İTTİHAT SON POSTA âL? * Sayfa 9 S inci kınıin No. 74 Her hakkı mahtuzdur. 1 lü- 934 Cemal (Paşa ), Ahmet Rasim Beye: Ölmek Var Donmek Yok' Dıyordu.. (Mısır seferine hareket) emrinin | verilmesi, kadın erkek — bütün Şam halkının sokaklara dökülme- sine kâfi gelmişti. Cemal Paşa De maiyeti; dualar, senalar, Şam hatunlarının: —D lu u, Luklu. Deye etrahı —çınlatan — nilgit sedaları arasında selâmetlenmişti. Parlak bir mehtap altında kayna- şan asker kafileleri, kendilerine gösterilea hedefe doğru büyük bir neşe ve şetaretle ilerliyor: (Al bayrak, Kabire tistünde yükselsin, —yükselsin..) Teraneleri, çöllerin sükin uful- larında mühim akisdler — hutule getiriyordu. Ordunun ( Kudüs ) e girmesi, bir bomba tesiri husule getirmişti. Kudüs'teki ( Siyonist ) bankası basılmış.. kuponları, mü- tedavil evrakı nakdiyesi toplan- miş bir Istintak heyeti Siyonist- lik — bakkındaki tahk katın mabadini ikmale başlamıştı.. O günden itibaren sansör şiddetlen- miş, (Bak Paşa) isminde bir Al- man bu iİşin başma geçmişti. Ce- mal Paşa, kendi malümatı olma- dan Istanbula hiçbir haber gön: derilmemesini emretmişti. Cemal Paşa Kudüse geldik- ten sonra kendisine (Büyük Ce- mal Paşa) unvani verilmişti. Bu unvan, diğer iki Cemal Paşadan tefrik içindi. Bu büyük Cemal Paşa, hareketinden bir gün ev- vel muharrir Ahmet Rasim Beyi huzuruna celbetmiş; aralarında çu kısa mükâleme geçmişti : Cemal Paşa — Ben yarın gi- diyorum. Rasim B. — Çöle mi?.. C — Evet. Ölmek var, dön- mek yok. R — Inşallah muzafferen dö« nersiniz. C — nşallah.. Iyice sıhhat kesbetmeyirce, vekayüi harbiyeye dair (Istanbula) ne telgraf verin.. Ne de mektup yazın. — Pekil, » 1330 senesi Kânunvevvelinin yirmi dördüncü günü, Güneş doğarken Istanbul ufuk- ları çıngir çıngır çıngırdıyor.. ko- €a memleket baştan başa bay- raklarla donanarak, cadde ve so- kakları dolaşan muzika sesleri, mektep talebelerinin — heyecanlı neşideleri semada aksediyordu. Gittikçe coşan bu tezahürat, par- lak bir zafer şenliği idi. Ve bu şenlik te pek yerinde idi. Çünkü: — Koca Cemal Paşa.. niha- yet, kanalı geçmiş. « Ti.. Amma nasıl geçmişti?.. Henüz bunu bilen yoktu. Çünkü, Cemal Paşanın kumandasındaki askerin kanalı geçtiğini yazan gazeteler da fazla tafsilât ver- miyordu. Sabahleyin intişar eden bu havadis, akşama kadar ( Mısırın fethi ile hitam bulmuş, artık İs- tanbulun ve İstanbuldan taşan haberlerle de Anadolunun neş'e ve gürurü, coşkunluğun azami derecesini bulmuştu. — Bizim asker, Kanalın öbür yakasına ayağını basar basmaz, (Abdülâfiz Çâvişi ) ora- da bekliyormus.. Vak'ayı derhal Mısırın dört köşe- sine telgrafla bildirmiş.. — Sü- veyş, — İsmailiye, Portsait, ls- kenderiye, Kahiredeki Mısır va- tanperverleri — derhal Ingilizlere karşı isyan etmiş.. Ingilizler güç hal ile Iskenderiyedeki gemilere çekilebilmiş... — Yaşasın Abdülâzir, Çâviş... — Yaşasın?... Abdülâziz Çüviş, kimdir.. ne- rededir?.. Bunu bilen yoktu. Şu anda sadece, (Mısırın fatihi olan Cemal Paşa ile ona rehberlik et- tiği ve bir eşaretile bütün Mısırın vatanperverlerini harekete getir- Yunanıstanda Üzum Mahsul ve TERAKKI Nasıl Doğdu?.. Nasıl Yaşadı?.. Nasıl Öldü? Kanalın kumları arasına gömülen hakiki kahra- manlardan bir grup.. diği rivayet olunan bir İsim et- rafında alkışlar kopuyor; bunu işitenlerin kalpleri, heyecandan gö- güslerine sığmıyordu. Yalnız Istanbulda ve Anado- luda değil, Kanala her yerden daha yakın olan (Kudüs) ve (Şam) da da ayni coşkun tezahürat, ufukları çınlatıyordu. Menzil ka- rargâhlarında fişenkler atılıyor, mehtaplar yakılıyor.. (Fantaziye)- ler yapılarak havaya tabancalar sıkılıyor : Allah.. Yansuru Cemal Bâşâ |.. Nidaları, ayyuka çıkıyordu. Fakat.. bütün bu hneş'e ve meserretler uzun sürmemiş, iki gün #onra birdenbire sönüvermişti. ( Aık var ) Atina muhabirimizin gönderip evvelce — yazdığımız - haberlerde, bu sene Yunanistanda, bilhassa Korint taraflarında üzüm mahsu- *lönün bereketli ciduğu, hattâ hü- kümetin köylüden Üzüm satın alıp ılıııımu-ı meselesi yüzünden hâ- diseler çıktığı bildiriliyordu. Mu- habirimizin gönderdiği şu resim- dede — Yunanistan bağlarında üzüm — mahsulünün — toplandığını görüyorsunuz. — Xf 1 — Taksim Ayazpaşa Yahya çelebi Acı çeşme sokağında 18-2 No. lu Ahmet ağa apartımanının Beşinci dairesi, 2 — Beyoğlu Kâtip Mustafa çelebi Abdullah #sokağında 18 No. lu hane. 8 — Galatada Fermenecilerde 116-118 No. lu dükkân. 4 —Bahçekapıda Dördüncü Vakıfhanın birinci katında 23 ve 24 No. hu odalar. Yukarıda yazılı emlâk 935 senesi Mayıs nihayetine kadar pa- zarlıkla kiralık olup talip olanlar 6/10/934 Cumartesi günü saat on beşe kadar Evkaf müdüriyetinde vakıf akarlar kalemine müra- caatları. “6244,, İstanbul Sıhhi Müesseseler Satın- alma Komisyonu Reisliğinden: Tıp talebe yurdu için lüzumu olan “800,, metre paltoluk ku- »maş olbaptaki şartname ve nümunesi veçhile ve 23 birinci Teşrin, 934 Salı günlü saat 14 te aleni münakasa suretiyle satın alınacak- tır. İsteklilerin müracaatları. 46273,, Bir Fen Adamının KorkunçGörüşleri: Yıldırım Tehlikesine Kar- şıDa Tedbirden Eser Yok! ( Baştarafı 1 inci yüzde ) ve tedbir demektir. Meselâ liman idaremize veya belediyeye deniz- de tahlisiye teşkilât va tesisatının lüzumu hakkında bir istida ve- rilse bu istidaya şöyle bir şerh | düşülecektir. “Sinini adideden beru limanı em- niyet fişamımızda maazallah böyle bir ftelâket ve kaza görülmemiş olmasına Mmebni...y Halbuki tehlike öbür tarafta fenven muhakkak ve kat'idir. Ve her an vardır. Istanbulun — havadan muruz kaldığı tehlike de bu nevlidendir: Istanbul meşhur olduğu gibi yedi tepe Üzerine kurulu, sahası geniş, yapılmış bir şehirdi. Ayni zamanda hava cereyanlarını ko- laylaştıran Boğazı da meşhurdur. Şehrimizin havası durmandan de- ğgişir. Bu yüzden sık sık fırtınalar ve yağmurlara maruzdur. Her halde her Istanbullu — Istanbul semasında sık sık yıldırım sağ- nakları koptuğanu bilir. Işte Iİstanbulda en çok korku- lacak şeylerden biri de yıldırım tehlikesidir. Vakıa ilk bakımda camilerin ve mühim binaların (paratonerlerle yıldırıma — karşı techiz edilmiş olduğu akla gelir. Halbuki paratonerler, malüm ol duğu veçhile, yıldırıma karşı mu- ayyen bir sahayı korurlar. Mev- cut paratonerlerin geniş İstanbu- lun her yerini koruycak derece olup olmndıgı fenni bir. surette asla kontrol edilmiş değildir. Evlerdeki ocaklar kontrol edi. lip te şehrin umumi hayatına ait böyle bir tehlikeye karşı hiçbir kontrolda bulunulmaz. Paratonerler, sırf mühim bi naların korunması hesap edilerek tesodüfi bir surette yerleştirilmiş I olduğu için gelesiye konmuş de-« mektir. Şehrin paratonerleri yıl- dirim tehlikesine karşı tamamile şehri muhafaya edecek fenni ve hesaplı bir surette yerleştirilmiş olmadığı için her fırtına zamanın- da her an İstadbulun - kimbilir hangi — tarafı- daima — yıldirim yağmurlarına açıktır. Şehrin umumi emniyeti nokta- sından bir kontrol yapılmamış olması ve paratonerlerin hesaplı bir pilân dahilinde yerleştirilme» miş bulunması, İstanbulda yıldı- rımlara karşı hiçbir zaman bir emniyet temin etmez. Onun için, bugünkü vaziyete nazaran, yıldırımdan korkanların kendi evlerine bir paratoner dik« melerini — tavsiye etmiye lüzum vardır, denilebilir.,» Gördünüz mü fen adamı gö- rüşünü? Herkes evine radyo ko- yup safa sükecek, biz parçalane mıyalım diye paratoner!. Ya yarınki yazımda büsbütün hayret veren diğer bir tehlikeyl okuyunca bilmem ne buyuracake sınız? LM. Esrarlı Ölüm (Baştarafı 1 inci yüzde ) Müddeiumumtlik herhangi bir tehdit altında kadına böyle söy- lemesi telkın edilmiş olması İhti- malini de göz önünde tutarak tah- kikatını — derinleştirmeye — lüzum görmüştür. Ceset vurulduğu yatağa getirildi Müddeiumumi Şefik Beyle ta- bibi adit Enver Bey evelisi gün sabahleyin Hasekinisa hastanesine gitmişler cesedi muayene ettikten sonra vurulduğu eve gölürerek vattığı yatakta tecrübeler yapık masına karar vermişlerdir. Ceset saat on birde eve getirilmiş vu- rulduğu yatağa yatırılmış üstüne yorgan örtülmüş ve tecrübcler ya- pılmıştır. Kurşun Emine hanımın sol memesi Üstünden girmiş ve içeride kalmıştır. Yastık altında barut lekesi ve kurgşun deliği gö- rülmemiştir. Yalaız yorganın Üs- tünde bir kurşun deliği tesbit edilmiştir. İlk intibalara göre kur- şunun yakından atı madığı anla- şılmaktadır. Filhakika odada bir tek kurşunu atılmış bir de taban- ca bulunmuştur. Acaba Bir Başkası mı Vurdu? Müddeiumumilik hariçten her- hangi bir adamın bu cinayeti İş- lemiş olması ihtimali üzerinde de durmuş fakat o gece eve bir başkasının girmeciği — anlaşılmış- tır. Cinayetin bir başka tabanca ile İşlenmiş ve ortadan yok edik miş olması da düşünülmüş ve bu- | nakle- | pun için de ceset Morga dilmiştir. Cesetteki kurşun çıka- rılarak eldeki tabanca kurşunilo tatbik edileceklir. Abdülhamit Efendi Ne Diyor Dün bir muharririmiz Abdül- | hamit efendi ile görüşmüştür. Abe dülhamit efendi demiştir ki: — Gece ben eve döndüm. Yatağıma yattım. Uyudum, gece yarısı bir rövelver sesi İşittim, Derhal uyku sersemliğile kalktım Yastık altındaki tabanca patlıya« rak karımın vurulduğunu gördüm,. Hemen biraderimi polise koştur- dum. Bir otomobille de karımi hastahaneye götürdüler. Emine hanımı ben vurmadım. ,, Hâdise birkaç noktadan cs- rarlı görülmektedir. Polis ve müd- delumumilik vak'ayı aydınlattır- mak için hummalı bir faaliyet sarfediyorlar. Netice morgun ra- pnııle ıydmlınıcıkln' VAPURCULUK TÜRK ANONİM ŞİRKETİ İstanbul Acentalığı Liman Han, Telefonı 22925 Trabzon Yolu SAKARYArmm I Salı — günü sant 20 de Galata rıhtımından — kalkacak. — Gidişter Zonguldak, İnebo'u, Sinop Sam- sun, Fatsa, Giresun, Vakfikebir Trabzon ve Rizeye, Dönüşte bum- lara ilâveten, Sürmene ve Orduya uıuyıukuı İzmir ve Mersin - Sür'at Yolu ÜİNÖNÜ — semt | Perşembe söst matıl de Sirkaci aıhtımından kalkarak doğru İZMİR, Antalya, — Alıny>, Anzmur, Mersin ve Payesa gides cek. Dönüşte bunlara ilâveten Ta- gücu; Çamakkale “ve. Geliboluya uğrayacaktır.