Tekirdağında Su 'htiyacı Tekirdağ ( Hususi ) — Tekir- dağının — senelerdenberi devam eden en büyük ve ezeli derdi kasabaya iyi su teminidir. Tekir- dağ içerisinde içilmeye elverişli bir su yoktur. Halkın içtiği sular yüzde 45 nisbetinde kireçlidir. Ayni zamanda — mecraları da açık olduğundan yağmurla hava- larda bütün çeşmeler bulanık ve çamurlu akar. Tekirdağ halkının iyi su ihtiyacını temin — eden ve şehre ( 20 ) kilometre mesafeda bulunan İnanlı suyudur. İki sene evvel bu suyun Te- kirdağına — getirilmesi İçin bir (Memba Suları Şirkeli) teşkili kararlaştırılmıştı. Fakat teşebbüs- ler akim kaldı. Şimdi bu suyun damacanası 60 — kuruşa — sgatıl- maktadır. Bu iİyi suyu şimdiye kadar tabli — bir halde Bulunduğunu gören Vali Haşim Cevdet Bey membam — kumluk — kısımlarını açtırmış ve suyun kaynaklarını tesbit ettirerek daha kuvvetli bir cereyanla akmasını temin etmiştir. Vali Bey bu suyun ehemmi- yetile mütenasip bir çeşme ya- pılmasını emretmiş ve eski İnanlı çeşmesi yıktırılarak yerine asri ve abideli bir çeşme inşasına baş- lanmıştır. Şimdi bu suyun Tekir- dağına getirilmesi çareleri dü- şünülmektedir.!Temizliği ve lezzeti ilibarile Istanbulun en iyi sularına muadil olan Inanlı suyu Tekirda- ğgına getirilebilirse şehrimiz tabi- atin en büyük bir nimetine ka- vuşmuş bulunacaktır. Nafıa Faaliyeti 'Tekirdağ - Hayrebolu, Saray - Çerkesköy ve Çorlu istasyon ve merkez yollarındaki inşaat faali- yeti devam etmektedir. Bu seneki iş programı mucibince yollarda (13,877) mükellef amele çalışmış- tır. Saray - Çerkesköy yolunda bir, Corlu - istasyon yolunda iki silindir işlemektedir. Eski sene- lerden kalan bakaya ameleler de iş başına çağırılmaktadır. Vali Haşim Cevdet Bey sık sık bizzat yollara giderek yol işlerini takip ve kontrol etmektedir. Nafıa İşlerinin - randmanmımı — aratırmak maksadile vilâyetimize Çanakka- leden iki silindir. daha verilmiş- tir ki bu silindir. makineleri bu hafta içinde şehrimize getirilecektir. Tekirdağında Halk Okuma Odası Tekirdağ ( Hususi ) — Şehri- miz halk okuma odası günden güne mükemmel bir şekil almak- tadır. Okuma salonunua hergün yevmi gazeteler, edebi mecmua- lar geldiği gibi okunacak ilmi, edebi, içtimai eserler de vardır. Memleket halkının okuma salo- nundan istifade etmesi için Halk evi idare heyeti bazı tertibat almış ve okuma salonunun gece- leri de açık bulunduru!ması ka- rarlaştırılmıştır. Meb'uslarımızdan Celâl Nuri-Beyin Halkevine hediye ettikleri 100 ciltt kadar kitap gelmiştir. Kaza Kurşunu Maraş - (Hususi) — Ayakçıl Oluk köyünde bir düğün esna- sında havaya — sıkılan kurşunlar Gülsüm isminde bir kadıma raşt- Yamış; de-hal ö'dürmücüe, | susi) — Her şeyi Siverek, (Hu- güzel şehrimizin &ı İhtiyacı çok mühimdir. Ka- sabanın suyu ku- yuülar — vasıtasile temin ediliyor.. Halbuki kuyuy sularının bir ço- ğu da içilmeye müsait değildir. te bu yüzden şehrin en esaslı ihtiyacını su teşkil etmektedir. Bunu nazariltibara alan be- lediya otuz beş kilometre mesa- fede bulunan gayet nefis pmar su- larım şehre getirmek tasavvurunda bulunarak faaliyete geçmiş pro- jelerini yapmış keşif ve projeler Ikmal edilip on iki bin lira gibi az bir para ile şehre bol su ge- tirtilebileceği anlaşılmıştır. Yalnız bu su şehir kenarına kadar açık kanallarla getir- tilebilecek —ve —şehir — başına Burdurda Dokumacılık Burdur. (Hususi) — Burada dokumacılık çok ileri gitmiştir. 2500 evde 4000 tezgâh hergün çalışmakta ve Burdorla mülhaka- tının dokuma - ibtiyacını karşıla- dıktan sonra harice de sevkıyat yapılmaktadır. Bu dokumalar bu havalide Avrupa ve Japonya ma- mulâtına tercih edilmektedir. Fi- atlarının ucuzluğu bu tercih se- beplerinden biridir. — Tezgâhlar avaş yavaş makineleşmektedir. lyevm Burdurda senede 15 mik yon metre dokuma imal edilmek- tedir. Bu yüzden Burdura sene- de 700 bin lira para girmektedir. Dokumalar Burdur Ticaret ve Sanayi Odasının kontrolu altın- dadır. Kızılcahamamda Güvem Kaplıcası Kızılcahamam ( Husust ) — Kazamıza bağlı Güvem nahiye- sinde de büyük bir kaplıca- var« dır. Buna “ Sey,, hamamı İsmi ! verilir. Kaplıca her sene Husust Mubasebe idaresi tarafından mü- zayede suretile mültezime verilir. Kaza merkezine tam 15 kilomet- | rededir. Kızılcahamama gelenler mutlaka bu hamama bir kere giderler. Cuma — günleri orada pazar kurulması mutat olduğun- dan bu sebeple buraya gelenler cumaları oraya gidip hem pazarı seyreder hemde banyo edip Kızılcahamama avdet — ederler. Evvelce bu nahiye yolunun çok bozuk olması dolayısile otomobil değil hattâ araba bile işlemez, ancak at ve merkep iİle gidip gelindiği için bu hamama rağbet edilmezdi. Üç sene evvel pahiye müdürlüğüne tayin edilen Mustafa Bey köylüleri teşvik ederek yolu yaptırmış ve bizzat başlarında bulunarak — kendisi çalışmış ve muntazam bir şose vücude getir- miştir. Kışın geçit vermeyen yol güzergâhındaki — coşkun — çayın üzerine de kasabada bakkallık eden Oğlakcılı Molla Mustafa Efendi kendi kesesinden beş yüz liraya mükemmel bir köprü vaptırmıstır. . Siverek hükümet konağı *konulacak — fenni bir filtreden geçtikten sonra kasabaya çok temiz su gelmiş olacaktır, Kaza- mızın Belediyesi birçok kaza ve vi- lâyet Belediyelerinden daha zengin bir varidata maliktir. Oldukça intizamlı çalışan bir Belediye ma- kinemiz vardır. Şehrin imar ve terakkisi hususunda hummalı bir faaliyet gösterebilmektedir. Teşklilâtı tamam olan belediye- miz kendisine tevcih edilen işi kusursuz bir halde tedvir etmek- Siverekte Su İihtiyacı Temin Ediliyor tedir. Belediye reisi ve kayma- J kam Nedim Bey her gün munta- zaman daire arkadaşlarile be- | lediyede meşgul olmaktadır. Siverek halkı hariçten — gelen va tan daşlarına hizmet ve mu- avenet edebilir- lerse deruni bir gürür ve iftihar duyarlar. Ekseri Vilâyet ve kazalarımız- da Hükümet konaklarının müsaade- sizliği yüzünden devairi resmiye şehre serpilmiş bir halde ayrı ayrı mahallere yerleşmiş olduğu halde Sivereğin muhteşem bir hükümet dairesi mevcut olup bütün daireler bu bina dahilinde toplu bir şekilde- dir. Su ve Maarif ihtiyaçları da temin edilince Siverek vatanın ortasında mütemadiyen 'an bir yıldız olacaktır. S MELİ Vamık Faik Devrekte Jandarmanın Mesaisi Devrek jandarma karakol kumandan ve mürettebatı Devrek (Hususi) — Devrekte asayiş çok mükemmeldir. Uzun zamandanberi zabıta vukuatına tesadüf edilmemektedir. Başçavuş | Yakup Efendi tarafından vazife- | lerinin bütün hudMıd Öğretile- rek yetiştirilen jandarma efradı- mız takdire değer mesai sarfet- mekte, halkın huzur ve sükünunu bozabilecek en ufak zabıta vak'a- sınm husuülüne meydan verme- mektedirler. Adapazarı Avcılar îâayramı Adapazarı avcıları yeni kıyafetleri ile Adapazarı (Hususi) — Avcılar kulüöbü Çark mesiresinde senelik bayramlarını yapmışlar, yüzü mü- tecaviz davetlilerine av etinden bir ziyafet vermişlerdir. Bayrama avcıların kısmı âzamı kulübün avcılar İçin kabul ettiği husust Kaş Büyüyor Kaş (Hususi) — Belediye küçük bütçesi ile çok işler gör- mektedir. Parkın önünde 10 metro uzunluktaki beton İskele inşaâtı bitirilmiştir. Bucak lima- nına yapılan mükemmel —mez- baha da bitirilmiştir. Kaş merkezi Andifliye on deoldika ilerida bulunan koya doğru kıyafetle iştirak etmişlerdir. Kay-« makam Âgâh Alp B. ziyafet eg nasında bir nutuk söylemiş, buna kulüp mensuplarından Fehmi B, ceyap vermiştir. Bayramda gayet eğlenceli oyunlar tertip edilmiş, müşterek av yapılmış, pek güzel eğlenilmiştir. Maraşta Bir Cinayet Maraş (Hususi) — Eşraftan Sarı Kâtip zade Hasan Ef. meç- hul şahıslar tarafından çiftliğinde uyürken — öldürülmüştür. — Failler şiddetle aranmaktadır. becesese vsseAALLELELALAA |" büyümektedir. Bu ilerileyişte ilk adımı Bele- diyemiz oraya mezbaha inşa etmek suretile atmıştır. Yol Müsahabe Yeniye Götüren Nurullah Ata « Yeni adam »ın 20 Eylül tas rihli nushasında V. A. Bey « yenl şair,,den bahsediyor, onun ne oldur! ğünu anlatmak istiyor, bilhassa neyi sevmiyeceğini, nelerden he- yecan — duymıyacağını — sayıyor. Yeni şair gül, bülbül, mehtap gibi şeylerden anlamıyacak; ma- kina devri adamının tahassüsleri, eski devrin adamınınkilerie bir olat maz. « Bugün insanın dahi çarkı, pistonu ve uskuru var.» V. A. Bey yine diyor kit « Yerli malı kullanınız dendiği zaman heyecandan gözlerim ya- şarır da onları kendi tezgâhla- nmda dokunan kaba esvabımın yenile silerim. » İşte V. A. Beyin haber verdiği yeni şalr, böyle bir şairdir. Çark, piston, uskur.. Fakat niçin «kaba esvap yeni » ? Niçin «gözleri yaşarıyor?» Çok yazık ki bu « yeni şair » eski heyecan vasıtalarından ve ifadelerinden pek kurtulamamış! Fakat V. A. Beyin dikkatinl celbetmek istediğim nokta asıl bu değil, Gül, bülbül, mehtap, aşk şiirlerinden artık bıktığımız doğrudur; fakat bunların yerine makina, çark ve uskur ikame et- mek kâfi değildir. Hem yeni adamın, yeni şiirinin makinaya hayran olması lâzımgeldiğini bir türlü anlamıyorum; bence bilâkis yeni adam makinaya alışıktır, ona gayet tabli birşey diye bakar, onun aleyhinde bulunmak ta, onun hakkında kasideler yazmakta ak«- lından geçmez. Otomobil, telefon, fabrika, transatlantik gibi şeyleri kıyma satırı, oklava, dönme dolap gibi tabil gördüğümüz, onlara şaşmadığımız, hayran olmadığı- mız zaman makinanın adamı ola- bileceğiz. O zaman insanlık nasıl bir şiir yaratacaklır bilmem; fakat nasıl biz bugün şüpürge tencere, davarcı malası, ger; hakkında şiir yazmıyorsak veya yazanları mızmız buluyorsak onlar da makinayı metetmiyecekler ve- ya edenleri mızmız, geri kafalı bulacaklardır. Şiir, ötedenberi olandan ziyade mümkün kılınmak istiyeni, yahut sırf hayalde mem- kün olanı söylemiştir. V. A, Bey ve onun gibi düşünenler şiiri, belki Insanı bütün kafa faaliyetini büs- bütün realist etmek istiyorlar. V. A. B. Yino diyor ki: «Es- kiyi tanımam, reddederim. O kas dar tanımam ki bir gün karşıs ma çıksalar, daha ileriki bir ha« yatın izah edemediğim herhangi bir mevzuu zannederim.» Şüphe- siz bunu sırf bir lirisma sevdası ile söylüyor ve kendisi de pek inanmıyordur; yoksa yeni adamı, yeni şairi büsbütün hafızasız muhakemesiz tasavvur ettiğini farzi mecbur olur r. Yeni insan da elb-*te İnsan cinsinin geçmiş ve gelecek macerasını - bilecek, bik mek istiyecek, eskiden kendine uyanları alacak, yahut onlar ken-« disinde esasen bulunacak, uymı- yanları ise bir terakki diye kars şılamıyacaktır. — Yeniye götüren yol, eskiyi unutmak değldir; yokaa bugünün en yeni insanl tarihsiz, bhafızasız, yani iptidal kabilelerin adamıdır. — Onlar da, hatırlamanın eseri olan mekina da yoktur.