Rşaimli, Güyük A0f Honan - TOMBUL MİRASYE?! ” AmcaB.Hep Estağfurullah Çekiyordu Şimdiye kadar çıkan tefrikaların hülâsası: Tomsul — Mirasyedi Vehbi Beyin | pederi, 40 gün evvel vefat etmiş | Fethiyedeki ovlerinden çıkıp Fin- dıklıda bir konak yavrasü kirala: mışlar. Vehbi Bey, kafadarı Kâlip Raif ve Sulu Sezai ile sohbette | ikon dışardan bir kapı gıcirtim ve peşinden makamlı bir ökatirük işiti- Hyor. Bu, kambur Nabi efendinin | öksürüğüdür. Beyler bhemen atı- hyorlar. * Beyamca! hazret! beybabal. şarkı iateriz! deye yalvarmağa başlıyorlar. Kambur Nabi 65, GOlık; ufacık telecik; sakalı köse; sırtında çek- mece kadar kambüur. Mirkelâmlı- gından ve Nabi misalliğinden nâşi Nabi ismini almış. Fetvahane müsevvitlerinden fakat memuriyetine hiç uğramaz; çünkü bamileri çok. Bunun da sebebi gesinin — emsalsizliği, — musikideki fovkalâde behresi; daha doğrumu, hinoğlahinliği ve mizaçgirliği... Bitişik kapı bir daha açıldı ve gıcırdadı; makamlı öksürük yine tekerrür etti. Akabinde, du- daklarında ( Estağfurullah!.. Es- tağfurullah!.) mırıltıları, başı açik, kolları sıvalı, ayakları çıplak biri, elindeki havluya kurulana kuru- lana, şıpşıplarının ucuna basa basa kapı aralığında göründü. Gireceği saniye: (Bir dakika müsaade et beycağızım!) diyerek yine gerisingeri döndü. Bu defa hulkumi bir (destur!) u müteakip, genzinin, gırtlağımın muhteviyatını (hak tu!) deyip hâlâ musluğuna bezletti. Odadan bağırıyorlardı: — Amca bey, uzun etme, gel be yahul.. Hep kulak kesildik, seni bekliyoruz. — Hazret, nazı, edayı bırak; şeytanın ayağını kır! — Kulun, kölen olayım bey babacığım, zırnık kadar insafın yok mu? Bu kadar yalvarıyoruz, yakarıyoruz... Biz de ana baba evlâdıyız, din kardeşiyiz... Amca bey, hazrat, bevbaba diye hitap edilen zat, yine göründü ve kapıdan içeri girdi. Dudaklarında hâlâ (estağfu- rullah) mırıltısı, elindeki bavluya yüzünü, boynunu, kollarını kuru- layor, kaşlarını gözlerini oynata- rak süküt işaret ediyordu. Nihayet dile geldi: — A velinimetzadem!.. A kâtipçiğiml., A sulu limon!... Bat- himaderde dokuz ayon gün nasıl- | durdunuz? Emriniz başım üzerine, (el'emrü fevkal'edep); söyliy2yim, istediğiniz kadar, gına getirinciye- kadar söyliyeyim. Kâtipçiğimin | | | tutturduğu makam hicazdan bes- | melekeş olarak Hacı Faik Beyin ( Âteşi suzanı firkat ) ini, Şevki Beyin ( Sen bu yerden gideli ey Baçı zer )ini, Hacı Arif Beyin ( Kurdu meclis âşıkan meyhane- de ) sini, Civan ağanın ( Bozuldu lânesi üftadegânın )ını bir bir s- raya dizeyim. Hicazkâr, karcıgar, dügâh, segâh, suzinak, ferahnak, hüseyni, kürdi, acemaşiran, be- yati araban ve helümmecera ma- kamatı meze eyliyelim.. Fakat abenim efendilerim, dercengi ev- vel, aşağıki heriflere merhumun lokmasını döktürüyoruz. Merkum- lar pespayegân güruhu. Böyle bir günde bu ne ahenk bu ne tarap, bu ne çenk bu ne çağana demez- ler mi?... Vakın şeriatimizde yas te matem şediden ve ekiden memnu fakat bu cühelâya nasıl * anlatırsın?... Dercengi sani, MUlF Roman Yazanı Sermet Muhtar Tombul mürargedi Vekbi Bez şöyle pencereden bir lâhzacık | şemsi tâbâna bakın; gereği — gibi | alçalmış, vakti asır yaklaşmış... | Aşağıki tilkileri hayhaylayım, kol- layım, aşıramentoya, maşıramen- toya kalkışıyorlar mı diye göz ku- lak olayam derken vakti geciktir- mişim. Salâtı zuhrun farzımı olsun kazaya birakmamak için acele acele aptestimi tazeledim. bir salla iki — bağla — sür'atile — aradan çıkarayım; badehu — dehliz, ca- mekân ve sofa kapılarını ka- parız. Arzu — ettiğiniz sarkıyı, besteyi, kârı, hattâ isterseniz ağırlamaları, curcunaları, köçek- | çeleri bile geçiveririm... Yecuzu | mü velinimet zadem, güzel yav- rum, tombul aslanım? Bu söz ebesi, elli beşle altmış arası bir adamdı. Şimdi de onun portresini çizmek ve menin nesl olduğunu söylemek — lâzımgeliyor. Kısaca bir veya l kürak KMi raear :( Toplantı, Davetler ) jÇeşmemeydanı dan, kâtip kamburu dedikleri tümseklerden de değil de sırtının tam ortasında, çel kadar v —— — Cem.veti Merkezi Umumisinden : Eskişehir'de Hilâliahmer Merkez Anbarında 1 — Muhammen kıymeti ( 228000 ) kuruş olan dikiş makineleri ve motorsiklet ve malzemesi vesaire 20 Ağustos 934 tarihinde, 2 — Muhammen kıymeti ( 138700 ) kuruş olan muhtelif karyolalar ve teraziler ve matralar 21 Ağustos 934 tarihinde. $8 — Muhammen kıymeti (63000) kuruş olan kuştüyü, Hindistan ve Çuval parçaları 23 Ağustos 934 tarihinde satılacağından taliplerin yüzde on pey akçelerile mezkür anbara müracaatları. (1872) elyafı, bez cevizi tanbul Belediyesi İlânları Konservatuvar Binası ve 16 Mart Şehitleri Abidesi için müsabaka İstanbul'da Şehzadebaşında ve şartnamesine merbut haritada gösterilen saha dahilinde bir konservatuvar Tiyatro salonu ile 16 Mart Şehitleri Âbidesi ve meydanının tanzimi projeleri — için - bir müsabaka açılmıştır. Müsabaka müddeti T. Saninin 25 inci Pazar gününe kadardır. Bine için yapılacak resimlerden Birinciye 2500, Ikinciye 1000, Üçüncüye 750 lira, ciye 500, Üçüncüye 200 lira verilecek ve bundan başka Üç proje iki yüz ellişer lira bedelle satım alınacaktır. Müsabakaya girmek - isti- yenler şartnameyi almak için hergün Belediye Levazım Müdürlüğü- ne müracaat etmelidirler. * Eminönü Kaymakamlığından : gukkuyu medresesi helâlarına akar su getirtmesi tutacağa ait olmak üzere kiraya verileceğinden talip olanların teminat mektubu ile 20/8/034 Pazartesi günü saat on dörtte ilân olunur. - 984 koskoca bir kambur... Başındaki saç, dudağının üstündeki bıyık kelköl. O kadarcık tüyü tüsü bile ihmal etmemiş; Mahmutpaşanın çeyreklik boyasile boyamış; ördek başı gibi yeşilimsi bir renge sok- muş.. Sakala gelince zerrenin zerre- sini arama; mum gibi köse... Bu şekil ve ailde olan bir kimsenin kasapla h'ç alış verişi | olamayacağı şüphesizdir. Binaen- aleyh mumalleyhe de zayıf ve nahif cılız ve çelimsiz... b"Bu ali: (ı:.lhıoy : mavali: e mi gide- îıeyğlm: Kasaba borcum mu var?) lığı, (gökten yıldız mi toplıyaca- gun? Fatihte deve ötesi mi hyacağım? ay.ımım.ııı»,Z: aleyhtarlığıdır. Hazret te ayni nakaratta idi. Fakat (bir dirhem et bin ayıp örter), (Boyu olanın ünü de olur) hikmetlerinin isabetine can ve yü- rekten iman etmişti. İçin için ke- mirilir, şişmanlara, — gövdelilere, kedi ciğere bakar gibi bakardı. Kendisine, Vehbi Bey beyamca, kâtip Raif hazret, Sulu Sezal de Beybaba diye hitap ederdi. Asıl ismini bilen yoktu. Mir- kelâmlığından ve Nabi misalliğin- den naşi adı Nabi olup çıkmıştı. ahbapları, tamıdıkları, arkadan ar- kaya kambur Nabi derler, ayak takımı ve patavatsızlar da yalnız kamburla iktifa ederlerdi, Gençlerinin Müsemeresi Çeşmemeydanı Gençler tarafından 26 Ağustos pazar akşamı Boyoğlunda Helkevinde eril Birliği günü tir. Finti 60 kuruştur. Tavsiye ederiz. Âbide için birinciye 1000, Ikin- 14586,, x Ayasofya camli arkasında So- Encümene gelmeleri “4794,, î ! İkinci Dil Büyük Bir Gezi Hı. ve Bapveki “(Baş tarafı 1 incl sayfada ) Dolmabahçe sarayında toplanan | İkinci Dil Kurultayile büyük hat lelerinden birini daha vermiş oldu. Ve Kurultay, çok yüksek bir heyecan ve alâka havası içinde saat 18 buçuğa kadar devam ettti Gazi Hz., Başvekil Paşs şehrimizde bulunan Vekiller, Ku- rultay müzakerelerini takip edi- yorlardı. Bu seferki Kurultayın bariz hususiyetlerinden biri de birçok ecnebi profesörlerin hazır bulun- makta — olmasıdır. Dost Sovyet âlimleri, Lehistandan ve Almam ya'dan gelen belli başlı Üstatlar dünkü toplantıya iştirak etmiş- lerdi. Bunlardan başka binlerce aza ve dinleyici de kurultayda hazır bulunmuşlardır. Dolmabahçe sarayının önüde binlerce meraklı tarafından doldurulmuştu. nunda toplanmıştır. Büyük kapı- nın tam karşısında Reisicümhur Hz, ne mahsus bir yer ayrılmıştı. Riyaset kürsüsünün sağında da sefirler ve konsoloslara bir mahal tahsis edilmişti. Saat tam 14 te Gazi Hz. ken- di tocalarını teşril lar ve bu anda bir ajkış tufanı etrafı çınlattı. Bu sırada bando istiklâl marşını çaldı, marş ayakta dinlendi. Gazi Hz. yerlerine otu- rurlarken alkış hâlâ devam edi- yordu. Gazi Hz. nden sonra Büyük Millet Meclisi Reisi Kâzım Paşa ve Başvekil Paşa salonu teşrif ettiler. İstiklâl marşından” sonra kurultay marşı çalındı. Bu marşı teganni eden muallim H. — ve iki ges Üzerine bandoya gayet ahenkli refakat ediyorlardı. Bundan sonra Türk Dili Tet- kik Cemiyeti Reisi sıfatile Maarif Vekili Âbidin Bey kürsüye çıktı ve alkışlar arasında nutkunu oku- mıya başladı ve kurultayı açmış oldu. Vekil B. nutkuna: « Reisicümhur Hz., Hanıme- fendiler, Beyefendiler, — hitabile başladı ve müteakiben birinci dil kurultayındanberi geçen — iki sene içinde Dil C başardığı işleri hulâsa olarak an- lattı. Türkiyede okur yazarların, dilimizin türkçeleşmesile arttığını ve artacağını, bunun bir hakikat olduğunu söyledi. Vekil Bey bir aralık dedi ki: “— 1928 senesinde vatandaş- lar arasında okur yazarların nisbeti yüzde 20 iken 1933 te bu misbetin İki misli oluğunu söylemek İste- rim.,, Âbidin B. Reisicümhur Hz.inin dil işlerile büyük alâkalarını da ifade ederek dedi ki: * — Büyük şef, Türk tarihi ve Türk dili işlerinin en değerli gönüllüsüdür.,, Vekil Bey nutkunun sonunda da kurultayı açtığını söyledi. Bundan sonra Dil Cemiyeti Umumt Kâtibi İbrahim Necmi | zım Paşa, aşağıda SUCESLUE eg Kurultayı Hâdisedir 'Türk Dilinin Zenginiiğini Anlatan Kıy- metli Tezlerin Okunmasına Başlandı ışa dil karultayında karıda Millet Meclisi Reisi Kâ- Maarif Vekili Abidin Bey açılış nataklarını okurlarken Bey söz aldı, kurultay reisliğine Meclis Reisi Kâzım Paşanın seçil- mesini teklif etti ve Kâzım Paşa ittifakla reisliğe seçilerek kürsüye geçti, nutkunu okudu. Kâzım Paşa, öz Türkçe seforberliğinin ana hatlarını çok muvaffakiyetle — ve bariz bir şekilde anlattı ve şid- detle alkışlandı. Bundan sonra reis vekillikle- rine Maarif Vekili Abidin, Bursa meb'usu Esat, kütüpliklere de İsmail Müştak, Refik Ahmet, Faik Reşit —ve Hakkı Süha Beyler seçildiler. Müteakiben Reis Paşa dedi ki: “ — Türk Dili Tetkik Cemk yetinin kıymetli reislerinden Samih Rifat ve Reşit Galip Beyler bugün aramızda bulunmuyorlar. Bu çok değerli ölülere saygı için bir dakika süküt edelim.,, Ve salonda bir dakika süküt hüküm sürdü. Bundan sonra da — muhtelif çalışma kollarının seçimi yapıldı. Daha sonra Kurultayı - tebrik eden yüzlerce telgraf okundu. Bilhassa Sovyet Ulüm Akademi- sinin tebrik ve muvaffakıyet tel- grafında Türk Dili Kurultayına karşı çok derin bir alâka göste- riliyordu. Bu da bitince Cemiyet Umumi Kâtibi İbrahim Necmi B. iki senelik çalışmanın eser ve neticeleri hakkındaki — raporunu okudu. Çok uzun ve etraflı olan bu raporda, Türk Dili Tetkik Cemiyetinin, Türk — dilinin öz- leşmesi namiina başardığı — işler anlatılıyor, — tarama — dergisinin (Devamı 11 inci sayfada )