y 1 ( z . A de! B - çe mide L e gN 8 Sayfa 12.8- 905 SON POSTA "İKLGÖNÜL BİR OLUNCA.. |) Samanlık Seyran Olur ! Yekta'nın Büyümesi Mesele Olmuştu.. Ollendorf, Şapral grameri, Beşir Fuadın (Miftahı fransevi) sl | ( paşaya akla karayı seçtiren ki- tablar) gibi kafa — kırıcı, ateh verici şeyler eve girmeyecek... ' yardımcı — fililler, konjügezonlar, gayri kıyasiler zinhar dudu kuşu | © gibi ezberletilmiyecek... Müzekker ve müennes, müfred ve cemi, akort kaideleri gibi estek köstek- lerle o minimini beyinciği yordu- rulmayacak, törpülenmeyecek. Mon per deyecekken ma per, ma mer deyecek yerde mon mer demiş; — varsın desin — efendim. Fransız akademisine Aza olacak değil a bu... Hariciye nazırlığı etmiş bik mem hangi paşa bile sefirlere | kuzum manâsına ( mon agneaul ) dermiş... yok deve sadedinde: (pas de ehamean! ) — tâbirini kullanırmış. Ciğerpareyl kasıb kavuracak, öksüz gibi boyunu bükük bıraka- cak fransızca ziyade olsun. Çocuğun — gönlünün — müsait zamanlarında, içi sıkılmadığı ân- lar, biraz ders; hafiften hafife bir iki kaide., Başlıca arzu, ele güne karşı, akranları ve hema- yarları kadar konuşması. Bunun için de, herşeyden ziyade pratik cihetine dikkat. Meselâ, bebekleri, çiftlik ta- kımlarını, sair oyuncakları ortaya koyub beraber oynarken, ( Bunun adı budur!. Şuna şu derler!. Böyle de desen olur!.) kabtlinden giriş- mek.. Araya bhikâyeler, masallar karıştırarak, yavrucuk — sıkılınca başka oyunlar çıkararak avutmak, yani eğlendirerek tenvir etmek. Birkaç ay, masküleni, femineni kale almak asla ve kat'â gerek- mez.. Babanın, biraderin müzek- ker. olduğuna, annenin, hemşirenin | .— — müennös bulunduğuna haydi ço- cuğun aklı yatar gibi olsun. Ev neden dişi oluyormuş, hani uzun saçı? Neye doğurmuyor demez mi?. Kitab neye erkekmiş, bıyığı sakalı nerede?. Sırmalı esvab neye giymiyor diye sormaz mı ? Doğrusunu istersen bu zirzop- luğa büyüklerin de aklı yatmaz ya, haydi oraları karıştırmıyalım, nemize gerek deyib geçelim. Sicili karışık madam bu di- rektifleri bir bir dinleyib: — Emir sizin!. Başüstüne ek- selânsi. —diye kafa salladıktan sonra küçük hanıma fransızca: — Bonjur yavrum, haydi seni seveyim; sonra da bebek oynarız! diyerek — elini uzatmış, hemen boynuna sarılıb o yanağı senin bu yanağı benim bir alay Ööpmüş, kollarından güç kurtulan köfte- hor, bir haykırıştır. tutturmuştu: — İstemem — gitsin, yanıma sokulmasın!.. Ağzının içi leş gibi kokuyor; apteshaneye döktüğünüz © kara ilâçtan kokuyorl.. Madam da mahcub olmuştu: — Yok ekse'ans, yok hanım- efendim benim ağızda pis kokul. Dantist çamide bir kurun yap- yorum. Daha bitmemiş, asitfenik koymuş; çocuk © koku işidiyor!. Ayıb değil a, küçük hanımın madama ilk saatlen kamı kayna» mamıştı. Iki gün sonra bu mürebbiye aşırılmış, yerine başkası getiril- miş, oda bir bahano ile uğratı- larak — beşi, altısı gelib gittikten sonra Madam Blanş namında, setin — kudreti bir — kocakarı PETE Yekta Hanum, yEraM AA E " Mürebbiye Madam Katerin konağa yerleşmişti. Madam Blanş, — İseviçreli olmasına İsviçreli, aksanı yerinde, 60lk bir kadındı. Şempanze suratlı cüce boylu, kambur, yen- gee gibi bir mahlüktu. Fakat ne hoş, ne tuhaf, ne hokkabaz şeydi. Dünyayı dolaşmış. Ne Ace- mistanı, ne Hindistanı, ne Çini, ne Amerikası, ne Brezilyası ve Arjantini.. Develere binmiş; tahtıravan- larla gitmiş; sallarla dereler aş- mış; Brezilyadan dönerken bindiği transatlantik engin denirde bat: mış; can kurtaran simidine sarılı, 24 saat dalgalar üstünde kalmış. tıbkı at cambazlarındanki palya- ço.. Ne danslar, ne kankanlar, ne baletler.. Ne taklidler, şanlar, monoloğlar.. Ne hikâyeler, ma- sallar, gülünclü fıkralar... Yekta, bu madamından pek hoşlanmıştı. Kucağından inmiyor, eteğini elinden bırakmıyor, ya- nında bir adım ayrılmıyordu. Madamcık, Feriköyündeki Lâ- tin mezarlığını boylayıncaya ka- dar, tam beş buçuk sene, Atâ Paşanın konağında kalmış, şakir- di de fransızcayı adamakıllı elde etiniş, istediklerinden alâ konuş- maya başlamıştı Artık maksad, belâgan mabe- lâğ yerine gelmişti. Kerime Hf. frenkçe de dudu; enstitütrise, menstitütrise hacet yok. Kaç senedir, yine moda mu: cibince, piyanoda — meşkediyor; haftada iki kere ustası devam ediyor. Musikiye olan Istidadını sormayın, hârikulüde. Çaldığı parçalar, diğer paşa kızlarının basma kalıb repertuyarı değil, (La priere d'inne vierge), (Grand succes), (Brlc-a-brac) gibi pestenkerani ve acemi harcı şeylere tene:zül yok, En nadide, en ustakâri mor- soları sıvırya sıralayorı p (Trovatore), (Faust), (Tra- viata) operaları; Beecthoven'in senfonileri; Vagner'in Mfozart'ın Rossini'nin eserleri. Piyano ile de kalmıyor; man- dolin ustası da var. Bu sazda da parmakları mekik. Çalışı, rehavi çalgıyı, orkestralı saati çok geri- de bırakmada. Daha ne İster?.. Öyle alaycı, neş'eli komik ki ( Arkası var ) Yzstul Bekediyesi — Tepebaşı Şehir ği Tiyatrosunda | ŞehirTiyatrosa Dttt d e Gün — SaLI HUN — zenirci AAi sarika Hİ KUCAK Arabi 8 Zilkade 1355 90 2 ci Kâsuan 1935 oan.l'.“I ta- | v ai (Vasat || lJebesine — tahsis YKl edilmiştir. n t 40 19 00 . * Öğyle İktadi Yakit |Ezanl (Vaaati| Vakit |Ezanl |Vasat Güneş | V 22 | 7 00 | Alışım 6«7 |1238| Yatmı ıw*ııı’ İmsak Askere Çağırılanlar Üsküdar Askerlik Şubesinden: | sküdar şubesinden olup sınıfı Muha- bere, İstihkâm olan (316 dan 328) d-bil bakaya meferler 24/Şubat/935 - günü şubeye geleceklerdir. Hilâliahmerde Eski Fransız tiyatrosundaki Operet kısmı çarşamba akşamından itibaron (Deli Dolu) oyunlarına devam ede- cektir. SI neseea sesanscesedaRsRnAn eee ea Konsorvatuar Ürkestrası ŞEF: CEMAL REŞİD SALI 12 Şubat saat 21,00 de SCHUBERT: BİTMEMİŞ SENFONİ, BEETHOVEN: ( KORİOLAN ), RABAUD: HONNEĞGER. Şubat 12 'Dün Bir İlim Adamımız! Daha Kaybettik ( Baştarafı 1 inel yüzde ) Dün büyüük ilim adamlarımız- dan birini daha kaybettik. Selâ- nikli doktor Rifatı dün; kendisini Üstad — tanıyan meslektaşlarının, dostlarının, — akrabalarının göz içinde Şişlide Osmam- beyde oturduğu Raifpaşa apartı- manından kaldırarak Teşvikiye eşmiinde namazı kılındıktan son- ra Üsküdarda aile mezarlığına defnettik. Selânikli doktor Rifat, dok- torluğa 26 yaşında — başlamış, 50 sene Binlerce insana sıhhat vermiş ve 76 yaşında hayata gözlerini kapamıştır, Doktor Rifat yalnız bir dok- tor değildi. O ayni zamanda mesleğinde ihtisas ve vukufile böyük bir mevki işgal ceden bir — âlimdi. Bütün — hayatı tedkikat ve lâboratuvarında tec- rübe yapmaktan hali kalmamış ve doktorluğa büyük hizmetler et- mişti. Ahlâkan mütevazı ve kâmil bir insandı. Fakirlerden para al- _:ı" hıııl;ıhım lı.:v:lnııı bir doktor i ibi N S arem a0 Sen Nihayet on yedi ay evvel bir fek, bu büyük adamı yatağa | serdi. Kendi hastalığını herkesten | iyi kendisi teşhis etti ve 5 tedavisile herkesten çok ki meşgul oldu. Fele onun hafızasının bir K mına da tesir yapmış, fakat deki ğının meslek kısmına aid tarsb hâlâ gene ve zinde kalmıştı Etrafındakilerin hastalıkların! his ediyor, hattâ tedavileri Içi ilâçlar yazıb veriyordu. Bu 1 yanda refikası Bayan Melekt rahataızlanmış, doktor. Rıfat # da muayene etmiş, koyduğu ter hisi bir kâğıda yazarak tedir vinin diğer bir doktor daşı tarafından yapılmasını siye etmişti. Doktor arkadsf' doktor Rıfatın teşhisinde ve sıye elttiği tedavl tarzında bir kudretle isabet ettiğini retle görmüştür. Atatürk, — Bozöyük — Saylif Salihi dün merhumun cenazesi”' göndererek ailesinin teessürü” | iştirak buyurmuşlardır. | Karısı Meleke ile, oğlv Cezmi, Şefik ve Vefik koca # babalarını kaybettiklerinden d layı ne kadar taziyete muhtacif” lar büyük bir âlim ve kâmil insan kaybettiği için de Türk Ulusu o derece mültcessir olmak da haklıdır. Hai DA tar bar | -Tesviyeci ve Tornacı alınacaktır. Askeri Fabrikalar U. Müdürlüğündaf Kırikkale Fabrikaları için Tesviyeci ve Tornacı alınacakdıf" İsteklilerin imtihan için istida ile Ankara'da Fişenk Fabrikasınf İstanbul'da Bakırköy Barat Fabrikasına, İzmirdekiler Hıhpıl’ Si'lih Tamirhanesine müracaatları. » Şehzadebaşı HİLÂL Gündüz : 2 1/2 - 4 12 v MİLLİ sinemaları 44 Müdüriyetleri, dün gündüz ve gece bütün seanslarında A YSEL (BATAKLI DAMIN KIZI ) TAMAMEN TÜRKÇE SÖZLÜ ve ŞARKILI MEMLEKET görmeğe koşan ve yer bulamayıp avdet mecburiyetinde kalaf | yüzlerce müşteriye beyanı itizar ederler. * 6 1/2 gece 8 1/2 da Bu Perşembe akşam SARAY Sinemasında TUNÇTAN VÜCUTLAR EDDİIE CANTOR'un muhteşem ve eğlenceli eseri başlıyof: ZENGİN DEKORLAR - GÜZEL MELODİLER - NEŞE - EĞLENCE | BROADWAY'ın en güzel kadınları - Tamamon renkli bir şaheser — J FRANSİZ TİYATROSUNDA Hilâliakmor Beylerbeyi Şu- besinden : 15/2/985 Cuma günü saat 10 da Beylerbeyi nahiyesi Hilâlinhme- rinin scne'ik toplantısı yapılacaktır. Bu top'antıda bulunmak isteyen muh- torem halkımızın teşriflerini dileriz. Kadın Hekimlerinin Toplantısı Türk Ginekologl! Kurumu Ge- nel Kâtibliğinden: Türk Gineko- logi kurumu bu ayın — toplantısınıi 13/2/935 Çarşamba günü saat 18,30'da Cağaloğlunda, Et:bba Odası konferans salonunda yapacağından, azasından bulunan bütün kadın hekimlerile arzu eden meslekdaşlar davetlidir. PAUL HORBİGER - ELİSA RSBURG GECELER İlâveten : BABA NOEL renkli; SILLY SENFONI SÜMER SiNEMASININ — ALEKSANDRE DUMAS FİLS'in ölmez şaheseri İ A DAM O KAMELYA filminin ilk iraesi münesebetile YARIN AKŞAMKI GALA MÜSAMERESİ için yerlerinizi evelden aldırınız. > Bu büyük aşk romanı, hesapsız seyircilerin kalplerinde his ve tesir Izlerini bırakacaktır. — — YVONNE PRINTEMPS; MARGUERİTE GAUTİER rolünde unutulmaz hatıralar birakacaktif” — PIERRE FRESNAY, ARMAND DUVAL rolünü pek mükemmel oynamaktadır. Z | İlâveten : FOX JURNAL : Telefon 42861 ğ . Bu Perşembe akşamı TÜRK ' Sinemasında Panl Horbiger (JOHANN ŞTRAVS) n hayatı, İLLİARD B