ü SA Sigaset ÂAlemi Merkezi Avru- Pada italyanın İddiaları Merkez? Avrupada düdüğünü iyi öttürebilmek içla Avusturyayı tesiri Altıma almıya çalışan İtalya, son hadiseler — münasebetile Almanyaya | gattiğı kadar Fransaya da kızıyor. Bu hiddetin şitdetini, faşist gazetcle- rin meşriyatından takip ötmek ve anlamak — kolaydır. Faşist — İtalyaya göre sosyal demokratların — elinde zelli bir mevkie düşen ve intizamsız * milli t atmışt. Halbeki baş. “s ve onun gibi düşünenler, MiĞİ sosyalizmin Avusturya - için bir tehlike olduğu —kanaatinda — idiler. Bunun, karic? bir hazp doğuracağımı biliyorlardı. Binaenaleyh ondan uzak- Taşmıya savaşırlarken Dolfüs hasımlarının kurşunlarına hedef oldu. Bu halin manevi maesuliyeti Alman- yaya aittir. Yine faşist gazetelere göre, bu mesuliyette Fransanın da büyük hissesi vardır. Çünkü bumdan birkaç sene evvel Haymver danilan Âvusturya — vatanl — teşkilâtı — İdare mevklni ele almak İstediği zaman, bu teşebbüsa başta Fransa olmak Özere — müttefiki Çekoslovakya ve Romanya mani olmuşlardı. Şu halde, Merkezi Avrupadaki bugünkü karya- Şalığın Başhen mesullerinden biri de, iyaya göre Fransadır. Binaenaleyhı Şimdi eski hataların tamiri zamamı gelmiştir. İtalya demek ister ki diğer devletler Avusturyadan ellerini çeksin vö bu meydanda yalmız başıma ben at oynatayım. İlalya, kendi besabına, doğrusu hiç de fena düşünmüyor. Süreyya Avusturyanın Bir Talebi Ordsuunu 30 Binden aşağı İndirmek İstemiyor Londra, 16 (A. A.) — Avusturya bükümeti, geçen sene 30,000 kişiye iblâğ olunan ve Sen Jermen mu- shedesinde tesbit olunan miktarı geç- miyen Avusturya ordusunun bu sene de 30,000 kişi olarak muhalazası İçin İngiltereye müracnat etmiştir. Bu nota Hariciye Nezaretince tet- kik olunmaktadır. Maamafib - İngiliz savabının geçen sene olduğu gibi bu sene de müsait olacağı daha şimdi. dön beyan edilmektedir. ÇÖL Sayılarını birer birer içimle hesapladığım gecelerden sonra, adına perşembe — dedikleri bir gün geldi. Ben her sabahki gibi yime de: «Acaba bugün mü? Acaba haf- taya mı?,, Diyerek yaşıyordum. Necdet hiç görünmüyordu. Saatler geçti... Akşam karanlığı öyle erken çöküyor ki, içimde hiç Bilmemeni Allahtan niyaz ettiğim eşsiz bir garipseme, ba- gırtacak, haykırtacak bir yalnızlık Bcısı ile iki yumruğum çenemde, yatağıma oturmuş, kara mangala yordum. Ateşler külleniyor, eriyordu.. Ben de kımıldamadan sade'bakr Yordum. Fatma şimdi de kendini adete verdi. Namaz vakitlerini ka- “Clkuuııı bilmem, başı hiç sec- 'den kalkmıyor, boncuklarından Ayrılır aynılmaz, eli hiç tesbiki Üyor. Allah galiba ona da, —f“ boyalı, bar kadınına verdiği #fadan gönderecek, arada sırada l Meberure Sami Okuyucularıma Fransız - Almanı Hîndenburgun Vasiyeti Cevaplarım f İhtiyar Mareşai,_l—-l—iîl—;Ve Arka- daşlarına Teşekkür Ederek Yakınlığı İçin A İ Parls 15 (A. A.) | manya arasında bir yakınlık hnl': getirmek için sarfedilen Wl;lül defa, sabık Alman vellahtımın a Jurnal'de çıkan bir -M_:: viye edilmektedir. Veliaht, bu v lede, Avrupanın müsalemeti için elzem bulunan Fransız - Alman dostluğunu temin huzusumda kendi gabal nlllu- zanu, azami derecede kullanacağını beyan etmektedir. Alman Reyiâmı Birçok Şahsiyetler Hitler Lehinde Bulunuyorlar Berlin, 16 — Reyiâm günü ’*—l'?“ Mı şahalyetlerin yükselen sesleri de o misbette ço- galmaktadır. — Feld —Mareşal Von Makezen, — Cemeral Von Kluk, İktısat Nezarati işlerine vekâleten bakmakta olan Rayşbank — müdürü — Şaht Alman sanayil —korporasyonu — re- isl — Krup, — köylü — Rois M Datre ve birçok şahsiyetler, muhtelif gekillerde — yaptıkları - beyanatlarda gelecek pazar günkü reylâmma M. Hit- lere bugün Almanyada ve bariçte üç şüphe — edilimi ekseriyeti p mertii Iuıl-y’u.:h bütüm mil- letin, M. Hitlerin kendisine kargı olan imanına — wmüttehit bir minnettarlık mukabelesi teşkil etmesi Tüzmgele- ceğini kaydetmektedirler. Müthiş Bir Tazminat Kadın 99 Bin İngiliz Aldı Novyork, 16 (A. A.) — Deyli Tek graf — muhabirinin Haber — aldığına göre, Metro Goldvim Mayar ,ıhı:ı Bir viliz Ğ lardadır. ki, Prensca mhı.o- tin filminde, çirkin bir surette teşhir edildiğinden — dolayı mezkür şirket aleyhinde deva eçmiş ve bu davayı da kazanmıştı. Bu defa almiş olduğu 99,000 lira tazminat, İngiliz mahke- mesinin büküm altına aldığı 25,000 İngiliz Hrasından maada, diğer mem- lıLti- mahkemelerinin hükmeyle- dikleri tazminatı da cami bulunmak- tadır. (Son Posta: Bu kadının kocası meş- hur Paspotini öldürmüştür. Filim de Raspotinin ölümüne aittir.) 17-8 -934 GİBİ söâlediği garip lakırdılardan içk me korku ve örperti geliyor. Yine böylece Fatmanın Alla- ha gesini işittirmiye — uğraştığı dakikalardan biri di Elmas şangırtılarla kapıyı açtı. Elinde kocaman beyaz bir kutu vardı. Nüfuzlu bir yerden, hapishanenin müdürüne, o bulum- mayınca — sergardiyana — telefon edilmiş, kutunun bana varabilme- #i temin Bu beyaz şeyi ben ellerim, düdaklarım titriyerek aldım Nes- rin. Biliyormuş, bekliyormuş gibi yaptım, onu hemen açmadım. Yüzü kıllı meydancı kadın, patlak aba terliklerini sürüyerek biraz durdu. Sonra: — Yiyecekse, payımını isteriz, * dedi ve gitti. | Ben de yerime oturdum, kuca- l gıma paketi aldım. Usul usul, korka korka - kâğıtlarını, iplerini çözdüm, kapağı kaldırdım. O dakikada uzak uzak bir r gönderilmişti. saklı tacı, bembeyaz a Obersalzberg - Yukarı Bavyera - 16 (A. A.) — Başvekil Muavini Fon Papen, — mütevelfa — Reisleümhurun ”L Miralay Hindenburg — namına lareşal Hindenburgun vasiyetname- sini ihtiva eden mühürlü zarfı M. Hitlere tevdi etmiştir. Fon Papen, Başvekilin Almhan milletine hitaben beyannamesini neş- retmektedir. Beyannamenin birinci kısmı Hin- denburgun 1919 da yazdığı vasiyet- nameyi ihtiva etmektedir. Hindenburg, bu vasiyetanamesinde, harbi ve son felâketi takip eden müfrit nevmitlikten şikâyet ederek, (19) uncu aarın karanlık günlerinden sonra davalarının kudsiliğine İnanan kimselerin yeni votanı, umum! men- faat çerçevesi içinde ferdin serbest çok eserlerine merkez olan Almanya taribi vazifesine olan imanımı muha- faza ettiği müddetçe Ölemez. Eyi Alı manlar, yeni fikitleri öski zamanların hazineleri ile mezcetmeye her halde muvaffak olacaklardir. . Demektedir. Hindenburg, siyasi ihtiraslar dalga- sının bütün mukaddes ananeleri mah- volmak tehlikesine maruz biraktığını görerek, buddılıııı:gn geçeceğini kay- dediyor ve diyor ki: * B.b.hıı::nı ümldini teşkil et- yerde, çalgılı, — parıltılı, — neş'eli, kahkabalı bir yerde, upuzun saf- ralar — kurulmuştu. Üzerlerinde çiçek ve birçok ta ağıza tat ve- rici şeyler vardı. Orada beyazla- ra, tüle duvağa bürünen gelin, Nesrindi. Mapishanenin mahküm kadımına, ne de olsa o gelinin anası olduğu için bu büyük kutu ile uzun söslü bir mm çiçeği, kokusu, tadı Kat kat ipek küğıtların altında da o “şey, şimdi henim yanımda, benim — bu taş odamda oturan, an “Şeye idi. y.'syenin .y.n’ı!ll senin — saçlarını taşıyan, limon çiçeğinden yapılma duvağı, — aydan daha pırıltılı. elbisesi, mini mini saten patikleri ile gülümsiyen bir bebek... Bana, gelin olan kızımın ha- yalini, ayni renkler, kumaşlar ve çizgiler -içinde canı olmıyan bez- den, boyadan, taştan bir şekilde getiren o bebek vardı. Fatma köşede, kirli hapishane odasına serdiği küçücük bir sec- cadenin üzerinde mırıldana mırıl- dana dualar okuyordu. Ben de arkam dönük, ğöğsümde, gelin olan kızımın taştan ve bezden hayaline sıkı sıkı, duvağım tacını bozacak yıpratacak — kadar sıkı İhtiyar Mareşal ölüm döşeğinde ı miş uözlerini Kapadı olan ve vatanın istikbalini üzerine kurmuş olduğumuz sağlam kayanın tekrar zuhurunu göreceğiz. Bu kaya Alman vatanıdır. *“Mült fikir ve milli şuur avdet et tiği vakit yapılan fedakârlıklar ve dökülen kan yhude olmamış ola- eaktır., Hindenburg, vasiyetnamesinin bu kısmını Alman gençliğine itimat ve ümidini beyan ederek bitirmektedir. Hindenburg, 1934 Mayısında yanl- miş olan ikinci kısımda, Reisledimhur- Tuğu uhtesine alırken yegâne endişe- sinin münkasim ve nevmit Alman milletini itimadâver bir birliğe götür. mek olduğunu ve milleti bu birliğin tehakkukuna ve en İyi möziyetlerini tekrar İdrake davet etmekten hall kalmadığını bildirmöktedir. - anlarında doğ- omuüş olun ı:—ı"'llııbi Kanunu ile hükümet şeklinin milletin. hakikf ihtiyaçlarına uymadığını görerek, bu fikrin umumi glr ş:fıl [ılıı:ııi Iv'ıkli :::Ilyoı ve milleti bu anın hulülüne lar mevcudiyetini tehlik. dü; meden idare ötmeği bir vım olı.ı.:k- telâkki ediyordu. * Ordunun, dahili siyaset müce- delelerinden uzak ve vatanı müda- faaya amade bir halde dövletin bek- çisl ve hükümetin bir vasıtam olması Scap ediyordu ve öyle oldu., denburg, yeni nesilden ecda- dına Tâyık olduğunu isbat etmesini ( Devamı 8 inci sayfada ) sıkı sarılmış, ne vakittir akmıyan yaşlarımla ağlıyor, ama ağzımla da gülüyordum Nesrin.. Gülüyordum çocuğum! Buruşuk yüzümü, bu beyaz tülü, limon çiçeği, gülümsiyen du- dakları, sarı saçları olan “gelin bebeğe, dayamış, sallana sallana ona nelerimi anlatıyordum, neleri için de Allaha yalvarıyordum: — Bana çektirdiklerinin bir katresini ona gösterme yarabbi, bana hiç vermediğin sevinçlerin, iyiliklerin de hiç birini om dan esirgeme Allahıml! Diyor- düm. * Sonra dört lâmba yandı. Ku- tunun — getirdiği çiçekler, ağız tatları ile bizim tahta hapishane masası da süslendi. O dakikada uzak uzak bir yerde dolaşan, yürüyen, asıl canlı gelinin, parmağındaki halkaya varıncıya kadar benzeri olan kü- çük, taş ve bezden yapılma be- beğe , her yanına değmiya kıyl- madan bakıldı. Ve dediğim gibi de Nesrin, böyle bir geceyi hiç görmemiş taş duvarların ardında, iki çile kadınının içleri, gözleri, elleri gizlice, usul usul ağladı amma, ağızları, dudakları güldü. M. M., Beyet 30 yaşına kadar evlenmemiş kızın başından mutlaka macara geçmiş olabileceğine hükmetmek doğru olamaz, belki talip bula- mamıştır, belki bulduğunu beyen- memiştir, belki hakikaten izdivaç- tan müteneffirdir de, sonra karşi- sına cazip bir erkek çıkınca fike rini değiştirmiştir, bütün bunlar olabilir, yüksek — tahsil görmüş bir kaızın, ergeç tahakkuk ede- cek bir hadisede yalan söyliye- cek derecede budalalık edeceğine ihtimal vermem, Bekâret iddia- sına inanmak lânım, Aksi tahakkuk ederse kanunen doğrudan döğ- ruya sebebi iftirak olmasa bile iftirak arzusunda istinat adilecek manavi iğfal iddislarından bırini teşkil edebilir. Bunu kendisi de bilir. Açık konuşunuz. Fakat size tavsiyem, herşeyden evvel çocu- ğgünuzu, rahat — edebileceği bir yatı mektebine yerleştirmektir. » Fakişehirde Remzi Bayet Bir genç kızla tanışan deli- kanlı, eğer |bu tanışmayı — tabil şerait içinde yapmış İse ona ailesi arasında rastgeldiği zaman dahi selâm vermekle mükelleftir. Bu vaziyette kızın yapacağı şeyde kendisine selâm veren delikanlıyı nerede ve ne münasebetle tanı- dığını ailesine anlatmaktır. Müna- sebetine devamı bu — İzahattan sonra kızın verdiğiniz selâmı iade edip etmemesine bakar. Çekingen- liği anlamam, mahcubiyeti ise gülünç buluyorum, çarşaf kalkalı yanılmıyorsam Bbeş sene oluyor, cemiyet hayatına artık alışmalıyız. * Süleymaniye'de Mustala Beyer Anlattığınız hastalığın adına korkaklık9 derler. Erkeğe yakış- mayan bir derttir. — Tedavisi mümkündür. Atılgan, müteşebbis, cerbezeli bir arkadaşınızın yanım da birkaç gün dolaşınız. HANIMTEZYE Kızının düğününü — yaşamıya, görmeye, duymıya çalışan — bir kadın - vardı. Hattâ ışık, çiçek, koku, bun« larin hepsi, “ gelinin ,, ipek ve renk içinde bir de küçük benzeri vardı amma..; Bu düğünü gören yer hapis- haneydi. Gelin taştan ve bezden bir bebek. Anne de, adam öldür- müş, altı sene hapis hükmü giy- miş bir kadındı! * Ertesi günü, öğleye doğru, bura insanlarının gökle beraber sevdiklerinin de yüzlerini gör- dükleri cumanın, o ziyaret saa- tinde, kokulu kara avluda, Necdet kaynanasının, ipek ablasının elini öpmeye geldi. — Derdini arttırmak için sana dün akşamı hiç haber vermedim abla. Beni affet. Nesrinin yüzünü daima güldürmiye - çalışacağım. Bir gün elbette o da beni bok- ledigim gibl sevecek, dedi. uvara tutunduğumu, yüzü- mün kim bilir nasıl sarardığını gördü: | a“—— Dün akşamı sana evvelin- lemiye razı Dırıl::ı.y bını,.d-ıılıllyl çalış ahla... Böyle birden duyma, daha Düşün ne olurdun... Bütün hayırlı. gece, burada... Biz şeyde iken... ( Arkan var )