Ne 24 “Zaman sana uymazsa uy za- mana sen,, kavlince sizlerin de kervana katılacağınız, curcunaya karışacağınız bedihi... Bakarsın (o melâikei (o zemi- nin biri karşıdan saçak se çak © şemsiyesini © oynatmada; yavru ağzı veya cam göbeği veyahut nar çiçeği mendilini sak lamada; elindeki benefşeyi, fulya- yı, sünbülü koklamada. Yani kı- vama gelmiş, ufacık bir işmar bekliyor, Arabacı (o dediğin, senden benden evvel her kokuyu istişmam etmeli; key- fiyeti çakmak; demir tavında gerek deyip hemen davranmalı. Hayvanları kırbaçlıyarak mezbu- renin önüne yaklaşıp, akabinde dizginleri gererek, arabayı aheste beste revişe koymalı. Mumalleyha kupasüvar ise ve tenhaca bir ta- rafta ârâm eyliyorsa derhal kar- gsında ahzımevki eylemeli...Etraf ve ekmafta sayılı fırtınalardan biri mi var, betekrar, hem de şid- detle, kamçı ve yallah Arzullahı vâsia... Yâ işte mubteremler, ser nüviştte böyle nelerde var neler, TOMBUL MİRASYEDİ 9. 984 Yazn: Sermet Muhtar Masanın üstüne, koca lenger içinde lokma NE "mahirdi. Fiskufücur ve tezvirde bir örneği daha yoktu. yiz y Vay oOkarşısna (o düşeceğe... i € EN keseye daldırtmadan, parmak | Der'aliyyeye vardıktan sonra, oynattırmadan en intipüften bir davaya bile bükmetmez, paraları çekti mi küpüne atar, küpleri doldurup doldurup dizerdi. Acaba nerede saklardı derseniz orası bir Allaha, bir de kendine malüm. Minareyi çalan elbette kılıfını hazırlayacak. O devirlerdeki kadıların kaza müddetleri muayyen. Konturatolu bepsindeki hattü harekt te mu- yyendi. Şeyhislâm kapısındaki (Meclisi intihabı bükkümüşşer'i ) azaları arasında sözü nâfiz, işgüzarlığı müsellem, senelerdenberi peylen- — ve muaveneti sepkat etmiş bir zatişerife müracaat. Şehrine, kasabasına göre 150 lira, 200 300 lira avuca sıkıştırıp eskisinden daha şikar matah bir Kadiliğı enselemek. Mirası Bırakanın Serencamı| bumiktar ne azalır, ne de çoğalır. Fakat Firavan Kadının böyle Devir Sultan Aziz zamanı... 1280 ile 85 seneleri arası... Mema- Arabistan vilâyetlerinin kaza ka- dılıklarında o bulunduktan sonra sancak mâipliğine terfi etmiş, ülkede dolaşmadık görmedik yer bırakmamıştı. Hakiki adı kimsenin ağzından çıkmamış, kimse tarafından da duyulmamıştı. Nereye gitse oranın halkı, memurları, kaymakam veya mutssarrıfı, asıl ismini bilmezlerdi, Bir yere tayin edildi mil « t bir müddet yeni naip efen amılır, bir, bir buçuk ay den ipliği pazara çıkar, nam ve şam etrafa aksendaz olurdu. Fıravun kadı aşağı, küplü kadı yukarı... Böyle bir şöhreti şayiası olan nasıl mı dikiş tutturuyor? Anlamıyacak ne var?. Vükelar dan, vüzeradan bile nicelerinin firavunlukları, küplü!ükleri dillerde destan iken örtbas edilen bir devirde bu kadı o efendicağıza gelinceye kadar ne kodamanlar mevcut, Saniyen kadıcık, leyleğin attığı yavrulardan değil, Şevketlinin göz bebegi, mabeyinde Oçok hatırlı birine dayanmış. Yani, teşrifi hü- mayun müdürü gibi (o padişahm kurbü ve müsahibi, nüfuzlu bir hemşehrisine sığınmış, böyle bir arkası olduktan sonra kimden perva edecek? Firaven veya küplü kadının asıl ismi O Esseyit Mehmet Zinnun Efendi idi Fakat bu isim yalmz mecidiye kâğıtile necef mühürüne münhasırdı. Efvahtaki adı dedi- ğimiz gibi, o iki tamtıraklı isim. Hiç kimseye boşu boşuna lâkap takılmaz. Zinnun Efendide bu Firavun ve Küplü lâkaplarını pek yerinde olarak kaketmişti Hukuku ibadı tevzi? de, kara ba göre hükümde firavunca koca Kavuklu, tahta sakallı, Bâbifetva erkânile alışverişi yoktu. Keseden yüzlerce fira değil, zırnik sıçratmadan, boyuna hacı- yatmaz gibi ayak üstüne düşerdi. ( Arkamı 7 tanbulu boylarlar. Hattâ eski kadı yolu tutmadan yeni Kadı memlekete bile gelmiştir; gününü Gi yde Biçki Ve Dikiş Evi Kadıköy hanımlir biçki ve dikiş evinde, talebenin bir senelik mesaisini gösteren güzel bir sergi açılmıştır. Geçen sene kurulan bu mek- tepte şimdiye kadar 19 talebe yetişmiş ve bu #ene dokuz talebe mezun olmuştur. Resimde mektebin müdürü Zeki beyle talebelerini bir arada görüyorsunuz. ekçi Kardeşler Ltd. Metro-Goldwin- Mayer Melek sineman ittisalinde Filimleri Beyoğlu Türkiyede işletilmesi Mereiiedi İpek, Melek ve Elhamra ve İzmirde Elhamra sinemaların eden İpekçi b ezer m en büyük ve mükemmel tlmlerini yapmakla maruf Şirketinin bütün filimlerini Türkiyede mek bakan almış olduğunu muhterem müşte- rilerine ihbar ile kesbi şeref Bütün cihanm en büyük va en maruf artiştlerinin temsil ettiği ve bu mevsimde şehrimizde en büyük muvaffakiyetler kazanacağı şüphesi olin Metro-Goldwin-Mayer filimlerinden bir kaçının isimlerini fâni bir vazife biliriz. Kıraliçe Kristin artistleri Greta Garbo ve John Gilbert Çalınmış aşkı artisti Greta Garbo yen Dul artistleri Maurice Chevsller ve Jeannette Mac'Donald ns Ruyasn artisti John Crawford Kedi ve Koman: artistleri Ramon Novaro ve Jeannette Mac Tarzan ve zevcesl: ertisti Johnny Welssemuller Bizden sonra Tufan: artistleri John Örawlord ve Gary Cooper Ras, vereli mia paligterrmi John ve Lionel Barrymor Esk Li ilâh... Taşra Sinemaları Sahiplerine Matro flimleri için eskide: ukavele yapmış yeniden iple Gişe erk lartaba beçümüne Kizoa vlan ilmek eüileli nü geldiğini arz ederiz. Büyi Ege, İnciri De Meseledir Kö ylünün ( Baştarâfı 1 inel seli e tılar olmuş ve İsmet Paşaya tek grafla ve ayrıca ariza ve rapor larla müracaatler yapılarak vazi- yet anlatılmıştır. Başvekil Paşaya gönderilen raporda |... İhracatçıların İzmirde zatidevletlerine karşı “ bugün bir incir meselesi yoktur, piyasa nor maldir,, diyerek hakikati örtme- leri... | denildikten sonra İncirin imibsal o masraflar, şöyle izah ediliyor: “ Meseleyi iyice tetkik ede- bilmek ve neticeye varabilmek İçin 20 dönlümlük bir incir bah- çesinin istihsal masraflarmı tetkik ettik. Yirmi dönümlük bir bahçe- nin vergi kıymetine göre vasati vergisi 30, çift sürme 30, budama ve çapa masrafı 15, musakkafat masrafı 5, ilek atma masrafı 20, bekçi ücreti 40, ıskara, sepet, hasır ve kova masrafı 10 lira ki ceman masraf 150 liraya var maktadır. 20 dönümlük bahçenin bu masraflara mukabil vasat! olarak vereceği mahsul dört bin kilo incirdan ibarettir. Bujistihsal mas- raflarına vasati olarak 1,75 kuruş nakil ücretile, İzmirde satış esna- suda verilmesi zaruri olan borsa, simsar, çuval, komisyon, ardiye ve saire için kiloda 50 santim masraf ta hesap edilirse, beher kilo incir müstahsile (altı) kuruşa mal olmaktadır. Halbuki bu 4000 iklo incir, nev'ilerine göre ve bugünkü piyasaya nazaran azami iki yüz | liraya satılabilmektedir ki bu suret- le beher kilosu için müstaheilin eline (5) kuruş geçmektedir. Bu hesap normal zamanlera göredir. Havaların bozukluğu yüzünden malın sakatlanması ve ye hı burda mike Menfaatini Dü- tarının artmas gibi haller hesap- tan hariç tutulmuştur.,, Ve müstahsil İzmirde Fırka binasında ihracatçıların Başvekil Paşaya verdikleri izahata temas ederek diyor ki: — « İncir, bugün müstahsilini müzayakaya düşüren, fakat müte- vassıtını refaha kavuşturan bir matah haline gelmiştir. İncirin kendilerine refah ve servet ver- diği mütevassıtlar ve ihracatçılar için tabidir ki bir incir meselesi yoktur.» Aydın incir müstahsilleri, bü- tün bu müşkül vaziyete mukabil, şu temenniyi iletiyor: « Devletimizin oiktadi aw hada kabul eitiği devletçilik sis- temine uyarak buişi de, müstahsi- ln ancak mecburi bir şekilde kooperatifleştirilmesi Ove ihraç merkezlerinde İhraç ofislerile bu kooperatiflerin birleştirilmesi ha- şarabilecektir.,, Esasen Başvekil Paşa, İzmirde bulundukları sirada daba evvel Son dakikada çok Oo evsuk bir membadan aldığım habare göre, hükümet vaziyetin bu, yz günkü idaresi vasıtasile piyasadan geniş mikyasta Hurda incir Üsatm ek mıya karar vermiş; alâkadarlara bu hususta emirler gönderilmiştir. İşin esas kısımları hakkında da katı, tedbirler alınacağı muhak- kak görülmektedir. ükada Vapurunda Üç Tabancal Bir Hanım ( Büştarafı 1 inci sayfada ) sevdaya, daha doğrusu yeni bir macerayaf'atılmıştır. Bu hâdiseye fena halde canı sıkılan ve bunu bir izzetinefis mes- lesi yapan D. Hanım geçen gün yanına Üç tane tabanca almış ve köprünün Adalar iskelesine gide- rek N. Beyi gizlice beklemiştir. Akşam olunca N. Bey iskelede gözükmüş ve biraz sonra vapura binmiştir. D. hanım da ona görün- meden bu vapura atlamış, bir köşede gizenmiştir. Vapur hareket edip Marmara ortasına geldiği zaman D. Hanım gizlendiği köşeden çıkmış, çanta- #ındaki üç tabancadan ikisini bi- rer eline almış ve bu vaziyette N. Beyin karşısına birdenbire di- kilmiştir. N. Bey, hiç beklemediği bu vaziyetten © kadar korkmuş- tar ki derhal düşüp bayılmıştır. asi şabit olanlar da birer g. çışmıya başlamışlardır. versin ki vapurda bulu- nan bir komiser, soğukkanlıhkla D. Hammın Üzerine atılmış ve ta- bancaları elinden almak istemiş- tir, Komiser Bey, tabancalri al- mak, bu suretle de muhtemel bir faciamm önüne (geçmek İçin bir hayli uğraşmış ve bu işte müşkülâtla muvaffak olabilmiş- tir. Sonra D. Hanımın üzeri aranmak eibeiyen hasıl olmuş ve bir çantasında üçüncü bir tabanca daha bulunmuştur. N. Bey ise bayıldığı yerden kaldırılarak ayıltılmış “e vapurun ilk yanaştığı Burgaz adasma çıka- rılmıştır. ON. Bey oraden başka bir vapura binmiş ve tekrar İr tanbula dönmüştür. SARAY (Eski Glorya) sineması 12 Eyidi Çarşamba akşamı tam saat 2i de yeni mevsim Için ka- pılarını açıyor. İlk programda: Büyük artisi DOUGLAS FAİRBANKS' ın an ee ri büyük “lm lan 1 Asri Robenson Muazzam ve muhteşem | filmini takdim ediyor. “Fiyatlarda tenzilât: İkindi bal kon ve fotöy 80, Hususi 0, Lüks balkon 70 kuruş. Tepebaşı Belediye Bahçesinde Bu ukşam saat 18 - 70,39 şehir