25 İkinci kânun Siyaset Âlem | Uluslar Kurumu- | nun Son Toplantı Bilânçosu |.. Uluslar kurumunun son celaesi de bir, iki gün evvel bir hayli çetin geçen müzakerelerin üzerine kapandı. | Arkaya baktığ'nız zeman gördüğümüz E.nıı(mı. elbette ki bizi sevindirebilir. nkü: —Avrupa için müzmin — bir hastalık noktas: olay Sar davası hal» ledilmiştir. Habeş - İtal ilâ ir ş - İt ihtilâfına ==ık bir gökil veri gtir. Barışı ndirib — Avrapa arttırmak için büyük edilmi #emniyetini SA gayretler sarf. m Âvrupa kıta, e emniyet .ı.’.ıı-.lıı.'"îs'f'az;".'.îı için Çılışlmıştır. Bunun bariciade Londra k-b'nesini; de muvifakati ile Frensiz baric yesi, barışın korunmnn için Sovyet Rusys, Balkan ve Küçük “:ş br.iklerine ka gı mühim — taah- ©T altna girmiştir. ü güzetesi, bu “taahbüdler — heklamda Fn Yyozyor: zanaz Hariciye Bakanı, alâkada: :_evıeu.nn Hariciye Bakanlarına vere lt;ı tir ziyrfette, Almanya, Roma ve aT d':'"“ık'ı:&:. grmediği takdirde ae bi müzakereye girişmi- ::C'tlıl hılfhıııî.. Almanya llı'[l.':;ıı- Ha ış.ııı misıkına girmemekte uraz doyllerse, Sövyet Rusya ve Çekos- - ı n ile istediği şekilde anlaşa. ıı.t»ıı'ıı " emiştir. Nitekim B. Lâval'e arie Bek arasında v tulan görüşmelerde B. Bek misakına iştirak edemiyeceğini lemi, kağıemiş, Bay Lâval de e Gkaiç Fransanın ine Viğ etmiştir. Roma müzakerelerine nıî'iıw; _'Am_::q.ıxı emniyetini — teketffül * memleketler aramında Tür- e — bulun Roma Bikümeti kabul eder görünmem g. Vaziyetten doğan müşküll Fenilmek lıınd'ıı.. Onıı..içh::ı î'ı r,ı..ııd. bir Şarkt Akdeniz akdinin mümkün o'ub olmuya- belı ıııın.m-ı.mı. Bu .aıu.m.ı..f—ı'e. _a:ıkı İngi'terenin bimaye etmesi takabıy tütün Akdeniz kıyılarınm mü- #mniyeti konuşulmuştur. Eğer =_='-ıl_dı akdedilebilirse, Avrupa —.—“.:ıı bir. şebeke iİle Brülmüş aSU markar Baltık derletleri, Al- 'hnı._ n, Çekosloyakya ve Roma anlaşmalarır İtalya, Yugos Mi Romanya, Çekoslovakya, Le- :ı Macaristan, Almanya, Avus. .ı:ıük İtilAf misakış Çekoslorakya, B'ı.l:— x:ıaı'ıvy._ an Antantı: Roma; , Ya İAZ Türkiye, Yananlatan! Bolgüde Akdeniz misaku İtalya, Yugoslar- — Kadıköy - ile Hıydırpı.. ü n '—ıımd:. güzel şık bir apar- - ıP;lıııiyııı olarak mı? — Flayır... müstakil olarak... Yeni mobilya aldı, döşedi. li BZ Behice, hiç şa; şırmadı, t di tavırla taadik ıtki:” birkaç kere sana dun, içinde — yanıyor- birinde idi. - O günlerden Gzerine Vi Cevad Galibin ricası —_"""' Başile Türkkas işaret — Ya, sen, Türkân? Tlrh—_ omuzlarını kaldırdı: pek TayISYIT, şekerim... Behicenin vakit 'azla methetmesine rağmen, bulub da gidemedim. Fakat merak etmiyor da değilim. bahs'n kli bozmak istemiyordu: n uğradım, :,_.,_ — Ondan tarafa çıktığım için söylüyorum, zanmetme... Çocuk, | HARİC /Sıyasal |Kaynaşmalar Varşova, 24 (A.A.) — Alman hava bakanı Göneral Göringin Leh Comhur reisi tarafından bir ava — çağrıldığı tekzib ediliyor. Son Posta: Diğer taraftan Ha- yas ajansının Berlin muhabiri, bu da- vetin —doğru olduğunu —ve Fransa Başbakanı ile Hariciye bakamı Lom- draya gittiği a:ralarda General Görin- gin de Varşovaya gideceğini bi'diriyor. Avusturyada Nazl Propagandası Viyana 24 (A.A.) — Sar so- rakından sonra Nazl Fanliyeti Avuslurya ve bilhassa yukarı Avusturyada eskisinden daha faz- Ka | la bir şiddetle olmuştur. Yukarı Avusturyada polis ve janaarma, yeni Nazi propaganda merkerzleri bulmuştur. Buralarda S. A. vo S. S. teşkilâtları — yapılmaktadır. Polis dün Vels'de bu merkez- lerden birini sarmış, 40 Hitler- Ciyi tevkif etmiştir. Amerikada Kaydudluk Falriver, (Amerikada 24 — Ellerinde tabanca Olan dört hay- dud bir posta furgozunu çevir- mişler ve yağma ettikten sonra otomobille kaçmışlardır. Haydud- lar posta ile taşınan 129.000 do- lar banknot ve gümüş paraları da alıb çitmişlerdir. Meşhur Bir Kaçakçı Tutuldu Paris, 24 (ALA.) — Meşhur ayuşturucu madde kaçakçıların- dan Otto Jofman adında 64 yaşında bir Alman tevkif edil- miştir. Büyük Okyanosta Hava Postaları Nevyork, 24 (A, A.) — Bahrimu- hitikebir. üzerinde işletilecek hava postalarının deneme hazırlıkları ha. raretle devam ediyor. elşlelü ya, Türkiye, Yananistan. Şırk misakma ve Romanya anlaş- malarına Almanyanın, Balkan aatan- tına da Bu'garista iştirak edib etmiyecekleri kati malüm de- ğildir. Bütün bunlara rağmen yapılan iş'er memnuniyeti mucib bir şekilde görünmektedir. — Süreyya  e senin hastalığında çok - Üzüldü, Beyhan... Hatta, — senin kadar onu da merak etmeyo başlamış- tım. Demin de söyledim, yine de söylüyorum. — Ayağa — kalktığın vakit bu çocuğa, kısa bir teşek- kür — ziyaretinde — bulunursan, çok mazikâne — hareket — etmiş olursun. — Bunu istersen — bir lütuf, diye; istersen, bir bore, bir vazife, diye yap. Fakat berhalde yap.. Aksi takdirde nezaketsizlik olur. Bunu da me ben, ne baş- kaları, senin gibi terbiyeli, asil bir kıza yakıştıramaz. Beyhan, kaşlarını oynatarak Behiceyi dinlemişti : — Haklısın, Behice! Behice, biraz evvelki hükmün- de yanıldığına karar — vermişti, kalktı, Beyhanı kucakladı, öptü: — Böyle uysallık, anna, ne yaraşıyor, bilsen | : Beyhan, gülmekten " alamamıştı : — Hele, birar daha uyaal olsam? değil mi ?! EBehice de çapkın çapkım göz kırptı kendini '0 da olur.. Zamanla her A SON POSTA TELGRAFLAR IÇinlilerle Japonlar Yine | Çarpışmaya Başladılar Japonlar, İstedikleri Araziyi Kâmilen Ellerine Geçirmişlerdir Gaçenki Çin - Japon savaşınden bir Hatiba Pekin, 24 — Röyter ajansı muhabirinden Çohar cebhesinde geceleyin sükünet vardı. Pekinde endişe verici şaylalar dolaşıyor, ancak, Çinliler karşılık taarruza niyetinde olmadıkların- dan, vaziyetin daha ziyade ve- hamet kesbedeceği zannediliyor. Japonların ileri hareketi Man- çukoya 30 mil —mürebba erazi kazandırmıştır. Çin mahafili bu sebebsiz tefsir etmekte son sülhperve- Uham alarak taarruzu acı acı ve B. Hirotanın rane nutkundan Haa ği geee ker soruşturmaktadır, * Tokyo, 24 (A. A.) — Hak- niİştan civarında dün yapılan çar- pışmalarda bir Japon askeri öl- müş ve dört asker de yaralan- mıştır. Çin Generalı Sung şeh Yuvan'ın kuvvetlerine ağır zayiat | gey olur. Arkadaşları gidince, Beybhan, tekrar yatağına uzanmıştı. Gülü- yordu; kâh için için, kâh kısa, kırık kahkabalarla gülüyordu. Annesi sordu: — Neye gülüyorsun, kızım? Beyhan, donuk bir sesle cevab verdi 1 çok şen, — tuhaf hâlâ gülüyorum.. — Behice, hakikaten, şen taze, Boyhan, Bebicenin tuhaflığına değil, hayatın ve insanların tuhaf> lığına gülüyordu. Bu, birkaç gün- Yük hastalığı, ona, bilmediği, akıl erdiremediği - birçok .eıl.ıi :: retmişti. Saygı ve sevgi de iliba Amiş! B.yiı:.ı.-kldcn de, hem bir çok defalar hastalanmıştı, fakat bu kadar el üstünde tutulduğunu bilmiyordu. Hemen hergün gibi, ardı ara buketler, heciyeler, evdeki itibarını bile arttırmıştı. Anvesini, daha müşfik, daha candan titrer görüyordu. Babası, daha nazik- keşmiş gibiydi. Hattâ — hizmetçi Ayşe kızın gözünde bila büyü- müştül Halbuliğ Be-ban; —yine ceki Beyhan ve — etrafındaki - insanlar, ayni insanlar değil misdi? Peki, bu değişiklik, nedendi? Demek, itibarda olmak, muhabbete, sami- B BÜD ŞAT ÇEĞRAARRÜĞŞÜRÜÜŞÜİŞEEŞLÜR Ğ ÇÜĞARLĞRNĞĞŞEEN GEŞERLLİ) ——— eee verilmiş ve bu kuvvetler mağlüb edilmiştir. * Dairenı 24 — (A.A.) Dün Jobolda Japon ve Çin kuvvetleri arasında müsademeler olmuştur. Japon askeri makamatından bil- dirildiğine göre, Çin kuvvetleri- nin Joboldan tamamiyle tardı için askeri harekât başlamıştır. Aynl mahafilde, Çin kuvvetleri: nin tahrikâtına bir nihayet ver- mek — içla icabederse — Japon kuvvetlerinin Çin — seddinin öte tarafına da geçecekleri bildiril- mektedir * Pekin, 24 (A.A.) — Rö; birinden: : ) M Yarı resmi bir rapora göre, Şahar'ın — Japonlar — tarafından bombardımanı — esnasında çoğu sivil olmak üzere — (50) kişi ö- müştür, Kuyuan civarında Japon tak- miyete — bile —tesir eden Vhiı kuvvetti? Arkadaşlarının sık sık arama- ları, onunla alâkadar olmaları da böyle değil miydi? Beyhan, Behi- ceye hak veriyordu, Hiç birşey Igl:hn!ıııHıı. yalnız. — bunün için yhan, Harun Şinasi ae Şinasiye teşekküre Fakat onu, nerede uuBk'kn; etmeliydi? yhan, Harun Şinasinin e dıköyündeki Aplrîıînlnl glln:ş;o çekiniyordu. Harun Şinası, köye yeni taşındığı için, hemen hemen bütün gözler, onun Üzerinde idi, B-eyh.ılı da, Kadıköyün yerlisi olduğu için, cnu da hemen hemen herkes tanıyordu. Köye yeni te şınmış bir yabancının, bilhassa bir bekârm evine gitmek, Beyhan için, çok tehlikeliydi. Ya girerken, ya çıkarken muhakkak bir gören, ve tanıyan olurdu. Sonra Harun Şinasinin — komşuları kimlerdi? Umulmadık yerlerde, — Beyhan, ahbablara, dostlara, göz aşinala- rına rastgeliverirdi, Çıkacak iğrene dedikodular- dan, Beyhan, kendini kurtara: mazdı. İşin içyüzünü, kime, daha doğru'u, hangi birine anlatırdı ? Söylese, anlatsa, yemin — etso, şahid görterse, bir tek kişiyi inandırabilir miydi? Kimse inan- mazdı! Arkasından alay edecek- :;ığıelki de yüzüne gülüverecek- görüb, ş Sayfa 5 | | Gönül İşleri Okuyucularıma Cevaplarım * ( Lüleburgar ) da Bay (S ) yer Allah uzün ömürler — versin, fakat ihtiyar — bir annenin çok küçük yaşta iki toronu yetiştire- cek kadar uzun ömürlü olması müstesna bir şans işidir, güvenile- mez, Evlenmenizi faydalı bulurum, yalmz gelecek kadının yavrulara hakikaten annelik edeceğine mut- lak — sürette — kanaat getirmek şartile, * Özkan İimzah bir mektub, bana, evlenme çağında hemen her gencin karşılaştığı güçlükler- den birini anlatıyor. Söylediği aynen şu: — * 27 yaşındayım, bu çağa kadar evlenme işini bir törlü ha- ledememiş, hiçbir kıza gönül ve- rememiştim. Bu yıl tesadüf kar- şıma bir kız çıkardı, benimle alâ- kadar oldu, ben de onutla meş- gul oldum. Bana her hafta mek- tub yazıyor, imâ ile evlenmeden bahsediyor. Beni seviyor, benim de onu sevdiğim belli ki son mektu- bumda nihayet: — “ Sen benimsin, ,, Diyiverdim. Fakat maalesef bu sefer de annemin itirazı ile karşılaştım,, . Dedim ya, hemen her gencin karşılaştığı güçlüklerden biridir, TEYZE nü, bir Japon alayı #le Çin mi- Esleri arasında yapılun muhare- bede Japonlardan Üçü ölmüş, beşi yaralanmıştır. Beyanatta Çin milislerinin ihtilâflı erariden da- gılarak — kayboldukları, - yakında Kalganda müzakereler olacağı da söylenmektedir. Fakat görünüşe bakılırsa, — müzakereye — mevzu olacak birşey yoktur, zira Japon- lar ihtilâfh mıntakayı tamamen kontrolları altında bulundurmak- tadırlar. O halde, Harun Şinasiyi nasıl görecekti? Ona, mektub yazıb bir yerde buluşmalarını rica ede- bilirdi. Fakat bu, araya, bir giz- lilik, saklı, gizli bir yakınlık, sokulganlık havasını getirebileceği için, Beyhan, hoş — görmüyor, istemiyordu. Daha birkaç gün, yatakta (di, sokağa filân çıkmıyacaktı : — O zamama kadar, düşü- nürüm ! Dedi, Türkân da Behice de tekrar uğrıyacaklarını söylemişlerci ; onlarla danışıb karar vermeyi daha muvafık buluyordu : — Kadıköyündeki — apartımı- aa gitmek, Beyoğlandaki sinema- lara, hattâ oötel salonlarına git- miye benzemez | Beyhan, uzak, yakın birçok vak'aları, dedikoduları hatırlya- rak Liliyordu ki böyle şeyler. köyde, gören olmasa bile mutlak — Sonunda evlenecek olsam.. Acaba, #onra, Harun sevebilirmi idi ? Şübheli bir ihtimale, hayatırın huzurunu, - geneliğini, — istikbalini mi Feda edıeokt;.? yhan, kalkmış, evin ıth:: dıb:ıyııwı- Ne Türkân, me, Bebice günlerdenberi görün- memişlerdi. ——— — —”: — —— ( Arkanı weri