11 Şubat 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

11 Şubat 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

8 Sa —a 1i - 2 - 935 Çocuğa İyi Bir İIsim Aranıyordu.. — Bu Hicax ağır aksak, Atal Biraz esmercene amma şipşi- Fin... Kıvır kıvır siyah saçlar; kara boncuk gibi gözler; tombul tom- bul yanaklar... Kuzguna yavrusu güzel gelir derler amma öylesi değil. Görenin, canına sokacağı geliyor. Konacak isim keyfiyetl mühi- min mühimi, Zira böylelerine her ad takılmaz. Düşünmüşler, taşınmışlar. Acaba Yaşar mı koysalar?.. Diyecek yok fakat büyük söze tövbe, dünyada olmaz. Recai bey- lerin torununun adı; -bunlar da kaç senedir dargın olan kimseler, 'Temel koysan hem erkek ismi, hem de kalaycıların, kayıkcıların adı. Çocuk oğlan olsa Hayati fena değil,' fakat kıza yaraşmaz; Hayatiye Hanım dersen ne biçim- BİZ şey. Atâ Bey günlerce, (kamus) u, ( Ahteri ) yi, ( Lehçel Osma- ni) yi, “fetva,, kelimesine kadar (Lügati Naci) yi, (Meşahiriinnisa)yı karıştırmış, koca esericedid kâ- ğıdinın dört tarafına belki yüz elli tane isim yazmış, bir türlü birini beğenemiyor. O günlerde, yine aklı islm aramakla — meşgülken — selâmlığa misafir geldiğini haber vermişler. Geceliğin Tstüne kürkünü giyib İnmiş. Biraz laklaktan sonra tavlaya başlamışlar. Beyefendi, zarı atıb pulu sürüyor amma fikri hâlâ kızına koyacağı isimde, Misafir ( hepyek! ) der demez Ata Bey var kuvvetile bağırmış: — Buldum!.. ekmel ve elya- kına desteres oldum! — bundan böyle Dürdanemin adı Yektadır!. Dürdanenin de uğuruna ba- kın. Bu sefer de, annesinin yedi döşeği yine ortada iken, babası rütbeisamiyei — vezaretle bekâm buyurulmamış mı?... Konak, öte- kileri gölgede bırakan bir sevine ve şenlik gülgülesi içinde kal- mamış mı? Yektaya ne - müşkülâtlar, ne intizarlar neticesinde nail olun- duğu anlaşıldı. O, radde - bir dikkat ve ihtimamla büyütülmüş, öyle bir sevgi ve yüz verişle boy- beraber — edilmişti ki emsaline tesadif olunamaz, Binaenaleyh, hasbanım ne malın gözü olacağını düşünün. Nazlı mı nazlı, — şımarık mı gımarık, Şeklini tarif edelim: Annesli gibi duru beyaz, ba- bası kadar da kara yağız değil; ikisi ortam, buğdaysı bir ten. Boyu uzuna yakın; omuzları genişçe; beli ince; kalçaları taş- kınca... — Hatılı mütenasib bir endama malik. Kaşları, gözleri babasınınki gibi kara..Göz kapaklarının altı gölgeli.. Vakıâ sürme var, o da dağılıb yapılabilir. amma öylesi değil; bununki kendinden, hak yapısı. Burnu, ağrı, kulakları anne- sinin aynı: Küçük, biçimli. Esmer teninde Pembe pembe duran yanakları, ufacık ağzında- ki inci dişleri, dolgun ve kırmızı dudakları ona pek yaraşmada. Kıvrık - kirpiklerinin — arasındaki civelek gözleri cin gibi bakmada. Muhakkak ki çok kanı sıcak, sokulgan, girgin, zekl ve kurnaz- dı; daha doğrusu afacandı. Şöyle bir bakışta - belki de T yt Yektanın çocukluğu buğdaysılığından - (huri mi bu, Şöbhesizdir. Bünu her an nazarı yoksa tasvir ıl?_) diye ağız açık | dikkatta tutmak, bir dakika bile kualacaklardan değilse de ayrı ayrı | hatırdan çıkarmamak. gözden geçirirsen her tarafı gü- zel, mütenasib ve kusursuzdu. Tavrı, muamelesi, sözü, yani he- yeti mecmuasile solda sıfır bırakırdı. en dilberleri | Her dediğine: SON POSTA "İKİ GÖNÜL BİR oîüîîcîğj’ Samanlık Seyran Olur ! Paşanın şarkısıymış! — Deminki düyek ferahnaki de Ata Paşa uydurmuş!.. — Şimdi çalınan katakofti hüzzam da onunmuş ayoll, Gibi rivayetler sürüb giderdi. Paşanın oldukca fransızcası da vardı. Mürebbiye madamı görlür e || görmez karşısına çekmiş, diskura 07 | girlşmişti: Eviâdcığının darıdünyada bir faneliği; ailenin kalbgâhı, ciğer paresi olduğu; varın yoğun onun üstüne durduğu; uf demesine bile kıyametlerin kopacağı, O zamanın bu makule madam- larma söylendiği gibi öyle (eti senin, kemiği benim!) deyib eline teslim etme, karyolasına odasına yollama, yetimhane hademesine bırakılmış gibi bir hale sokma kat'iyen olamaz. Fazla şefkat, —muhabbet ve İtina ile büyütüldüğü için tabia- tile bir ax nazlı ve titiz olacağı Elden geldiği kadar yüzüne gülmek, mizacını kollamak, hep ukşamak ve arzusunu yapmak.. (Eveti) demek; istemediğine: (Peki, başlistüne!) Okuma, yazmıya, tahsile mah- | cevabını vermek. sile gelince: Fransızca öğrenecek diye Uzül- Devrin bütün paşa kizları gi- | mesinin, sıkılmasının Alemi yok.. bi o da evvelâ aminle mektebe başlatılmış, mektebe gönderilme- yib hoca efendi konağa devam ettirilmiş, — elifbeyi, (Amme) yi, söktükten sonra o zamanki (Men- şei muallimin) mezunlarından bir efendicik tedarik edilib alt tara- fini o okutmuştu. Kıraate — kelimelerin başını gözünü yarmaz, imlâda harfleri karıştırmaz, kara cümlede pek yanlış yapmazdı. Zamanın modasına riayet şart ya, Eşi emsali gibi Fransızca öğe renmesi, piyano çalması da lâzım değil mi?... Bir misafirliğe gidiş- te veya misalirlerin konağa bu- ruşunda, büyük velime cemiyet- lerinde, Beyoğlu mağazalarında bölbül gibi Fransızca konuşması elzem... Çeşid çeşid elmasları, Guguruğunun şekli, saçlarının tuva- leti, çarşafının ve elbisesinin şa- Gramerdi, dikteydi, kaligrafiydi Berlinden yazıyorlar: Önümlüz- deki sonbaharda Graf yerini tutacak büyük bir hava ge- misinin yapılmasına başlanacaktır, Şimdilik işareti “L. Z. 130,, ola- cak ve vasıfları, yapısı bitmekte olan “L. Z. 129,, un eşi buluna- caktır. L. Z. 129 yakında çalış- mağa başlıyacaktır. Şu hesabca sonbaharda yapılacak olan Zep- linle beraber üç büyük hava ge- misi elde bulunacaktır. Maamafih 7 senedenberi bir milyon kilomet- reden fazla yol yapmış olan Graf Zeplinin bu yeni gemiler yapılınca işletmeden çıkarılması düşünül- deye çocuğu bunaltmak, — hasta | mektedir. Bu yeni zeplinler Graf etmekten - alhazar'.. Zepline bakarak dahaâ mütekâ- SASEK ASA eeit İ v alaklaar S Graf - Zeplinin motörleri 2200 por beygir kuvvetinde olduğu halde Güneş - Folemenk Mekteb | bunların kuvvetleri tabil gidişlerde Gemisi Maçı 3600've son süratte de 5500 Şehrimize — gelen — Felemenk mekteb gemisi Hertog Hendrik takımı ile Göneş takımı arasında dün Taksim Alamında yapılan müsabaka 2-2 berabere netice- lenmiştir. — Felemenkliler atletik vücutlu, koşma kabiliyetleri fazla uzün vurüşlü oldukları için bu neticeyi almışlardır. inglltere - Irlanda - Ruğbi Maçı Londra, 10 (A.A.) — Viken- hamda oynanılan — uluslar - arası Rugbi maçında İngiliz takımı, Irlanda takımını 3 € karşı 14 tafatı kadar bu süslere de Ihtiyaç sayı ile yenmiştir. var, hem de mübrem bir ihtiyaç. Yekta dokuz on yaşlarında iken, Asmalımescit sokağındaki madam Filomenin müstahdemin idarehanesinden bir mürebbiye tutulmuş, konağa getirilmişti. Ma- dam Katerin, kırk kırkbeşlikdi, Babası Maltız, anası da güya Fran- sızmiş. Ata paşa öyle pek alaydan yetişme paşalardan değildi. Kâtib, münşi, hattâ şairdi. (keşidel silki nazm) eylediği birçok gazelleri, kıt'aları, şarkıları vardı. Rubaile- rin çoğu, kalem efendisi hanende beyler canibinden gazel tarzında okunur, şarkıları piyasanın maruf saz takımları tarafından şevk ile çalhınırdı. Ağızdan ağıza: Kapalı Kortta Tenis Paris, 10 (A.A.) — Kapalı kortta tenis Fransa şampiyonluk müsabakasının çift erkekler ara- sında verdiği nelice şudur: Finalde, Borotra ile Mhatizel Bernar, Marten Löjey ile Lesitörü, 6/7, 4/6, 6/4, 6/4 yenmişlerdir. rraaamanaame n TAKVİM PAZARTESİ — Kanm 11 ŞUBAT 935 — Vaklt (Exant |Vasati| Vakit Esanl 12s | Tüz| Akşam 15 — 648 |1228| Yara | 132 941 | 15 18 | İnsak (1T & 19 07 bBu YIL SOPEN'in DIZ AŞKI I'l“ beygiri bıılıılarktn?ır. Tabit sürat- Türk - Bulgar Dostluğu.. ( Baştarafı 1 inci yüzde ) komite ve bunların gazetelerine lâyık- oldukları cevabı - vermiştir. Sen misin bunu yapan. Kambana- da Gleb Glebof isimli eski Türk Bulgar cemiyeti azasından bir zat almış kalemi eline başlamış kü- fürlere, Filibe ve Kazanlık taraf- larını Bulgaristandan istemiş olan İstanbullu sabah — gazetesinin yazıcısı, ne şimdi, ne de evvelce bir Türk - Bulgar dostluk cemi- yetinde aza bulunmadığı için, onu şiddetle ittiham ettirici bir mahiyet alamaz. Nihayet ve eğer varsa yanlış görüşüne — verilir. Avukat Gleb Giebof ki güya bir Türk dostudur, İstanbulda, Bub garistan aleyhinde bir yazı çıktı diye bu derece mi Türk düşman- hğı yapmak lâzımgelirdi? Şu hal bu adamın, Türkiyeye yüklemek istediği gizli Bulgar düşmanlığı duygularının aynen kendisinde ve Türkiyeye — müteveccih bir Bulgar düşmanlığı şeklinde bu- kanduğunu kabul etmek lâzım- gelir. Bu Gleb Glebof denilen adam, bir sıra yave dizdikten sonra ezcümle diyor ki : | —« Bir Bulgar sabah gazetesi, Bütün İstanbul halkına Müjde !... Müjde !... M EKMEKE Senenin en güzel ve en hlssi £ filmi birkaç gün daha temdid edildi. * Mazarı dikkate ,, Tok bir söz : bu filmleri görmiyenler görenlere danışsın Yeni Zeplinler. Almanya, Çok Kudretli İki Balon Daha Yaptırtmaktadır Zeplin Dalonu Amerika utuklarında uçmıya hazirlanirkâğ Ayani takriben 750 Türk Hiras) ;(d— Iİî Ü leri saatte 130 kilometre olacak” tır. Büylelikle Almanya ile Rio-dt Janelro arasında işleyen zeplit | postasının seyahat müddeti yarıti gün kısaltılacaktır. “L. Z. 1294 de 50 yataklı yolcu kabinası v" 42 mürettebat bulunacaktır. Fre” — deriks hafenden Rio de Jansiroyâ kadar bilet parası 1500 mi olarak tesbit edilecektir. Bu iki zeplinin birine a Hitler ve diğerine de Hindonbur$ adlarının verilmesi düşünülmüşt de Almanya hükümet reisinii | isminin nakil vasıtalarına ; masına taraftar olmadığı anlaşı” mıştır. Bunun tzerine hava potr tasının başlama ve bitme noktalafi göz önünde tutularak birine F derikshafen, öbürüne de Rio- neiro şehir adlarının verilmesi T rarlaştırılmıştır. a K bu hücumları gülüne bul: bilâkis #g bir akşam tesi de ! ciddi talâkki etmektedir. İ “Ve Gleb Glebof — TÜN kün, — evvelce — hinstiyanlığt aptı, bi —yatağanı L:ı:k ıfkll zulümkâr hi ihya etmeyi düşündügünü, yaşadığı rejimin Türk Için ehemmiyeti olmadığını, binaen! Istanbulda çıkan o yazıların mlı addedilmemelerini, bütün b rın, 1912 harbini (Balkan besi) Türkün ı.ııııııı ileri geldi; kaydetmel! daha :îı hâ:;x.l hb,ı saba elbette ki hitab edilmeye değildir. Böylesine sadece denir, Fen Fakâltesi, Üniversite k salonunda, zehirli gazlardan mak için, bir seri konferans etmiştir. Konferanslar halka olacaktır. KADIN

Bu sayıdan diğer sayfalar: