25 Mart 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

25 Mart 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

GÜVERCİNLER —1— Damlara gelir konar, Minnacık güvercinler, İpleri neşe dolar, Minnacık güvercinler! p Bazan guguk deyerek, Bazan da yem yiyerek, Gökte uçup gererek, Minnacık güvercinleri, — Anneciğim, çek yorgunum bugün bütün gün kerrat cetveli yaptım |. — Hay haylâz hay, dur yörlyeyim : Demek sen hesaba a?., — Baba, bu apartımanları, alacaklılardan kurtulmak için mi böyle yüksek yapmışlar ?.. Bilmeceler Altı tahta üstü tahta, içinde kara sofra: Kaplumbağa * Yerden alır, gökte yer: Deve - Bir çocuğum var, gidene peşkir sallar; * Gitti haçı, geldi hacı, gitmez yrukta aci: gelene Köpek Yılan — Aleve, dükkân: mı/, 1. Buraya iki kut ilan | u - çikolata or.sı çikolatacı m tüccar Bay i mişti. Bu adada kimbilir ben mektebe gideyim de, muallimine çalışacağına kerrat cetveli yapıyorsun e Şa : Küçük Gemici ge x, Küçük Berker Adaya > a çıktığı zaman bir taş Üzerine oturarak düşüm meğe başladı. £ Bindiği gemi batmıştı Uzaktan teknesinin ucu aylar ara- sında görünüyordu. Ar tık bu, denizler ortasın- daki adadan zor kurtu- lurdu. Gemicilik, deniz- lerde seyahat, hepsi bit- kaç ay böyle yalnız kalacaktı. » Berker o gün tahtadan bir sandal yapıp gemiye gitti, Ge minin ön tarafı su Üstünde kal mıştı, Yavaş yavaş tahtalardan inerek bir kamaraya (girdi ve gözleri sevinçle - parladı. Kama- rada birçok yiyecek (şeyler, biçaklar, baltalar, kazmalar var- dı. O gün Berker kamaralarda, teknenin su dışında kalan köşe- sinde bucağında ne varsa yavaş yavaş taşındı. * Aradan dört beş gün geçtik- ten sonra bir sabah Berker el yerinde yeller estiğini gördü. Gemi büsbütün batmıştı. Fakat Berker de me varsa taşı- mış, sahilden birkaç adım içeride hurma ağaçları altında kamıştan, dallardan bir ku- “—— İâbe © yapmıştı. Kulübenin iki ©- dası vardı. Berker üst odada yatı yer, geceleri mer- divenleri yukarı çekiyordu. Karnı acıktıkça kuşlar vuruyor, (balık avlıyor, < pişiri- yordu. Gündüzleri kulübenin bah- çesinde çalışıyor, taştan tabaklar, tahtadan dolap- lar, o iskemleler, masalar, karyo- — Annemsartık kısa beylu hizmet düşürürlerme o kadar yüksekten düşüp de parçalanmazlar, GÜVERCİNLER —ı— Gün doğunca canlanır, Uçmıya hazırlanır, Gökte kartal mı sanır?. Minnacik güvercinleri. * Minnacık güvercinler, Biri pekçok sevsinler, Kulağım sizi dinler, Minyacık güvercinler! Suma Demek bu ada cücelerin adasıydı lalar o yapıyordu. (Böylece bir hafta geçmişti Birgün Berker kulüberiin arkasındaki ormanlığı, adanın içini merak etti ve gemi- de bulduğu silâhını omuzlıyarak, sabah güneş doğarken yola çıktı. Ormana girdikçe güneşin ışıkları azalıyor, tatlı, serla bir yel ortaya çıkıyordu. Dallarda acayip kuşlar uçuşuyordu. Papaganlar saksan'ar iri vücutlu bülbüller daldandala konuyorlardı. Bazan otlar, çalılıklar arasından küçük sincaplar fırlayordu. Ber- ker böylece bir sant kadar yürü- dü. Küçük bir meydanlığa doğru giderken uzakta bir takım garip gürültüler, İnce çığlıklar davul sesleri oduyarak çalılara yattı, Korkudan sapsarı kesilmişti. Aca- ba burada yamyamlar mı vardı? Eğer kendisini görürlerse ne ya- alacak, sofra takımlarını — Baba, tasarruf İle israf arasında ne fark vardır ii ? — Basit bir fark oğlum: Ben küçük bir şey alsam İsraf etmiş olurum, eğer annen büyük masraflar yapsa, tasarruf olurl,. MASAL | parlardı?. Berker korkak çocuk değildi, sürüne sü- rüne ilerledi ve davul ses- lerinin geldiği tarafa ya- naştı, Ayağa kalkarak ba- ktı: Karşı kayalar arasın- da, bir karış boyunda sim siyah bir sürü adam zip- laya zıplaya dönüyorlar, “Berker y z na şaştı. Demek bu ada, cücelerin adası idi, O halde korkmamalı idi?, Derhal çalıları açtı ve mey Ve dire yürüdü. Cüce- er ayak seslerini duyunc bep birden fırladılar, e Berkeri gördüler, Berker elini kaldırarak: “ Du- run,, diye bağırdı. Cüceler kaçmak istediler. Berker silâhını kaldırdı ve ateş etti, Cücelerin kulaklarına top gibi gelen bir silâh sesinden sonra hepsi yerlere kapandılar, kaldılar. Berker yürüdü” eğil; rek bu bir karış boyundaki cücelerden birini aldı, kaldırı baktı, Cüce AVAZ avaz bağırı e acaip birtakım şeyler söylüyordu. Cücelerin hepsi yerden başlarını kaldırmışlar, korkulu gözlerle bizim küçük gemiciye bakmı başlamışlardı. n ort; ia büyük bir ateş Yanıyordu. Buğulu, sarı dumanlar ötraf, ' a yayılıyordu. Berker bir taş üzerine gire onlara “Korkmayın, yapmam!..,, Der va e verdi. Fakat rüzgâr çıkmıştı. Ate- şin dumanları Berkerin yüzüne doğru savruluyor, küçük gemici” nin başı dönüyordu. Çocuklar ona merakla ba- kıyorlardı. Berker gözlerinin karar- dağını, başının döndüğünü hisse- dince kalkmak istedi. Fakat bir. denbire yere yur. varlanarak yayıl- dı, kaldı. Cüceler sevinçle haykıra- rak Üzerine Üşüş- tüler ve zavallı sürü İpleri bire eN Vedat Nevzat Haftaya: celerin Ecesi, Berkeri ince bir | GÜVERCİNLER Başları ufacıktır, Gözleri apaçıktır, Görseniz ne de şıktır, Minnacık güvercinler! ix Seslenirler: guguuu gük, Biraz bize bak çooocuk, Hava souk, çok #ooouk, Minnacık güvercinler! i — Baba, hani eve gelince, “kovun keratayı, traşçının biri dir!..,, dediğin adam bu mu?. “Bilmeceler * Niçin böyle yan gidersin, diye aslan sordu da, serde kabadayılık var dedi: Yengeç La Iki kahve kaşığı, bir ip kırığı, dört değnek, bir yumak; Sai * Karşıdan gelen geyik midir, değil midir? Boynuzu var camuş mudur, değil midir? Yazı yazar kâtip midir, değil midir: Sümüklü böcek kayış, o da ya” iyuttu bir yılan: Yıla — Bu mexwbu buvamı gön dermeliyim amma ya okuya mazsa,, O zaman mektupla be- raber ben de gitmeliyim ki, mek- tup nokunabilsil..

Bu sayıdan diğer sayfalar: