Muharriri: 4. R. No.: Kitare'nin Nağmeleri 60 10- 10 - 94 Her Zaman .Sükünflçînde Bulunan rçedikule Civarı Birdenbire Büyük Faaliyetlere Sahne Oluvermişti.. ——— İbrahim, bu işi maalmemnuni- ye kabul etmiş, Şövalyenin giz- lice kaçırılması için Yedikuleye giderek kale muhafızlarile mü- zakerata girişmiştl. Fakat, teklif edilen bol bol rüşvetlere rağmen biçbir. muhafırz buna muvfakat etmemişti. Çünkü Sadrazam İbra- him Paşa, Şövalyenin büyük bir dikkatle muhafazası için şedit emirler vermişti. Bunları — işittikçe Antuvanın kalbindeki elem ve ıstırap artıyor. Şövalyenin bu sadık dost ve uşağı artık bütün hırsını şarap şişe- lerinden alıyordu. Bir gün erken sokağa çıkan Aniuvan, elinde koskoca bir ki- tare ile avdet etmişti. Sokak ka- pısında onu böyle, boynunda bir kitare asılı olarak gören pesko- pos'un uşağı, evvelâ bir haç çı- kardıktan sonra: — Sinyor Antuvan!.. Aziz dos- tum.. Burası, papaz evidir. Buraya kitare giremez. Demişti. Lâkin zavallı Pol, daha sözlerini bitirmeden göğsüne yediği şiddetli bir yumrukla yere devrilmişti, Gürültüyü duyarak salon ka- pısına gelen Peskopos, derhal ge- ri çekilmiş: " — Ey arziz Meryem!.. Bir, bu eksikti... Çıldırmış olan şu zavallı Antuvan kuluna, sen merhamet et... Diye dua etmişti. Antuvan, bunun farkında bile olmamış.. Peskoposun önüne gi- derek: — Muhterem pederi, Sizden bir ricada bulunacağım. Lütfen İbrahimi bana çağırtır mısınız?.. Diye yalvarmıştı. Pol, çarçabuk Ibrahimi bulap getirmişti. Antuvan Yedikule kak- kında Ibrahimden izahat istemliş- ti. Ibrahimin verdiği malümatı dinledikten sonra: — Hadi bakalım.. Seninle be- raber oraya kadar gideceğiz. Demişti. * Alelâde zamanlarda büyük bir tükünet halinde yaşayan Yedikule cıvarı, şimdi oldukça fazla bir gürültü ve hareket içinde idi, Padişahın iradesile seferber haline gelen ordunun bazı kısımları, 1s- tanbul surları önünde, Davutpaşa ve Çırpıcı çayırı mevkilerinde içtima ettiği içi buraların süküne- tine halel gelmişti. Geceleri, her tarafta öbek öbek ateşler yanıyor; karargâhlardaki asker sesleri, at kişnemelerine karışıyordu. Yedikulenin tam — karşısında we hendek kenarında Hacı Mah- mut isminde bir ihtiyarın bostanı bulunuyerdu. Bu Hacı Mahmut da Ibrahimin uzaktan akrabası olu« yordu. — Tertip — ettikleri — pilân mucibince İbrahim ile Antuvan buray gitmişler ve muvakkaten Hacı Mahmudun bostanındaki kulübeye yerleşmişlerdi. Akşamları, ortalık kararıpta sükünet başlar başlamaz Antuvan kitaresini alarak hendeğin kenarına gidiyor; gözleri yaşla dolu olduğu halde, Yedikuleye karşt ayakta duruyor; hem kitaresini çalıyor, hem de yüksek sesle — şarkı #öylüyordu. Gecenin sessizliği içinde An- tuvanın — dalga dalga yükselen hazin sesi, Yedikulenin sert du- varlarına çarpiyor; akisler yapı» yor.. Fakat, cevapsız kalıyordu. O zaman Antuvan meyus ve mü- teessir bir halde başını önün: iyiyor: K — Sesimi duymıyor.. Demek ki duymıyacak derecede derin bir zindanda bulunuyor, Diye söylene söylene kulübe- ye avdet ediyor. Başını yes ve astırapla sıkılan yumrukları arasına alarak saatlerce düşünü- yor.. Sessizce göz yaşları dökü- yordu. * Üç dört gece bu suretle geç- tikten sonra, artık Antuvan son bir gece daha tecrübeye karar vermiş; yatsı ezanları okunduktan sonra kitabesini alarak yine o, yalçın kaya gibi yükselen kulelerin karşısına dikilmişti. Kitarenin çe- lik tellerinden kopan nağmeler, titreye titreye yükselmeye başla- mıştı. Antuvanın hüzün ve elemle malâmal olan sesi de, karanlıklar içinde korkunç bir heyülâya ben- ziyen kulelere çarpmıştı: Ey, insanların en temiz ve en alicenabı Olan Türk oğlu!... Süyle.. Nerdesin?.. Bir bedbahtı felâketten kurtarmak için Kendini feda ettin.. © kıymetli Vücudunu hain kurşunlarla deldirdin., Fakat, en küçük bir şikâyet bile Etmedin... Seni bu hale koyanlar, Şimdi ipek döşeklerinde. nazenin Dilberlerin ılık sinelerinde.. tatlı rüyalar İçinde uyurlarken.. sen, bu insafsız Zındanın hangi köşesindesin?.. Ey, insanların en temiz ve en meili Olan Türk oğlul. #enin mertliğine Meftun olan bu zavallı uşağın Antavan, #enin için kan ağlıyor. Seni kurtarmak için, bu âciz vücudunu Lokma lokma parçalatmıya — hazır bulunuyor. Fakat, sana kavuşmak için nereye Saldıracağını bilmiyor. Ona, Bulunduğun yeri göater.. Neredesin?. Antuvan, sesinin bütün kuv- vetile ve hazin bir Katalonya ahengile bunları söylerken göz- lerini mütemadiyen kulelerin be- denlerindeki — dar pencerelere, mazgal — deliklerine — gezdiriyor. Oradan bir cevap veyahut işaret bekliyordu... Bazan, oralardaki servilerden bir baykuşun — ötüşü, | uzaktan bir köpeğin uluyuşu ona | derhal | birdenbire Ümit veriyor.. sesini kesiyor... Dinliyor.. ümi- di boşa çıkınca, kelimeler bo- ğazında — düğümlene lene — yine — şarkısına ediyordu. Ey, in.. san.. ların.. Ba tea. Antuvan, — kelimenin hecasını ikmale muvaffak olama- mamıştı. Çelik gibi sert bir par- mak gırtlağına dayanmış.. elin- deki kitare bir tarafa fırlamıştı. Boğazından hırıltıyı andıran bir 08 çıkıyor; elleri, kuülenin bir noktasına uzanmış, titriyordu: — Ma, Donna... Ma, Donna... Sana inanıyorum.. sana iman ediyorum. Bütün şu sefil ömrüm- de, bir kere dahi senden şefant dilemediğim.. hiçbir şey İçin sana şükretmediğim halde.. işte şimdi, en saf ve sadık bir hıristiyan bi diz çöküyorum.. ve sana, bimin bütün minnetlerini tak- dim ediyorum... e o, orada., ( Arkan var ) Bir Maskeli Baloda.. — Bu, banker Salamon EL., niçin her maskeli baloya Napol- yon kıyafetile geliyor?. — Elini para cüzdanından Dünya İktisat Hıbıılırll Milli Bankasında En Çok Altın Bu- lunan Memleket Fransa Milli Bankası tarafın- dan — neşrolunan son blânçoya na- zaran - bankada mevcut altın miktarı ( 82 ) milyar (204) milyon franga varmıştır. Bu vaziyete göre Fransız parasının karşılığı yüzde 80,77 olarak temin edilmiş bulunuyor. Bu — nisbet şimdiye kadar elde edilen netice- lerin en yükseğidir. Fransonın ara vaziyeti| düğüm- | devam | ikinci | x Roma beynelmilel ziraat ens- timı|ü l:ılrııfındııı apılan tahminlere panlak ;öı:ı bu seneki reköltesi | yekolte eski yıllara kıyasla azdır.. 1934-1935 rekoltesi 4,5 milyon ton olarak tesbit edilmiştir. Bir yıl evvelki rekolte 5,6 milyon ve fevkalâde bir sene olan 1931-1932 rekoltesi de 6 milyon tondu, Dünya * Dünyada gözüken buğday is- -| toku Eylül ayı başlangıcında 133 day stoku milyon 500 - bin | kental olarak teşebbüs edilmiştir. Bu miktar Temmuz ayında yapı- lan toplamıya kıyasla 3.800.000 kental fazladır. Bu rakkam 1931 yılı Eylülünden beri görülen en yüksek miktardır. 1931 yılı Eylü- lünda dünya gözüken buğday stoku , 269.500.000 - kental idi. göNsrLERemEr AA AA D, Eaki Zabtiye, Çatalçeşme sokağı, 25 İSTANBUL Gazetemizde — çıkan yazı ve resimlerin bütün bakları mahfuz ve gazetemize aittir. Abone bedeli peşindir. Adres değişlrmek 25 kurüştur. — Gelen evrak geri verilmez. (Hlânlardan mes'uliyet alınmaz. Cevap için mektuplara 10 kuruşluk pul ilâvesi lâzıcadır. | Posta kutu 741 (stanbul | ;ol.ril .SME.' Birinci teşrin 10 Devlet Demiryolları İlânları . Portakal, Limon ve Emsaline Tenzilât. 15-10-934 tarihinden itibaren: en aşağı beş ton olmak veya bes ton ücreti verilmek şartile, bir istasyondan diğer herhangi bir istasyona yapılacak nakliyattan maktuanı Beş tona kadar olan ağırlık için ton başına..... 20 Beş tondan fazlası için beş ton ücreti olan 100 liraya ilâveten beher fazla ton başına 7,5 lira ücret alınacaktır. Bu ücret; Payas, Dörtyol ve Toprakkale kısmını da ihtiva etmektedir. a Bu nakliyata, daha ucuz düştüğü münasebetlerdde, şartlarile beraber meyva ve sebze tarifesi tatbik edilir. 10 ton veya daha fazla olan mersulelere ayrı vagon verilir. Ambalâjlı olmıyan dökme mallardan asgari 10 ton Ücreti alınır. Bu nakliyatın ücretleri muvasalatta verilebilir. Bu tarifeye tâbi maddelerden karışık olarak bir mersüle tertip edilebilir. Tam ha- muleli vagonlara, üçüncü mevki bileti olmak şartile, bir muhafız konulabilir. *6552,, * * Havaleli olmaları dolayısile seyriseri Ücrete tâbi olan aşağıdaki eşya, seyrihafifle nakledilmek — şartile, seyrihafif birinci — sınıfa nakledilmiştir. Bu suretle ücretlerde yapılan tenzilât nisbeti *665 tir Bu tenzilât; mobilya nev'ine dahil eşya İçin 10 Birinci teşrin ve diğer eşya için de 20 Birinci teşrin 1934 tarihinden itibaren tatbik edilecektir. Ağaç (zihayat. Küçük ve büyük) Araba (çocuklara mahsus) Araba (el arabası. Sökülmemiş) Asma çubuğu (ıihıyuL Ayna (çerçeveli ve mobilya halini iktisap etmiş) Banyo (demir, çelik, tahta) Mobilya (kerevet minderler. Sökülmemiş) Dut yaprağı Eşyayı beytiye (dolap, konsol, döşeme, gardrop ve emsal hacimli eşya) Fıçı (boş ve cesim bombalar Fidan (garsedilecek zihayat Hasır mamulâtı (her nevi) Hububat sapları (tazyik edilmemiş) İpek kozası İskemle (sökülmemiş) Kamış (boyalı veya mamul) -Karyola (somyalı. Sökülmemiş) Kızak (ağaç ve madeni. Hayvanla cerrolunur) Koza (taze, kuru. Delik, ipek kozaları) Koza talaşı (ipek böçeği kozası artıkları) Lavabo ve emgali Mantar şişe tıpaları Ot (kuru ve tazyik edilmemiş) Pamuk (tazyik edilmemiş) Peynir (taze, tuzsuz) Saman (tazyik edilmemiş) Sandalye (sökülmemiş ve portatif olmıyan) Saz (boyalı saz ve kamışlar. Demet halinde) Sepet (mlüzeyyen lüks sepetler ) Süt ve mamulâtı (taze) Süpürge (her nevi) Talaş (tazyik edilmemiş ) Tereyağı (taze ve tuzsuz ) Yaprak ( zihayat. Dut yaprakları gibi ) Yosun ( tazyik edilmemiş ) — (6599) $e ik Maden kömürü nakliyatı- na fevkalâde tenzilât 5 Birinciteşrin 1934 tarihinden itibaren Devlet demiryollarında tam vagonla nakledilecek her nevi maden kömürlerinden ton ve kilometre başına 1 kuruş Ücret alınacaktır. Kok kömlürü için bir vagonun asgari hamuülesi 10 tondür. Bu tarifeye göre muhtelif merkezler arasında bir ton kömürün nakil üÜcreti şudur: Hacıbayramdan Değirmisazrdan Haydarpaşadân Mersinden 1122 168 314 823 859 429 577T 694 305 1031 1179 564 802 837 1117 67 479 809 957 343 899 467 748 390 Malatya 1194 1229 1509 459 Elâziz 1313 1348 1628 578 Fazla tafsilât için istasyonlara müracaat edilmelidir, 6600 danlar) Eskişehir Ankara Sivas Adana Kayseri Konya Şehir Tiyatrosunun büfe ve gardrobu pazarlıkla kiraya verile- cektir. Talip olanlar şeraiti anlamak Üzere Levazım Müdürlüğüne pararlığa girmek için de teklif edecekleri bedelin * 7T buçuk nls- betindeki teminat makbuz veya mektubile 11/10/934 Pıqomm nü saat 15 e kadar Daim! Encümene müracaatları.