21 Kasım 1934 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4

21 Kasım 1934 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

T ekirdağına Yeni Iskele Yapılacak.. Tekirdağ ( Husust ) — 268 metre uzunluğunda bulunan Tekir- dağ ihracat iskelesinin tamiri kararlaştırılmış, keşifnamesi yapıl: mıştır. Yakında tamirata başlana- caktır. ÂAynı zamanda mevcut iskelenin ihtiyacı karşılayamadığı ve bu sistemdeki iskelelerde her sene tamir ve tahkim için masraf yapmak mecburiyeti olduğundan İskelenin — tamiratı — yapılmakla beraber yeni beton arme karık- larla tahkimi lüznmlu ve rzarurl görülmüştür. Trakva Nafia Müfet- tişi Abdurrahman Bey Tekirda- ğında yeni yapılması düşünülen iskele hakkında tetkikat yapmış ve tetkiklerini bir rapor halinde alâkadar makama bildirmiştir. Şimdikl —Iiskelesa birkaç — yüz metre garbında 7.50 rocire derim liğinde su olduğu Aanlaçılmış ve burasıniın —yeni fekele isçanuı müsait olduğu görümüşlür. Yodi İskele 300 metre uzunluğunda ve $ metre gerişliğinde olscak ve ihtiyaca kâll bulunecaktır. İske- lenin baştar öne doğru 60 wet relik kısmı 20 metre genişliğinde bulunacaktır, Tasavvur olunan bu yeni İskele yapıldığı gün serbesiçe İki — vapurur yanaşmısı — kebll olacağı gibi tahliye işlerile nab- Hiyatta kolaylık ve serbeslti temin | edilmiş buluracaktır. Acemi Avcılar » Yaban? Hayvan Sanarak Danaları Vurdular Kızılcahamam, (Hususi) — An- karadan avlanmak üÜzere buraya gelen 15 kişilik bir avcı kafilesi gece Meşelikte av beklerlerken dört karaltı görmüşler ve bunları yabani hayvan sanarak vurmuş- hardır. Fakat yanlarına gittikleri zaman bunların yabani hayvan olmayıp köylülerin otlamakta olan danalarından dört tanesi olduğunu görmüşlerdir. Danalar ölmüştür. Samsun Tütünleri Samsun, (Hususi) Tütün satışları çok - iyi — gitmektedir. Stok tütün kalmamış gibidir. Yeni sene tütün — mahsulü pek nefis yelişmiştir.. Yeni mahsul Tonga halinde bsilmaya başla- mıştır. Kumpanyalar tütünleri pek beyenmişlerdir. Malatyada Arıcılık Malatya, (Hususi) — Bu sene şehrimizde bal pek boldur. Mah- sul geçen senelere nisbetle daha nefistir. Kilosu 65 kuruşla 40 kuruş arasında satılmaktadır. Arı- cılığa burada fevkalâde ehemmi- yet verilmiye başlanılmıştır. Bir petek oğul arısı 300 kuruştan 800 kuruşa çıkmıştır. Bartında Bir Hırsızlık Bartın (Hususi) — Ellibaş kö- yünde kahveci Salihin kahvesine iki meçhul şahıs gelerek kahveciyi dövmüşler ve mevcut parasını alarak savuşmuşlardır. Zabıtaca yapılan tahkikat ne- ticesinde bu iki şaham Zafranbolu köylerinden oldukları tesbit edil- miş, Zafranbolu zabıtasına malü- mat verilmiştir. Bartında Bir Kaza Bartın (Hususi) — Haşim kızı Pembe isminde 40 yaşlarında bir kadın, Kanlıırmakta çamaşır — yı- karken düşmüş ve boğulmuştur. Kadıma cesedi bulunmuştur. Gaziantepte Sanayi 3 Büyük Fabrika İle 2500 Tezgâhta Dort Bin Amele Çalıştırılmaktadır Gazlantep(Hu- susi) — Vilâyeti- miz ticareti bil- bassa 934 yılın- da hayli İnkişaf etmiştir. 930 se- nesindenberi de- vam eden kurak- hk Fıstık, Üzüm ve Zeytin gibi, memleketimizin belli başlı mah- sulâtına oldukça zarar — vermekle kalmamış, susuz- Tuk sanayi şube- Tarlal de — muta- zarrır — kıbenştir. Bu y ise, bereketil yağmurlar savesiade makânlât geçen sene- larr raxaran *550 fazlalık göster- peişür, İk/ bit tondan iböret olan Fıstık rekolteri 932 yılı bir tarafa bırakılacak olursa on yıllık mah- sullerin en İi ir. Adına her vedense (Şam fokat! Şamda bir tek ağacı dahi bulurmuysr Antep fıstıkının mem- lekete senede getirdiği para va- sat! olarak bir mllyon İiradır. Harice ve dahile Ihracat yapılır. Bu sene bağlarımız da pek mahsul — vermiştir. — Antep eyi pekmezi bütün türkiye ve Su- Eskişehir İstasyonunda İki Yolcudan 34 Kilo Esrar Yakalandı Eskişebir ( Hususi ) — Trenle Haydarpaşadan gelen yolcular- dan Düzceli Hüseyin ile arkadaşi Ahmedin vaziyetlerinden şüphe edilmiş ve İstasyon komseri Zül- fikar Bey tarafından — eşyaları aratılmıştır. Bunların bavulların- dan İstasyon — polislerinden Mus- tafa Fehmi ve Küâzım efendiler tarafından 13 torba — içinde 34 kilo esrar çıkarılmıştır. Suçlular mahkemeye tevdi edilmişlerdir. Kaşta Spor Kaş, (Hususi) — Gençler bir- liğinin denizcilik, futbol, voleybol şubelerine teniş ve avcılık şube- si de açılacaktır. Bu şube açılınca llk yürüyiş 3500 metro irtifadaki Akdağın tepesine yapılacaktır. İzmitte Firka Kongreleri İzmit, (Hususi) — C. H.F. merkez nahiyesine bağlı 34 köy ve mahalle ocağının kongreleri de bittikten sonra nahiye kon- greleri başlıyacaktır. İzmitte Sıhhi Konferanslar İzmit, (Kususl) — Idman yurdu tarafından halka mahsus - sıhhi konferanslar — tertip — edilmiştir. Halk bu konteransları takip et- mektedir. Kıymetter Bir Çan Kırkağaç (Hususi) — Gelenbe nahiyesinde eski kiliselerden birine ait gayet kıymettar bir çan bu- Tuumuştur. Üzerinde tarihi resim- ler bulunan çan muüsadere edil- | miş'ir. aslığı) denilen ve * Garisntebin garbinden bir görünüş riyece malumdur. Diğer ziral mahsulât da Ümltlerimizi kırma- mış, yalaız zeytincilerimiz 3 üncü kuraklık senesini geçirmiştir. Pek çeşitli bulunan Gaziantep sanayli; vilâyetimize mühim nis- bette varidat getirir. Bu san'at- ların başında gelen dokumacılı- gamız pek meşhurdür. — Alacala- rımızı bilmiyen ve beğenmiyon tek bir vatan köşesli yoktur. Bugün — mensucata ayrılmış üç büyük fabrika ve iki bin beş yüz tezgâh vardır. Bu tezgühla- rın bir senede çıluıdıklın mal iki Hı klım ton olup doiul üç milyon liraya ya- kındır. Gene bu tezgühlarda dört bine yakın ame- Tenin - çalıştığını söylemek, — işin büyüklüğü hak- kında kâfi bir fikirdir.Gaziantep sabunculuğu da kayda değer bir san'ttır. Pek iyi bir cins sayılan Antep — sabunu, zeytinciliğimizin geçirdiği kurak- lik dolayısile bu sene İyi bir. re- kolte vermemiştir. Tüccarlarımız zeytin yağını İzmir havalisinden gelirerek imalâthanelerini boş bı- rakmamışlardır. Şehir İçerisinde ve hali faaliyette on altı sabun- hane vardır. Kilimcilik, elişi, dericilik, ba- kırcılık ve salre gibi saymakla bitmiyecek bir çok sanayi gube- lerinde bilhassa 934 yılında ol- dukça yüsek bir terakki ve Inki- şaf görülmüştür. Hulâsa vilâyetimizin 934 senesi ticari vaziyeti pek mükemmeldir, Ihracatımız her sene olduğu gibi bu sene de ithalâttan çok fazladır. Geliboluda Gazi Heykeli Geliboluda Gazi heykelinin temeli atılırken Gelibolu, (Hususi) — Kasaba- nn en mutena yerinde açılan Cumhuriyat meydanına Gazi Haz- retlerinin güzel bir büstleri konul- ması tekarrür etmiş ve büşst ka- İsparta Ei Ve Ev Sanayii Tetkik- leri Yapıldı İsparta 20 (A.A.) — Ege mı- takasının el ve ev sanayiini ma- hallinde tetkik otmekte olan ik- tisat Vekâleti küçük sanatlar mü- dürü Saffet ve sınai müfettişi Ethem Beyler Burdurdan şehri- mize geldiler. Ticaret odasiyle birlikte merkezdeki - tetkiklerini bitirdikten sonra merkeze bağlı Eğridir kazasına giderek oradaki dokumacılık sanayli lzerinde de tetkiklerde bulunarak Ispartaya döndüler. Ticaret odasında sana- yicilerden bir heyet hazır olduğu balde mahalli küçük sanayi Üze; rinde konuşmalar yapılarak bazı not ve esaslar tespit ettiler. Yapılan tetkikat muhitte çok | iyi tesirler bırakmıştır. " Toplantı- idesinin temeli merasimle atılmış- tır. Merasimde Kaymakam Niyazi Bey tarafından kısa bir nutuk irat edilmiş ve ilk temel taşı Niyazi Beyle Belediye reisi Ali Bıy tırıfıııdın konulmuştur. Kızılcahamamda Bir Amele Toprak Altında Kaldı Kızılcahamam, (Husust) — Şa- hinler köyünden Şakir oğlu Meb- met isminde bir köylü Alaybeyi köprüsü — civarında yol boyuna toprak çekmekte fizerine anf suürette büyük taşlarla ka- yışık bir toprak yığını çökmüş ve biçare altında kalarak sağ lııcığı kırılmıştır. Mecruh tedavi edilmek —üzere derhal Ankara Numuno hııhııeıin gbııdınlııı'klı. da bilhassa merkezin Seğlıkont nahiyesindeki 300 dokuma tezgâ- hının kumaşları ve bu meyanda halıcılık, mutafcılık ve diğer kü- çük sanayi işleri gözden geçi- yilmiştir.Mutahassıs heyet Denizliye hareket etmişlerdir. Dilimizi Açıklaştırmak - Örz türkçedir - Nurullah Ata İklde bir gençlere : - “Niçin okumuyorsunuz 7,, diye soruyor, okumamayı en büyük suç diye başlarına kakıyoruz. Biliyoruz ki düşüncelerimizde, — yaşayışımızda beklediğimiz köklü, büyük değişim okumakla olacaktır. susuzluk var: Görenekten, öte- denberi sürüklenegelen inanışlar- dan, düşünüşlerden — kurtulmak susuzluğu, Bunu da ancak batı- dan gelen düygü, düşünce yelle- rinin dindirebileceğini biliyoruz. Batıdan alacaklarımız bizim olacak m? Kendi kendilerine bu sorgüyu sorup bir türlü bir kar- şilik bulamıyanlar olduğu . gibi: “Hayır!,, diyenler, böyle dedik- leri için korkanlar da var. Bir takımı da kızıyor : “Dün Araptan, Acemden aldıklarımızı şimdi de Avrupadan mı alacağırz? Hep yabancıya baş vurup aradığımızı kendi içimizden çıkarmıyacak mı- yız? diye söyleniyor. Evet, yine dışarıdan alacağız; çünkü aradığımızı yalnız kendi içimizde bulmak olacak iş değik- dir. Niçln? Biz bu kadar yoksul muyuz? Hayır, ancak kişilerin ol« duğu gibi ulusların da, doğuşla- rında, — yoğuruşlarırda — bulunan zenginlik hamdır; işlenilmesi baş- ka zenginliklerle çarpışması İle olur. Kişi başkalarından ne alırsa alsın en son yine ancak kendi içindeki ile kaldığı, ancak onu dışarı vurabildiği ondan kurtula- madığı gibi uluslar da başkâlarına başvurmakla - içlerini değitirmiş olmazlar. Bunun içindir ki dışardan ge- lecek — düşüncelere, düşünlüşlere kapılarımızı açmak — korkulacak bir iş değildir. Bunun içindir ki ulusal düşü- nüşümüzü, yaşayışımızı en kıskan- dığımız günlerde bile yine genç- lere: “Okuyun! dişardan gelenler okuyun! Avrupa yazıcılarını kex dinize örnek edin. Onlarda r a bulursanız alın; ne öğrenirse siz hep onlardan öğreneceksini: , de- meğe borçluyuz. Yalnız onlar da döaüp sora- caklar: “Ortada ne var ki oku- yalım? O söylediğinir adamların hangi yazıları dilimize çevrilmiş- tir ki? Yabancı dillerden çevri- miş bitiğleri bir sayalım, sayısı bir iki yüzü ya geçer, ya geç- mez; hem bir iki yüz — derken bunların — içine hiçbir değerl ok mıyanları da kattık.,, Bu da doğrudur. Onlara hem okumalarını söylüyor, hem de bu işl kolaylaştırmaya çalışmıyoruz. Yıllardanberi dilimize her dilden bitiğler çevrileceği söz veriliyor; ancak bir ikisi çevriliyor, yine duruluyor. Şimdi dilimizi özleştirme sa- vaşı var. Yazılarımıza biraz ya- kından bakılınca görülür ki bir- | çok düşündüklerimizi öz - dille #öyleyemiyor, bunun için de onlar- dan kaçıyoruz. Dilimizi açıklaş- tırmak İçin yavan sözlerle kele | oruz. Bondan korkulur, çünkü b" döğlel imsemi: başka dillerin bitiğlreini çevirirsek bunun önüne geçilir. Daha zor mu olur? Evet, her güzel, iyi, Bsa; iş zordar. Böylelikle iki kazancımız olur: Hem dili özleştiririz, hem <a yurdumuza susadığımız düşünce- leri sokarız. İçimizde bir *

Bu sayıdan diğer sayfalar: