Leh - Fransız Münasebetlerine Bir Bakış Lehistanla — Fransanın — arasında Mevcut olan İttifakım epey zamandan i mühim bir tecrübe geçirdiğini bu sütunlarda — birkaç — defa İşaret #ttim. Bu teerâbe hâlâ devam etmek- tedir. Fakat Lohislanın bir an evvel Yaziyetini tayim etmesi ve bu Ittifaka Surlıp — sarılmıyacağının anlaşılması mgeliyor. Bunu İisteyen Fransa hükümeti ve efkârı umumiyesi Olduğu kadar Leh efkârıumumiyesinin bir kısmı da ba meyildedir. Buna Mukabil bugünkü Leb hükümeti ve O#nun Hariciye Bakanı Bay Bek daha Ziyade Almanyaya temayül göster- Mektedirler. — Lehistanı — Fransadan — Uzaklaştıran sebebler muhteliftir. Bir defa Lehistan büyük bir devlet olduğu kanaatimdedir. Binaenaleyh — Fransayı — bağlayan Muahedelerin kendisini de bağlaması — İçin, bunlar hahkında peşinen fikri- hin soru'mamı ve muvafakatinin alın- Masını İistemektedir. Fransa, Lehls- lana bu hususta hak vermekle bera- ber Lehistanın şikâyetlerinin deva- Mina bakikren ameliyatta bu müta- İlaya iltifat etmemektedir. Bundan başka Lehliler, Lehistandaki Fransız Bermayesinin Sılışma şeklinden de şikâyetçidirler. Bu sermayenin, Lehistanda bir mevi Müstemlekeci vaziyeti —ile bareket #ttiği kanaatinde bulunuyorlar. Diğer | taraftan küçük itilâfın) mühim rükün- İerinden Çekos'ovakya ve Ramanya Na Lehistan arasında bazı geçimsizli — İer vardır. Bütün bunlar, — şimdiye kadar Lehistanı Fransadan uzaklaş- lırmıya yardım etmişlir. Arada mov- tud İttifaka rağımcu bu ittifaknameyi Unutur olmuş ardır. Şimdi - Fransanın bilmek istediği yudur: Lehistan — ne dereceye kadar bu ittifaka sadıktır? Eğer Lehistan bilâ kaydüşart Fran« Banın yanında mevki alır da Almanya Mle olan münasebatbımı ©o görüşe göre “tanzm ederse febiha, Eetmezse o vakit “Avrupa ah alamında bazı mühim faaliyetlere girişilecektir. Bu faaliyete lerin neler olabileceğini yakın bir 4ti bize gösterecektir. — Süreyya Bir Boğulma Felâketi Vigo, 28 (A.A.) — Bir balık Eemlıl bütün tayfası ve yükü ile — beraber İspanya açıklarında bat- Mıştır. , f Zannedersem de Peyimi almak bir zaruretl mantı- kıyedir... Bu, müdürün İşküzar- lığıl Kalem Ümurundan müdürü ümümi ne anlar? Müftü, anlatışa göre fetvayı verir... Size de dar- ginim, Beyhan ? Genç kız, bu sitemi anlama- Mazlıktan geliyordu : — Aman, neden ? — Beni de küçük mevkle dü- Şürdünüz... Hareketiniz, — daha doğrusu, tecavüzü mercl - sayılır. kzini, benim vasıtamla isliyecek- tiniz | | Beyhan, için için gülmekle beraber, hiç renk vermiyordu : — Vallahi bir tesadüf... Hat- tâ buna, ben de biraz mütehay- yırım. Kalem Amiri, merakla soru- yordu: — Neye mütehayyirsiniz? Gene daktilo, kırık kırık gü- lüyorduz — Henüz yeni bir memur ol- duğum için memuriyet usul ve kaidelerinde bir kusurum, hatam görülürse alfedilebilir, değil mi? Şevket Yabya biraz bozuk Muştu: Macaristan Ve Tuna Barışı Budaşte, 28 (A.A) — Macar ajane « bildiriyor: Dışarı işleri Bakanı Bay dö Kanya, Posti Naplo gazetesine beyanatta bulunarak, Cenevre müza- kerelerinin büyük bir diplomasi im- tıhanı olmuş, Macariştanın — prestijini korumuş ve uluslar kurumunun - oto- ritesini muhafaza eylemiş olduğunu söylemiştir. Bay Dö Kanya, sözüne devam edü- rek demiştir ki : “— Macaristan bükümeti, Macar memurlarının — muhtemel — hatalarını kusurlarını ortaya çıkarmak — için ge- niş bir tahkikata girmiştir. Ancak uluslar kurumunun almış olduğu ka- rarda —bu hatalardan ve kusur« lardan ancak bir ihtimal olarak bah« sedilmiştir. Macar hükümetinin evvelce yap- mış olduğu — araştırmalar, — tethişci teşkilâtı ve tethişcilerin leraatı hak. kında kendisine malümat verilmemiş olmasından dolayı müşkülâta tesadüf etmiştir. Macaristanın dışarı işleri siyasası dalma barış sever uzlaşmayı arar bir zihniyetten mülhem olmuştur. Maca- ristan her zaman doğrudan doğruya müzakerelerde bulunmaya hazır oldu- iunu ilân etmiştir, fakat bu müza« kerelerin hukuk beraberliği esasına dayanması şartile. Tuna havzasında barışın berkitilmesi birtakım devlet. ler grubu tarafından yapılan bir dik« tatörlük şekl'nde telâkki ve tasavvur edilemez. Roma misakına - bazı gert- lar altında - her devlet girebilir. Ro- ma protokollarınn — şümul dairesi genişlesin veya genişlemesin bu pro- tokalları itham etmiş olan fikirlerin terakkisine bağlı bir şeydir. ,, Amerikada Bir Fırtına Faciası Soğuğun Şiddetinden 23 Nevyork, 28 ( A. A.) — Son fnıılerde büküm sürmekte olan artınalı soğuk yüzünden 23 kişi ölmüştür. Büyük Okyanos kıyıla- rında gemllerin seyrüseferi felce uğramıştır. Müdhiş bir — fırtına şark havalisinde hasarlara sebe- biyet vermiştir. — Yok, estağfurullah.:. Kusur hata, demedim. Tecrübesizlik.. Onu, kabul ediyorüum. Mademki mezuniyet almak — İstiyordunuz, bana, söyliyemez mi idiniz? Genç kız, yanaklarını çukur- latan bir gülümseme ile başını çarpıtmıştı: — Asıl şaştığım bu ya... Ben, mezuniyet istemedim... Doktorlar, bir ay kadar hava tebdili tavsiye etmişlerdi. Babam, benim de haberim olmadan, hususi surette müracaat etmiş.... Şevket Yahya Üzerinden bir yük kalkmış gibi ferahlamış, eb- lerinl çırpıyordu: — Oh! Öyle ise pardon! Bu- nu, evvelden söyleseniz e... Buna, akan sular durur... Fakat bu me- selede, yine müdürün mübalâtsız- hği muhakkak... Böyle bir vaziyot karşısında, beni çagırıb fikrimi almalıydı... Nafiz Yusuf sordu: — Beyhan, yerinize kim ge- lecek? GİI'IE cevab verdi: — Vallahi bilmiyorüm, Şevket Yahya, yine meraklan- kız, masum — masum | İ |Silâh YarışınınHızlanaca- ğı Anlaşılıyor Demektir Japonya Vaşington Aîıdlaşmasını Bozduğunu Bugün Resmen Bildiriyor Vaşington, 28 (A. A.) — Ulustal ma- hafilde — bildirildi- gine göre, Japon sefiri — Saito, Jas ponyanın Vaşing- ton deniz andlaşe masını feahettiğine dair olan notssinı Cüumartesi | günü (bugün) Bay Hulle verecektir. — Tokyo, 28 ( A. A ) — Vaşinton muahedesinin fes. hini bildiren 1200 kelimelik beyanat, Pazar günü gazete- lerle neşredilecek- tir. Beyanat — Cu- martesi akşamı Japonyanın Lond- ra, Paris, Berlin, Ottava, Sidney ve Şanghay sefaretlerinde Matbuatın em- rine bazır bulundurulacaktır. Londra, 28 (A.A.) — Japon deniz heyeti Tokyodan talimat — almıştır. Talimat mucibince İngilterenin teklif. lerinin muhtelif cepheleri hakkında tahkikat yapılacak ve Londradaki ——— Japon donanmasından bir kruvazör noto İngiliz mütehassısları ile görüşe- cektir. Vaşington, 28 (A.A.) — Amerikada ve Avrupada Japonyanın Fevkalâde mümessili olan Bay Yoşida, tayyare ile Londraya dönmüştür. Japonyada Bir Rüşvet- Rezaleti P;_:ıtlak Verdi Tökyo; 88 (AŞ EĞIÇen Ti aBa? BiT ipek- içine karışmış r T TEPNR tahkikat bitmiştir. Eski büyük me- murlardan on yedi kişi rüşvet almak, wazifelerinl — yapmamak, — andlarına sadık kalmamak gibi suçların müc- rimleri olarak mahkemeye verilecek- lerdir. Gazeteler, bu işten uzun uza- dıya bahsetmtekedirler. Suç'ular ara- sında, eski ökonomi bakamı bay Nakejima ceki demiryolları bakanı — Yerinize muvakkaten ge- lecek olan memureye evrakı tes- lim eder, öyle gidersiniz, değil mi? — Emredersiniz. Şeyket Yahyanın müştü: ğ — Canım, insan alıştığı arka- idaşlardan, — velev — muyakkaten olsun, ayrılmak İstemiyor.. Beyhan, kalem — emirinin bu müstesna İltifatına cevab vermedi, gülümsedi.. Ertesi gün, Beyhan, telefonda çalışan — Hilkatin, kendi yerine muvakkaten getirileceğini duyunca kalbi duracak gibi oldu. Hilkat, evvelce muhasebede daktilo iken “telefon — santralına geçmişti. Beyhanın yerine getiril- mesini, kim akıl etmişti? Hilkat, sırf dedikodu hastalığından, tele- fon santralını tercih etmişti. Üze- rine vazife olan olmıyan her şeyi dinlemek duymak hirsimi orası tatmin edebiliyordu. Hilkat, muvakkat dahi olsa, binbir mazeret bulur, santraldan ayrılmazdı, fakat müdürü umumi- nin kalemlerden bir daktilo isie- diğini duyar duymaz, koşmuş ve bu muvakkat vazifeyi hemen ka- bul etmişti. yüzü gük Hükatin — le; inde kaynayan mefsedet zehirlerini bi- liyordu. Fakat bir kere iş işten geçmiş, ok yaydan çıkmıştı. Beyhan, muameleii evrakı, bazı &| muz ayında Salto . kabinesininin iati> Kişi Can Verdi — || bay Kuroda, Furmuz bankâsı eski müdürü bay Şimada ve sun'l ipek Şirketi eski müdürü bay Takagı bulunmaktadır. On Bin Mark Berlin, 28 (A.A.) — Noel yortuları esnasında yağan kar, Berlin şehrine on bin marka mal olmuştur. Bu paranın kısmı azamı münzam Ücret verilmiştir. dosyaları, gözleri kıvılcım kıvılcım yanan Hilkate teslim etti ve arka- daşlarına veda ederken sesi tit- riyordu : — Hilkat, benden eski me- murdur, benim yokluğumu belli etmez. Hattâ korkuyorum, onun, çıkardığı temiz işlere alışacaksı- nız, sonra beni beğenmiyeceksiniz! Hilkat te, ayakta, binbir mana dolu göz kırpışlarlar gülümsü- yodus: —| — Aman, bu ne kadar malr viyetl.. Beylerin gözünde beni büyültüyorsun; maksadin, beni mahcub etmek... Şevket Yahya, ciddi ve resmi bir eda ile Beyhanm elini sıkı- yordu: — Güle güle gidin, güle güle Pertev Nojad, için için kendini yiyip bitiriyordu : — Küçük bir seyahate mi çıkıyorsun, Beyhan ? Beyhan boyütunu çarpıttı ; — Belki ! Bu cevap, Pertev Nejadın me- rakını söndürmemişti ! — Meselâ nereye? — Daha bir karar vermedim! Pertev Nejad, zehir dolu bir kahkaha attı: — Demek, birsemti meçhu'e... Bilkat, ondan daha zehirli bir kahkaha ile tamamladı: — Fi 'arl Beyhan, şirketteki öbür arka- Japon baş mürahhası Amiral Yama- olarak — işsizlere f | olmuyorsunuz. | sizin Okuyucularıma Cevablarım Fatih, Saraçhane başında bayan Müeyyede: Bugün beraber yaşadığınız zat ile ilk birleştiğiniz. zaman, bu nikâh meselesi hakkında onu sağlam bir esasa bağlamalı idiniz. Maamafih, yine birşey kaybetmiş veyi — kızlarınız, kanuni haklarınıza — mani olamazlar. Eğer beraber yaşadı- ğimız zat ile nikâhlanmanıza kanunen başka bir sebeb ve mani yoksa, derhal nikâhlanabilirsiniz. dC:ııhnılyıumlıln kanunları sarih- * Boluda ( Nuran ) imzal — moktub sahibine: Oğlum. Aşk — denilen şey, ateşten gömlek, demirden lable- bidir. Ne kolay, giyilir; ne kolay çiğnenir. Anlaşılıyor ki sevgiliniz biraz sinirlerinden muztaribdir.. Hakikt sevenler, bir zaman sevdiklerine bugün böyle, yarın şöyle muamele etmezler. Onun için, dikkat et oğlum. Eğer bu sevdiğ'nle ebediycn beraber yaşı- yacaksan, sıkı bir imtihandan geçir. Meselâ, bir müddet ona soğuk bulun, ağır dur. Veyahud, mühitinden uzaklaş. Eğer hal ve - tavrını tebdil ederse, o zaman kendisine bu kararsızlıklarını tas- hih ettirir. Bu suretle ıslah ede- bilirsen, ne âlâ. Edemezsen bu sevdadan — vazgeç. Çückü bu tarzda İnsanlarla dürüst hayat geçirilmez. TEYZE » Sarda Şimdi De Almanyayı İste- miyenler Harekete Geçtiler Sarrebruk, 28 (ALA.) — AL manyadan ayrılmak taraftarı olan mahafil, Noel mütarekesini boza- rak, görünüşte tamamen Sar ga- zetelerinin ve bilhassa katolik- lerin Landeszeytung gazetesi şek- linde bir takım gazeteler çıkar- mışlardır. Bu gazetelerde Alman aleyhtarı, iftirak taraftarı bir ta- kım makaleler yardır. daşlarını görmeden, birile veda- laşmadan sokağa fırlamıştı. Eğer, birisi, hiç tanımadığı, bilmediği biri, gelse omuzuna dokunsa; tatlı bir sesle: — Vah, yavrum! Dese, Beyhan, kendini tuta- mıyacak, hıçkıra hıçkıra ağlaya- caktı. a ğ “Beyhan,, dan “Türkân,, at Zarfın üzerindeki yazımı tan- yınca şaşırmışsındır, muhakkak... Amma, kaşların da çatılmıştır. Evet, inkâr etme, beu, senin kaş çatmalarını bilirim! Bana, gücen- din, değil mi? Şirketten, © gün, — kaçtım... Kimseyi görmeden, kimseye gö- zükmeden kaçtım! Ah, o Hilkat! O, ne korkunç kız, yarabbi! On- dan, o günkü kadar hiç korkma- mıştım. Pertev Nejadla tam biri- birlerini, denklerini buldular, Öyle güzel anlaşacaklardır ki... Pertev Nejad, nereye gittiği- mi, gideceğimi morak ediyordu. nihayet dayanamadı, sordu. — Bir küçük seyahata mı? Ben de: — Belkil dedim. İsrar etti: — Nereye? Yıdan aslığı gibi bir kahkaha , kopardı : — Demek bir semtimeçhule.. ( Arkası aar )