1 Birinci teşrin Sovyet Rusya, Dünya Sulhü Ve Cenevre Komşumuz ve ,dostumuz Sovyet Rusyanın Mil'etler Cemiyetine, dalmi azı olarak girmesi, siyasot dünya- sında, ehemmiyeti en ileride gelen bir. meseledir. Bötün dünya gaze- |teleri günlerdenberi bu meseleyi |yazlarına söz gelişi ediyorlar. Meruf ,“ı'.iı İtalyan gazetesi olan “Koriyere İdella Sera,, gazetesinin siyasl sötu- 'nunda bu yeni hâdise hakkında şu mutalea yürütülüyor: “Sovyet Rusyanın Milletler Kon- #eyine girmesini mühim bir hâdise hddederiz. Bununla beraber Sovyet Rusya'nın Milletler Cemiyetine girişi- nin, cihan mukadderatını değiştireceği hakkında bir şey söylenemez. Milletler Cemiyeti, Sovyet Rusyas nın daimi azalığa kabulü ile, cihan Sulhüne büyük bir hizmet görmüştür. Çünkü Sovyet Rusya'nın Akvam Ce- Miyetinden uzakta bırakılması büyük tehlike toşkil ediyordu. Bunun içindir ki Sovyet Rusya'nın Akvam Cemiye- tine girmesi, pek ehemmiyetli bir hâe Almanyada Köylüler Ayaklanmış ! Amsterdam, 80 (A. A.) — Buruya gelen haberlere göre, Almanyanın Şlezvig eyaletindeki köylüler arasında karışıklıklar olmuştur. Zabıta ve Nazi kıtaları bu kan- gıklığı bastırmışlar, birçok tevkilat ve taharriyat yapmışlardır. Köylüler, Almanya dahilinde da- Hıtılmak üzere buğdaylarım ve unlar rını vermek istememişlerdir. Köylünün mı::ulllnüî yüzde beşini dahi ahkoy- mreğa ve kendi ekmeğini pişirmeğe hakkı olmadığı söyleniyor. Almanyada Bir Bayram Berlin, 30 (A. A.) — Bugün bütün snyada hasat bayramı kutlulan- mıştır. Muharebesi Paraguvay - Bolivya Gö- K e — A İ Cenubi Amerika dise addolumuyor. Sovyet Ruaya'nın Milletler Cemi- yetine girmesini biz fevkalâde bir şey saymıyoruz. - Çünkü, İtalya, Söxyet Rusya ile siyasi ve reszmi münasebet- İlerde bulunan llk devletlerden seyılır. Sovyet Rusya'nın hukuk müsavatını tanıyan ve müdafaa eden ilk devlet, İtalya Idi, Diyebiliriz ki, — bütüs milletler Sovyet Rusyanın Milletler Cemiyetine kabulü ile büyük bir kabiliyet gök- termişlerdir. Son senclerde cihanda çok tebeddü'lât vukubulmuştur. Ebedi zannedilen hurafeler, İtikatlar zail olmuştur. Bununla beraber bu hâdise- min yüksek tesiri hakkında fazla bir ümide kapılmıyalım, Çünkü siyzset, Asıl siyaset Conevrede değildir. Ce- Bevrede ancak hâdisatın — akisleri görünebilir. Kimse, Conevrede, cihas nin hastalıklarını tedavi eden bir mü- mişlir. Kurtuluşa yardım edeceği duygusu Hle Cenevreye — bakalım ve cihanın #u'h ve selâmetine hüsnüniyetle çalı- Şalım.,, A ee Bu düşünceyi alışımız, zıt bir rejim olan Faşizmin bu hâdise hakkındaki görüşünü okuyucularımıza - bildirmek Arrusundan ileri gelmiştir. No.33 1- 10 - 934 Leylâ kapının önüne gelince başımı çevirdi! — Allah rahatlık versin Reşit bir gey okumak İstersen sana bir kitap vereyim. Reşit başım salladı: — Teşekkür ederim Leylâ. Hacet yok. Rüyamı tekrar gör- mek için hemen uyumak istiyorum. Genç kız cevap vermedi. Reşit odasına girerken karşı- daki kapının kilidi madeni bir ses çıkararak döndü. Delikanlının zehirlenmiş gibi bozulan yüzü sert hatlarla gerildi ve kelimeleri dişlerile yer gibi mırıldandı: — Ah anmne, bu kapıyı bana kapayan sensin! * Hasibe Hanım iki haftadır haber almadığı oğlunu merak etmekle beraber artık onu gidip Aramaya da cesaret edemiyordu. a kl(ıyıııılnııı Beyin hatımı ile irkaç kere yaptığ n da biraz euıryetiııııluılınr:u.:: lar bıH'ç wc?ı d._:ılııııiığı =€ Lehler Cermena ittibı Aş Gençlerindir rüşmesi Çıkmaza Girdi Vaşington, 30 (A. A,) — Cenubi Amerikada Bolivya —ile Paraguvay arasnda muhatebey& sebep olan Şako arazisine ait başlayan Mmüzakereler çıkmaza girmiştir. Paraguvay Hükü- meti, bu işlere sadece Arjantin, Bre- zilya ve Amerikanın hakemliğini iste» diği halde Belivya hükümeti Milletler eemiyetinin müdahalesini istemektedir. Fon Papen Macaristanda Peşte, 30 (ALA.) — Evvolisi gün denberi Peşte'de bulunan sabık Alman Beşvekil muav'ni M. Von Papen, Ma- ü dar iyi olduğunu söylemiştir. Beş amoele yandı Hanovra, 30 (A.A.) — Nonbagen'e de bir detrol kuyusunda şiddetli bir yazngın çıkmıştır. Bz%ıme'eııi:ı yandı. ı zannediliyor. On bir amelo de ya- ralandılar, )Şark Misakı Ve Lehistan Paris, 30 (ALA.) — Jurnal gazeresi Lebist nn şark misakına — taraftar olmadığı hokkındaki cevabı Üzerine fikrinl zöyliyerekt * Bu cevapta en büyük kusur geç verilmiş olmandır. adı taraftarı Ges gi!d rler, Kendilerini, Fransa ittifakını akir görmekle itham etmek yane lıştır,, diyor. Burhan Cahlit nüyordu. Hasibe Hanım oğlu ile olan son atışmayı — anlattığı zaman: — Aman Hasibe Hanımcığım pek İleri gitme. geçtim oğlan kendine bir şey yapar. Yahut büsbütün çileden çıkar da gider Leylâyı ahverir. Iyisi mi birkaç zaman sabret. Kendi haline bırı k. Bbe[;. yavaş yavaş kendine gelir. Hasibe Hanımın da kanaatı bu sularda idi. — Dünyada — unutulmayacak aşk yoktur. Diyordu. Ne çıra =_ n m..ı. sevdalılar göre : dediğin çiçek gibidir. Açtığı zaman kokusu adamın İçini gıcıklar. Rengi gözü- nü kamaştırır. Mevsimi geçti mi, kuru yaprak gibi kahr. Ah de- dikçe gözünden sicim gibi yaş döken, aman diye feryat ettikçe ciğerleri görünen ne âşıklar ateş- leri sönünce sevgililerinin adımı bile unuturlar. Leylâ ahım şahım bir mal değil. Bugün oğlamıa gö- zünde İse yarın unutulur - gider. Reşit zaten asker. Bugün burada SON. POSTA (Yugoslavya - Bulgaristan Kıral Aleksandr Hz. Bulgaristanda Üztte Bulgar, altta ! Yugoslav Kıral ve i Kıraliçeleri F Sofya, SO(A.A.) — Evvelki akşam | HLi libe'de Kriçim şa | tosuna gitmiş olan Yugoslav Kıral ve Kraliçesi lle Bulgar Kıral ve Kıraliçesi | dün sabah bir. av partisinde — hazır bulunumuşlardır. — Öğle Filibeye g: n karşılanmışlardır. Hükümdarların uıun:ılı!luı ha- ber verilmemiş olmzsna reğmen Filibe abalisi bu ve hemen koşarak hararetli tezahöralta muş'ur. 'ugolavya kıral ve kıraliçezi biz- zat Kıral Borisin delâletile beş tepe Üzer'ne bina edilmiş olaa tlhri ger mişlerdir. Bulgar kıral ve karaliçesile büyük misafirleri her torafta halkın kendiliğinden yapmış olduğu coşkun tezahürat'a karşılanmışlardır. Mia fir haberi çabuk öğrenmiş misafirlerin — istikbaline bulun- ise yarın kim bilir nerededir. Öyle olmasa bile burası kos- koca İstanbul.. Kız dedin mi tü- men tümen.. Hem Ööyle yosmalar var ki yetmişlik pinponları deli divane ediyorlar. Reşit biraz çap- kınlık etse o sıskayı ikl günde unutur.. Amma gelgelelim bizim oğlan allahın bir sevdalısı. Eski- den aman birine gönül vermesin, ne olduğu belirsiz mahalle kızları- na tutulmasın diye dua eder, üs- tüne titrerdim. Keşki —ağmımı açmasaydım, göz kulak olmasay- dım, ber delikanlı g.bi o da rast- geldiği kızlarla eğlenip geçseydi, her halde böyle ham armut gibi o sıskalar şahi Leylâya tutul- mazdı. Hasibe banım kaymakam be- yin hanımı ile dertleşirken hep bu fikri ileri sürüyordu: — Bizim oğlan Ahfeşin keçisi gibi Leylâ ne derse başını eği- yor biraz da ananı, kardeşini, aile dostlarını dinle a musibet., Haydar Bey sağ olsaydı eh, ne kadar olsa bir allenin başıdır. Variyetli adamdır. Eşi, dostu çok- tur. Hatırı sayılır. Oldukça zen- Ne diyeyim. O zaman i. Reşit onlara damat biz de kıyıdan, köşeden ederdik. Hiç olmazsa olursa istifade Türkânı elinden. tutar: — Bu da sizin kızınız demek- Xa TÜ NL yemeğin- den sonrâ iki “kıral ile iki kıraliçe ler, orada vali ve bele- Nazırı M » firperver CAİ bükümdarlar, Bulgar kıral ve — korali- Çesi Sofyaya döndükleri zaman ayni tezabüratla hr!»lııııııhıdıı. Dün Hariciye Nat v Verüç yerefine VPoyük “bir rmiş ve bunda hükümet Hirler, kralların maiyetleri irçok zevat hazır. bulun- c d ziyafet ve diğ muş'ardır. Yeni hava rekorları Paris, 30 (A.A.)— *Er - Frans,, kum- pilotlarından Andre dö Bur- iye kadar bir milyon kilo- diyö melre 6800 saat uçmuştur. * Moskova, 380 (ALA.) — Binbaşı Gromaf kapalı devirde 12411 kilometre tir. Kısmetini, çeyizini siz tedarik edin, der; işin içinden çıkar- dım. İlla ve lâkin Hayder Bey yok. Melek H. Allahın bir ser- semi. Kız ifrit mi ifrit. Bir çiftlik davaları var. Sürüp gidiyor. Her şeyi affedelim. Şu çiftlik işleri olsa yüreğim yanmıyacak. Ha buki onun da olacağı yok. El altından tahkik ediyorum. Avu- katlar paralarını yiyip — daru- yorlarmış. Melek Hanımı Emniyet Sandığına elmaslarını rehin eder- ken görmüşler.. Şimdi Allah için söyleyin ben pırlanta gibi evlâ- dimi bünlara nasıl - kaptırırım. Oğlanın zaten yetmiş iki lira para eline geçiyor. Onu da kü- pültü — hobültü yapacaklar, biz Türkânla ağzımızı poyraza aça- cağız. Hasibe H. bu bahse girince bütün dertleri kabarmıştı : — Zaten aylığa geçti ' geçeli ©n parasını görmedim. Geçen ay kardeşine bir elbiselik kumaşla bana iki çilft çorap aldı. Görüp göreceğimiz bu oldu —amma, diyeceksin ki — oğlan — gençtir. Elbet kendine göre masrahı olur. amenna kabul.. Ben öyle dar kafalı anslardan değilim. İlle ve- lâkin insan biraz hal, hatır say- mah.. Ben ona öyle mi yaptım. Alimallah — yemedim, edirdim, giymedim, — giydirdim. inyanın bin türlü hali var. Anamdan kal- Yüksek Misa- “uçarak, Fransız Boss: Sayla 5 Gönül İşleri Ben O Kadını Çıldırasıya Seviyorum ! Filozoflar, âlimler, şairler ve ha nice nice kişiler aşk hak- kında türlü tarifler yapmışlar, türlü tefsirlerde bulunmuşlardır. Fakat hiç biri aşkın hakiki iç yüzünü bulamamışlar, felsefesini yapamamışlardır. Kimisi — aşkın halledilmez bir sır olduğu netice- sine varmış, kimisi aşkın şehvet- ten ibaret olduğunu söylemiş, doktorlar da aşkın bir has!alık olduğu kaidesini koymuşlar. Eski bir Türk şalri de * aşk bir hazi- nedir, gönlüm onun deli, divanesi oldu.,, Diyip kestirmiş, atmıştır. Aşk içten ve gönülden sevmek demek olduğuna göre, ben aşk meselelerini halletmiye çalışırken her şeyden evvel seven ile sevi- ne getiririm. gmdl gelelim O, H-H.O. beyin mektubuna; mektup sahibi genç ve henüz tahsilini bitirme- miş bir erkektir. Kendisinden yaşlı, evli ve çocuk #sahibi bir kadımı — çıldırasıya — seviyor. O kadın da bu gence delicesin: fişık olmuştur. Ben bu gence bir yuva bozmanın çokdıblylk ıııuııı- liyetini düşünerek diyeceğim ki: Pa — Bu sevdadan vazgeç ve ©o kadının muhitinden uzaklaş, Kadının kocasına gizlice herşeyi anlat ve do ki: Azizim; ben bu sevdadan vazgeçiyorum, sen de evini ihmal etme. Karımnı avundur, belki benden vazgeçip tekrar seni sevecektir.,, Sen bu fedakârlığı yapabilir- sin ve aşkını unutursun. Çünkü daba gençsin. Hayat sana daha çok güzel aşklar , hazırlayacaktır. Eğer bu ayrılığın azabı çok derin olursa o da senin kababhatinin ce- zasıdır. Çünkü yuva sahibi bir kadını yanlış yola sürüklemek çok fena bir barekettir. Anladın mı arslanım benim sana vereceğim nasihat budur ve en iyl nasihat da* bundan ibırıtşılr. ve Rossini nin elinde bulunan rakoru kırmıştır. Bir Hava Faclası Londra, 30 (ALA.) — Bir tayyara düşmüş pilot ve Üç yolcusu ölmüştür miş vem var nem yok sattım, savdım. Ona harcadım. Bir başı- mı sokacak şu ev kaldı. Eğer rahmetli Çarşı içindeki iki kırık dükkâm bırakmasaydı Yenicamide avuç açıp dilenecektim. Bu za- manda ev geçindirmek kolay mı.. Değme erkekler aman Allah çağı- rıyorlar. Yetimlerin aylığını dük- kânların gelirine ekleyip kıt ka- naat geçiniyoruz, amma - şimdi Reşit te maaşa geçince aylığın yarısı kesildi. Kala kala Türkânın hissesi kaldı. O da kocaya vardı- mı ne olacak benim halim, ora- sını Allah bilir. Benim bütün düşüncem zaten © kız.. erkek evlât gibi değil. Onu satmak güç.. vakıa çiçek g- bi, oya gibi kız amma bu zaman- da sade güzelliğe bakmıyorlar! — Nesi var, nesi yok babası kim! Diye soruyorlar. Kızın beş on arası oldumu isterse şaşı olsun Eem adı tatlı şühelâ olur. Sırtın- da kanburu olsa ehemmiyeti yok, endamına can kurban diye baş sedire geçirilir. ah para, kâfir para, gözü çıkası para, Hasibe için para me- selesi adeta h: hastalık ol_:lhi Reşidi elinde bir ango - bileti ıil:lİ tutuyordu. Bıımkndî fonsi- yeye elbette bir büyük ikramiye vuracaktı. Ö zaman yalnız o de- ğil kendisi de, Türkân da feraha çıkacaklardı. ( Arkam var )