Denize girmeyi #evmediğiniz halde niçin hergün plâja geliyor- sunuz? — Mayo giymeyi seviyorum! J[î,.mğ.ıl Aralarındaki Fark Yumuşak huyludur.. Ne yap- ganız, gitseniz — sesini çıkarmaz.. Sırtınızdan mantonuzu çıkarır- sınız, başınızdan şapkanızı atarsı- nız, kısa etek, kolsuz blüz giyer- siniz.. Çorapsız ayaklarınıza ter- likten daha hafif ıskarpin geçirir- siniz.. — Mantonu niye çıkardın? Demer.. — Şapkasız sokağa çıkılmaz! Diye darılmaz.. — Kısa etek giymek ayıptır. Sözünü söylemez, ve bilhassa: — Kısa kolla elâlem içinde dolaşmıya utanmıyor musun? Diye kafa tutmaz ! * nereye Aksinin biridir. Ne nereye gitmek İsteseniz mani olur. yapmak, karışır, çıkar- mak değilya, mantonuzun yakasını bile açamazsınız, şapkanızı başı- nızdan atamazsınız, — hele kısa etekle, kolsuz blüz giymenize hiç razı olmaz; bacaklarınızda çorap, ayaklarınızda ayakkabı muhak- kak bulunacaktır. — Mantonu çıkaracak — olur- san bâlin haraptır! der. — Şapkasız sokağa çıkarsan saçlarını darmadağınık ederim. Diye korkutur. — Kısa etek, kolsuz seni görmiyeyim! Sözünü ikide bir tekrar eder. * Hanımefendi okuyucularım! Şimdi ikisinden hangisini tercih eder- siniz? Birinciyi değil mi? Hakkinız var.» O, çok İyi, çok münis, çok uysal.. Öteki fena, aksi, taham- mül edilmez bir şeyl. Amma sakın erkek tiplerinden bahsettim Yazla, Sırtınızdan mantonuzu blüzla sanmayınız. kışın farkını anlattım. İMSET — Bu dlüğa (d “acalpür. Bazıları ye'ken açıp denizde ge- zeler, sesini çıkaran olmaz. Biz biraz boynumuzu, kolumuzu açıp karada dolaşsak her önüne gelen bir şey söyleri ne | kadar genç kızı baştan çıkarmış.. | size soruyorum.. Bu | lîlzâolor l Şalr olsaydım, yalmız razakıdan çekilmiş — rakıyı içerdim.. İkisi de birbirile kafiyeli geliyor. * Insanlar tuhaf- tır, elinde bir ol- ta deniz kenarına giden : — Balık - tut- maya gidiyorum! der. Hüsmnü ku- runtu balık alık- mıdır da, her ba- lik tutmaya gidi- yorum diyene tu- tulu versin! Da'gın koca — Allahaısmarladık karıcığım! Sarışın Olsun Bu bir emel Diyorütm Bir gözel istiyorum. Yazın olsun, kışın olsun; Amma sarışın oleun.. * Döküleün sarı Altın saçları Alama.. Yüzünün her yanına., Gerdanın Omuzlarına.. Yanıbaşında olaun yerim, Ökşasın ellerim Okşasın — Gençliğinde sakalının teli | Okşasın Sarı altın saçlatrımın — Gençliğinde sakalı Sarı altın büklümlerini, kiç yoktu, hergün tıraş olurdu. Her yerini,. Hazırlop S — Dür yu- | murla almıştım, fakat hava oka- dar sıcaktı ki... — Yumurta bakkal dükkânın- bakkaldan bir Bu bir emel diyorum, Bir güzel isti da kokmuş mıydı. | Mizahçı — Hayır, fakat eve get'rince- | ye kadar hazır lop olmuştu. İ Yıldızın kuy- ruklusundan kor- kanlar, — baloda kadının kuyruklu entari — giyenine sarılıp danseder- ler. * Otomatik tele- fonla, — santırallı telefonun arasın- da büyük bir fark yoktur; birinde makine zır zir, ötekinde santıral — kadın vır vir eder. bir erkek.. Usta bir marangoz eline geçse | keser biçer de benim gibi dört | tane genç kıza dört tane koca ı meydana getiri: | — Ne mukemmei Gölge İri, yarı adamın peşi sıra ufak | bir. çocuk yürüyordu. İri yarı | adam kızdı. | — Sen hep benim peşimden | mi geleceksin? | — Darılmayın efendim; an- |[ nem sokağa çıkarken tenbih etti: | daima gölgede yürü, dedi. — Senin şu yeni otomobilini bir ay bana versen, ben kullansam; benim eski otomobilimi de sen kullansan, sonra yine değişsek; herkes #enin de, benim de, birer & zannederler | birer de yeni otomobilimiz var U — Koal — Kocam tam altmış yaşın* dadır; fakat her zaman gençliğli muhafaza ettiğini söyler.. — Bilirim, kocanızın muhayi yelsi çok kuvvetlidir. —— Mesafi Saati Müecssesenin müdürü memuraâ sordu : — Mesai saati haricinde de çalıştığınızı iddia ediyorsunuz... Arkadaşlarınıza sordum, böyle bir şey görmediklerini söylediler, bu İşe ne dersiniz? — Arkadaşlarıma ne diye sor* dunuz, siz daha iyi bilirsiniz.. — Ben daha İyi ml bilirim. — Evet geçen ay dört defa evinizde yemek yemeye geldim ! Evet Kadın çirkindi, erkek te gü- zelce.. Çirkin — kadını güzelce erkeğe vermek istiyorlardı: — Noye tereddüt ediyorsun? dediler.. İnsan böyle bir kadın! gözü kapalı bile alır! — Sonradan gözünü hiç aç" mamıya razı olursa, evet: İkram Evine gelen misafirlere soğuk bir içki ikram ediyor mu* sun? Ediyorum, misafir - gelir gelmez şerefine vantilâtörü açl* yorum!. İmtihanda — Bir gazın zehirli olduğunu | nasıl anlarsınız? m, eğer koklar kok* | lamaz düşüp ölürsem; anlarım Kİ © gaz zehirlidir. Tabii İki bahk — tutma arasında: — Seh geceleri de mi” balık tutuyorsun? — Evet! — Karanlıkta taktığın böceği gi — Tabil görüyor; o, görsüt meraklı!! — Evine bırsız girdi de of madın mı? — Hayır korkmadım, onun yüzüne güldüm, o da güldü, biz karşılıklı gülüşüP idip rurken kocam da karakola $" haber verdi..