — Hava Bakanlığı, tayyare yapan fabrika- lara bir tamim gönderip, sipariş- lerin tesliminde acele davronma- larını bildirmiştir. Bu fabrikaların eshamı bor- sada tereffü gösterdikleri için, yakında sipariş alacakları tahmin iyor. Bir Alman Tekzibi Berlin, 11 (AA.) — Alman- yanın icabında iki Avrupa dev- letinin tayyare kuvvetine müsavi bir hava kuvvetine sahip olaca- gı hakkında Hava Nazırı Göringe atfedilen beyanat tekzip ediliyor. damarları, ve beyni, yavaş yavaş tutuşuyor, alev alev yanıyordu. Hacer, bir” daha içti... Da- marları, beyni, büsbütün kızıştı... O, konyağı içince, uyuşaca- ğfaı ve uyuyacağını zannetmişti; fakat vücudüne şuurstız bir ” ma- kine diriliği gelmiş; oturmaktan, dört duvar arasında sıkışıp kak maktan titizlenmeğe, huysuzlan- mağa başlamıştı. Dördüncü içişinde, şişe yarım- lanmıştı. Hacer, kalktı, pencereyi açmak, sonra sofaya. çıkmak istedi. Adımları dolaşıyordu. Bir an, kendini topladı: Birden çarptı... oldum... Içinde, pencereleri kırmak, eşyaları — parçalamak, — kafasını yumruklamak hırsı uyanmıştı. Tekrar şişeye sarıldı ve girt- lağının yara gibi yandığına ak dırmadı, çekti. Beyni, bir yangın gibl yanı- yordu; vücudu pelteleşmeğe baş- lamıştı. yatağa doğrü gitmek, yatmak istedi, iki adım İleriledi, dizleri büküldü ve bir külçe gibi 'karyolanın kenarına, yere çöküp yığılıverdi... —10-— Hacer, kulaklarında, kapı vu- rulmasını andırır. zonklamalarla başını kaldırdı; bütün ek yerleri kesik kesik ağrıyordu. Sarhoş | | |. Gönül İşler Nişanlı - FransalileLehistan Ârasında- ?? Kızı Seviyorum * Bir kızla sevişiyorum. Fakat ba kız nişanlıdır. Nişanlıtı yaşlı ve beş gocuk sahibidir. Ka bu adamı sevmi- yor. Benimle evlenmek istiyor. Fakat ailesi bu adamı tercih ediyor ve nişanı bozmak istemiyorlar. Kız kaçmayı tek- lif ediyor. Fukat nişanlıdan korkuyoruz. H. Özcan Ailelerin kızlarını rızaları hi- lâfına evlendirmiye kalkmaları bu neticeyl verir. Kız kanunen reşit ise, allesinin bu arzusuna muha- lefet edebilir. Bu takdirde nişan kendiliğinden bozulur. O vakit serbetçe ve rahat rahat evlene- bilirsiniz. Kız bu fikrini annesine açıp ayak direyebilir.. Kaaunea ailesi onu mecbur edemez. ** * Bir mağazada çalışıyorum. Patro- numun iki kızı var. Birini bana ver- mek istiyorlar. Fakat ben küçüğü se- viyorum, halbuki onlar bana büyüğü vermek fikrindedirler. Reddetsam bir türlü, etmezsem bir türlü siz bana ne tavmye edersinis? Adil - İnsan hatır için sevdiği var- ken sevmediği bir kızla evlene- mez, Bunu bilvasıta — patrona anlatmağa çalışırsınız. Bir taraf- tan da resmen küçük kıza talip olarak bir emrivaki yaparsınız. Vermezlerse © vakit düşünür- sünüz. Komşumuzda güzelce bir dul kadın var. Bir müddettenberi bu kadın bizel ziyaretini sıklaştırdı. Kocamın da ona karşı vaziyetinde dikkati çeken bir bal var, Bunun önüne geçmek İçin ne yapmalı? Nevin Evi değiştiriniz. leride daha büyük bir felâketin önüne geç- mek şimdiden ufak sıkıntılara katlanmak müreccahtır. TEYZE Bir Hava Faclası * Londra, 11 (A. A.) — Musul- da, bir tank ile bir bombardıman tayyaresi yerde ııııi::ı == çar| , tayyareni tınE:uııfırn"öhM— Kalkmağa çabaladı, doğruldu. Kulağına, beyninin içinden geliyor gibi akseden zonklamalar tekrar etti. Hacer, anlamıyormuş gibi et rafına bakınıyordu: — Acaba kapı mı vuruluyor? Bu ihtimal, onu birax diriltti; korkarak bekledi. — Hanimefendi.. Hanımefendi., Kapı tarafından gelen ses, otel küâtibinla sesine benzeyordu. Hacer, kendin! topladı, ağır ağır kalktı. Fakat başı o kadar ağır- laşmıştı ki, vücudunun bu ağırlığı çekemiyeceğini anladı: — Kim ©o? Ne istiyorsunuz ? — Benim, Zihni... — Peki, ne var, Zihni Efendi? — Muharrem Bey, —merak etti de... — Neyi merek ediyor? — Acaba hasta mısınız? Di- ye. Dündenberi hiç sessiniz, e- danız çıkmadı da.. Hacer, kulaklarına ve göz- lerine loanamıyordu: — Dündenberi mi? — Evet.. Dün akşamdanberi.. Hacer, titredi; pencereden gi« ren bulanık ışıkları o, hâlâ ak- şam karanlığı sanıyordu. Bütün gece, tahtaların —üzerinde sızıp kalmış mıydı? ,— Okadar uyumuş mıyım? (Arkası var) eT A S