p, 29 Mart Silâh Meselesi Bir Himat Meselesidir * Almanyanın, silâhlanmasını aç'ğa Yürması, Öyle zannedildiği gibi bir harp tehlikesi doğurmak istidadında Süyıl maz. « Bu iddianda —bulunan — meşhur Karneci Sulh Enstitüsü ileri gelenle- tinden Profesör Fatlo'dur. Profcsör Fatlo'nun fikrine göre Almanyanın Bizliden — gizliye — sil n bütün devletlerce malüm idi. Bu malâmatı mühtelif m böyle de yapacakla- Nni aleniyete vurdu, ve herkesi bun- habardar ett Düne kadar gizli Yapılanın bundan böyle açıkça yapıl- Ması niçin bir harp doğururmuş, 4 anlamıyorum. Profesör Fatio, Almanyanın silâh- lanması bakkında işte böyle düşünüyor. * Bir devletin «silâhlarını arttırması Biçin harbe sebep olabilir? Çünkür Bu devletin karşısında diğerleri de #4 veya bu maksatla silâhlarını arttır- Mak isterlor. Bu hareket, bir yarış Mahiyetini alır. Bu yarışta geri kala- taklarını hissedenler hırslanırlar, İşte hzetinefin mesololeri karışır, hayati Menfaatlar ortaya çıkar ve bu arada, #rantı ganimet bilmek istiyen taraf “ilâhı patlatır ve bir kıyamettir kopar. * Sovyet taraftan da Almanya silâhların bıra- kılmasını musyyen şartlarla ileri ü- Füyorlar. Fakat onların bu aözlerini dinleyen yok. Demek ki — ortalıkta bar'z bir itimatsızlık var, Bundan da bu işi halletmenin her şeyden evvel itimat meselesi olduğu anlaşılıyor, Bu Wtibar ile ve bence evvelâ it'madı iade SÜReli, sonra silâhları indirme işinl konuşmalı, ea basit mantık bunu Gmirdir gibi geliyor. — Süreyya | ee ame n Bir taraftan Rusya, bir Dolu, Sel, Yağmur Sofya 28 ( Hususi ) — Bulga- Fistanın — Karlova — kasabasında Yağan dolu, yerleri üç santimetre kalınlığında kaplamıştır. Yağan tiddetli yağmurdan pek çok evleri | etmemektedir. Muvafık, muhalif bütün POSTA SON HARİCİ TELGRAFLAR Romanyadaki Rüşvet Gürültüsü Bükreş, 28 ( Hususi ) — Romanya- nin geçen sene Skoda fabrikalarına alpariş ettiği harp malzemeleri muka- velelerinde, — fabrika uyuşarak rüşvet aldığı lddla olunmakta olan eski Maliye Bakanı ( Popoviç ) mese- lesi Millet Meclisinde müzakere edik mektedir. Nasyonal saranlat fırkasına mensup olan Popevlçi, fırkası müdafaa gazetelar, efkârıumumiyeyi son derâce alâkadar etmekte olan bu irtişa işi ile meşguldurlar. ( Popoviç ) meselesi üzerine mühim bir nutuk söylemcel beklenilmekte olan aeski Başbakan Manyonun, pek mühim ifşastta bulu- mıcağı ve höükümeti şiddetle İttiham edeceği şöylenilmektedir. Yine Buhran Yeni Belçika Kabinesi Sukut Etmek Üzere Brüksel, 29 (Husust ) — Yeni ku« rulan Van Zeeland kabinesinin bugün mebt nuşmada — ekseriyet muhtemeldir. Şu halde kabine buhra- ni tazelenecektir. — Borçların — tesil edileceği haberi tekzip olunmuştur. bulgar Harict Mümessillikle- rinde Yeni Değişmeler Sofya, 28 ( Hususl ) — Bulgar Hariciye Nezareti Başkâtibi Dr. Hristof Berlin sefirliğine, Atina Sefiri P. Neykof geri alınarak, Hariciye Nezaretl Siyasi Şube Müdürlüğüne, Bu'garistanın Ulus- lararası Kurumu daimi mümessili Antonof arzusu Üzerine müstafi, Ankara Sefareti Başkâtibi Min- kof gerl alınarak, yerine Belgrat Sefareti Başkâtibi N. Petsef nakil ve becayiş edilmişlerdir. ingiltere Muhalif Londra, 28 (A.LA.) — Başbakan, İngilterenin uluslararası — bir. polis kuvveti teşkiline muhalif bulunduğu- nu söylemiştir. Troçkinin Bir Kitabı Sofya, (Hususl) — Sofya Müddei- umumisi, Troçki'nin yazdığı yeni bir ——irtihsreğiyee ti —Z Eüğiçeir y ği aa lneema mafilene A ÖĞÜt eaniaemiüğ eai eeeti M n ” Almanlar “Kahrolsun Lit- vanyal,,Diye Bağırıyorlar! AM Berlin, 28 ( A. A.) — Litvanyada Hitlerci bazı Almanlar hakkında veri- len ölüm cezası hükümleri aleybine Almanyanın büyük şebirlerinde nü- mayiş'er yapılıyor. Berlinde 3000 Hit- lerci genç bu kararı — protesto için toplanmıştır. Gençler Başbakanlık binası Önüne gelerek “ Kahrolsun Litvanyal,, diye bağırmışlardır. Berli- meydanlarında da nümayiş- ler yapılıyor. Bununla beraber Alman- ya bu ölüm eezası kararlarını henüz protesto etmemiştir. Berlindeki İtalyanın Asker Sevkiyatı Napoli, 28 (AA.) — Veliaht istih- kâm 'kıtaatını teftiş etmiştir. Bu kı« taat evvelce vapura binmiş olam diğer hizmetlere eit kıtaat ile birikte ve Vulkanya hareket etmişlerdir. Suriyede birçok Fabrikalar Kapanıyor Hayfa ( Hususi ) — Suriyede- ki fabrikaların birçoğu Filistine nakledilmiştir. Bunlar arasında ipek fabrikaları da vardır. Bunun da #sebebi kanunların ağır olması ve ihracat Almanyada Hitlerci gençlerin hergün görülen nümayişlerine bir bakış vapurile doğu Afrikasına Litvanya konso'osu, verilen karardan sonra vazife göremlyeceğini söyliyerek konsoloshanedekl armayı — kaldırıp lstifa etmiştir. Londra, 28 (A.A.) — Memell'i Almanlar hakkında kovno divanı- harbi vermiş olduğu karardan bahse- den Mançester Gardiyan gazetesi, mahkümların Litvanya aleyhine bir layan tertip etmiş oldukları hakkın- daki isnadatı tereddütle karşılamak- tadır. Amerikadan Çine Hava Yolu Miyami, 28 (A. A.) — Yeni bir deniz tayyaresi Meksikaya uçmuştur. Oradan Çine uçarak Çin - Amerika ticari hava hattını açacaktır. Tayyare 40 yolcu taşıyacaktır. —— * Amerikaya Giren Altın Takoma (Amerika) 28 — Sovyet Rusyadan buraya altın mademi geti. rilmiştir. Bu altın, tasfiye edildikten sonra, Sovyetlerin Amerikadan yapa- cakları mübayzalar için — verilen krediye İhtiyat teşkil edecektir. Suriyedeki “fabrika'arında kapanmakta oldu- gu bildirilmektedir, Su ba; t bi odi kun Son def. Daha, yüzüne bakıyorlardı |.. Vilâyet —merkezine ıy’ı..k'hhuh- İndanberi, bunun, İnkâra sığmaz k.iullıdni görmüştü. Yalnız bundan sonra gözünü Açmalı, Önüne çıkacak, ayağına N“* fırsatları kaçırmamanın at n ası, yine hulya, =ıl bulutlarile dolmuştu ; kalbi Hle ı...f'zf_"d" Istanbulda ü bir ipek kombi q";:;-" aldı; teyellemiye başladı. biz Ünde, açık, uçsuz bucaksız ferahlık vardı, Kahkahalarla M'l'ı;:înnıl istiyordu. Ken- baptirdı ümit, hulya enginine ’!“-o bir sesle, şarkı S üğLençe, vze e |€ * Güze'ce otel sahibi Muhar- Tem Bey, iki numralı odını: ka- Pisını tıkırdattı, bekledi. Hacerin: Giriniz! dediğini du- Yunca, sbn::: kavuşturup girdi: — Sal f Bi —M_dı_ şeriller hayro'sun, Genç kadın, © sabah, pija- Tasinı giymemiş, kanarya Barısı Yazan: kamisolün —Üzerine, — mantosunu almıştı. Mantonun yakaları es- nedikçe genç kadının, 'kaşkorse İle dik duran göğsü iddinlı iddialı görünü; çordu. Hıığır, otel sahibine — Bonjür, Beyefenli. Muhasrrem Bey, ellerini uğuş- turarak soruyordu: — Nasil efendim, iyi uyudu- nuz yal rahatsız olmacınız ya? Hacer, odadan pek memnun deği'di. Sokağın hep birbirine benzeyen gürültüsünden rahatsız oluyordu: — Sabahları gürü'tü olu: or, pek erken üyeniyorum.. Bahçe tarafındaki odalar, daha vess zdir zannederim. Otel - sahibi, telâşla doğru- muştu. — Emredersiniz, derhal, bah- çe Üstündeki en iyi odayı hazır- latırım! — O tarafta, boş oda var mı? Muharrem Bey, manalı manalı gülüyordu: — Düşlündüğünüz şeye bakın. Dolu bile olsa, boşaltırım. Z Hayır, hayır... Benim yüs güldü: zümden kimseyl rahatsız etmeyin! Muharrem Bey, kollarını aç- mıştı! ve karşısında hürmet| ği adamın gözünden dllım:k. eişiı!ı:ıl: rinin — kırılmak — tehlikesi vardı. — Kimseyi rahatsız edecek | Hacer, güldü: değiliz efendim... Bendeniz, Belki sokağa bakarak eğlenirsiniz, diye bu odayı tavsiye etmiştim. Şimdi hazırlatırım. Hacer, başını salladı: — Çok teşekkür ederim am- | annem biir, ma, artık İüzumsuz.. Kasabaya gidiyorum. Ötel sahibi, yüzünü buruş- turmuştu: — Üç, dört günden evvel, kasabaya gidemezsiniz, hanım- efendi. baktı: — Neden? — Kızbeyli oteline haber gön- derdim. Sizir için oda hazır'ıya- caklar. Fakat iyice temizlemelerini tenbih ettiğim için, iki gün sab- retmenizi söylemiş'er... Sonra, siz, kasabaya gittiğiniz zaman, akra- balarınıza haber göndereceksiniz... Eh, bu da iki gün sürer. Siz, buradan hareket ederken, bizim kâtip Zihni Efendiyi Aktaşa gön- deririz. Zihni Efendi, Aktaşda — Köyde, mektubu ki yacak? Sadece hb"“lğ:ı:e:i:ı: kâfi... Ksabada benim bekle di: ğgimi — söylerler... Kasabada da uzak bir akrabam olacak amma, Muharrem Bey, 9 sözlerini ltirazaız kıburu:dı)!::,_n — Hay hay efendim.. Siz nasıl münasip görürsen'z. Durdu ve yutkunur gibi baktı: — Hattâ, eğer arza - buyurur sanız, bendeniz, arabayı hazırlatır, Genç kadın, gözlerini açarak | Aktaşa gönderiz, ailenizi, doğruca buraya — getiririm. Bu Kubeyli'de, rahatsız GÜnüzümez, Hacer, —annesinin — ve öbür akrabalarının ne şekilde, ne li yafeltte İnsanlar olduğumu bilmi- yordu. - Vilâyet merkezinde, gü- lünç olabilirdi : — Kasabada akrabalarım var. Orada otelde fazla kalmam., Be- nim için bu kadar düşündüğünüzü teşekklr ederim. Muharrem Bey, suretle, kafasındaki akrabalarınızı görür, mektubunuzu | SiZli plâne tatbik edememiş oldu- verir. Hacer, birden kendini topla- mıştı. Okuma yazma bilmediğini, ğuna biraz sıkılmıştı : — Vazifemiz efendim... Siz, buranın hem yerlisi, hem yaban- ötel sahibinin - anlamamasımı isti- | cısı sayılırsınız... Elimizden gel- yordu. Ona: Hanımefendi! Diyen diği kadar hizmet etmek, boynu- Sayfa » | Gönül İşler Kadın Mantıksız Mahlüktur? “Evlenirken kimsem olmadıği İçin dünürlüğümü bir memur arkadaşın yâş- h ve namusla karısı yaptı. Bu karı çok çirkin ve ağzında tek bir dişi — yoktar. Düğüntümüzden bir hafta sonra — yeni karıma hitabeniı Bize dünürlük yapan kadına gidip iklmizi birleştirdiği Için teşekkür ede- lim, dedim. Karım gidemiyeceğini söy- ledi. Sebebini — sordum. Bana şunları söyledir “Kulağını arkana götür de — dinle, Alem senin hakkında neler söylüyor. Sen o dünürlük yapan kadınla aşvafişna imişsin. Ben onun evine gidemem, “Ben her na kadar o kadınla düşüp kalkmadığımı, kocamı sadık arkadaşım olduğunu, söyledimse da karım? kane madı ve daha bir haltalık gelin İken bana fena nazarla — bakmaya başladı. Ben de tercübe — için Jerar ettim, — her halde bir defa olmun o kadına birlikte teşekküre gideceğiz, dedim. Karım bu israrımdan kizdı ve yeni gelin olduğu- mu, ahlâkımı henüz anlamadığını dü- #Ünmoyerek sort cevap verdi. Buna tabil muğber oldum, — Ararmız uçıldi. Bu işe siz ne dersiniz. Acaba kabahat kimde 1,, F. Z. Kadının mantığı yoktur, derler. Bu vak'a bu tözün doğrülu- ğunu isbat eder. Kıskançlık ve sevği meselesinde hakikaten ka- dına —mantıkla söz — anlatmak mümkü değildir. Onlar, bu sahada kurudan nem kapar, duyğularında isabet ettiklerini sanarlar. Onun için kıskançlık meselesinde kadınla münakaşa edilmez, sayuna gidilir. Bir gün gelir yanıldığını kendisi anlar ve mezale balledilir. “Fakat siz de bu kavga pek erken başlamış, fenalık orada. Mamafih acele hüküm ver- meyiniz. Bu hüdiseye bakarak karınız hakkında fena ve yanlış kanaantlere sapmayınız. Bir şey olmamış gibi hareket ediniz. Hâ- disat ve vakayi ona haksızlığıni Isbat ettiği gün mahçup olur. TEYZE muzun borcu olduğu kadar, hem- — şehrilik vazifemizdir de... Ötel sahibi, bunları söylerken, kendi kendini tebrik - ediyordu, Tenhada, yatarken, battâ uykuda rüyasında bile, tekrar edip ez- berlediği bu sözleri, pürüzsüz, olur... Hacer, garip bir Ürküntü ge- çirmekte İdl, O, köy, deyince hemen vapura, trene atlayıp ulaş- tıracak Yerliler tara- fından, bu kadar kolaylık, yol gösterildiği halde, uza: yordu. Eğer, kendi başına kalmış olsa imiş, hali neye varacakmış? Geri dönmeyi de iyor değildi... Arasıra, kafasına giren ve sinirlerini kurcalayıp bozan bu fikir, hiç te iyi bir alâmete benzemiyorda, Köye gidince ne bakan en ferahı, odalardan en genişi, 4 silinmiş, süpürülmüş. bazraraın. — bavullarımı, — yenl taşıdılar. odasına taşı: Bey, — pencereleri hdrde gös a amd bahçeyi görlyor.. ( Arkusı vaz ) bti 'N aü gi ; vi a e ÜÜĞ