2 Şubat 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

A Y ” " Szer o Bi d D e SADA A B c leln eaf SĞ ae İ —4—3“—4?:—; n #ÜSe DA Ü İ ı ” Büyük reslmll roman_ 10 aa Yam Sermed Muhtar Alus |K| GONUL IİR OLUNCA.. Samanlık Seyran Olur ! 2-2 - 935 — DG B MA n aSi “iÖSTA b Misafirlik Saatlerce Surub Gıdıyordu Şaban Paşanın kızı da, bir kerime — hanımefendiden ziyade ahretlik ve yanaşma kılıklı bir tazeydi. O biçare dahl giyim kuşam, süs püs züğürdüydü. Ü- tünde, bedestenlik bir iğneciği bile yoktu. Mektebi —Mülkiyeden birinci çıktığı için Mabeyin kâtibliğine alınmış, kayınpeder yanına da- mad girmiş, iç güveysinden har- heca değil bin berbat, ağıı var dili yok, allahlık bir kocacığı vardı. Mabeyin kâtibi diyorsak sıra kâtibi; zavallının eti ne, budu ne? Kör değneğini bellemiş gibi hergün konaktan çıkıb Ihlamur yokuşunu bayır aşağı İner, Yıldız yokuşunda taban tepip vazife- Bine gider, akşam olunca yine gerisin geri, İnişler İnerek, yo- kuşlar tırmanarak, eve düşerdl. Kızcağız, konağın ayrı bir bö- lüğünde oturuyor, kocasının eline bakıyor, akran ve emsalinden çok geri kalıyordu. Fakat Şaban Paşanın bir oğlu vardı. Öyle bir gene ki yakışık- llıkta, — şıklıkta, vardakostalıkta bir tane... Manakyan'ın tiyatro- sundaki aktör Binemeciyan, onun yanında metelik mi eder? Hani Acem güzeli veya Gürcü güzeli diye tarif edip dururlar ; Parlak kara saçlar, gür kaşlar, kıyırcık bıyıklar... Badem badem gözler, hurma burun, hokka ağiz... O kadar beyaz ki bir gün tiıraşı uzasa yerleri mavimtrak duruyur; vechindeki damarlar ha- vat mai renkte gözüküyor. Bu kadarına canların dayanma- dığı malüm, halbuki dahası var: Boy pos selvi; omuzlar gepge- niş; bel ipincecik. Yirmi beşine bile girmemiş; eriştiyse bile adımını atalı bir ay | geçmemiş. Rütbesi, aakeriyeden ferikliğe muadil olan ulâ evveli; memuri- yeti cem'ieti resumiyede ara, “Gülmez biraderler ,, e çıkarttığı fotografına bak, hart diye dilini ısır. Sırmalı göğüsü, pıtrak gibi nişan içinde. Araya gizliyi ve kapaklıyı sokmayıb apaçık söylemek lâzımsa Şaban Paşalara karşı Atâ Paşa takımının bu kılınması, bu Mah- dum Beyin yüzsuyu hürmetineydi. Genc, güzel, erget bir delikanlı, Mumla aransa böylesi bulunmaz, Çünkü Atâ Paşanın kerime hanım yetişmiş, gelinlik çağa gelmişti. | ergeç, birile baş göz edecekler- di. Şaban Paşanın oğlundan âlâ- Sını aramak abesti. Hanmefendi ve ortanca ha- zün Öönünde, hâlâ sarmaş dolaş, öpüşüyorlardı: — Rabim nice yıllara yetlş- tirsin, emsalikesiresile müşerref etsin İkl gözlüm... Vallahi bırak- mam, validem makamındasınız, ayak turabınız olayım billâhi e- lerinizi öpeceğim... — Ağacığım, aman kendini gözet, biraz uzakca dur. Sol ba- çabıda domatesim var İyanl ro- matizma) verdir. Çarpı verirsen vecasından bayılıveririm! — Ah büyük hanımfendici- ğim, hanımfendiciğim, — alimallah Lizleri ihya ettidiz... Tanrım böy- | Ata paşanın kızı Yekta gın; paşacığınızla, evlâtcıklarınızla, Şap, şap, şapl.. Şapur, şupur, şupuril.. Herkes ayakta bekliyor, ku- caklaşma bir türlü —bitmiyordu. Artık gelenler de, kabul edenler de gik demişti. Yorgun düştüler; halayik aya- ğıvari, geri geri yürüdüler, Yeni misafirler baş sedire alın- dı; ev sahibeleri de yanlarına iliş- ti. Salonun içinde kaç kişl varsa hepsi de, küçük abdestleri sıkış- tırmış gibi mütemadiyen kıpırdan- makta, bacak oynatmakta, ter dökerek kapının dışarsına bak- makta idiler. Herkes,topaç gibi — mihverl etrafında dönüyor, kimse yerine oturam!yor, konak sahiblerinin gözleri pırıl pırıl parlıyordu. Yerleşilib biraz soluk alındık- fan *ve mendillerle biraz havala- nıldıktan sonra nazarlar çapraz- vari birbirine kavuşdu. Eller çe- nelerden burunlara vararak, gö- güslerden alınlara çıkarak, yerler- den tepeleri aşarak, sineğe kış diyen, şöylesine aşnalık eden, kandiliinin kandillisi olan temen- nahlar çakıldı. Resmiceler uzaktan keyf sör- dular; ortalar nazikâne arzıhuluş ettiler; aşağı tabaka eteklere var- dılar, ayaklara kapandılar. Ata Paşanın hanımla ablasın- da, biraz evvelki caka, lakaytlık kalmamışdı. Deminki gibi, statl- vari durub yalnız dudak kımılda- tarak mırıldanırlar mı hiç? Bunlar ötekiler değil, Şaban Paşanınkiler. Terbiyesizliğin ve saygısızlığın dikâlâsı olur. Maamafih, hemşireler yine tek fısı eksik etmiyorlardı: — Yüreğime iniyor, Yekta kız yine meydanlarda yok. Hatunlar şimdi soracaklar, evde yok mu | diyeceklerl... | madan göz ediyorum, Zilha karıyı cığır diye işaret eyliyorum; — alık yerden toplu iğne alma gibi ba- baneler bir türlü bitip tükenemi- yor, iki hemşire, kukla oyunun- boyuna kafa kafaya toslaşıb fı- sıldaşıyorlar, doğrulub yine selam le nice nice bayramlara ulaştırs tekrar başlarını biribirine yak- laştırıyorlardı: — Yekta kız, İster misin kazık ' karllo Beyoğluna çıkmış olsun!.. — Çıkar mı çıkar, bizleri de rezil ve rüsvay edermi eder... O kadar pusulayı — şaşırmış, zihnen meşgul bir halde idiler ki kaçıncı defa olarak Şaban paşa- mın, mahtum beyin, damad beyin afiyetlerini istifsar eyliyorlar, (allah- nice nice yıllara eriştirsin) leri, (emsali kesiresile müşerref eyle- sin!)leri tekrarlıyorlar, karşıların- dakiler de kaçıncı defa olarak basma kalıb cevabları veriyor- lardı: — Sok sükür epsi eyidir, tanı lulaki kizim, ortanza, hanım kizim! — Iddia ederler, elhamdiüli- < lâh cümleten afiyettedirler efeml, Bu sefer de, koridora açılan sol kapının önünde bir kargaşalık oldu, Erkân minderindekiler, omuz omuza İtişiyorlar, Üstüste mecel- leşiyorlardı. Kapının bir kanadı açıldı. Bu da nesi? Kıçın kıçın biri geliyor; girecek, bir türlü gire- miyor; yerinzde Sayıyor, ıkınıb fıkınıyor. —— Düdük gibi bir haremağası sesl çınladı: — Yer verin hanımlar!.. Savu- lun kadınlarl.. Dilâver ağanın boyu leylek, Kolunu bile kaldırmadan üst sür- güyü çekti; kapalı kanadı arka- sına dayadı. Yine iki kalfa; ellerinde yine koskoca bir ğgğümüş tepsi; tepsinin üstünde bayram şekeri. (Arkası var) Rus Borcları Amerika İle Sovyet Rusya Anlaşamadılar Vaşinton, 1( A.A ) — Bay Hul, Sovyet borçlari hakkında, Sovyet , Elçisi Bay Troy:novski'yi görmüştür. Görüşme kısa olmuş ve Bay Hul, şu beyanatta bulunmuştur: “— Sovyet Rusyanın vaziyetinâö bakılırsa — şimdilik bir — anloşmanın kabil olmasmı umudunu taşıyamayız. Buna müteessifim. Çünkü Rusyada piyasa bulmak istiyen çiftçi ve sana- yicilerimize ve Rusyada — emlâkine var'ıyed edilmiş vıtandaşfarı muhab- betim vardır. ,, Dış Bakan Bay Hul görüşmelerin kat't olarak 'bittiğini de ilâve etmiştir. duramıyor, eğilib eteklerini toplar gibi yaparken usu'cacık yine fıs | Horaaşan Bugün ŞIK sinemada JEANETTE MAC DONALD ve RAMON NOVARRO tarafından temsil edilen Fransızca sözlü ve kısmen renkli büyük operet KEDİ ve KEMAN EKMEKÇi KADIN Tepebaşı Şehir Tiyatrosunda Bu akşam saat 20 de İNSANLIK KOMEDİSİ 4 perde Yazan » Balzak | sabahtan sonra başka vesile ile | Eski Fransız tiyatrosunda Bu akşam saat 20 de DELİ DOLU Üperet Yazanı Ekrem Reşld Besteliyen : Cemal Reşid Borsada Hafta İçinde Neler Duyduk ? Piyasalarda genel bir durgunluk ve bekleme vardır. Afyon — Afyon piyasasında bir iş olmadı. Geçen hafta bil- dirdiğimiz üzere Ankaraya giden afyon tüccarından mürekkeb he- yet döndü. Bunların Ökoaomi Ba- kanlığı ile yapdıkları konuşmaları ve bunun neticesinde uyuşturucu maddeler inhisar idaresinin afyon satın almıya başlayacağını duyan piyasa çok sevindi. İnhisar idare- sinin İstanbulda afyon almıya başlamak üzere hazırlıklara baş- ladığı ve İzmir şubesine bu yolda emir verildiği duyuldu, Fakat aradan yedi gün geçmiş olmasına rağmen henüz uyuşturucu mad- deler inhisar iİdaresi alışlarına başlamamıştır. Bu bekleme tuccarı sinirlendirmekte ve sık sık idareye müracaate sevketmektedir. Piya- saya yayılan bir habere göre idare bilfiil afyon alımına önü- müzdeki hafta iİçinde yapılacak olan idare heyeti toplantısından Bonra başlayacaktır. Bu arada inhisar idaresinin dışarı pazarlara ufak tefek satışlar yapmakta devam ettiğini alâkadarlar söyle- mektedirler. Önümüzde yeni re- kolteye az zaman kaldığı ve 1934 mahsulü afyonların henüz birineci ve ikinci ellerde bulunduğu gözönünde tutularak bu alışların bir an evvel başlaması İsten- mektedir.' Tiftik ve Yapağı — Bu iki maddenin piyasası son yirmi beş gündenberi akamakıllı dur- muştur. Dışarı pazarlardan bu mallar Üzerine bir istek ilerl slü- rülmemektedir. 1934 yılı büyük alıcısı olan Almanya da alışlarına bir türlü başlamıyor. Bu duruşun sebebini araştıran — Türkofişsi Berlin şubasinin — vardığı netice şudur: * Cenubi Afrika ile Arjantin- den yün gelmeğe başlamıştır. Bu memleketlerin malları hem tecrül- beli olduklarından hem de nisbe- ten daha ucuza teklif edildikle- rinden — tercih olunmaktadırlar. Yalnız birincikânun 1934 ayında Arjantin ve Cenubi Afrikadan 16 milyon marklık yün idhal edilmiş- tir. Türk tacirlerinin bu memle- ketlere rakabet edebilmeleri, her şeyden evvel müsaid fiat İsteme- | lerine ve bilhassa İyli mal yolla- malarına ve yollıyacakları — parti- lerin alıcıların memnuniyetini ka- zanmağa elverişli olmalarına bağlı bulunmaktadır.,, Binaenaleyh tiftik ve yapağı piyasalarının açılması ve yeni İş- lerin meydana gelmesi İçin bu va- ziyetin düzelmesi lâzımgelmek- tedir. Yerli kumaş fabrikaları da yünlerde bu fiatta alıcı çıkmıyor- lar fiatların gerilemesini istiyorlar, Iddialarına bakılırsa dışudın tirilecek yabancı memleket yün- leri Türk yapağılarından ııh verimli bulunmaktadır. Tiftik istoku artmaktadır. ÂAlâ- kadarlar bunun mikdarını 15-16 bin, yapağının ise 10 bin balye olarak tahmin ediyorlar. Sön günlerde tiftik satın al- ması için tüccar tarafından ken- disine yapılan tekliflere Sovyet Rusya —Ticaret Mümeessilliğinin müsbet yeya menfi hiçbir cevab vermediği anlaşılmıştır. Âv derisi — Av derisi pi- 7 yasasında hbir değişikliğ ve cll" hlık yoktur. Istek yok n kadar azdır. Bu yıl, gıçııyı“'r mız da ıılıttıguıuı gibi, h“d" * postlarına iş çıkmamaktadır. Blll"- ların ismen fiatları 6 ile 10 ılrl&k. arasındadır. — Tavşanlardan bii"' parti 18 kuruşa satıldı ise de fiat piyasa sayılmamalıdır. Plyalİ’ ı. 16-17 kuruş arasındadır. Sansar” — ların — fiatı 22-24 lira ııı'ıııuııt'lll bulunmaktadır. Piyasanın umumi — gidişi cansızdır. Her yıl khlllyot“ mal alan birkaç ticarethanenil ;— arada sırada yaptıkları küçük alışlardan başka bir hareket yoktur. r Buğday — Buğday piyasa- ._'2 * sının genel gidişi geçen haftanın eşidir. Fiatlar ayni seviyeyi tutu- — yorlarsada gidişleri naziktir. Ekis — tra beyazların kilosu 4.7ö; fark — çavdarlılarında 4.125 kuruştur. — Arpa — Arpa piyasası beş para kadar garilemiştir.. bunun — sebebi Samsundan gelen arpala- — rın piyasada satılmış olmasıdır. — Yemlik için satılan bu malların kilosu 3.73 kuruştan müuamele görmüştür. Piyasanın genel gidi- sinde bir değişiklik yoktur. Dışa- rıya satış olmamaktadır. Fındık — Fındık piyasasi değişmemiş fakad sağlamlaşmış* tır. Geçen hafta Akçeşehirden | piyasada oldukca mühim bir is- gq tokun gelerek kısmen satıldığıni — ' bildirmiştik. Bu mallardan bu haf tada çok az bir kısım ııhldı.Mıİ | sahibleri fiatları aşağı bularalı g_ı fındıklarını vermek istemiyorlar. — Piyasada içfındıkların kilosunu 47 — kuruştan alıcı vardır. Fakat satıci — olamadığından iş olmamaktadır. 4 Müğlyak Sf l3 Fransanın Altınları Paris, 1 (A.A.) — Fransız bankasi umumi? heyetinin toplantısında, gayti — safi varidatın 1933 senesindeki 390 buçuk milyon franka kargı geçen W sene 4ll milyona yükseldiği bildirilr â miştir. Masraf çıktıktan sonra safi ğ varidat 1933 deki 88 milyona mukas F bil 188 milyon 800 bin franktır kl 2 bunun 37,642,034 frangi safi temettü olarak dağıtılmıştır. Bankanın hafta- lık bilançosuna göre, Yugoslavyadan — olan ithalât Nevyorka yapılan ihracst — fazlasile telâfi edildiği için, altır — mevcud 76 buçuk milyon artmıştır. — ,ı. Farmakoloğlar —— Arasında B | Türk farmakoloğlar - birliğinin — dün yıllık kongresi yapıldı. Ev” velce eczane sahibi farmakoloğlar — ile eczane ııhllıl olmıyanlar ıırl" | zümreye ıııonıuh olanlar cımiyıt" H dç B L 'i &£ | ten ayrılmıştı. Dünkü toplantıd yapılan — müzakerelerden ıonfjj aradaki ihtilâf halledilmiş, tıh'" birleşmişlerdir. Dün yeni IM heyeti seçimi de yapilmış ve Kemal, Ziya Nuri, Hüseyin K Ismet, Eyüb Sabri, Hamdi Ü Tahsin seçilmişlerdir. he - Operatörler Toplını,ol SI Türk Cerrahi cemiyetinden: l Türk Cerrahi cemiyeti ay7 -J toplantısını yarın Beyoğlu h ;__;. nesinde yapacaktır. ÂArzu ve iste” k: yen arkadaşların 3olıılırl- fj_';;- : Zeli J

Bu sayıdan diğer sayfalar: