12 Şubat Dünya Hâdiseleri Fransada Bir “Doktorlar Meselesi,, Çıktı Fransada başta Tıb fakültesi Tıb fakültesi olmak üzere muh- talebesinin | tslf üniversitelerin , ; | talebe'leri birkaç nümayişi | gün evvel 24 saat- lik bir grev yaptılar. Bu nüna: yişlen maksat mübim gördükleri bir noktaya hükümetin ve mec- lisin gözünü çekmekti. Bu mühim nokta şudur: — “Fransada yabancı - tabli- yette bulunanlar, Fransız Üniver- sitesinden — çıkmış — olsalar bile doktorluk edemezler, fakat bun- ların aralarında Fransız tabiiyetine geçmiş olanlar müstesnadır, Fran- sız talebesinin İstediği ise “Fran- sız tabilyetine geçmiş olsa bile bir yabancı doktorun, tabiiyeti değiştirdiği günde » ilibaren on yıl içinde — doktorluk yapama- masıdır. * Fransız gazeteleri bu münase- betle Fransada yerleşen ecnebilerin yıldan yıla artmakta olduklarını kaydediyorlar ve bazı mıntaka- larda yabancı kesafetinin hayret edilecek dereceyi bulduğunu ya- zıyorlar. Ve diyorlar ki: Meselâ Parisin amele — mahallelerinden birinin ilk mektebinde okuyan 245 çocuktan 210 u yabancı 351 Fransızdır. Keza Belediye bivası yanındaki ilkmektebde de 52 kü- gük çocuğun 17 sl ecnebidir. * ıki ay evvel borclarını öde- yemediği için mahkemeye müracaat ederek tasfiyesini isteyen Fransızların meş- hur Sitroen fab- rikası tekrar ça- hışmıya başlamıştır. Bunu müm- kün kılan şey hükümetin mü- dahalesidir. Çünkü: Sitroen fabrikasında — (25,000) işçi çalışmaktadır, fazla olarak bu fabrika milli müdafaa için bir kuvvet olarak görülmektadir. Fabrikanın yeniden çalışabil- mesi için ikl Fransız bankası ile meşhur. lâstik fabrikası sahibi Mösyö Mişlen imtiyazlı borç — ola- rak fabrikaya (60) milyon frank ödünç para vermişler ve idareyi deruhde - etmişlerdir. Bu - şekil muvakkattir, eski alacaklılar ile bir konkordato yapılıncaya kadar sürecek, sonra fabrikaya yeni bir şekil verilecektir. Yani bu işte yananlar fabrikanın evvelce çıkar- dığı hisse senedlerini satın alan- olmuştur. genaesereerecAseRAEERAsASa: ya başladı BUTUIİJ üLKEYIİ M&Pol Bürün üvkevi HER GUN BoLAĞIR Türkün Örn Eğer Bunlar Top—l—zı—ni;)îir Eser Ya- pılsa, Beşeri Ahlâk Için Göz Kamaş- tırıcı Bir Abide Meydana, İnsan ruhuna iyi ve güzel gö- rünen herşey Türk tarihinde gol bol vardır. Türk, tabintin en iyi eseri olmakla kalmamış, İyiliği ve güzelliği tarihte de yaşatmayı, temsil etmeyi adeta kendine borc bilmiştir. Yüksekliği göz karar- tan dağları, enginligi şaşkınlıklar uyandıran suları, sonsuzluğu, he- an — yaratan — issiz — çölleri ir kartal kolaylığile aşıveren Türk, bir tek gözyaşı önlünde coşkun deryalarla karşılaşmış ser- çe gibi küçülür. Çünkü onun ru- hunda güçlüğü yenmek ve acze saygı göstermek hırsı — vardır; uçanı kovalamaktan, kanadsızlara kucak açmaktan zevk alır! Türk tarihinde azametle ince- liği, heybetle zerafeti bir anda ve bir arada kaynaştırıveren neler, ne örnekler vardır? Eğer bunlar iyiden Iyi toplanıb, süzgeçten ge- çirilib Türk iırıklerl adlı bir ki- tab yazılsa beşer! ahlâk için mu- hayyel temeller arayanlar için ne göz kamaştırıcı bir abide olurdu?. Ne kadar yazık ki biz böyle bir zahmeti henüiz ihtiyar edemiyo- ruz. Kendi güzelliklerimizi tesbit etmek zevkinden kendimizi mah- rum bırakıyoruz. Vaktile türk atlarını kişneme- dluiı bir kudret musikisi olarak inlemeğe alışmış olan Çin top- raklarında Şitmdi jıponlırç empor- yalist teraneler terennülm ediyor- lar. Şu aktüel mevzu bana on dört, on beş asır evvelki türk hayatı arasında hayalt bir seya- hat yapmak emelini ilham etti, gözlerimi — kapayarak — kendimi ©o eski günlerin heyecan ve ha- reket dolu kucağıma bıraktım. Hatırıma birden Koyunlular ıtl- di ve gözlerimin önünde Çin paytahtını. muhasara eden türk * Şele ,, nin tunc yüzü belirdi. Sahne nekadar canlı ve ibret- ML. Altın Kaan adını taşıyan Çin imperotoru, dört yanını çeviren türk çenberinden kurtulmak için iki yol yârüyor. Ölmek veya kaçmak! Ölmek güçtü, kaçmak mümkündü. İmperator işin kola: tarafını kabul ediyor, bir dıllı bulup paytahtından uzaklaşıyor. Fakat — imperatorları yüzünden türk kargısına göğüslerini kap- dırmış olan halk, onu yarı yoldan çeviriyor, #ürüye şürüye tahtının fstüne atıyor, “ Anca beraber, kanca beraber .. diyor. Birkaç gün sonra- Altınkaan, Türk kumandanının buzurundadır,: paytahtı da Türklerin elin- » Böyle bir vaziyet, o Kaanın SON POSTA Tarihi Müsahşbe ekleri Tekğ YO taline nasib olsaydı yapılacak iş gayet basitti, Türk kumandanı mutlaka öldürülecekti, Fakat Türk- ler, bu- küçüklüğe düşmiyecek kadar yüksek ruhlu idiler. İmpa- ratoru öldürmediler. Yalnız “tac taşımaya lâyık bir baş sahibi o madığını,, söylediler, kendinden Kaan unvanını aldılar ve artık bir “Kum, olduğunu söylediler. Kum, yahut Çince Kung, Frenk- lerin duc'luğuna benzer bir un- vandır. ve bu itibar ile mağlüb düşmana yapılan muamele, ba- şından tacı alıp sırmalı külâh giydirmekten ibarettir. Işte bu yaman bahadirlerdiır ki bir gün Çin topraklarında hain bir pusuya uğradılar. Ölüm ka- sırgası İçinde kaldılar. Kuman- dan, yedi yerinden yaralı olarak atından düşmüştü, kargaşalıkta çiğnenmezse esir olub idam edi- lecekti. Bir nefer, faciayı gördü, düşman süngüleri arasından süzü- lerek kumandanın yanına sokuldu, kendi atını ona vermek ve kendi yaya kalıp çarpışmak istedi. Ku- mandan, yersiz gördüğü bu feda- kârlığı reddetti : — Benim yaralarım, — dedi, ölümden sakındırmıyacak kadar ağırdır. Siz, kendinizi kurtarınız. Nefor, göz yaşları içinde şu cevabı verdi: — Kendimi mi kurtarayım?.. Ben bir hiçim, büyük işler yapa- mam. Fakat siz, her şeysiniz. Milletia size ihtiyacı var. Kumandan yaşadı, nefer öldü. Tarih, millete gerekli I_ÜİÜİİİ bir adamı kurtarmak — için bile bile nefsini feda eden bu nefe- rin adını yazmıyor, “bir Türk meferi,, deyib geçiyor, lâkin bu Gelir Bir kaç gun #onra Altın Kaân, Türk kumandanının huzurundadır vakıada Türk ruhunun azameti nasıl görülüyor?. Yine “Şele,, Çinlilerin yeni paytahtlarını, “Siganfo,,yu muha- sara ediyordu. Bu şehir o kavmın elinde bulundukca koyunlar dev- letinin emniyeti tehlikede sayıla- bilirdi. Canlarını dişlerine alan Çinlilerin — bütün — gayretlerine rağmen Türklerin dış İstihkâm- ları zabtetmeleri bir günlük İş oldu, muhasara başladı. Yeni imparator, bütün — cenerallarını topladı, kurulan çemberin kırıla- mayacağını anlattı, tam bir Çin hükümdarı gibi düşünerek şu kararı tebliğ ettir — Bize yardım gelemer. Sa- vaşta inad etmekten de bir şey elde edilemez. Hiç olmazsa halkı () korumak için kendimi Türklere teslim etmek İstiyorum. Cenerallardan biri, imperato- run kararını anlar anlamaz Türk- lere hulüs çakmak ve bir külâh kapmak emeline kapıldı, oğlunu muhasara ordusu kumandanına yolladı, kendisile hemen uyuşul- duğu - takdird hrin kapılarını açacağını söyledi. Türk, kendine —en yüksek közanc temin etse bile ihanetten İğrenir. Çin payitahtını çeviren kumandan da bu tekliften tiksin- di, efendisine ihanet etmek İste« yen ceneralın o ihanete kılavuz- luk yapmakta olan oğlunu, Türk ordusunun karşısına çıkardı: — Elçiye kemlik olmaz ama, dedi, bu elçi değil, hain. Yediği tuzla ekmeği ayak altına almak ve Türke de kir bulaştırmak İsti- yor. Bu gibilerin cezası ölümdür. Vaziyeti onun gibi derin bir iğ- renişle telâkki eden ordu, haine yakışan cezanın verilişini sükün içinde seyretti ve kesilen — baş, kumandanın — bir mektubile Çin teneralına — gönderildi, bu mek- tubda Türk kumandan — şöyle diyordu: *“Bir ceneral ancak adalete, askerinin sevgisine ve saygısına, kendi uıırıu:.:ıl.nl bığlıııîl.ııdu. Ordu kumandanlığına — geçtiğim gündenberi, düşmanlarımı özmek ve ye©mek için hileye baş vur- madim ve böyle bir küçüklüğü aklıma bile getirmedim. Çünkü, Kari Mektubları Bir Köy Kadınının 'Bayanlarımıza . Türk kadınlığına - verilen 949" lav seçimine sevinmiyen bir Türk kadını yoktur. Egenin sessiz bir. köyü olan burada bile ikinci müntehib 4” çimi çok heyecanlı olmuştur. KÖf kadınlarının büyük bir gururlü gidib reyleri.i atmaları görül şeydi, İşte ben de her Türk kâ dini gibi büyük sevincimi Postanın sevgili yapraklarına göf” termek iİstedim. Tarihe kayuşall seneleri Türk kadınlığı hatırlamı? yacak kadar acı geçirmiştir. Ta: biat onu kadın yaratmakla İf haksızlık etmiş değildir. Fakat ona bir arkadaş hakkını verecek verdirecek kimse yoktu. Bir erkelk memleket — değiştirerek isteciği kadar evlenir, boşar, kırar, atafı kadının dayanıklı duyguları onü büsbüötün coşdurur, İstediğini ya* pacak serbestliği verirdi, kanun* lar müsaitti. Kanunu Medeni bü zorba düşlinceleri kökünden söktü attı, Türk kadınma lâyık olduğu mertebeyi verdi. Bağımızda hiç bir millette bu* lunmiyan, —bülunmiyacak — varlıl& yaratan yüce Atatlrkümüz Türl kadının yükselmesine baş oldur Artık biz kadınlar bu koca yüke selmenin ne demek olduğunu bi? lerek adımlarımızı - arkadaşları* mıza uygun sağlamlıkla atmalıyıza Moda peşinde koşmanın zamanl geçti. Onu yaratıcı Türk kat dını batırlamamalı, kopya etme* meli, İktısadi milli varlığımızı ka* rumalıyız. Ruhumuzdan — kopafl Inceliklere ellerimizi terclman ya“ palım, işliyelim. Eski Türk oyalat rımızı, İnce el işlerimizi etraft numüne olarak gönderelim. Türk kanını Türk evlatlarına te* miz bir asker olarak aşılamalıyız. Toplantılar yapmalı, biribirimiz€ öğüdler vermeli, öğreticilerdeti bilmediklerimizi öğrenmeli,$ sınaf varlıklarden âzami derecede istit fade etmeliyiz. Bu mevkil koru* mak için çok çok çalışmalıyız Buranın köylüleri hastalarına ba? kacak bir doktor lstiyorlar. Yol? suzluk yüzünden iki saatlik bif mesafede Ayvalığa götürüncey$ kadar bir hasta yolların fenalıği yüzünden ya ölüyor yahut dahâ fena hastalanıyor. En ziyade blf doktor ihtiyacını Balıkesir vilâye* tHnin nazarı dikkate almasını rici ediyorlar, yeni saylav hanımları" mız bu gibi ihtiyaclarla da alâka” dar olurlaraa ne kadar sevab edecekler. Altun Ovar Esina Ura'!. Haa ceLecALALAKASEKANAnASEN” Türk düzenden İğrenir. Senin di şünüb yapmak İstediğin şey 180 düzenden de fenadır, Bu sebeble hak lıııındığ:ı mus” meleyi aptım, sana nzey' oğlunu idam ettim.,, Üç gün sonra Çin Imparatı teslim oluyordu ve vatana ih audıok ksteyib o uğurda oğİ İutb üğünü görmüş olan jenerâ' da - adı So-lin'dir - kafası Kot liyordul.. Meşhur Balzac bir ucıg::; ikelmek İçin prensiplere ;:&iuleıe bağlanmak llııııg"'“.ıl ini söyliyor. Türk sarihi ise ğ'm ynîmn.ın bir takım - yüktük prensiplere bağlı'ıkla elde ©07 , ceğini ap açık gösteriyor. söylenişe değil, bu :w::' ı:: ğer vermiye - Türk bilhassa - mecburuz. ihanettifi |