TOMBUL MİRASYEDİ No. 106 Yazan * Tahsine Bir Buna Allah vergisi derler. Her | kula nasip ve müyesser değildir! Perver Hanım yine çömeli- verdi: — Dinlesenize ne diyor?.. Ali- mallah pek — betime dokundu, yüreğim — çahrem şahrem — ol- | du... — Ayol duymıyormısınız, baksanıza içeridekinin söylendi- ğgine, Artık bu — cihandan usandım, bıktım, tarümar oldum, diyor. Üçü de, renkleri uçmuş, her tarafları bırakmış, hatta gözleri yaşarmış bir halde ldiler, Fısml- daşıyorlardı: — Ah dünya ahl!.. vah Tah-« sinciğim vahl.. Senin ayağının pabucu olmayacak, kapına uşak girecek herifler, paşa rütbelerine, sıra sıra nişanlara, bol bol maaş- | lara kensunlar. Ceblerinde şakır | şakır liralar mecidiyeler, araba- | larda gazsinler, zevklerinde sürt- sünler, sen biçare topal bir terzi parçasının yüzünden ıslık farele- rine dön, koca Istanbulun sokak-« larına sapamayıp — yolunu - şaşır; bir buçuk Hira için dünyayı ken- dine zından ette ah ve figandan böyl> inim İnim inle, Artık sabra takatı tükenen taze dul, paldır küldür kendini oda- sına attı. Konaolun Ust çekmesini çekip torbaya elini daldırdı; avuç- ladı. Otuz mu kırk mi, saymadan, sarı Hraları ibrişim torbaya koyup yine çehresi apal, — ellerini uğuş- turarak, Bolsesin yanına girdi. Torbayı Beyin önündeki seh- panın Üstüne bırakıb, bir kenara büzülüverdi. Utancından ağzını açamamış, ne topal terziden, ne de Mirden, Pirden bahsedememişti. Kapı aralığındakilerde ne he- yecan, ne öfke — Gördün mü becerikâiz, sünepe kadının yediği naneyi Mahmure?.. Kardeş otuz beşini geçiyorum. Bu kadar kibarlar, kişi zadelerle tanıştım; böylesine rastlamadım... Leyendin mi şu bBudala karının, şu mank çıtağın yaptığını? Bu karı kadar alık yoktur dediğim vakıt haksız mı imişim ? — Üyvendireden de anlamıyor. Saatlerce söyledik, tenbih ettik, yine hepsini unut, Kakavan Çer- kes halayıklar bile bu kadar dan- galak değildir.... Sen adamın yanıma gir, torba dolusu İirayı bırak ta dudağımı kıpırdatmadan bir kenarda divan dur... Burada mecelleşmemiz, didişmemiz sanki neye yaradı? Sofadan, öhö öhöler, pist pist- ler alıb yürüyor, genç kadın birini daymayordu. Perver — artık çağırdı: dayanamadı, — Gözüm, bir lâhra teşrif et! | ——— Zaten bönce olan, çapraşık bir vaziyete girince şaşırıp büs- bütün alıklaşan Melek Hanıma, bir etmediklerini bırakmıyorlardı: — Ayol içeride hap yutmuş Sermet Muhtar Alus < Ve SON POSTA - 18124934 Altın Çıkını Verilmişti.. gibi ne duruyorsun — gözümün elifi ?.. Adama elbisenin, parde- | sünün lâfını açsana; Mir'in midir, Pir'in midir — dükkânını * tarif etsene.. Hoş nerede olduğunu o bizlerden âlâ bilir a. Bu kadar vekil vükelâ ile düşüp kalkmış zat.. Küçük Allı Yine Bohçasını Koltuğunun Altına Sıkıştırıyor Tombul — Mirasyedi, — Küçük Allıyı Horhordaki eve kapatalı iki buçuk ay kadar olmuştu. Allı Hanım bu kapanık yaşa- yıştan son derece bezmişti. O kadar sıkılmada, bunalmada idi ki suratından düşen bin parça. Artık hergün, her saat, şa- kaktan tutan yarım baş ağrısını, soğuk algınlığı kırıklığını, mide bozukluğu — çarpıntısını bahane edip kendini pencere önüne atı- yor, başını cama dayayıp — saat- lerce sokağa bakıyor, hastayım, rahatsızım diyerek ağız açmıyor, düşünüyor, düşünüyor oğlu dü- şünüyordu, Çamsakızı Vehbi : — Yine ne var ciğer köşem, raftan sünger ml düştü, yoksa Karadenizde bir gemi daha mı battı?.. Hasbi geç elmasım, batan gemi işe emret, yerine bir kalyon alalım, tek yüzüm gülsün!.. Diye sırnaşa sırnaşa ensesine damlar: ken, Allı öteki pencereye gidiyor, Tombul orayada yaklaşınca Baskı hamma sesleniyordu: — Hanımteyze, zahmet amma helâdaki ibriğe blraz su kormusun? Kovayı kaldırmak değil, parma- ğımı kımıldatacak mecalim yokl.. Kendini, karanlık, dapdaracık abdesthaneye alıyor, yarım saato yakın orada kalıb düşünüyordu. Ah, bu evden, bu hayattan bir kurtulsa... Vehbi, yine kapının önünden ayrılmayordu: — Allıcığım, çok mu rahatsız- sın?.. Aşağıdan mı, yukarıdan mı? miden fazla kaynayorsa ağzına parmak sal, kurtul yahul., Zorun karnımdansa bizim kocakarı (yani annesi) sürgünlük için bir takım kuru yapraklar haşlayıb içer, o anda gözünü açar. Bi Aşağıya var kuvvetilö bağın- yordu ; KA L LA İytonbu Belediyesi Tepebaşı Şahir slîir'n;;gt"w âıııroıundı | Bu akşam 20 de MNN O zbama e uı.m 56 perde " Yazan: Mınr MN Mühaln Eski Fransız tiyatrosunda Bu akşam #snat 20 de DELİ DOLU Öperet 3 perde Yazanı Ekrem Reşit Yeniden açılan BÜYÜK EMPERYAL OTELİ Beyoğlu, İngiliz sefareti yanında 6 - 8 No. Temiz ve Haliç'e bakan odalar - Süslü salonlar - Banyo daireleri - Toshinat - Mutedil fiyatlar. (5028) Tasarruf Haftasının llk Günü Ulusal tutum ve ökonomi haf tası dün başladı. Ulus Kurultayı Başkanı General Özalp saat 16 da radyoda söylediği söylevle haftayı açtı. Şehrimiz Halkevindede saat 16 da bir toplantı yapılmış; Ulus Kurultayı Başkanının bu nutku dinlenmiştir. General Kâzım Öz- alpın söylemevi bittikten sonra Halkevi Başkanı Bay Ali Rixa bir. söylev #söylemiştir. Aynı zamanda dünden itibaren ilkmekteblerde yazı müsabaka- larına başlanmış, talebelere tutüum ve yerli malı etrafında yazılar hazırlamaları bildirilmiştir. Vitrin müsabakasına İştirak eden (30) müessese de vitrinlerini hazırla- mışlardır. Bu vitrinler hafta içeri- sinde, jurl heyeti tarafından göz- den geçirilecek, birinci ve Ikin- eller seçilecektir. Ulusal tutum kurumunun — hazırladığı - vecizeli kartlar her tarafa asılmış, bez levhalardan — bir kısmı da dün caddelere gerilmiştir. Hafta iİçerisinde tutum kum- baraları alanlar arasında kur'a çekilerek kazananlara hediyeler verileceği için, dün bir çok kim- seler bankalara müracaat ederek yeni kumbara almışlardır. Bir çokları da kumbaralarını boşalt- mağa bçelamışlardır. Ulusal tutum kurumu, Cuma günü yapılacak büyük propagandalar İçin hazır- lığa geçmiştir. Ankara, 13 (Hususi) — Yerli mallar ve tutum — haftası dün Halkevinde Ulus Kurultayı Baş- kanı General Özalpın çok özlü bir söylevile — ve ulusal coş- kunlukla — açıldı. Gece — de radyoda yine ulus kurultayı baş- kanı ve ulusal ökomoni va tutum kurumu Başkanı — Kâzım Özalp bir söylev söyledi. Kâzım Öulp, ilk sözlerinde yüce önde- rimiz Atatürke derin saygılarını bildirdikten sonra, beşinci tutum yedi gününü kutluladı, — içinde bulunduğumuz yılda ulüsal öko- nomi bakımından yurdda yapılan geniş ve zengin işleri sözgelişi etti, birçok yeni ve büyük fabri- kalar kurulduğunu, daha da ku- rulacağını anlattı, sonra dedi ki: «— Yurddaşlarım, görüyorsu- nuz ki, Türk ulusu — durmadaa çalışıyor. Türk ulusunun sanayi- leşme İşini, kurtulüş — savaşının (Çbir yeni yönü olarak ele alması günün modasına uymak İçin de- gildir, sanayileşme, soysal, siyasal bir gerginliğin ortaya attığı bir gerçekliktir, Sanayileşme — erkin uluzun ta kendisi olduğu içindir ki, Türk ulusu onu benimsemiştir. Bir. Ülkenin — sanayileşmemesi Şehzadebaşı H i L A L S i N E Sinemamızın ikinci fedakârlık haftası : Bu hafta yine iki büyük film gösterilecektir. JOHN BARRYMORE - LİONEL BARRYMORE ve ETHEL BARRYMORE gibi üç büyük san'atkâr kardeşler tarafından temsil edilmiş Fransızca sözlü dünyaca tanınmış -RASPUTİN - ÇARiİÇE JAMES CAGNEY tarafından temsil edilmiş Fransızca sözlü büyük zabıta ve heyecan filmi. '-(KADIN AVCISI Bu alşam T ÜRE fevkalâde heyecanlı ve eğlenceli Fransızca sözlü bir film : HER SEY KAZANANIN Oymyanlar: Serbest ve çevik oyunu ile herkese kendini sevdiren JAMES CAGNEY Saf ve masum güzel MARİON NiİXON Cazibedar ve derin bakışlı VIRGİNA BRUCE Emsalsiz bir temsil - müstesna bir vaz'ı sahne. İlâveten: ECLAIR JOURNAL (En yeni dünya, haberleri) Birinci kâunn 13 MASINDA Bugünden itibaren Fiyatlar artlırılmamıştır. Pa sinemasında A Y sinemasında ÇELLİNİN MACERALARI Ünited Artist'in mühim ve alüka bahş Franmzoa bir şaheseri. Oynayanlar : Ikl büyük artist CONSTANCE BENNET ve FREDERİIC MARCH FOX JURNAL'da ( Hususi film olarak ) Prenses Marina ile Dük dö Kent'in izdivaç merasimi bütün teferruatile. Bu akşam SAR Sinemanın en güzel ve en sevimli çift artisti GUSTAV FROEHLICH - CAMİLLA HORN Bu hala SUMER Sinemasında HAYATTA BiR DEFA nefis ve neşeli komedi müzikalinde görünmektedirler. FOX JURNAL de: ( Hususi film olarak ) Prenses Marina ile Dük de Kent'in izdivaç merasimi bütün teferrnatile vosaire... v. a. ç—amım B hafta ŞIK Sinemada Tamamen rtenkli ve Fransızca sözlü MUMYALAR MÜZESİ muaxsam hdl: :'m:lj'i ;:v.nıuy.uı Son günlerinden istifade ediniz, Inanılmaz.. Fakat doğrudur !! Pek dun fiyatlarına rağmen ASRİ SİNEMA iki büyük film birden göstermeğe devam ediyor : ğ Bu akşamdan itibaren | CLARK GABLE ve CAROL LOMBARD Ş KADIN ve KUMAR Fransızca sözlü filminde ve JAK HOLT ve BORIS KARLOF MASKE ARKASINDA Esrarengiz macera filminde Bu akşam: BÜYÜK TOMBOLA salt ham madde ve salt toprak ürünleri yurdu olması ne korkunç birşey olduğunu son 100 — yıllık tarihimiz bize apaçık gösterir. Osmanlı Imperatorluğunun par- çalanmasının son 100 yıllık gün- leri yalnız siyasal bir batışı değil, günden güne sanayi gücünü biti- rven bir yurdun acıklı görünlüşü- “Atatürkün yüksek özeliği ile ba- , şarılmakta olduğunu düşünerek dür de, ,, ona karşı minnet borcumuzu her Kâzım Özalp aydışmı şöyle | yerde anmalıyız. ğ bitirdi: Gelecek yıl bu” yıldan daba “ — Bayanlar, baylar, Bütün bu Içl:ylî_ıı_lîiumu ilerde olacağımıza İnanarak - söz- lerimi bitiriyorum. ,, Yöninlere sahip #öNAk — talihe komanda etmek ve insanın kendi gemisini istediği hedefe yürlütetme şmektir. Sağlam sinirler müthiş hayat mucadelesinde muvaffakiyetin en iyf teminatıdır. Biraenaleyih sinirlerimiz Bromural -Knoll- Ne kuvvetlendiriniz. bunun müsekkin ve mukavvi tesiri her iste eörülür. Hiç bir zararı vöktür ve alışıklık vermez. V0 ve 20 köziprümeyi ha Yörde eczarelirde retete ile & KnolLA-G., kimyevi maddeler fabrikaları, Ludwigshafen #Rhin