İD PN A e LİN MZ Zaframboluda Bulak Köyü Zafranbolu (Hususi) — Zaf | “anbolunun merkeze bağ'ı köyleri içinde, en büyük ve en gözelle- rinden biri de (Bulak) köyüdür. Bulak Zafranbolunun batısındacır. Bu kübik kuruluşu pek eski çağ- lara rastlar. Köye Zafranbolunun Kıranköy denilen mahallesinden çıkı'dıktan sonra çok düzenli bir kaldırımla gidilir. Bu yol köye kadar bir saat sürer. Yokuşu tamamen indikten sonra Bulak deresinin üzerinde kuruluş taştan bir köprü, köp- rünün yanıbaşında da küçük, harab bir mescid vardır. Bu mescidden kinaye olarak buraya" Mescid adı verilmiştir. Derenin iki yönünde köylülerin bahçeleri o aşağılara doğru su diğirmenleri (vardır. Bura yaz geldi mi, Zafranboluların olduğu kadar, çevresindeki köylerin de | biricik eğlence yeridir. Burada yuvarlak, bir değirmen taşı var- | dır. Köylülerin anlattıklarına ba- kılırsa vaktile burada bir dibağ çevirgeçi varmış. Zafranboludan Bulak köyüne | giderken, yokuşun © Zafranbolu yönündeki (karşı Oyamaçlarında | netruk emlâk göze çarpmakta- dır. Bağ, bahçe ve evlerden iba- ret olan bu emlâk, bakımsızlıktan hergün biraz daha harap olmak- tadır, Bu bakımsız emlâkin verimli bir hale konması çok dilenen bir iştir. Köy yanındaki taş köprünün sağındaki yol EBulağa götürür ve sağa sapar sapmaz köye girilmiş o'ur. Bulak köyünde, iki dükkân, iki kahve, bir hamam, altı mes çid, bir büyük cami, bir kütüp- hane vardır. Bu köyde eski çağ- da bir de medrese varmış... Köylülerden dinlediğime göre, i Kıran köyle Bulak köyü arasın daki kaldırımı Bulak ayânı Bay Mehmed bundan yüz yıl önce yapt rmış.. Bu derebeğinin mezan Bulak cam'inin yanı başmdadır. Mezar taşının tarih kısmı gömük müş olduğundan tamamen okuna” mamıştır... Anlaşıldığına göre yol şu şekilde yapılmıştır: Bülaklılar kendi köy sınırları içinde olan (Mara) suyundan Zafranbollulara bir hakkuntifa vermişler, Zafranbollular da buna karşılık yolun yapılmasına ve tarlalarından yolun geçirilmesine müösande etmişer. Bu yolun ya- pıldığı Orada oZafranbolu ve çevresinde genel bir o kımıl- dayı; meydana gelmiş yolda kullamlan taşlen OEfâni ars- bacıları taşımışlar. İşte o yor gunluk köylüyü yüz yıldır rahat ettirmiş Bulaklılar yol yapılalıdan- beri kasabaya rahat rahat gidib gelmişler. Köydeki büyük cami Mu- sahib Mustafa Paşa vakfındandır. Eski cami yanmış, ( 1312 )yılında Törünün ve budunun çal şmasile yeniden yapılmıştır... Bu camiin yangında yanmıyan eski minare- sine göre musahib Mustafapaşa vakfından olan eski camiin çok büyüle olduğu'an'aşılıyor. Çörlu Kadınlarının Tesakkürü Çorlu (Hususi) — Memleketin ber köşesinde olduğu gibi burada da kadınlar Halkevi salonunda toplanmışlar, Saylav seçmek ve seçilmek hakkının veri mesinden dolayı sevinelerini izhar etmişler, büyüklere o teşekklir | telyazılan “-hndemişlerdir. e ! liklere gömük | vilâyetlerimize Iğdır inkişaf Ediyor Köy Ma hkemeleri 10Liraya Kadar Ala- cak Verecek Davalarını Hallediyorlar ğder (Hasesi) çam — Iğdır ana yur- Para da 1336 yılında Ez y ” kavuşmuşter. AÇ Eş Ağrı ve şuabatı o! dağlarla çevrilen bu şirin yurdun: İsli bütün köy ve !“ kasabası Oyeşil. o £ müştür. Ova Arastan açlan kanallarla sulanmakta ve birkısmı da Ağrı eteklerinden çi kan ve Arasa karışan (Karasu) ile sulanmaktadır. Bu güzel topraklarda pamuk, | pirinç, buğday, arpa ve her nevi meyva yeliştirilmektedir. Iğdırın ticari vaziyeti de çok mübimdir. Sovyet Rusyadan şark yapılan ihracata iskele burası olduğu gibi binlerce İ koyun ve hayvan buradan Sov yetlere verilmektedir. Hazirandan itibaren (30,000 koyun, 9,000 öküz, 100 inek ve 200,000 kilo yün Sovyetlere verilmiş ve buna mukabili de 247,800 lira memleketimize gir miştir, Iğdır gümrüğü birinci sınıf gümrüklerimiz arasındadır. Kay- makam Bay Nedimin teşviki ve tüccarlarımızın himmetile Igdırm Iğdırda fakir çocukları himüye hey'eti azaları Sovyetlerle ithal ve ibraç kapısı olan Markarada 4000 lira sarfile asri bir bina yaptırılmıştır. Geçen sene burada da olan Halkevi açılmış ve Iğdır genele- rinin spor teşkilât yarılmıştır. Köylerde köy kanunu tatbik edilmektedir. Aralık nakiyesinin bütün köy- İeri telefonla merkeze bağlar- mıştır. Taşburun nabiyesi köyleri de çok yakın bir zamanda telefon şebekes'le merkeze büğlanactktır. Köy kanununa tevfikan her köyde birer 'muhtar ve konuk odası yapıldığı gibi köy mah- kemeleri (o teşkil (o olunmuş ve on liraya kadar olan alacak ve- recek davaları bu köy mahke- melerinde görülmeye başlamıştır. 1334 yılı zarfında 150 kile- metre köy yok ları otomobil gi- dib © gelmesine elverişli sürette yapılmış ve 17 köprü de tamir edilmiştir. Köylerin mun- tazam bir bütçesi olub mali usule tevfikan sarfiyat yapılmaktadır. Bütçelere ko- nulan tahsisatla beş köyde kârgir üç sınıflı ve bir muallim odasını havi beş mekteb yapılmaktadır. Belediyenin iki senedeberi ye- tiştirdiği fidanlık ta bu sene halka fidan tevzi edecektir. Geçen sene owmum kazada meyvalı ve meyvasız 600.000 fi- dan dikilmiştir. Bu sene duha fazla dikileceği ümid ediliyor. Belediyenin bir tiyatro salonu vardır, Yapılan bir toplantıda ilkmek- teb'erdeki fakir çocuklara yardım için mühim teberrüat Okayde- dilmiştir.. Bu meyanda tüccar- dan Bay Hakkı 130, Bay Küllem 110, Bay Bağır 100, Bay Resul 60, Bay Abdürrezak 50 lira ver- mişlerdir. Bu toplantıda toplanan Nazillide Poş Arazi İmar Edenlere Dağıtılıyor Nazilli, (Hususi) — İşsiz ve fakir yurddaşları zaruretten kür- tarmak, onları çalışmaya sevket- mek, yurdun her köşesini meyvak ağaçlarla süs'emek, yurdda boş bir yer bırakmamak gibi u'usal ve ökonomik bir yüküm ile balka memur ve muallimlere meceanen arazi verileceği kaymakamlıkca duyurulalıdanberi kasaba ve köy- lerden hükümete yüzlerce müra- caat yapılmıştır. Müracaat sahib- leri kasaba ve köylerin mera, kır gibi boş yerlerden: metrük mallardan istedikleri yeri imar etmeyi, orada meyva ağacı ye- üştirmeyi ( teahhüd — eyliyorlar. Müracaat (o sahiblerinin istediği yerler ziraat memurluğu tara- fından tetkik ediliyor. Orada mır hite göre hangi cins ağaç yetişe- bilecekse (tesbit (edilerek işe başlanıyor. Verilen yerlerde ma- yısa doğru bir imar eseri görü- Jürse sahibine tapusu verilecektir, Üç sene bitiminde yer sahibleri taahhütlerini tahakkuk ettirirlerse oülara daha okadar arazi veri- lecektir. Güdülde Okuma Evi Güdül ( Hususi) — C. H.F. vilâyet idare heyeti Üyelerinden Bay Mümtaz Ökmenin hediye ettiği 40 cild milli ve tarihi eser ile burada bir okma evi tesis edilmiştir. Gencler evden çok istfade etmektedirler. Aiyonda Musamera Afyon (Hususi) — Lise tara fından kir müsamere verilmiştir. Talebeler bütün memleket bü- yüklerinin hazır bulunduğu bu müsamerede çok muv&i muşlardır. “ok “svel'ne pi Egenin Zeytinyağı iane yekünu 631 liradır. Kaynağı Ayvalığın umumi görünüşü Ayvalık (Hususi) — Ayvalık Zeytinyağı ve sabunu ve bu iki çeşit ulusal veriminde en iyisini yetiştiren bir memleket olarak anlır. Yediğimiz yalancı dolma ve Imam bayıldıların Zeytinyağların ve appacık eden sabunların bu kasaba firmasını taşıdığım bilmi- yen var mıdır? Kasabanın oturulma (iskân) biçimi, bütünden yepyenidir. Ayvalık kazasının çevresinde (14.500000) zeytin ağacı vardır. Burhan'ye « Edremid - Havran bu bütünden dışarıdır. Edremid körfezinin çevresinin yılık zeytinyağı verimi (20) mil yon kilodur. Ve dahada artik sayanlar vardır. İskân işleri, 1771 sayılı yasa ile sonlanırıldı. Herkesin eline kir tapu verildi. Bundan dört yıl ev- vlâciiğindanp Hergüd- ala caklarmı, vereceklör mi diye dü- güncu - muhacır ve mübadiller bu yasanın verdiği gücle bugün (tah- sis ve tefviz edilen malların “öde 90 nı tapuya “bağlamışlardır. Soy adı yasasına göre Uğural adını alan kaymakam Hüsnü, tefviz kararında bstibkak halinde olan ve daha karara bağlan mıyanların elerindeki hükümetçe verildiği anlaşılan vesikalara göre (imar ve timar) ettikleri yani sürüb o budadıkları zeytinliklerin zeytin mahsulünü bile bu yıl top- lanmıya buyuruk verdiği İçin bu işle karışık olanlar sesine içinde- dirler. Afyonda Şehirlerie Telefon Muhaheresi Afyon ( Hususi) — A Eskişehir, e) ile ve dn arasında. telefon o muhabereleri çok rağbet bulmuştur. Afyondan Ankara ile 3 dakika için 75, Kütahya ve Eskişehirle de 40 kuruşa konuşulmaktadır. “Plethore,, Kanlanma Hastalığı Bu hastalık, denebiir ki şiş manlığın öz kardeşidir. Meselâ yaş kırkı buldu ve geçiyer. Artık gençlik ohayatı arkada kaldı. Muntazam yiyor, muntazam ye tıp kalkıyorsunuz. Bu yaşayış şekli;in icabı yağlanmak ve ağır- laşmaktır. Birçokları, şişmanlayıb yağ boğlamayı ve rengin pembe liğini hoş görür, kuvvetlendik- lerini zannederler. Halbuki alda- nırlar. Bir az sabır, ona, bu ak danışlarını acı bir şekilde öğretir. Bunun İk tezahürü çabuk yo- # rulmaktır. Birkaç kat merdiven çıkmak, bir parça sik yürü mek nefesi darlaştırır. Vaküle çok tehammüllü olan mide bu | kabiliyetini okaybetmiye başlar. Hazimler batileşir ve mide yar maları duyulur. Bundan sonra karaciğerin müteessir olmıya baş | laması uzak değildir. İhtimal sık, sık tekrarlayan başağrılarına da karaciğer sebeb olur. Maamef.h derhal hükmetmeyiniz ve bekle- yiniz: Evvelce vücud zayıftı. O nis pelte de kalbin vazifesi bafifii, Şimdi vücud çok irileşti, Bütün bü yağ ve et yığınını yine aym kalb kanla sülay: caktır. Fakat çabuk yorulur ve birtakım deve ran $ikıntıları baş gösterir. Bur lar, ya doğrudan bizzat deveran- da hissolunur, oya böbreklerin vazifelerini yapamamıya başlama- Jarile tezahür eder veyahut ta karaciğer rahatsızlıkları baş gör terir. Şu halin manası “hayat sermayesi, nin azalınıya başladığı demektir. Bu, O başlangıç (o sikistilarını atlatmak nisbeten zor değildir. En başlıca ilâcı da perhizdir ve idareli yemek yemedir. Şöy'e ki: Derhal ekmek mikdarı, nişas- talı, yağlı yemekler azaltılmalıdır. Buna mukabil yemeği gayet iyl çiğnemek ve yemekdJe mümkün mertebe az su içmek şarttır. Akşamları, tercihen hafif bir yemek yemeli, Bunun neticesi, i birkaç ay içinde birkaç kilo | kaybetmektir ki bunu, duymadan | temin etmiş olursunuz. Maamalih yemeklerin : cins ve miktarını aza'tmakda kâfi de ğildir. Vücutta mevcut yağlarıda | eritmek lâzımdır. Butun ilâcı da yürümekdir. Behemeha! yürüyünüz. Ava çıkınız, tenis oynayınız. Gece yatmadan evvel on dakika jim mastik yapınız. Arkasından dık bir duş ve firiksiyon, bu suretle bem yağdan kurtulmuş, hem vü- cudunuzu adaleleştirmiş olursunuz. Bu arada tavsıye edilebilecek pek az ilâç vardır. Bazı tabiatı mülâyimleştirici şeyler, karaciğeri | kuvvetlendirecek ilâçlar ve yazın da kaplıca. Bence fazla kanlanmış ve yağlanmış insan işin zor olan şey, zayıflamaktan ziyade zayıf- lada zarörelini anlamaktır. Bu gibiler boğazlarına düşkün ok. dukları için başlangıçta aç kek dıklarından şikâyet ederler. Kuv» j vetten düştüklerine zahib. olur* lar. Fakat düşünmeleri lâzım dır ki hakikaten kuvcetli (olan adam şişman adam değildir. Ş: manlık, bir neyi vöcadca düşk! lüktür ve gene bir şişmarın S dığı nadir görü. müşlür, De Ta e ki Çok yaşam. için evvelâ şişmanlamama! zımmış. — * | | | | , | | l