Marsilga Faciası- nın Mes'uliyetleri Cenubi Ne Âlemde ? Hususi kısmımızda göreceğinirz gibi Marsilya faciasının iki taraflı olarak Fransa ve Yugoslavyada yapılan ve müşterek bir zabıta komilsyonu mü- Yifetilö de telif edilen tahkikat neti- eeleri alınmak — Üzere — bulunuyor. Geriye kalan İtaly>, Avusturya ve Macaristanın — elindeki — mevku! alâkadarlara İadesidir. Bunlar la edilecek midir, edilmiyecek mldir? Belli değil. Tade edilmel w, tahkikatın alacağı nihaf şekil üzörinde müessir olup fayda doğurur, İade edilmezlerse dünya efkârlumumiyesi, dalma çüphe içinde kalır. Maamafih son gelen ha. berler gösteriyor ki bu mesele müna- sebetile — büyük — bir. beynelmilei anlaşamamazlık doğmak Gzere bulü- nuyor. Ziraş Yugos'evya hükümeti, Marsilya sulkasti münasebetile Cemi« yeti Akvamda bu nevi kastlerin mesuliyetlerine temas etmek ve yine bu işte alâkadar görülmekte bulunan teşekküller, hükümetler — hakkında zahiri karar alınmasını İsteyecektir. Böyle bir isteğin uyandırabileceği itiraz ve protestoları 1»bmin etmek kolaydır. — Nitekim İngiltere — mat« buatı, daha” şimdiden işin bu bu- susi nezaketine dikkati celbediyor ve böyle bir taleple yatıştırılmak istemi- len Avrupa efkârının büsbütün tehrik edilmiş olacağına işaret ediyor. Yal- niz muvafık gördüğü nokta, elyevm elinde bulunan doktor Pave- tarafından Fransa veya Yugoslavyâya iadesidir. Bu suretle tahkikatın daha aydınlanımış olacağıni kaydediyor. Şu balde: Bir çok beynelmilel va- him hadiseler gibi Marsilya faclası nın İç yüzünün de ebedi surette aydın- Tatılamayacağına inanabiliriz. Büyük harbin çıkış mesuliyetine alt iddialar üzerinde bir parça duruş, mütaleamın sabetini lebata kafidir, sanırım, Süreyya Yugoslavyadan Çıkarılan Macarlar Belgrat, 17 (A.A.) — Resmi mü« karmlar, bazı Macı rların Yugoaslavyadan çıkarılmasının tamamen şahsi mahie yette olduğunu, çıkarılınlar arasında Macar hariciyesinin yüksek memur- larından birinin kardeşinin bulunması Macaristandaki heyecana sebâp oldu- gunu ve şimdiye kadar pasaportları yolunda olmayan — (30) kişi kadar çılıınldıııı bildirmiştir. No.T7i 18- 11 - 934 Şimdi Reşitten gelen yirmi beş lirayı biriktiriyorlardı. Artık Türkân da tamamile annesinin tesiri altında kalınış, onun plân- larını benimsemişti. Okadar seviştikleri halde Re- şit İstanbuldan ayrıldıktan sonra bir kere olsun yengesine gitmedi. Leylâyı ıörııodi. Yeni bir ıuıir Reşidi ansızın (Van) a harekete mecbur etti. O mıntakada sezilen bir ha- reket derhal şiddetli — tetbirler alınmasına mecburiyet göstermişti. Bu yolculuk pek kolay olmadı. 3500 metre irtifamdaki çok sarp dağlaırdan aşarak (Van) mıntaka- sına girebilen Reşit, yanmdaki kuvvetle derhal vaziyete hakim oldu. Bitlis ve Erzurüum merkezlerin- den gelen kıt'alar da ayni za- manda yetişmişlerdi. Bu makine sertliği ve elektrik sür'ati « havalide âdet hükmüne giren isyan vak'alarını kökünden kesip atıyordu. Fıkıi bu çorak ve yolsuz Aş Gençlerindir Amerikada Muharebe ! Asompsiyon, 17 ( A.A )— Paragu- vay Harbiye Nezareti gu tebliği neş- retmiştir: Elkarmen'in zaptı esnasında bir- kaç Bolivya alayını mahvettik, bir erkânı harpla 7000 asker esir aldık ve 8 topla mühim miktarda malzeme ele geçirdik, Deniz Silâhları Londra Görüşmeleri Yine Durakladı Londra, 17 (A.A.) — Japon hükü- meti tarafından Japon heyetl mur: basasına talimat — gönderilmediğine dair Tokyo'dan gelen haber üzerine gdeniz müzakereleri dün durdurulmuş- tur. Geçen hafta İngilizler tarafından sorulan svallere — Japonyanın — resmi cevabının Salı veya Çarşambadan evvel alınması ihtimali yok gibidir. Ayni suallere -Amerikalılar, Japonlar noktayı mazarlarını bildirmeden evvel cevaplarını bidirmiyeceklerdir. Binaenaleyh müzeakereler dört gün için durmuştur. Haber — alındığına göre — Japon ecvabının geç kalması Tofio kabine- sinde noktayı nazar İhtilâfi olmatın« dandır. Mühim Hâdiseler- den Korkuluyor İspanya Kabinesi Yine Düşmek Üzere Madrid, 17 (A. A.) Kabinenin mevkil sağ'am görünmemekte, yakın- da pek mühim siyaai. hadiseler çıka- caği zannolanmaktadır. Bübao, 17 (A A.) — 171 siyasi mevkuf serbest bırakılmışba. Bunlaran 70 .:_Alhııı Mendi vapurunda bulun« Madrid, 17 (A.A.) — Kanunu esae siyi koruma mahkemassl toplanarak Katalonya azası hakkında hüküm vörmek salâhiyetini hsiz olup olma- dığı meselesini müzakereye başlamış- tır. Cumhuriyet —müddelümumisi — ile mazaunların avukatlar: mahkemenin selâhiyet karar: vermesini istemişler. dir. Aksi takdirde cavaya askeri mahkemeler |: kecaktır. Burhan Cahit mıntakada o vahşi ruhu büsbütün söndürmek için bu karanlık yer- lere biraz aşık vermek — ve yol göztermek lâzımdı. Bunu başara- bilmek medeni teşkilâtı emniyetle yerleştirebilmek için bu mıntaka- da daimi surette çevik ve ateş gibi bir kuvvet bulundurmak mecburiyeti — vardı. Bunu göz önüne alan makamlar esasları tesbit etliler ve — merkezl (Ahlat) olmak Üzere bir seyyar kuvvetin burada bıılıııdımılmuııı karar verdiler, Bu kuvvetin kumandasına ta- yin edilen Üç arkadaş arasında Reşidin isml başa geçirilmişti. Onun görülen hizmetleri, bak- kında büyük bir emniyet ve te- veccüh kazandırmıştı. Bir derece kıdem zammı ile (Ahlat) a yerleşen Reşit bu ma- cerayı anlatmak için (Leylâ) ya yazdığı mektubu şu - satırlarla lıiıııı,ıırdu « Tesadüfler önümüze Iıılı düvarı gibi çıkıyor. (Hılrlr') ye davet ettiğim zaman seüi orada nasıl barındıracağımı düşünmedim. Londra, 17 (AA) — Muhafazakâr partinin — müfrit gurupundan — ceki Harbiye Nazırı M. Çürcil, radyoda bir nutuk söyleyerek, Alman tehlike- | sinin — büyümekte ve — çoğalmakta | olduğunu, İnglterenin Avrupanın en kuvvetli devleti olması lâzımgeldiğini ıöylımıı ve şunları ilâve etmiştir — Ya tezlim —olmalı, — yahut hezırlanmalıyız! ,, İngilterede Bir Münakaşa Londra, 17 (ALA.) — Volviç tersz. | nesinin nakline dalr kat'i karar dığı hakkındaki gayialar, dün, 4! mahafilde bir çok münakaşalara zu olmuştur. Diğer — taraftan, harbiye — mazırı, Volviç tersanesinin taarruzlara maruz edişinli dalma nazarı fakat henüz hiç bir unmadığını, ve yakın bir a» manda alınmak ihtimali olmadığını da söylemiştir. Romh, I7ÇA Az) — Armturya başvekili ve hariciye nazırı buraya gel ve M. Muüsolini tarafından kal mıştır. mi ajansı, Avusturya başvekili Ne M. Musolini mdaki görüşmeler Lehistanda Bir Maden Ocağının * Müdürü Kayboldu Poznan, 17 (A A.) — Szamotulyden bildirildiğine göre, bu — mevkidâki kömür fabrikasının müdürü ve başlıca hisse senetlerine sahip bulunan Fran- maz tebaasından Hınri Borah ortadan kaybolmuştur. Matbuat, birçok — kar- gılıkaız çek imza eden ve amelenin haklkını ödemeyen mumaileyhin Fran- saya kaçtığını zannetmektedir. değil. -Fakat M (Ahlat) da bıılılı nasıl barınacağımı düşü- Bana öyle geliyor ki seni ve bd uzun yılların elinde çürüten talih biraz da kendi kor- n cesaret almıştır. Hemen her mektubunda bahset-« meği wutmadığın Mühürdar mlsa- kı olmasaydı aramızdaki mesafe bir dudak payından ileri gitmi- yecekti. Belki birazıgıkıntı çeke- cektik. Belki bizlmkileri de kızdı- racaktık. Fakat ne olursa olsun dertlere ve dedikodulara karşı ebediyen, el ele mücadele ede- cektik. Şimdi senin Istanbulda yapyal-« nız ne zahmetler çektiğini, ne ka« dar kendini yediğini düşündükçe bir kat daha üzülüyorum. Bötün — bunlar, — uzaklıklar, | (Ahlat)ın bir Istanbul kızı için teneffüs edilecek bir yer olma- “ması beni düşündürmekle be- raber seni yanıma çekebilmek için çare aramaktan da geri br rakmıyor. Diyorum'ki senf Erzurtma aldı- | zayım. Orada arkadaşlardan bi- rinin hasta kardeşi ve annesi var, Oclatın yanında kalırsın. Ben de haftada bir belki de iki gelebi- Hlrim, Burada aldığım para seni ve beni bol bol geçindrebilecktir. Sıı.ı ata binmesini de öğretirim. Ötedenberi özlediğin bu spor Italya - Avusturya Arasın- da Dostluk Kuvvetlenmiş münasebetile, luıy. * Arusturya mü- İngiltereden Bir- Ses: Çurcil Diyor Ki: “Ya Teslim olmalıyız Yahut Kuvvetlenmelıyız Vi üi ae M. Çurcil Hasebetlerinin çok sağlam bir dostluk Çörçevosi içinde olduğunu bildirmek tedir. Gaxoteler, Avusturya başveki« Tinin Roma seyabatinin, iki devlet ararındaki dostluğun devamım gös- terdiğini, fakat —Avrapa siyasetine yeni | Sar Meselesi Fransız Hariciye Nazirı İzahat Verdi Parls, 17 (A.A.) — Hariciye Nazırı M. Laval, âyün Hariciye encömeninde Avrupa ııynacııııdeı bahsederken Ser meselesine de dokuntuş ve Fraasıt teklifinin Ser umumi rey — komitesi tarafından kabul edilmesinin muhte. mel bulunduğunu — söylemiştir. M Laval, Sar intihabının serbest, samimi ve malirem — olması — lâzımigeldiğini, Şark misakı — hakkında — Framsa ile JAçin bu “Blnlaree — ht | yük- seklikteki dağlar ve göz alabildi« ğine giden ovalarden daha iyi bir yer bulamazsın, Eski Türk sipalileri Pasinler ovasına salıverdikleri yorgun ve hasta hayvanlarını bir ay sonra şahlanmış bir halde bulurlarmış. Erzurum - ovaları da bir cen- nettir. Fakat bilmem ki ba ka- darcık — tablat düzeni — seni buraya çekebilir. mi? Annemin münasebetsizliklerine hiç kızma.. O öyle bir zehir kum- kumasıdır kf en tatlı dilleri bile acıdır. Ben o kanaattayım ki ba- bamı genç yaşında — dünyadan kaçıran da ânnemin o zehbirli dili olmuştur. Ben sana 've kendime değil Türkâna acıyorum. O gör güsüz kız hergün annemin yanında hep onun tesiri altında kaldıkça yarın için bir ikinci Hasibe hanım olup çıkacak, Tüörkâna her mektubumda seni gelip görmesini yazıyorum. Fakat biliyorum ki arzumu yerine getir- miyor, gelmiş olsa senden haber alırdım. Anlıyorum ki amnem size karşı açtığı müharebeyi bütün cephelerde devam ettiriyor. Fakat hemen ilâve edeyim ki bizü ona karşı daima mağlüp Va« ziyete düşüren şu senin bana da imzalatlığın Mühürdar misakıdır. B'z onu bozmadıkça harp bit- meyecek. Buna emin ol. t Okü_ıîıicufâhma v diğini e y ilâvya etmediğini yazıyorl " cahktır. Münasip şekilde anlatınız. 'Cevaplarım.. Bebek'te Sucide Hanıma: Arasıra bir hikâye halinde işitilmekte olmasına rağmen, zev- cinin malümatı dahilinde serbest hayat yaşıyan bir kadiğin — bulu- nabileceğine ihtimal vermiyorum Madem ki vaziyet — son derece nezaket kubeimışhr Başka türlü içinden çıkılması da — mümkün değildir. O hülde alâkadarı gö- rünüz. Ayni müsibetten müsavi iki hisse âlan — iki dertli gibi konuşunuz, Taksim'de Ş. Ş. C. Hanıma: Küçük yı.ındın, zayıf omuz- Tarının tehammül — edemiyeceği kadar ağır bir dertten haberdar edilen çocuk, bu felâketin tesiri altında kalır, onu bü işe kariştir- mayınız. Meseleden kimse hai dar olmamalıdır. Hattâ en yakın bir dostunuz bile. * Ali Rıdvan Beyet Bu meselede erkekle kadın yekdiğetinden tamâmen ayrılırlar. Arada müsavat aranması müm- kün değildir. Erkek, alacağı kızın mazisini araştırmakta kendisini hak sühibi sayabilir. Bir dereceye kadar öyledir de. Buna mukabil erkeğin mazisi, aşk sahasındaki mazisi demek isteyorum, yalnız kendisine alttir. Alacağınız kız, sizi elbet kendisi gibi hiç kimse ile temas etmemiş sanacak kadar safdil değildir. Mademki metresi- vizin tehdidi karşısında bulunu: yorsunuz. — Nışanlınızın maziden imzalı veya imzasız bir mektupla haberdar olacak yerde, sizin va- sıtanızla haberdar olması mürec« | HANİMTEYZE Lehistan mımııuam ı:ıı iyi gittiğini, ümudül vrapa şarkında, halla nni gel döğene ıılııııııluı vatmak .ııidlıı izhar etmiştir. Avusturya Meoselesi Paris, 17 (A.A) — Harlciya Nazırı M. Lavalia Roma seyahatinde Başve- kilin de birlikte gideceği hakkındaki haberler tekzip edilmiştir. M. Laval dün Avusturya setirine, Fransanın Avusturya istiklâli hakkın- daki kararında hiçbir değişiklik olma- dığını bildirmiştir. Mıl:uılıuıııı Htiıırluı sana güleceğin bir şey haber vereyim, Burada arkadaşlardan biri Hal- kanlı aşiretinden bir kız sevdi. Bu aşiret bütün köklerini kay- betmemiş eski bir Türk kabilesi- dir. Yarısı İran toprağında olan bu aşiretin Ahlat dağları etekle- rinde çadır. kuran bu parçası goök - binici insanlar. Kadınları erkekleri kadar güzel hayvan kullanıyorlar. Bizim arkadaş bir yürüyüşten gelirken bu kıza rast- lamış. Kıiz bunü görünce atını sürmüş. O da peşinden. Fakat Aradakl mesafeyi birilrlü kapa- tamamış. Kız çadırlarına kâdar gelince keklik gibi yere konmuş. Bizim arkadaş kızı o zaman yakından görebilmiş. Babası, anası ile görüşmüş, kımız ikram etmişler. İki gün sonra bizi de götürdü. Kızı gösterdi. Kız çadırda doğmuş, d.f.d. yıkanmış, dağda büyümi Ateş gibi, çelik gibi bir şey. Güzel bir vücedü var. Fıhıî bütün bu göze çarpan hatlar ve şekiller arasın- da insanı tuz ruhu, kezzap gibi kemirecek hissi veren dağ, deniz yeşili, fakat aralarında kır çiçek- lerinin hemen her çqıdındın bir damlası görünen bir çift iri gözü ver ki İnsanı — miknatıs — gibi tutuyor. ÇArkası var)