SA Dünya Haâdiseleri t Keyif : Sormanın Yeni Bir Usulü ! t Fransız — gazetelerinin — iddia ettiklerine — göre Almanyada — her hangi şekilde olur- sa o'sun herhangi bir tenkitte bulunmak yasaktır. Esasen son günlerde: — yi bir Almasın - İktesdi İ vaziyet münasebetile memnuniyet- sizl,k göstermesinin fena olduğunu,, Dân eden bir beyannamede çık- mıştır. Aimanyada bir emirmamı neşredildi Fransız gazetelerinin avlattık« larına göre bu vaziyet — birçok Almanları kelime oyunu yaparak eğlenmeye sevketmiştir. Meselâ akşamları Berlinin meşhur cad- desi olan — Friedricherstrasse'de karşılaşan — dostlar. arasında şu şekilde muhavereler — işitilmek- tedir: — İşler nasıl? — Vallahi — memnuniyetsizlik izhar edemem, malüm ya! * ıstr Slad Londrada berber- dir ve bütün vatandaşları i gibi spor morak- Bi e hadır. — Bununla beraber geçen hafta çok yorgundu ki, tatil günündae yapılan at yarışla- rına gitmiyecekti, fakat sabahle- yin erkenden gazetesini alırken müvezzi ona yarışlara mahsus bir müşterek bahis bileti uzattı, israr etti —- Alınız, talilnizi dereyiniz, kazanacaksınız, diyordu. Mister Slad dayanamadı. Bileti aldı ve sükünla evine dönerek uykuya daldı, yorgundu, akşama kadar uyudu. Fakat akşam uya- nip da öğleden sonra çıkan gaxe- telerden — birisini aldığı zaman biletinin tamam (29,999 ) İngiliz Krası kazanmış olduğunu görmez mi? Elinizde ise bu adamın hissettiği — sevincin — derecesini ölçünüz!. x Pulıın meşhur — verzuerinaen biri son İcat ettiği bir elbise k-odı::ıı “müşterek cephe,, ' "'ı" ıdı:ı' vorluı,Pıil- l ne demek ? liyetperyer -Fran- F sız gazetelerinde — dehşetli — biİr * gürültü — |kopmuştur. Müşterek f cephe, son İntihapta kozanma | imkânlarını arttıkmak için Fran- 'k sız. komünistlerini aralarında te- , min ettikleri bir itilâfa denili- yordu. Terzi, etrafında uyanan kırmızı sarı renge delâlet ettiği için seçtiğini, yoksa ' komünistlik-' ten bittabi uzak olduğunu iİHân etmiştir. * e Loıdndı çıkan Everybody's gazetesi hesap etmiş; tE ç ae ee bir adam İçin şu yor: Vasati rakaamları sıralı- olarak bir insan 30 bin defa uykuya yatar. ! Yine böyle bir adam (20) bin defa —sakalını hıraş ettirir. ve (900) defa da saç kestirir, içtiği #lgaranın miktarı takriben - (500) hindir. —SK anvanlar Arasında wsv TUDLA ' Dünyanın En Vefakâr HayvanıYaban Diçi ve erkek iki yaban Ecz yuvarının yanında, dişili ezkekli iki maymana v. en seki hayvan ola- rak tanıman bir fil ile yavrusmu n Umumiyetle — ta- büyat âlimleri, bahk- ların en az zeki ve en az duygülüu hay- vanlar olduğunu kabul etmişlerdir. Bu iddia boş bir şey değildir. Senelerce süren tet- kik ve müşahedele- rin mahsulüdür. Mamafih bugün, bu İddianın aksini ispat edecek yeni birtakım müşahedeler vardır ki urun zaman sÜren geçmiş gayretleri, mesaiyi baltalamak istidadındadır. Yeni ilmi tetkiki yapan adam Vaşing- ton tarihitabii müzesi profesörle- rinden doktor E. W. Gudgerdir. Bu zat, Floridanın ılık sularında geçen yaz avlanırken Tortüyas adaları civarında gayet büyük bir. balık yakalamış. Oltasını büyük bir sür'atle dışarı çekmiye başlamış. ÂAz sonra, su Üzerinde büyük boyda burnmunun ucu oklu bir balk belirmiş. Fakat oltayı biraz daha zorlayınca bu balığın iki yanında ayni cinsten iki balığın daha bulunduğunu hay- retle görmüş, Hayvanlar, oltaya fırtınayı görünce bu lemi, sadece * tutulan arkadaşlarının iki yanına sokulmuş, beraberce yüzüyorlarmış, oltanın arkadaşlarını sudan dışarı çıkardığını — görünce — asılmışlar, fakat bütün — gayretlerinin beş para etmediğini görünce de israr etmemişler. Arkadaşlarını bırakıp #uya dalmışlar. ; Profesör Gudger, bu hadiseyi, balıkların hissizliğini iddia eden- lere karşı beliğ bir cevap olmak Üüzere ileri sürmektedir. Hayvanlar arasındaki bu te- ganüt hissinin varlığına delil olmak üzere de Ingiliz hayvanatçılarından Abel Chapman " bir misal xikre- diyor. Bu zat Amerikada avlanır- köen bir yılıııı keçisi — vurmuş. Fakat hıyvıı ölmemiş. ayaklarından / birinden ağır su- rette yaralanmış, ayak kemiği kırılmış. Bu halile hayvanın ayakta durmiya dahi mecali yokmuş. Yere yıkılmak üzere iken arka- daşlarının * vurulmasile — uzaklara kaçan yabani * geçi sürüsündı üç hayvan sür'atle geri dönml arkadaşlarını ğ wlılınıı İ 'l'ğ! ©na omuz verip hcırııyı toşel büs ıl-l.lır.'Hıyv , * filvakl kaç adim atmış. * Fakat yarası çok ağır olduğu için yere düşmüş. Onlar da yapacak birşey olmadi- ğını görüp bırakmış, savuşmuşlar. Ayni Chapman hayvanlar ara- sındaki müterakki tesanüt hissine bir delil olarak şu vak'ayı nak- letmektedir. «Orta —Afrikada avlanırken tesadüf önümüze vahşi bir may- mun sürüsü çıkardı. Attığım hir kurşunla bunlardan bir tanesi I'Aımin Veliahtının Oğlu vurulup yere dEş- tü. O vurülün- caya kadar arkı daşları tozu du- mana — katarak ortadan kaybol- muş, kaçmışlardı. Fakat bir sanl- ye sonra bunlar- dan dört tanesi büyük bir sür'atle geri döndüler ve vurulan arkadaşlarını aralarına alarak göz yumup açıncaya ka- dar ortadan kayboldular.# Vahşi Afrika maymununu vu- ran Clııpmanlı arkadaşlarının ağızları açık kalmıştı. Hayvanları her türlü tesanüt hissinden, fo- ragat ve fedakârlık duygusundan mahrum zannedenler, bu suretle aldanmış olduklarını gördüler. Yaban kazları iİse, - tabliyat Alimlerine göre mevcut mahlük- ların içinde en sadık olanlarıdır. Bunu tesbit eden Amerikalı âlim Blair olmuştur. Bu zat kanada vanat bahçesi müdürlerin, dir. Bu bahçenin havuzlarındı J ondrada Sabık alman veliahtının ikinçi oğlu Louls - Ferdinant bir. müd- dettenberi Amerikada idi, lerde Avrupaya döndü vi bir müddet Londrada kal sonra memleketine avdet ettk Sabık Alman vellahtının - ikinci oğluna, bu ziyareti —esnasında Londrada eski zamanlarda götes- rilen hükümdarana kabul mera- siminin — yapılmadığını söylemiye bilmeyiz İüzum varmıdır? - - ae lREEE L öleeelin DEREneRRE d Aralarında tosanüt hissinin kuvvı balığın muhtelif cinsleri Kazı Değil Mi İmiş! Bu Hayvan, Büyük Bir Fera gatle Erkeğine Sadık Ka- hiyormuş birine her sene bir. çift yaban kazı gelir, kalır- larmış. İlk sene dişi kaz yumurtlamış ve yavrüu - çÇıkar- mış, bunların yaşa- yışı — görülmiye değer bir halmiş. UNŞ olduğu söylenen Ertesi sene bu çiftin gelip gelmi- yeceğini tecrübe etmek istiyen âlim, bunların ayaklarına birer halka takmış vae görmüş ki, bü- yük bir sadakatle ertesi sene de gelmişler. Bu , böylece sekiz sene devam etmiş. Fakat 1933de | dişi kaz yalnız gelmiş ve yumurtla- mamış. 1934 de keza. Aynizaman- da bu hayvancığız yanıma her hangi bir erkek kazı da yaklaş- tırmiyormuş. Bu hal, yaban kazının, mev- cut mahlüklar arasında vefakâr- lığına şimdi büyük bir delil sa- yılmaktadır. Bütün bu tetkik neticelerine rağmen filin zekâsını reddedecek henüz bir âlim 1 türememiştir. Hükümdarlar Mektebinin Yeni Talebesi Lüksenburg dukalığının Grande Düşesi Şarlot büyük oğlunu bu hafta başında Londraya getirerek, Ingilizlerin o meşhur Eden mek- tebine yerleştirdi. Cocuk burada Dtidai ve tali tahsilini yapacak, sonra, Kembriç ve Oksfort Ün- versitelerinden birine girecektir. Eden bütün —düryada nev'i şahsına münhasır bir irfan oca- ğgıdir, münhasıran - hükümder. r « ve - isimleri — İngilizlerin - asalet anşiklopedisine - geçen yeski aıle- Krş. | Kış. | Keş. | İkinci teşrn 10 R-sminizi Bize Görnderinit < * Size #abiatınızı Söşliyelim Resminizi kupo: ile — gönderlniz. Kupon diğer sayfamızdacın 30 Ankarz: Rub: Vahap Hanım: B şeyin zevahirile d ziyade mesgül © ve uyaallık gösterili Kin tutmaz, darıldı gibi buruşmasını bilir. Kıbarlığı büyülü lüğü sever ve yük ınsadlarla konuşm tan hazzeder, - * 35 Konya: Beria Hanmı Zekidi Kibir ve gururu yok- tur. Arkadaşlarile kül fetsizce samimi ve si- de konuşur; Uyaallıği- >le kendisini. çabuk - - sevdirebilir.. Yalnız fır- sat bulursa - kızar, ve hirgin olür, fakat bu halini meydana — vur- , mamağa da çalışabilir. İşinde titiz ve inl ! zampetverdir. - Aldamt mak istemediği kadaf da aldatmak — istemei Büyüklere, ilim sahij lerine karşı hürmi ve muhabbeti hakik ta karşı insafı vardıfı İtikat işlerinde lâübı ; değildir. İsrafı sevmafı para ve mal bahsinde tutumlu olabilif - Kooya V. A. Hanımı ( Fotoğrafının dercini latemilyor ) El va ev işlerinde hamarat bir kadını olabilir. Kendisine lâzım olduğu tadar etrafla alâkadar olur. Para vi mal bahainde tutumlu ve idarelidit Misafirlerine fazla ikramda bulunabilir - İstanbul A. Remzi Efendir | (Resminin dercini lstemlyor ) j Atak vo atılğandır. Çabuk parlafı. Hırçınlığı karyısındakine zarar vırd& yorma kendisine pek pahalıya mal m bilir. Küçük şeyleri büyültebilir. Çabı ! alınır. - İzmir Hasan Emla Efendi: ( Resminin dercini istemiyor ) Ameli işlerde muvaffak olan sokule gan ve yaratıcı bir insan hususiyetle* rini tamamile muhafaza eder, Herkesli ahbaptır. Dertleşir, ötedan beriden kok nuşacak bir mevzu bulabilir. Mevcudi yeti muhiti sıkmaz. Tuhaf hıiıulılıl tıkralar nıkloımııım bilebilir, İstanbul K. S. Bıy: (Resminin dercini istemiyor ) Yüksek ve kaba sesle ve asabi el işaretleri yaparak konuşur. Dalina bint — memek şartile uysel ve arkadaş canlır. gurur ve tahakküime göğ ayatın zevklerinden mahrum kalmıya razı değildir. Güzele, güzelliğe karşı zaafı vardır. Birşey üzerinde uzut müddet 1srardan hoşlanmaz, daha zis yade tenevvüü ve kayıtsızlığı soveti İştihasını ve neşesini nadiren — zayl edebilir. 1 geee eeeecereceLerELeLARAREAEmAAARA LA LALELELARELA LA LAEEAAİ Bir sütunun ikl satırı bir (santim) sayılır... » Bee Sayfasına göre bir santi- min ilân fiatı şunlardır: Üeler ae l ee 8İneteri z $e Bir şantimde — vasati (8) kelime — vardır. 4a İnce ve kalın yazılar tutacakları yere — göre santimle ölçülür. leriııh çocuklarını alır, bu mek* tebe girebilmek için para kâfl değildir. — :