29 Aralık 1934 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

LA — Z a T Bmi alk, Ku - y t D ) - . A " A Büylük Tarih!l Roman dri: ÂA. R. Not 126 29- 12 - 934 Duyulan Korku!.. Masa Üzerine Eğilen Baba Karlo, Mum JİIşığı Altında Bir Mektub Yazmakla Meşguldü.. ——— Gölün sağ tarafı, genişce bir kavis çevirdiği için şatoya bir saatten evvel varamadı. Binanın ahırlar tarafındaki ormaalığa vasıl olduğu zaman durdu; geniş bir nefes aldı. Şatoya baktı. Her taraf, simsiyahtı. O zaman, derin derin içini çekti. Kalbinin içinden derin bir noktanın sızladığını hissetti. — Korkuyorum ki, vaktinde yetişemedim. Dedi. Hançerini çıkararak eline aldı. Etrafına dinleye dinleye şatoya yaklaşmıya başladı. Yeniden bir hücuma uğramaktan korkuyor, Şövalyenin ne olduğunu Ööğren- meden evvel ölmek istemiyordu. Fakat bütün bu korkuları beyhüde idi. Çünkü, cırcır bö- ceklerile kurbağaların seslerinden başka, hiçbir ses ve seda İşiti- memekte idi. Ağaçları, binaları siper ala ala köşke vasıl oldu. En alt katta, mutbağın yanındaki odada, hafif bir ışık yanıyordu. Duvarın acibinden bir yılan gibi süzülerek — pencereye — sokuldu. Odanın ortasındaki büyük bir masanın —Üzerine eğilmiş olan Baba Karlo, küçük bir mumun ışığında, dura dura, düşlüne dü- şüne bir mektub yazıyordu. Antaveanın bir anda dişleri gı- gırdadı. İradesine hâkim olamıyarak pencerenin demir parmaklıklarına sarılacaktı. — Fakat çarçabuk kendini topladı. Sessizce köşkün etrafını dolaştı. Sonra: — Hiç kimse kalmamış.. hepsi gitmiş.. ya o araba.. o da ortada yok... Ba muammayı ancak bu mel'un ihtiyar amma, her taraf kapalı. Ortalığı velveleye vermeden içeri nasıl girmeli?... Deye mırıldandı. O ânda, zihninde bir şimşek çaktı. Hemen — matfak kapısının önüne sokularak, kenara saklan- dı. Hançerinin kabzasile kapıya sert sert vurmıya başladı. İçeri- den Baba Karlonun sesi geldi: — Kapıya vuran kimdir?... Azemetli bir ses cevab verdi: — EBen., Rahib dö - Löyülâ... Size şu mektubu vermeyi unut- muştum, Baba Karlo. Antuvan, bu sesi taklid et- mekte okadar muvaffak olmuşdu ki, derhal içeriden bir kapı gıcır- tısı işitâ di Ayak sesleri kapıya geldi. Baba Karlo, söylene söyle- ne kapının sürgüsünli çekti. Yer- lere kadar eğildi: — Ah monsinyör.. Affınızı ls- tirham ederim. İhtiyar buyurdu- ğunuz zahmet..... Derken, sözleri boğazında tı- kandı kaldı. Çünkü Antuvan; bir anda kapıya dayandı. Aç bir kurt gibi bu ihtiyar tilkinin Üstüne sıçıradı. Her şeyden evvel sımsıkı ağzını kapadı. Ayağile kapıyı ite- rek tekrar arkasından sürmeledi. Başına vurduğu İki yumrukla Baba Karloyu sersemletti. Onun oda- sına girerek etrafına gör gezdirdi. Perdelerden birinde sallanan kalın kaytanlardan birini çekti. Tekrar koridora geldi. Karloyu sımsıkı bağladı. El.ime mumu aldı. Şövalye- nin odasına fırladı. O zamân kork- tuğu acı hakikatle karşılaştı. Şövalyenin odası, bomboştu. l halleder... Eder | Ortadaki masanın üstünde karma- karışık olan yemek — tepsisi duru- yordu. Antuvan, hem etrafı araş- tırıyor, hem da: - — Çok şükür ki her şey şö- valyenin henüiz sağ olduğuna de- lâlet ediyor. Hiçbir tarafta kan izi.. Boğuşma gibi şeyler yok. Şu halde şövalyemi başka bir yere götürmüş olacaklar. Diye söyleniyordu. Şatonun bomboş olduğuna emin olduğu için artık serbestçe | hareket ediyordu. Tekrar mutfak tarafına geldi. Yerde yatan Baba Karlo, hafif hafif inliyordu. Bu hilekâr ihtiyarı ensesinden kav- radı. Sürükliye sürükliye odasına getirerek masanın Üstüne yatırdı. Hançeri gırtlağına dayadı : — Söyle kârata.. Şövalye nerede 7... Diye humurdandı. Karlonun boğazından bir hırıltı işitildi : — Bilmiyorum. — Biliyorsun mel'un... — Bilsem de söylemem. — Gebertirim seni, — Sen bilirşin. ÂAntuvan, öfkesinden çıldırma derecasine gelmişti. Baba Karloyu öldürüvermek onun için işten bile değildi. Fakat o zaman Şövalye- nin İzini büsbütün kaybedecekti. Halbuki onun makaadı, Şövalyenin nereye götürüldüğünü öğrenmekti. Vakit geçiyordu. Bu inadcı ihti- yarı bir an evvel söyletmek icab ediyordu: — Seni, şeytan boynuzu kıya- fetli herif seni.. Söylemezsin, ha... Dur bak.. Şimdi ben seni nasıl söyletiyorum. Diye bağırdı.. Elindeki hançe- rin ucunu, baba Karlonun kilotu- nun uçkurluğuna dayadı. Aşağı doğru çekerek, kısa pantolonunu bir anda parçaladı. Şöminenin duvarında asılı duran ucu eğri bir demiri aldı. Ihtiyarın en nazik azalarına taktı. Yavaş yavaş bur- maya başladı. Baba Karlo, evvela can acısile bağırdı. Antuvan, onun feryadını müstehzi bir sesle karşıladı: — Dur bakalım.. Ameliyata daha yeni başladık.. Nasıl?.. söylemez misin?.. — Öldür.. Gebert.. miyeceğim. Söyle- ( Arkası var ) Amerikanın Ticareti Vaşington, 28 (A.A.) — 1934 ikinci teşrinde| Amerikanın ihracatı 194,901.000 dolardır ve 1933 ikinci teşrinden 10.645.000 dolar fazladır. İthalât 22.378.000 — fazlasile 150.919.000 dolardır. 1934 senesinin ilk onbir ayı ihracatı geçen senenin 1.482.355.000 dolarına karşı 1.962.731.000 idha- lât ise geçen senenin 1.316.041,000 aolarına — karşı — 1.522.807.000 dolardır. Nosl Eğlenceleri Berlin, 28 (A. A.) — Berlinin etrafında ve civarında işleyen şimendiferler iki günlük Noel yortuları esnasında iki milyon 135 bin kişi taşımışlardır. Geçen yıl iki milyon 50 bin kişi nakletmiş- lerdi. . Neye Yarar?.. — Ah, üç senedir biribirimizi göremedik. Ben sizi tamdım, siz de beni tanıdınız mı? — Elbette tanıdım. Üç sene evvelki şapkanızdan... Birinel kânun 29 Kadınlarda Moda | Borsada Dünya İklııalr Haberleri I ı Bulgaristanın Tütün Satışı Bu Yıl ÂAz Bulgar istatistikleri bu yılın : — P ilk altı ayı içinde fft?”ş:;; dışarıya z:ıtt:;klan e tütünleri ton ola- birdir rak — göstermek tedir. Bu İstatistiklere — göre bu yıl —Bulgaristanın dışarıya yolladığı yaprak tütün, İlk altı ay İçinde (9517 ) tondur. (1933) yılında bu ülkenin ( 15,243 ) ton ton bu yıl eksik mal satılmıştır. Bu azalış ise bütün satışını üçte birine vardığı İçin göze çarp- maktadır. Bulgar gazeteleri, bu azalışın dünya ökonomik sıkıntısı kadar dış pazarlarda rakib ülke malla- rının Bulgar tütünlerinin yerini almakta —olmasından — meydana geldiğini ileri sürüyorlar. * Romanyada büyük bankaların mümess lleri milli banka tarafından dikkate değer bir toplantıya çağırılmıştır. Bu top- lantının Romanyada kredi işlerini düzeltmek iİçin vapıldığı söyleni- yor. Milli banka, Romanyada ökonomik düzenin yer bulması için her şeyden evvel kredinin ucuzlamasını İstemektedir. Bunun için ilk olarak toplantıda görü- şülecek işler şunlardır : 1 — Bankaya para koyanlara verilebilecek en fazla faiz yüzdesi, 2 — Bankalar Borç alanlar- dan İsteyebilecekleri en fazla faiz yüzdesi, 3 — Kullanılan iskonto yüz- desinin ne kadara kadar İndiri- lebileceği. : Romanya milli bankası İskonto yüzdesinin altıdan beşe indiril- mesini isteyenlerdendir. Bununla birlikte toplantının alacağı kararı beklemektedir. * Mısırın bu yıl dışarıya sattığı pamuk geçen yıl- dan çoktur. Ey- lülden Eylüle ya- pılan — yıllık — istatis'iklere göre (1933-34) mevsiminde dış pazar- lara gönderilen pamuk (8.960) bin kantardır.. Geçen yıl bu miktar yalnız (6,359,000) kantar- idi. Mısırın pamuk alıcılarının ba- şında İngiltere geliyor. Her yıl birkaç milyon kantara — varan alışları ile İngilizler Mısırın dışa- rıya sattığı pamuklarının üçte birinin alıcısı bulunuyorlar. Sonra sırasile Almanya ve Fransa ve dördüncü olarak da farklı alış- larla Italya ile Japonya gelmek- tedir. Romangyada kredi düzeni Mısırın pa- | muk alıcıları tütün sattığı düşünülürse (5,725) * Hafta İçinde Neler Duyduk ? Bir aydanberi piyasada kendini gös- teren gevşeklik geçen hafta adama- kıllı hissedilmiştir. Dışarıdan hiç bir istek! yoklu. Bu durumda iç- deki alıcılar da nazlı ve çekingen davrandılar. Yeni yıl azadları yüzünden dışarı pazarlarda meydana gelen durgunlu- gun bu vaziyet tabil bir karşılığıdır. Afyon — Uyuşturcu madde- ler inhisar idaresi müdürü ve Türk heyeti Belgraddan döndü. Ora- daki konuşmalardan memnun kal- dıklarını söylediler. Fakat inhisar henüz piyasadan mal almamıştır. Bütün gözler bunların dönmesini mal almıya başlamak için bek- lerken işin böyle olması genel bir üzüntü doğurdu. Kendi kendini avutan bazı kimselerin çıkardığı duyumlara göre Belgrad konuşmalarının ne- ticeleri Ankaraya bildirildikten sonra alışlar başlıyacaktır. İyi gören kimseler ise böyle bir alışı yersiz buluyorlar. Serbest piyasada hafta içinde bir depozitçi Afyon soruşturmuş ise de bir alışta bulunmamıştır. Tiftik ve Yapak — 1İlk satırlarda yazdığımız gibli bu iki malın piyasası hafta içinde çok durgun geçti. Ne soran, ne arayan oldu. Dışarıdan da bir istek çıkmadı. Yılbaşı yortularının bu piyasaya da dokunuşu nor- maldir. Fakat bu —piyasalarda durgunluğun — sebebini Türkofis Berlin şubesinin yazdığına göre başka yerde aramak lâzımgel- mektedir. Alman fabrikatörler yapağı ve tiftik fiatlarımızı — yük- sek bulmağa başlamışlar ve alış- larını ondan durdurmuşlardır. Alman alışları - piyasamızda tiftik ve yapağı fiatlarını ve pi- yasalarını kuvvetlendirmiştir. Bu doğrudur. Fakat büu arada çok mal satılmış — bulunması ve yeni kırkıma daha dört beş aylık bir zaman varken tiftik İstokünun nihayet 14-15 bin ve yabağı istokunun da 10 bin balye olarak oranlannası bu yüksek fiatı ve sağlamlığı hak etmiştir. Bununla beraber AL- manyadan kapanış fiatlarına ba- karak daha kırık fiatla gelecek isteklerin de karşılık bulabileceği umulmaktadır. Plyasa ğgevşek ve durgundur. Av Derisi — Sovyet Rusya piyasada — görülmemektedir. İki ay kadar evvel bu memleketin tiftik ve yapağı yerine bizden av derisi alacağı söyleniyordu. Daha henüz piyasaya çok mal gelmedi iİse de böyle bir istek görülmemektedir. Sovyetleri iyi tanıyan birinden — duyduğumuza göre Sovyetlerin av derisi alacağı yolunda çıkarılan haberler mal- ları İstanbula toplayıp flatları kirmek için çevrilen bir fırıldak- tır.| Dikkatle — dinlenmemesi lâ- zımgelir. Mevsim daha İlerlememiştir. Av derisi piyasası henüz adam- akıllı açılmamıştır. | Buğday — buğday piyasasın- daki gidiş geçen haftanın eşidir. Hattâ biraz daha İyileşmiştir. Perşembe günü ekstra beyazların kilosu 4.75-5; yirmi çavdarlılar 4,50; kırk çavdarlı beyazlar da ört kuruş beş para aralarında idi. Arpa — Çok az gelmektedir. Bununla beraber fiatlerde bir hareket görünmüyor. Yalnız flat- yor. Döğme Anadolu mallari kilosu 3,621/2 ile 3,75 kuruş arasındadır. Bu hafta da dışarıya satılamamıştır. Fındık — fındık piyasası haf- “ta içinde sağlam faket durgun gitmiş. Söylemiye değer büyük- lükte bir İş olmamıştır. Genel du- rüm geçen yedi günün eşidir. CÇ — Toplantı, Davetler — ) Talebe Birliğinde Dün De Münakaşalı Bir Toplantı Oldu Milti Türk Talebe Birliğinin yıllık kongre görüşmelerine dün de Halkevinde devam edildi. Evvelâ idare ve teftiş heyetleri raporları okunarak kabul. edildi, Bu arada söz alanlardan bazıları, tarafından Talebebirliğinin inkı- lâb kurbanı Kubilây ihtifaline niçin iİştirak etmediği soruldu, bu mevzuda çok hararetli mü- nakaşalar yapıldı. Idare heyeti namına buna cevab verilerek, Talebe Birliğinin Kubilây abidesi ihtifaline çağırıl- madığı - bildirildi. Sonra azadan birisi, Çanakka- lede dikilecek Mehmedcik abi- desi için iane toplanma kararı verildiği halde buna henüz niçin teşebbüs edilmediğini sordu, bu da ateşli münakaşalara yol açtı. Bu hususta vilâyet — tarafından yapılan tahkikatın henüz bitiril- memiş olduğu cevabı verildi. Bun- dan sonra, millt fikirleri neşir için ufak broşürler çıkarılması ilerl sürüldü ve toplantıya son verildi. Gelecek hafta yeni idare heyeti seçilecektir. Bir Haydud Hapishaneden Kaçmıştı, Bir Dağda Tenkil Edildi Amasya, 28 (A.A.) — Çorum habisanesinden kaçan eşkiyadan Çöllü adındaki katil, Alan dağın- da bir jandarma — müfrezemiz tarafından öldürülmüştür. Para İılerî, Paris, 27 (A.A.) — Uluslar arası para durumunu tedkik eden Pöti Parizlen yazıyor: “TIngiliz lirası ile dolar bir düşme yarışına girişmişlerdir. Bu düşmenin durması mukadderdir. Zira aksi takd'irde yarış bir ölüm yarışı halini alacaktır.,, Denizyolları İŞLETMESİ Acenteleri : Karaköy Küprüsaşı Tel, 42961 — Sirkeel Mühürdarande Han Tel, 22740 Ayvalık Yolu MERSİN vapuru 29 Birinci Kânun CUMARTESİ günü saat 18 de İzmir'e kadar. “8769,, Karadeniz Yolu KONYA vapuru 29 Birin- ci Kânun CUMARTESİ gü- nü saat 18 de Hopa'ya ka- dar. “8770,,

Bu sayıdan diğer sayfalar: