Dünya Haâdiseleri Hayvanlarda Radyo Hassaları Olduğu Anlaşıldı Mlıker Horn isminde Ame- rikalı bir Bilginin iddia- güvercin Hayvanlar- da radyo | özere ban hay- vanlı alıcı ve verici radyo hassaları vardır. Amerikalı Bilgini bu düşünceye sevkeden sebep bazı hayvanların hem cinslerini binlerce metre ötede ve gizli bu- lunmalarına rağmen, vücutlarını görmeden hissetmekte — olmala- rıdır. başta sına göre olmak * Btün Avrupa piyasasında Japon malı olmak üzere bir bisiklet bizim paramızla ( 540) kuruşa, - bir. kilo saat (1700) kuru- şa, bir tenis is- karpini 12 kuruşa satılmaktadır. İlk zamanlarda Avrupalılar bu ucuzluğu Japonyada işçinin çok kanaatkâr almasına ve az para ile —çalışmasına — atfediyorlardı. Halbuki son zamanlarda ortaya çıkan bazı mütehassıslar bu ucuz- luğun Japon parasında altına na- zaran husule gelen düşkünlükten ileri geldiğini söylemiye başla- 4 mışlardır. Bunların iddialarına nazaran Japon parası 1931 senesindeki kıymetini muhafaza etmiş olsaydı ayni bisiklet (1600) kuruşa, ayni saat kilosu 4070 kuruşa ve tenis iskarbini de (40) kuruşa satıla- caktı. Maamafih Japonların iktısat sahasında mevaffakıyetini temin eden sebep paralarının düşmüş Japonların muvaffakı- yetinin sebepleri olması değildir. Paranın düşmüş olmasına rağmen Japonyada ha- yatın bahalılaşmamış olmasındadır. Japon İşçisi 1931 senesinde, ya- ni Japen parasının düşmediği za- manda ne gündelik alıyorsa bügün de onu almaktadır ve bu gündelikle yine üç sene evvel tedarik ettiği eşyayı aynen tedarik etmektedir. * Blr Fransız gazetesinde oku- duk. * Iyi mal, ipekten ya- ümrük | Pılmış bir çift Ja- on çorabının Tansada, — güm- rükte teslim fiatı (48) kuruştur. Fakat bu çorap dükkâncıya (184) kuürüşe mal olmaktadır. Demek ki bir çorapta gümrük resmi ve zamları (144) kuruşlur. Dükkân- cıya (184) kuruşa mal olan bu çorabın halka satış fiatına gelince bu, yerine göre değişir, asgarlsi (250) kuruştur, (350) kuruşa ka- dar çıkar, * hükümeti hepsi de Çekoslovakyada olmak üzere Tatra fabrikasından 346 bin İleva kıymetinde otomobil. Valter fabrikasından 20,698,000 leva kiymetinde tayyare motörü, Skoda fabrikasından 6,035,000 leva kıymetinde fabrika levazımı, Danek fabrikasından 24,381,000 leva kıymetinde motosiklet satın almıştır. Fakat bütün bu eşyanın bedellerini para olarak değil, tütün olarak vermişlir. -— TAKVİM — Gün PAZAR Kasım 30 18 2 nci TEŞRİN 934 11 T Arabt Rümi — 9 Şaban 13533 $ 2cl Teşrin 1390 Bulgar Vaktt | Ezax1/Vomatij / Vakit |Kaa | Va e) Güneş || S1 6 S0j Akşam 12 — | 16 49 Öğle |T 09 | 21 Sü| Yataı (A ö | sa as İkiadi | 045 | MA 34 | insal | I2 183 07 w Gelin Elbisecileri “Yağlıkçılar,, 'Gelin Elbiselerinde Boncuklar, Sırma- lar, Teller Artık Tamamen Kaldırıldı Halbuki Otuz Sene Evvel, Sekiz Kilo Ağırlığında k Elbiseler De Vardı !.. Kadife Klaptanlı Kiralı Gelin e'biseleri, gelin duvay limon çiçekleri.. Bence genç kızlara en ço. yaraşan tuvalet bunlardır. Saadet hayal, ideal hep bu Üüç şeydedir. Bir genç kız için beyaz gelin el- biseleri giymek, gül yüzüne beyoz duvaklar takmak, güzel ve kıvır- cık saçlı başına limon çiçekleri geçirmek kadar büyük sandet yar mıdır? Eskiden bütün bu güzel şey- lere taçlar da ilâve edilirdi, Fakat | şimdi herşey- galiba iktisadi buh- randan olacak! - sadeleşti. Bunu, gelin elbisecilerinden Şevket efen- di de söylüyor: — Eskiden ısmarlama gelin | elbiselerini ancak zenginler yap- | Yani bundan 30 sene | tırırlardı. evvel.. O zamanlar orta halli ve fakir kimseler, gelin elbiselerini hep bizden alırlardı. Taçlarını, duvak tellerini bizden tedarik ederlerdi. Halbuki şimdi bütün genç kızla- rın elinden iş geliyor ve evlenecek genç kız elinin meharetile pekâlâ kendine göre elbiseler yapıyor. Biz, umumiyetle kadın elbiselerina “zenne elbisesi,, tabirini kullanırız ve meselâ ben, bu meslekte tam 35 senedenberi emek vermişimdir. 30 sene evvelin modası da başka idi. Meselâ bir tozgâh başndı konuşuyorduk. Duvarlarda bir sürü raflar var, Bütün gözlerde allı, morlu, sarılı, atlas, krep bir sürü elbiseler istif edilmiş. Soldaki camekânda bir mankene güzel bir gelin elbisesi büyük aileler, bize | gelirler veyahut biz onların ko- | naklarına, köşklerine giderdik. Bize setentilyon üzerine beyaz varaklı, uzun kuyruklu elbiseler ısmarlarlardı. Fakir halk ta, dü- ğün zamanları kiralık elbiseler kaldırırlardı. Bu kiralık elbise- lerin çeşidi vardı. Meselâ yine | uzun kuyruklu sırma ile işlenmiş | elbiselerin kiralığı bir İlradan | sekiz liraya — kadardı, müddet Çarşambadan başlar, Cumartesi | biterdi. Bu kizalık elbiseler o za- monın en çok rağbet bulan, halk arasına giren şeyleri — idi. Bazı aileler buna Cehşetli bir düşkün- | lük gösterirler, kiralık elbise te- darik etmek, — düğünlerde hazır bulunmak için baş vurmadıkları çare kalmazdı. Sonra yine o zamanın moda- larından biri de dallı damaselerdi. Bunların kirası da (1) liradan (10) liraya kadardı, ve ekseri zengin- ler bunlara rağbet ederlerdi. — Bu söylediğiniz - elbiseler yalnız şehir için galibal. — Ha, bakın, size daha mü- himini anlatayım: Anadolu köylü- sünü bilirsiniz. O da, böyle elbi- selere düşkündür. Meselâ, bir köylü kadın için ep güzel elbise boncuk'u elbisedir. Bu, onun için en güzel şeydir. Sonra kadife klaptanlar da köylünün gözünde büyük bir yer kaplamıştır. Bu klaptanları köy düğünlerinde hâlâ kullananlar vardır. Kadife ve klaptan deyip te geçmeyin. Bu çeşit elbiseleri ta- şımak, köylü için bir meseledir. Çünkü ağırlığı yedi sekiz kilo ! tutar. Eveeeet, sekiz ki'o... Tasav- senelik gelin elbisecisi Şevket EL giydirilmiş, duvağı, limon çiçek- leri asılmış. Şevket Ef. - okkalı kahvesini höpürdeterek devam ediyor; — O zamanlar, öyle güzel bir gölin elbisesini her şeyle be- raber 3,5 altına, yani bugünkü para ile (64) liraya satardık. Asıl saltanat devirleri, giralık elbiselerin saltanatı idi. Meselâ, bir yerde bir düğün mn var. He: Son Posta İLÂN FİATLARI 1 — Garetenin esas gazısile bir süötunun ikl satırı bir (santim) sayılır. 2—- Sayfasına göre bir santi- min ilân fiatı şunlardır: vur edin atlasifi üzerine bin dallı, | kakma, sarıkırma beyaz klaptan- larla işlemeli, altı mukavva.. Üs- | tünde pembe boncuklar.. Bütün | bu kalabalık sekiz kilo tutmaz olur m? Şevket Ef. ile dükkânın içinde, '| üzeri güzel bir halı ile örtülmüş, 3w Bir santimde — vasati (8) kelime — vardır. 4a İnce ve kalın pazılar santimle ölçü | biselerini napalıçargının çeyizci dükkânlarından birinin camekânı Duvaklar, limon çiçekleri, gelinlik elbisaler, çeyizlikler... men telâş başlar: — Ay ayol. Ben düğüne g- deceğim?. Kardeş, sandığındakl- ler de pok eskidi, modası geçti. Efendiyi kandırıp ta bir kiralık elbise alsak nasıl olur? A vallahi olur. Sen de kandır hemşirel. ,, Hlân diye bir gürültüdür. gider. Derhal bize koşarlar, — saatler- ce uğraşırlar. Bu dallı, bon- cuklu, kırmalı, kakmalı elbiseler seçilir, düğüne öyle büyük salta- natla gidilir. O zamanlar kumaşlar mah- duttu. Hele yerli kumaşlar hemen akıverirdi. Biçen diken de olma- dığı için halk bütün ihtiyaçlarını bizden tedarik ederlerdi. Şevket Efendi, bana bir gi- gara ikram ederken sordum: — Peki, şu gelin duvakları, teller filân ne) âlemde?. — Size bir de yeni gelin e- anlatayım. Bir kere gelin elbiselerinde şimdi yollar, boncuklar, sırmalar - filân yok. çe Kari Mektupları Köylüye Asri Ziraat Usulleri Öğretilmeli Ziraat usüllerimizin ıslahı ve suyu olmıyan arazinin civar nehir, ırmak, çay, göl ve membalardan istifade edilerek sulanmasına ça- lışılırken köylünün de asrl ziraat üsüllerini ve ziraat makineleri kullanmasını öğrenmesi |âzımdır. Bunun için ise muhtelif mıntaka- larda Ziraat mektepleri açılmalı, Ortamektep derecesinde kurula- lacak olan bu mekteplerde yeti- şen gençler köylere yayılarak Ssri ziraat usullerini köylülere öğ- retmelidirler. Bilhassa bu mektepler nümu- ne çiftlikleri halinde olur, bunlar okuma yazma bilmiyen köylülere mahsus kurslar halinde çalışırlare sa elde edilecek neticenin daha verimli olacağına şüphe edilme« melidir, Amasya : Kızıl kışlacık Ahmet oğlu Şükrü Davutpaşa İskelesine Giden Yo Bir okuyucumuz şu mektubu gönderiyor: “ Davutpaşa İskelesine giden yol ve köprünün altı hakkında att olduğu makama mükerrer olarak müracaat olunmuştu. Senelerden- beri bu yolun hali öyle bir rad- deye geldi ki son yağmurda ahali geçemez oldu. Bu yolun çamuru artık kaldırım taşı gibi olmuştur. Geçen sene vali Beyin emrile çamur kaldırıldı.. Ondan sonra Fatih kazası kaymakamlığına teks rar müracaat ettik. Alınan ce- vapta “çöp İskelesine kaldırım yapılamaz,, denildi. Şimdi ise lâ» zım gelen makama müracaat edi- yoruz. Şu çamurun kaldırılması ve geceleri karanlığa bir çare: bulunmasını da ayrıca rica ederiz..,' eremuseesenAne ErRan Ka ea Tamamen büzmeler, kırmalarla | LOR LA tüslüdür. Sonra artık o iki yan- dan sarkanj teller de kullanmıyor. Alafrangada, gayet küçük limon çiçekleri, tülgret moda oldu. Bu tülgret bir nevi duvaktır. Halbuki eskiden duvaklar papazi gaz bo- yaması idi ve bütün bunları yine biz satardık. — Ya taçlar?. Şevket Efendi kalktı. Karşı duvar gözlerinden birinden iki kutu getirdi. Bunlardan birini açarak İçinden Katerinanın tacı- na benziyen koskocaman bir taç çıkardı. Tacın dört tarafına” kon- durulmuş elmasları pırıl pırıl par- liyordu. Şevket Efendi: — İşte, dedi. Bu 30 sene ev- vel, gelinlerin en çok arzu ettik- leri, ozaman en çok revaçta olan taçlardan — biri.. - Görüyorsunuz 'Tavus kuşları, kelebekler, menek- şeler hepsi yar. Şimdi bunları satan kalmadı, varsa da halk tabakasından bazı esnaf. Biz . bunları kiraya verirdik ve iki lira altıri para alırdık. Şevket Ef. öteki kutuyu açtı, | yzun ince bir taç daha çıkardı : — Buna da “pırlanta su,, derler, Bu, gözden — düşmüş — değildir. Hatta ben bunu birkaç kere Te katliyanda gelin olanlara verdim. Bu “ pırlanta su,lar alafrangada pek yoksa da, yine takan oluyor. 'âıuğıl Efendiden — âyrılırken sordum: z — Nasıl şimdi gelin elbiseleri, Son Posta | Yevmi, siyasi, Havadis ve Halk gazetesi | Keki Zabtiye, Çatalçeşme sokağı, 25 İSTANBUL Gazetemizde — çıkan — yan Ve resimlerin bütün hakları Mahfuz ve gazetemize vittir. |) ABÖNE FiATLARI | Abone bedeli peşindir. Adres değişürmek 25 kurüştur. Göolen evrak geri veritmez. Hânlardan mes'uliyoet alınmaz. Cevap için mektuplara 10 kuruşluk pul ilâ modır. satılık elbiseler nasıl gidiyor? Şevket Efendi dişarıda boy boy çalışan elbisecileri, makine- deki kızları gösterdi: — Görüyorsunuz ya, her; dikiyorlar. — Sürüm, itil m da*l,h’"Auılnu şükür ııhlıyı':". b *