Dokuz Sene Sonra Çıkan Acı Hakikat Bundan dokux sene evvel Yunan« Bulgar hududunda bir hâdiso olmuş, iki taraf muhafızları tutuşmuşlardı. İşte komiteci parmağı vardı. Bu münasebetle Yunan hududu tecavüze uğramıştı. Vaziyetin nezakati karşısında her iki taraf meselenin tahkikini Milletler Cemiyetine bıraktı. © da, İstanbulluların mütareke devre- sinde tanımış oldukları İngiliz. koml- veri Sir Horas Rumboldun - riyaseti altında bir tahkik heyeti gönderdi. Bu heyet, bir müddet vaziyeti gözdem geçirdi. Sonra yazdı. Bu rapor, hakikati tahrif noktasından bir şaheser telâkki olunabilirdi. Çünkü, hudut mintakasındaki birçok Yunanlı papas, çocuk, kadın, erkeğin isticvap olunduğunu, fakat bunların Bulgar komitecilerinden haberleri olmadıktan başka komiteciyi tarif dahi edeme- diklerini — kaydediyor, — Makedonya ine atfolunan vahşet ve teca- no telâkki ediyordu. dökuz sene — geçtikten bir rapor Aradan sonra Messaje Daten isimli Yunan ga | bu hazin hâdiseyi mevzuubahs ediyor ve Kıral Aleksaudri öldürem katilin — bir Makedonyalı komiteci olmasındaki fecaat Üzerinde durduk- tan sonra diyor kit Cemiyeti Akvamın © zamanki tah« kik komisyonunun azam, tarifini -öğ- rünemedikleri komltecinin ne demek olduğunu kırali öldüren Kalemen - Görgiyel sayesinde öğrenebileceklerini ve sulh yolunda hizmet edeyim diye hakikati tahrif etmenin zamanla feci hâdiselere bep olabileceğinin bu suretle bir defa daha tezahür etti- gini kaydediyor. Ayni zamanda, bu gezete, bir takım kimselerin hayalha« mesinde yer bulmuüş ne diye o raman tavsif olunan komiteci meveudi. yet veya ademlimeveudi Bulgar Başvekili tarafından meclisinde verilen izahat ile daha iyi anlaşılmış oldu. diyor. Ne buyrulur ? — Macar Başvekili Varşovadan Peşteye Döndü Peşte, 24 (A. A.) — Başvekil M. Gömböş Viyana yollle Varşovadan dönmüştür. Viyanada —durmamıştır. Romaya Yyapacağı seyahatin teahhur edeceği şayiaları dolaşıyor. şk müsademeye | Musul Petrolları |Akdenizde 4, M (A. A.) — Musul petrol- Akdenize boruların akıtma muamelesi başlamıştır. Hâdisat ara- da göze çarpmadan geçen bu Muazzam işin küşat res Fransa namına M. Heryo ve refaka- tindeki heyet yapacaktır. M. Venizelosa Yapılan Suikast A (ALA) — M. Venize- 1 yapıla sulkastın. muhake- mesi 24-11 934 te başlıyacaktır. Son mazaun Subatla kendiliğinden Müd- delumumiliğe teslim olmuştur. Havanada Amerika Sefirine Sulkast Havana, 24 (A. A.) — Amerika sefiri M»Kafferiye mitralyozla yapılan v #t Üzerine beş kişi tovkif edil- miştir. Dört ay Içinde bu, beşinci sul« kasttır. İspanya İsyanı Son Ocaklar Da Bastırıldı Madrit, 25 ( AA ) — Hükümetin neşrettiği rcsmi bir tebliğe göre, son layan ocakları bastırilmiş ve umuümi SA Hükümet memleketin sükünu Için büyük bir gayret göstermektedir. Bu meyanda asilerin tutunabildikleri son noktalar da ele geçmek üzeredir. Bir Kayon Faclası Sigburg, 24 ( A.A )— Bir kamyon giddetle bir ağaca çarpmış ateş almıştır. İçinde bulunan üç kişi diri diri yanmıştır. Jeplin Balonu Fredrikshafan, 24 (A. A.) — Jeplin balonu, dün sa; Pernambukotan ( Cenubi Amerika î"ım.,. gelmiştir. Hindistanda Sekiz Koml- nistin Beraet! 24 (A. A.) — Grev aa. gaşalık çıkarmakla ma1« nun sekiz komünist berset etmiştir. Belçikanın Müdafaa Piânı Brüksel, 24 ( A. A. ) — Harbiye Nazırı Ci Devex bazı tönkit cevap olarak Belçikanın —müde plânının ana hatlarını kısmen neşi miştir. larının temin edilmiştir. ve Bomba Gençlerindir No .57 25- 10 - 934 — Akşam yemeğine sizl res- men yvapura davet — ediyorum enişte bey dedi. Sakın reddet- meyin. Reşit: — Nasıl olur, dedi. Geceyi de vapurda mi geçireceksiniz. — Tabi... İsterseniz size de bir kamara açtırabiliriz. Tavsiye- lerimiz mükemmel. Bunu ilk defa lâtife zanneden Reşit onlara sinemadan, bir ge gazinosundan — bahsetti. — Fakat Ayten: — Bütün bunlar — lüzumsuz zahmetler dedi. Biz proğramımızı Istanbulda çizdik. Bizimkilere tas- dik ettirdik.. Bir maddesi bile değişemez. Reşit Leylâya baktı: — Sahi mi? Genç kız başını eğdi. — (Ayten) yalan söylemerz. Reşit bu garip programı de- giştirmek için mücadele etmeye lüzum görmedi. Çünkü Leylânın fikirlerinde ne kadar İnatçı oldu- ğunu biliyorda. şam hava kararırken Bor- Burhan Cahit novadan yavaş yavaş döndüler. Reşit onları kandırmıyacağını anladığı için yemeği dışarıda ye- mek için israr etmedi. Ayteni — Bu akşam ikiniz de benim davetlimsiniz, dedi. Iki arkadaş kamaralarında el- biselerini değişip salona döndüler. Ayten sofralarında bazı ilâveler yaptırmak İçin lokanta şefi ile konuştu. Leylâ çok memnundu. O Reşit gibi hislerine kapı- miyor, belki de duyduğu zevki yudum yudum tatmayı daha tatlı buluyordu. Bu seyahat, bu başkalık, bu birleşme, bu başbaşa yemekler onun ne zamandanberi madenile- şen, madde haline gelmiye baş- hyan varlığındaki katılığı silmiş, yumuşatmıştı. Yemek salonunda yalmız üç masa vardı. Onlar bir köşede çiçeklerle süslenmiş masalarında geç vakte kadar çene çaldılar. Sonra yukarı salona çıktılar. Leylâ Reşidin 16- rarile yorulunctıya kadar pliyano — SON POSTA | - Deniz Konferansı LoAdradaki Hazırlık Gi;rri;şmeleri Pek Uzun Süreceğe Benziyor Londra, 23 ( AA ) — İptidai de- konferansının ilk — toplantısı bu sabah İngiliz ve Japom murahhasları arasında aktedilmiştir. Toplantıdan sonra — gazetelera aşağıdaki tebliğ verilmişt Japn ve İngiliz murahhasları ara- sında İlk içtima bu sabah Başvekâ- lette aktolunmuş ve deniz silâhlarının ilerlde tahdidi hususunda umumi ma- hiyette noktai nazar taatisi yapılmış- tır. Japoa murahhaslarının Amerika murahhaalarile — görüşmesi takarrur etmiştir. İngiliz ve Japon murahhas ları 26 Teşrinievvelde yeni bir top- lantı yapacaklardır. ğ Bu sabahki içtimada İngiltere na- mına Başvekil M. Makdonalt, Hari- ciye Nazrı M. Simon ve Bahriya Niziri, Japonya namina da — Japon sefiri ile Amiral Yamomota hazır bu- lunmuşlardır. Her iki tarafın resmi mümeaslilerine birçok fen müşavir- leri refakat ediyorlardı. İlk günden alınan İntibaa deniz müzakoratı olacaktır. Tamamen bahri w mahiyette ol sebepler dolayisile, kabine, Bahri Nezaretinin — selâhiyettar — adamları Millt Müdafaa ihtiyacatının kruva» zör adedini derhal çoğaltmayı İstilz ettiğini bildirdikler bir sıradaAmerika tezlerini resmen tasvipte tereddüt et- mektedir. Buna bimsen İagiliz - Japon mukareneti davası taraftarlarını mu- hafaza etmektedir. Bununla beraber, iki temayülden birinin diğerine galebe | çalmaması ve ne Japonyaya karşı | bir İngiliz - Amerikan, ne de Amerl- mniz göre uzun ve yörücü ç Gemiye dönen kaptanlar da bu güzel musikl Alemine ka- rıştlar. Sonra gramefonu hazır- layıp bir zaman da dansettiler. Reşit karaya dönmiye mec- burdu. Sabah erken - onları gelip bulacağını söyledi. Ve gece yarı- sından sonra geminin bir sandalı onu rıltıma çıkardı. İki genç kız hayata kanmış bir zevkle uyu- dular. Ertesi sabah dâha saat dokuz- da Reşit elinde birçok paketlerle vapura — geldiği zaman — onlar henüz uyanmışlar kahvaltı edi- yorlardı. Delikanlı kendisi Için İzmire kadar glen Leylâ için daha bir- çok şeyler hazırlamak - istiyordu. Fakat vakit o kadar dardı ki onlara ancak birkaç sepet İzmir mahsulü yetiştirebildi. Yalnız lik açılan bir mağazadan Mısır işi bir altın bilezik bulabildi. Bu onu Leylâya İzmir sevyahatı hatırası olacaktı. Gelmeye — başlayan yolcular arasında rahatça konuşabilmek için küçük sigara salonuna gir- diler. Ayten, gidişin geliş gibi neş'eli olmayacağını iki sevgilinin ayr- lirken epey istirap çekeceklerini keşfettiği için bu defa onları yalnız bırakmıyor, havai bahisler- den tutturarak onları avutuyordu. Reşit kısa, sert bir aeker ka- Top adedi arrasu mu, yoksa stir'at meyli mi galebe edecek? kaya karşı bir İngiliz « Japon kovalir yonu vücuda gelmemesi çok muhte- meldir. Londra kabinesinin prenslbi Vaşington emsallerini muhafaza etmek olacaktır, Ffakat kabinenin yeni bir muzhedenin ihzarını kolaylaştırmak için Japon metalibatına karşı bazı tavvizlerde bulunması imkânsız deği! dir. Londrada, Japoni bu uz- laşma teşebbüsünün muvaffak olması lehinde çılışacakları Ümit edilmekte- dir. Vaşington muahedesi iptal edildiği takdirde, bunu derhel teslihat yarışı takip edecektir ki bu da İngiltere bütçesine büyük bir hamule teşkil | edecek ve İngiliz harici siyasetine | dahilt neticeleri hesap edilemiyecek kadar çok olacak bir. muvaffakiyete sizlik sebebi olacaktır. Bugün Japon- larla Amerikalılar arasında ilk toplantı olacak ve Cuma günü de İngiliz- Japon görüşmeleri tekrar başlıyacaktır. İn- giliz - Amerikan görüşmeleri gelecek hafta başından evvel başlamıyacaktır. vaziyetin tamamen tespiti çecek demektir. * Londra, 24 (A. A.) — Amerikâ ile Japonya aramındaki görüşmeler — özlü Üzeri bitmiştir. Japon teklifleri bugün - telgrafla Reisicümbura bildirilmiştir. * Londra, 24 (A. A.) — Amerika ile Japonya arasında deniz mürakerele- | rine bu aabah 10,30 da Klariç otelinde başlanmıştır. n da | rarı ile buraya kadar gelen Ley- lâyı İzmirden salıvermemeyi birkaç defa düşündü. Hattâ bunun biraz da rzevkli, heyecanlı bir hadise olacağını tahmin etti. Fakat Ley- lânın sükünet ve mukavemet tek- kin eden vefa ve sevgi dolu bakışları allında bir ikinci defa fikrini — ortaya atmaya edemedi. Vapurdan Reşit oldu. Delikanlı üniformasına yakış- tıramadığı göz yaşlarını göster- memek İçin bir çok defalar yat- kundu. İstemeye istemeye birçok sigara içti. Nihayet iskele alınır- ken son siperini kaybeden, son kurşununu —atan #son — ümidini kaybeden bir asker gibi geri çekildi. Ve onun yanık, kemikli yüzü vapur uzaklaşıncıya kadar bronz bir heykel gibi İzmirin yeşil kör- fezinde dim dik göründü. * Ayten arkadaşını dürttü: — Haydi bakalım küçük ha- nim, ÂArtık birşey görünmiyor. Gözleri hâlâ İzmirin yüksek tepelerine dikilip kalan Leylâ ir- kildi. Ruzgüâr açıklarda şiddetlen- mişti. İki kızın saçları büklüm büklüm yüzlerinde dönüp dolaşı« yor, eteklerini havalandıriyordu. Leylâ başını çevirdi: cesaret son defa ayrılan Gönül İşleri Okuyucularıma Cevaplarım.. L A Beye; Bir kıza mektüp yazdınız, ce- vap aldınız, kendisini size müte- mayil buldunuz, fakat vaziyeti bin den değişti, mektaplarınıza cevap vermez oldu, sordunuz, sizi başka kızlarla alâkadar bulduğu İçin gücendiğini — söyledi. — Bununla beraber hlasediyorsnonuz ki, kar şılaştığınız. zaman — gözleri yine sizdedir, Fakat ah yavrum bütün bun- ları böylece sıralayup tahlil ettik« ten sonra hâdiselerden en tabil manalarını neden çıkarmıyorsu- nuz? Her muaşakanın bir sonu olmak lâzımdır ve kız bu müte- madi —mektuplaşmanın — nihayet bulmadığını görerek ye'se düş- müÜştür, sizi birde böyle imtihana çekmek istemiştir, yoksa kalbi yine sizdedir. İlk karşılaştığınız zaman evlenmeyi teklif ediniz, bakınız. yüzü mekadar çabuk değişecektir. Silivride ( H. ) Hanımaı Evli bir erkek bir genç kıza, zevcesini bırakıp kendisini almak istediğini söylerse ya samlimidir, hakikaten — söylediğini yapmak arzusundadır, yahut ta yalancı va- itlerle karşısındakini oyalayıp eğ- lenmek arzusuna kapılmıştır, her iki takdirde de kendisinde bir silo erkeği olmak kabiliyeti yok- tur. Kendi kendinizi aldatmayınız, sizden evvel başka kadını tan- muş, yuva kurmuş, birlikte yı mış, daha kimbilir nice sergüzeşt- ler geçirmiş, fazla artık bir er- keği sevemezsiniz. Kalbinizdeki bu hissi söküp atınız! HANIMTEYZE Arnavutluk Mekteplerinde Niçin Rumca Okutul- muyormuş? Tiran 24 (ALA) — Arnavutluktaki Yunan akalliyetlerinin Arnavut mek- teplerinde ve yalnız Arnavutça oku« maları emrine karşı giddetli yazılar yazan Yunan gazetelerine, buruda çıkan Besa gazetesi cevap vermekte ve millt şuurun takviyesi için , tek tedrin — sistemins istiyaç olduğunu söylemektedir. — Salona girelim. Dönüşte vapur biraz kalaba- lıktı. Fakat yol arkadaşları ara- sında tanışacak kimse bulamadı- lar. Gelirken tesadüf ettikleri Mıtir. yolcuları İzmire çıkmışlar, oradan bir başka posta ile (Kıb- rıs)a geçecekler, daha sonra İ« kenderyeye gideceklerdi. Hava gittikçe bozuyordu. İkinci kaptan onlara vapurun kütüphanesini teslim etti: — İstediğiniz kitabı alın, oku- yun, güzel romanlar da var. Ayten neş'eliydi. Bu seyahat onun ne zaman- danberi banka ile evi arasında dümdüz hayatına hareket ve zevk katmıştı. Kendini okadar hafifle- miş, canlanmış — görüyordu ki en ehemmiyetsiz. şey bile onu güldürmiye yetiyordu. Leylâ da gelirken onun gibiydi. İkisi de tipkı mektepte olduk- ları gibi vara yoğa kahkaha atıyorlardı. Fokat dönüş onun neş'esini kurutmuş gibiydi. Reşidln hali onu çok düşün« dürmüştü, Bu bir günlük buluşma ona Reşidin hiç değişmediğinli anlatmıştı. Delikanlı mukaddes bir karara iman ettiğini her — balile belli ediyordu. Onun bu sebatı Leylânın ümit« lerini kuvvetlendirimişti. ( Arkam var )