! V Vi | Bi ü E _—: .— Za SUO l Bir. Yamyamlık , er aA . Hikâyesi Amerikan zabıtası “Fiş,, ie- miode ihtiyar bir ? adamı tevkif et- feci işler V ğiçtr. Bu tevkif işliyen bir | genilebilir ki, bü- ladam tutuldu| tün Amerikan ef- kârı umumiyesini büyük bir şid- detle alâkadar etmektedir. Çünkü ihtiyar “Fiş,, kız erkek birtakim küçük çocukları kandırarak ana babalarınta - yamadan - uzaklaştır mak, bunları kirletmek, sonra da öldürüb bazılarının etini yemek gibi ak'ın kolay almıyacağı şeni bir takım cinayetleri işlemekle ittihamlıdır. İhtiyar ve ahlâksız “Fiş,, kendisine isnad olunan cü- reddederken, bunlardan yalıız bir tanesini inkâr etme- mektedir. Bu cinayet, haydudun İi dösl e BÜre 6 senle örrek lişler miştr. Öldürdüğü çocuk Gras- bunt sadir küçük - bir kızcağızdır. Ancerikan poelisleri bu kızın öldü rüldüğü yer etrafında tetkikat yaparken içi birtakım çocuk ke- miklerile dolu bir kuyu meydana çıkarmışlardir. Burdan, ihtiyar “Fiş, n öl- dürdüğü çocukların cesedini bu kuyuya atıb — sakladığı neticesi çıkarılmakiadır. Bu adamın ay- rıca öldürmekle maznun olduğu çocuklar şunlardır. Bir polis memurunun küçük oğlu Mac Donnel, küçük - Billi- Gofley, çıftci Hans Kil'in iki kü- çük kızı ve Grasbunt. Akıl doktorları tarafından mu- ayen edilen bu ahlâksız adamın aklı başında olduğu anlaşılmıştır. * (Göcenlerde Londra Ağır ce- za mahkemesinin metresini Amerikada rünleri öldürmek İthami- le muhakeme edip beraetine — karar verdiği Toni Man- cini mahkemeden çıkar çıkmaz doğru evlenme dairesine gitmiş ve Amelia Vud isminde bir dans muallimesile evlenmiştir. Bu kadın bir mezar kazıcının kızıdır. Antoni England yeni adını alan sabık katil maznunu bundan böyle karısile beraber dans muallimliği yapacakmış. Şarasını kaydetmek — lâzımdır ki, bu kodın Toni ile pek eski zamanda tanışmış ve muhakemesi olurken bir an için bile osun masumluğundan şübhe etmemiştir. görrm eee Mahkemeden, evlenme dairesine ” Son Posta | | Yermi, syasi, Havadis ve Halk gazetesi | Zabtiye, Çetalçeşme sokağı, 25 İSTANBUL Gazetemizde — çıkan yan ve resimlerin bütün hakları mahfuz ve gezetemize sittir. ABONE FiATLARI Abone bedeli peşiodir. Adres değişlirmek 25 kurüştur. Gelen evrak geri verilmez. ilânlardan mes'uliyot alınmaz. Cevap için mektuplara 10 kuruşluk pul ilâvesi lâzımdır. Posla kutusu: 741 (stanbul Telgraf Teleton 20203 ; Böyle Dantelli Eskiciler kahvesinin bahçesi gimdi eski ocaklar, sobalar, ması lavabolarla dolu.. Perapalâsın solundaki yokuştan dik aşağı İinmeğe başladık. Arkadaşımı — Tam zamanı, diyordu. Sa- ate bak, dört.. Işte bir eskici iniyor görüyor musun?, Sırtında bir torba ile siyah paltosuna bürün- müş eskici bütün hızile, yokuş aşağı iniyordu. Yokuşun nihaye- tindeki çeşme önüne gelince ar- kadaşım kolumu çekti: deme, dehşetli kızarlar!.. Haydi, gel benimle!.. Bahçe kışın - sillesini yemiş.. Bütün çiçekler bozuk.. “—Ağaçlar kuru.. Asmalar berbad.. Köşelerde bir sürü hırdavat | eşyalar var. Pasları dökülmüş eski demir bir soba.. Tahtaları şişmiş bir komodin.. Mermerlerl kırık bir lâvabo.. Bir karpuz lâmba, eski bir etajer, boyaları düşmüş bayaz bir karyola, tencereler, bakırlar, maşalar... Bütün bu eşya, soğuk ve ıslak hava altında toprağa girmiş gibi duruyor. Kahvenin çamurlu yolunu ge- çerken, sağdaki parmaklıklı bah- çeden bir delikanlı çıktı ve soka- ğa doğru seslendi: — Ulan Mıstıfa, Leon gelmedi mi bel. Arkadaşım camlı kapıyı iterek içeri daldı. Ben de arkasından.. Sıcak ve ekşi bir hava yüzümlüze çarptı. Köşelerden boğuk sesler tönbeki ve kahve kokuları geli- yor. Biz İçeriye doğra hentiz süzülmüşken, karşı köşeden biri fırladı: — Oo0, merhaba Osman ağa- bey, hoş gelmişsin, hangi rüzgür- la tenezzülen teşrif ettin böyle? Arkadaşım, delikanlının omu- zunu tuttu: — Beni dinle, dedi. Bizim arkadaş öteberi almak — İstiyor amma, Ööyle gürültülü alış veriş yok. Gözüne birşey kestirirse, no âlâ.. Kestirmezse, çıkar gideriz. Etraftan bize bir sürü göz bakıyor. Ben hiç ses çıkarmıyo- rum. Nihayet delikanlı bize bir masa gösterdi, oturduk ve geriye dönerek bağırdı: — Müşteiridir, benden yaz!.. Bunun manasını anlayamadık. Fakat arkadaş onunla konuşurken ben, etrafı dinliyorum. Köşedeki masalar Üstünde eski gömlekler, fanilalar, iç çamaşırları var, lri göbeği Üzerine koca bir kuşak bağlamıs. Kırmızı — yüzlü, siyah — Yavaşla, dedi. Işte şu kar- | mızı kahve.. Soldaki kahve.. Ga- | zeteci olduğunu sakın çaktırayım | — 8ON POSTA Ikinci kâunn 2 “Eskiler Alayımi, , lâıjııı Pazarı | Eski Iç Çamaşırlarının Satıldığı Yer | Bir Mikrob Yuvasıdır “— Ulan Enayi Pilâkisil Kaz Mı Yoluyorsun? Ben Donlara Bir Metelik y Vermem Be!,, kalmıyor. Kimşe başını pencere- den uzatıb: — Yahu Allah nzası için gel Arkadaşım bacağıma, bacaği- le vurarak sordu ; — Yahu neden şikâyetçisiniz? Hergün şu Yahudi eskicilere kırk yerde rastge'irim, boyuna İş ya- parlar.. Delikanlı güldü : — Ha, bak, sana söyleyeyim Bir kere iş Yahudilerin elinde | kaldıkea, satıcı azalıyor. | Bak şu karşıdaki gömlek- ©| lere, fanilâlara hepsi de — Yahudilerin aldığı mallar. Belki de tanesini 3 kuruş- tan alıyorlar. Böyle kırık bir fiat olunca da, satıcı satmıyor, kendine mendil, elbezi, havlu yapıp geçi- niyor. Delikanlı tabakasından bir sekizlik sigara çıkara:- rak yaktı: — Bizim bu kahve cu- malarla pazar günleri iş- ler. Istanbuldaki bütün eskiciler bugünlerde mal- larını getirip burada sa- tarlar. Hem de bir çırpı: da.. Bak karşı köşedeki Yahudi 30 — senelik eski- cidir. Hani belki siz de bilirsiniz. 30 senedenberi gün ışığından geceye kadar dolaşır, durur. Buraya en Ucuzca kurtardığı iskemleyi yakalayıb eekiciler kahvesine getiren bir C— Yahudi ve kahvenin bahçesi fanileli baba yiğit elini göğsüne vurarak bağrıyordu: — Buügüne bugün elimizin emeğile yaşıyor biz evvel Allah Bizde haram yok oğlüm, biz senin yaşın kadar kavga görüb, bıçak salladık!.. Öteki kesik bir kahkaha attı: — Usta, şimdi şakayı bırak ta şunları satayım.. No veriyorsun bunlara? Sandalyelerden biri üzerinde, donmuş balmumu gibi oturan es- kici Yahudi kısık kısık mırıldandı. — Yazunuzu seveyim, brakin mahabeti da yosterin bir fiyat.. Allah — inandirsinkim — pahaliya aldim bu mal Birdenbire arkadaşım, dizime vurdu ve başımı çevirdim. Deli- kanlı, gözlerini tuhaf tuhaf açıb kapayarak anlatıyordu: — Ne diyorsun be abiy, eski günlere şimdi mum yakıyoruz. Artık eskiler, içinde adamakıllı hırpanileşmedikçe satılığa çıkarıl- miyor. Allah inandırsın, sözüm yalansa şuradan şuraya gitmiye- yim, bazan hiç İş yaptığımız yok. Ben var on gündür ki, işe çıkmı- yorum, sabahtan akşama dek do- laşmadığım, — bağırmadığım yer çok iç çamaşırları getirirler. Söz aramızda, hani Efendi Ağabeğimiz de, masa, konsol alacağına göre bu iç çamaşırları pek hirli şeyler de ğildir. Bizim arkadaşlar basta çamaşırlarını - kokudan anlarlar amma, Yahudiler ona da çare bulmuşlar, yıkayıp içine biraz koku salınca belli olmuyor. Köşeden biri bağırıyordu 1 — Ulan enayi pilâkisi, kaz mı yoluyorsun? Ben böyle dantelli donlara bir metelik vermem bel,. Delikanlı, arkadaşın kurnazca davranışlarile boyuna anlatıyor: — Bizim İstanbul semt semt eskiler verir. Şişliden, © taraflar- dan en çok manto, iskarpin, çorap alırlar. O da, hizmetçiler- den.. Beşiktaş tarafı hep - eski ayakkaplar, caketler, eski moda kadın elbiseleri., İstanbul tarafı da altı ay giyilip eskimiş mallar.. köşedekl kavga devam ediyor, Biri ciyak ciyak bağrıyor öteki karşılık veriyor. Kavgayı anlıya- mamıştık, delikanlı İzah etti: — Şu sıskayı görüyor müsu- nuz, eskicidir. Amma. Yahudili- ğinde galiba biraz bozuk'uk var. Dün sabah yarım düzüne ka- din pantolonu bulmuş, getirmiş. Kari Mektubları İstanbul Maliyesini Takdir Istanbul Maliye Tahsil şube- leri, son defa yeni teşkilâtın münevver memurlarile devamlı bir sana şu eskiyi satayım,, demiyor. | faaliyete geçmiş bulunmaktadırlar, Bu faaliyet yüzünden Maliyenin varidatı gün geçtikçe her ay milyonları — bulmaktadır. — Ayni zamanda halk da yeni teşkilâtın suhuletli ve semere verici faalk yetinden memnundur. Bu faaliyeti esas tutarak — iahsil Müdürü Bay Ali Rıza ve muavini Bay Şefik bir rapor hazırlamıya başlamış- lardır. Bu rapor bütün maliyeciler tarafından alâka ile beklenmek- tedir. Diğer taraftan Istanbul Maliye gubesi diğer şubelere bir model — balini almıştır. Mesal muntazam ve az memurla çok İş elde edilmektedir. 926 danberi yapılmakta olan teşkilât, memurları gece yarıla- rına kadar uykusuz, muzir bir çalışmıya sürüklediği halde, hiçbir semere vermiyor, müdür ve me- murların faaliyetleri bir neticeye bağlanamıyordu. Bu yenl teşkilât 926 danberi köşede bucakta ka- lan bütün evrakı, hazinenin her biri bir kiymet olan evrakını ince bir tedkik ve çabok bir çalışma ile ayırmış, bütün Istanbul Maliye şubeleri faaliyete geçerek tahsi- lâtı yapmış, zararların önüne geç- miş ve en küçük bir alacağı bile kaybetmemiştir. Bu kıymetli faali- yetlerinden dolayı kıymetli me- murlarımızı tebrik ederiz. Son Posta WÂN FiATLARI Pw Cazetenin esas yazısila bir sütanun ikl satırı bir (santim) sayılır. ee Sayfasına göre bir santi- min ilân fiatı şanlardır: 4 İInce ve kalın yarılar Yutacakları yere — göre Dantelli diye pahalıya yüklemek istiyor. Arkadaşım sordu: — Peki şu eskiciler - eskileri aldılar, getirdiler. Gömlekler, fa- nilâlar, donlar, iç çamaşırları sonra ne oluyor? Delikanlı gülüyordu: — Pöööhl. No olacak, bir kere bizim elimize düşmeye.. Gömlek mi var, derhal yıkar, Ütüler, ta- mir eder, yüzdelikli adamlarla Yenicamide, Mahmud Paşada ve Çarşı içindeki elbisecilerde sattı- rırız. Eh, bazan yarı yarıya kür ettiğimiz olur. Dünya bu, ne edeceksin?. Geçineceğir. Biz iyi bir yazı masası seçe- bilmek için bir daha gelişi pazara atıp çıkarken, içeriye sırtlarındaki torbalarla iki eskici giriyordu. Birl önümüzden geçerek bağırdı: — Mallârima deyecek — yok usta.. Uç tane filâfilya yomleyim varkim sormal... — * saflığımıza zevkle